AY ÇOÇUKTAN MESAJLAR
Cyril Grey maji hakkında vaaz vermeye
başladı.
"Almanya çok güzel bir kalenin
üzerinde," dedi. "Şu
an savaşta. Bizlerse yalnızca, savaşa gitmek üzere tatile çıktık.
…
Majideki başarının ilk koşulu amacın
saflığıdır. Bir kimse eldeki işle herhangi başka bir düşüncenin karışmasına
izin vermemelidir. Ancak, biz İngiltere'de ikiyüzlüyüzdür. Sonuç olarak,
ödün veririz ve beceriksiz davranırız. Bir majisyen bir işin sorumluluğunu
aldığında, her şey iyi gider. Simon'un Almanya'yı nasıl izole ettiğine bir
bak! Orada bile Maliye Bakanlığı tarafından engellendi. Doğru yere
ödenen bir beş milyon Balkanları satın almış olacaktı. Biz mahvolmadan önce
bu küçük ekonominin bize kaça patlayacağını düşünüyorsun? Aynı şekilde
Türkiye'yi şüphe içinde bırakmanın aptallığı, buna diyecek bir şey yok!"
"Evet" diye katıldı Bowling, "daha ilk başından beri Abdülhamid'i
desteklemeliydik. En iyi türdeki İngiliz, en iyi türdeki Müslümanla kardeştir.
Cesurdur, adildir, dobradır, merttir ve gururludur. Köle ruhlu Hindular ile
sözde Hıristiyanlara karşı her zaman İslam ile ittifak içinde olmalıyız.
Paladinler ve Tampliyeler ve Yuvarlak Masa Şövalyeleri neredeler?
Modern Hıristiyan, kişiliği
korku ve yalana dayanan Burjuvadır."
"İki tür hayvan vardır. Birinin
savunması gizlenmek, ölümden uzak durmak, tehlikeden sakınmaktır. Diğerinin
savunması ise saldırıdır."
"Evet. Korktuğumuz sürece iyi
durumdayız. Ancak, Viktoryenlerin tasladığı erdemlilik kaplanlarımızı öküze
çevirdi. Kavga etmenin yanlış, bira içmenin tehlikeli, sevmenin lanetli
olduğunu öğrendik. Sığır eti yemek zalimlik, kahkaha atmak edepsizlik, nefes
almak ölümcüldü. Her yerde görülen mikrobun dehşetine düştük. Bu nedenle şişman
ve korkak köleleriz. Kitchener'ın ilk yüzbin kişiyi bulmakta güçlük çektiğini
duyduk. Yalnızca kamu okulları bu isteğe yanıt verebildi. Yalnızca -son birkaç
yıl içinde zorbalıkları ve hovardalıkları yüzünden lanetlenen insanlar-
İngiltere'yi gerçekten seven beyefendiler ve sporcular.
"Yalnızca gerçek erkekler."
"Ve yaşlı kadınlardan,
kaytarıcılardan, sağlığı bozuk olanlar ve kaçıklardan oluşan bu insan güruhunun
içinde onlardan çok az var!"
"Tanrı VII. Edvvard'ın ruhuna huzur
versin! Viktorya öldüğünde bütün bunların düzeleceğini sanmıştım, ama
şimdi..."
"Bu, gecenin şiire geçme saati değil!
Her neyse, Almanya da, Sosyal Demokrat Partisi ile, neredeyse aynı derecede
kötü."
"Böyle mi düşünüyorsun?" diye
bağırdı Cyril tiz bir sesle, oturduğu yerde doğrularak. Hareketi anlaşılamaz
ölçüde şiddetliydi. Bovvling'in özensiz sıradanlığıyla tamamen orantısız
göründü.
"Biliyorum. Savaşın ana nedenlerinden
biri o. Zabern olayı, Junker'lara sadece bir ya da iki yıl için güvende
olduklarını gösterdi. Bundan sonra insanlar savaşmak için fazla gururlu olmaya
niyetleneceklerdi," diye yanıtladı Lord Antony, karşıdaki nabza göre
şerbet verecek bukalemunu önceden tahmin ederek.
"E, öyleyse?" Cyril'in sesi
titriyordu. Bütün bedeninde endişeli bir heyecan dolanıyordu. Anında ciddileşti
"Saraylıların Partisi ulusa erkekçe
ruhunu geri getirmek ve güneşteki yerlerini koruyabilmek için savaşı
istedi."
Sh: 336-338
Kaynak:
Aliester Crowley - Ay Çocuk, Moon Child Türkçesi: Özgür Umut Hoşafçı
Altıkırkbeş Yayın 1.baskı: Mayıs, 2004,İstanbul
[Enel Hakk] Aslında deliliğe ait
düşüncelerdi bunlar. En zararsız akıl durumlarının, en doğru düşünce
dizilerinin tehlikeli bir deliliğe eşlik etmesi garip bir gerçektir.
Aralarındaki fark ise, bir delinin hayallerini sır gibi saklamasıdır. Lord
Dunsany'nin hikâyeleri iyi bir kesici ve parlatıcı ustasının elinden
çıkmış, "Mutlak Gerçeği ve Işığı Yaratan"ın yarı-tanrı oğlu
olan bir hayalgücünün ışınlarıyla aydınlatılan kusursuz nesir mücevherleridir. Eğer
o bunları kendine saklamış olsaydı, beynin tedavi edilemez bir lezyonunun
semptomları olarak kalırlardı.
Bir deli "bugünün Çarşamba
olması" gibi Korkunç bir Sırrı gizleme gereği duyacaktır, belki de
"şeytan kendisinden böyle yapmasını istemiştir!"
"Ben O'yum,
Gerçek olan!" sözleri, Mansur adındaki yüce mistiğin övgüsüydü ve onlar gerçeği
söyleyen her adamı taşladıkları gibi onu da taşladılar, eğer "Hişt, Ben
Tanrıyım." demiş olsaydı, sıradan bir manyak olarak kalırdı.
Sh: 279
Doğal Ölüm insan için, ötekilerin hepsinin
yalnızca birer sembol olduğu, bütün dinsel ayinlerin en büyüğüdür. Çünkü o
yaratıcı ile nihai ve mutlak bir birleşmedir ve Yaşam Tapınağının Direğidir,
hatta maddi dünyada bile, çünkü Ölüm, Aşk'tır.
Sh:298
Kaynak:
Aliester Crowley - Ay Çocuk, Moon Child, Türkçesi: Özgür Umut Hoşafçı
Altıkırkbeş Yayın 1.baskı: Mayıs, 2004,İstanbul
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar