Print Friendly and PDF

Şeyhliğin Sınırları




İbn Meşîş’in tek müridi olduğunu ve diğer insanlar ile şeyh-mürîd ilişkisi kurmaktan ziyâde, onlara doğruyu-yanlışı gösteren bir nasihatçı konumunda kalmayı tercih ettiğini Şâzilî’nin naklettiği şu hâdiseden anlıyoruz:

“Bir gün üstâdmın bulunduğu yere bir adam girdi. Bana evrâd ve görev ver, diyerek ondan va­zife istedi. Bu isteğe kızan şeyh hazretleri adama şöyle seslendi:

-Ben Peygamber miyim ki, insanlara sorumluluklar yükleyeyim? Farzlar bellidir, günahlar bel­lidir. Sen farzları yerine getir, günahlardan kaç. Kalbini dünya isteğinden, şehvet arzusundan, kadın ve makam sevgisinden koru. Bunlardan Allah’ın sana ayırdığına kanaat et. Ayrıca hoşuna giden kapı açılınca şükret, canım sıkan şeyler olunca da sabret.”

Harîrîzâde, a.g.e., III/126a; Abdulhalîm, İbn Meşîş, 41; Demîka, a.g.e., 15; MuhammedMahmûd, a.g.e., 394 vd.

 

Kaynak: Mustafa Salim GÜVEN, Ebu’l-Hasan Şâzilî Ve Şâzilîyye

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar