Print Friendly and PDF

Hala Medyaya inanıyorsanız...Aklınızı Sorgulmanız Gerekir...

 "Ey iman edenler!
Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için,
yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın."
Hucurat.6

Baş Sayfadaki Saldırı…Canavarı Ön Sayfaya Koy (1972) Sbatti il mostro in prima pagina

90 dk

Yönetmen:Marco Bellocchio

Senaryo:Sergio Donati, Goffredo Fofi

Ülke:İtalya   Fransa

Tür:Dram, Gerilim

 Vizyon Tarihi:19 Ekim 1972 (İtalya)

Dil:İtalyanca

Müzik:Nicola Piovani

Çekim Yeri:Rome, Lazio, İtalya

Nam-ı Diğer:Slap the Monster on Page One

 Oyuncular

Gian   Maria Volontè

Fabio   Garriba

Carla   Tatò

Jacques   Herlin

John   Steiner

Tüm Kadro

Özet

Marco Bellocchio'nun Ön Sayfadaki Canavar iki uçlu bir film. Bir yanda 1972'de çekilen film, o sırada şekillenen Giallo geleneğiyle kesişiyor: O halde bir kıza nasıl tecavüz edilip öldürüldüğü, Argento ve Fulci için başlangıç. Öte yandan Bellokchio'nun Dürrenmath'ın ünlü senaryosundan ve 1950'li yıllarda Alman yapımı It Happened in Broad Daylight filminden etkilendiği açıktır. Dürrenmath'ın konusu birçok kişiye tanıdık geliyor, muhtemelen daha sonraki filmlerden Nicholson'la birlikte 'In the Cold Light of Day' ve 'The Promise' filmlerini etkilemiş.

Dürrenmath'ta kızlar, uygunsuz ve çaresiz bir kişiyi öldürmekle suçlanır ve yalnızca yalnız bir polis gerçek suçluyu bulmaya çalışır. Bellocchio olayların toplumsal arka planını inceliyor, yanlış suçlamaların ardındaki iktidar sistemini yeniden kuruyor. Sonuçta, aynı yönetmen grubundan, Pasolini, Liliana Cavani, Bertolucci gibi, 'İtalyan görgü kuralları komedisini' çekmek istemeyenler, tabii ki ulusal sinemanın Olimpiyatçılarını hedefleyen Liliana Cavani'nin canlı ifadesiyle: Fellini, Antonioni, Visconti ve daha az ünlü De Sico ve Bolognini. Bellocchio, aslında, faşist rejimlerin çöküşünden sonra Almanya ve İtalya'da çıkmazı kırmayı misyon edinen bir parti olan "Hıristiyan Demokratlar" üzerine bir hiciv ediyor. Demokratlar, Brown'ın yerini almak isteyen Kızıllara karşı çıkmak zorunda kaldı. Bellocchio, Cannibals'daki Cavani, The Double'daki Bertolucci gibi, analizin konusu haline gelen bu yüzleşmedir. Ve Cannibals ve The Double'da olduğu gibi, 'devrim'in '68'deki yenilgisinin hatırası da hissedildi. 'Hıristiyan Demokratlar' Bellocchio, Cavani'nin metaforuna göre, siyasi muhaliflerine iftira atmak, 'kırmızı' canavarı 'yamyam' yapmak için kızın ölümünü kullanmaktan Hıristiyan olarak hiç de mutlu değil. Politikacıların - "demokratların" arkasında duran keskin ve belirgin soğuk alaycı kodaman, filmin adı haline gelen dürtü ondan kaynaklanıyor. Elbette, 'Cannibals'daki 'Antigone'un ürkütücü modernizasyonuyla veya parlak ultra-avangard 'Double' Bertolucci (de Dostoyevski'den uyarlanan) filmi 'The Monster on the Front Page!' ile karşılaştırılamaz. Ancak daha sonra Cavani'nin The Berlin Novel ve Francis'teki özlemlerinin konusu haline gelen bir özellik var. Bu, filmin bir tür belgeseli, gerçek olayların açık bir tarihçesi olarak inşası, raporlamaya yakın veya iddia edilen olayların eksiksiz, gerçekçi, hatta doğal bir kopyası. Ve söylemeliyim ki Bellocchio bu türde alegorilere daha yatkın olanları, Cavani ve Bertolucci'nin alegorilerini geride bırakıyor. Ancak 68. yılın ruhu uçup gitti. The Devil in the Raft'ta Bellocchio, komünist teröristlerin ideolojik ihtiyaçlarından uzak ve tamamen farklı, sınıf dışı bir mücadeleyle -kadınlar için ilkel mücadeleyle- dolu olan hayatlarının çetrefilli yanını gün be gün ayık ve tarafsız bir şekilde aydınlattı. . Ve 'Merhaba, Gece!' filminde Başbakan Aldo Mori'nin 'Hıristiyan Demokrat' ile sosyal demokrasiyi uzlaştırmak isteyen aynı teröristler tarafından kaçırılıp öldürülmesinin zor ve karanlık hikayesini ayrıntılı bir şekilde yeniden inşa etti. Bellokchio ve sözde belgesel anlatıları için şu ünlü sözü söyleyebiliriz: "Bardağı büyük değil, ama bardağından içiyor."  

Alıntı

Yorum

Film  medyanın iki yüzlülüğünü seyrettiğimiz bu film, konu olarak 10 üstü sayılmalı.

 

'In the Cold Light of Day' ve 'The Promise' filmlerini etkilemiş.

Gazetenin ilk sayfası üzerinden İtalyada Faşistler, Kızıllar, Hristiyan demokratlar arasında gelip giden gelen bir konu.

İlk sayfa haberi yahut flaş haber nasıl servis edilir. Hepsi ortaya konmuş.

Bir baş sayfa nasıl hazırlanır...yandaş olarak yahut ilkesel olarak.

Gazateci mesleğini kazanç kapısı görerek düzmece bir haber bile yapabilir.

"Bir yerlerde soygun falan olsa da, baskıya koyacak bir şey bulsak."

Okuyucusunun fikriyatına bir haber uygun değilse o başlıktaki haber nasıl eritilir...menfaat yoksa görmemezlikten gel

"İnsanların duyarsızlığı

 Bana onun hakkında bir şeyler anlatabilir misiniz?

  Ne kadar vereceksin bize?

  Ben gazeteciyim.

  Bunun için bir kazanç sağlamıyorum.

  O zaman hiçbir şey, unut gitsin."

Son olarak filmde, sol düşünce genel olarak çöktüğünde ve işçi sınıfı tamamen burjuvalaştığında, Volonte'nin yaratıcılarının bildiği karakterin cehennemi tamamen aşikardır. Ve bir şey daha: solcular için tüm sempati için, bu yöndeki filmin karakterleri, entelektüel ve varoluşsal seviyelerden çok uzak ve çocukça gösterilmiş...

Altyazı

İtalyanlar, "ameleler" diye çağrıldığında, pes etmeyenler,   gruplar ve partiler üstü olarak birleşmiş olanlar.

  Tüm çıkar gruplarının üzerinde,   Köhne ve devri geçmiş her şeyin üzerinde,   sürekli sömürülmüşler.

  Faşizm ve anti-faşizm!

  Boyun eğmemeye "evet" demek için birleşin.

  Bu gösterinin amacı şudur:   komünizmi yenmek mümkündür,   İtalya'nın düşmanlarını yenmek mümkündür,   Bunu beraber başarabiliriz.

  Çok yaşa İtalya!

  "KOMÜNİZME GEÇİT YOK! '' 

 "FAŞİST DOMUZLAR.  YERİNİZE GERİ DÖNÜN!

 " -BAŞ SAYFADAKİ SALDIRI POLİS DEVLETİ - NAZİLER!

  FAŞİSTLER ve EFENDİLERİ İÇİN GELECEK OLMAYACAK!

  YENİ PARTİZANLAR DOĞAR!

  SENATÖR NENCIONI'YE OY VERİN.

  İTALYAN SOSYALİST PARTİSİNE OY VERİN.

  LİBERALLERE OY VERİN.

  SENATÖR SPADOLINI'YE OY VERİN.

  KOMÜNİSTLERE OY VERİN.

  İTALYAN SOSYALİST HAREKETİNE OY VERİN.

  HRİSTİYAN DEMOKRATLARA OY VERİN.

  DEMOKRATİK SOSYALİZME OY VERİN.

  İTALYAN SOSYALİST PARTİSİNE OY VERİN.

  YOLDAŞ FELTRINELLI, ÖCÜN ALINACAKTIR!

  Kızıl bayrak, kızıl bayrak.

  İleri, insanlar, isyan için,  

Kızıl bayrağın zaferi yakındır!

  Yaşasın komünizm ve özgürlük!

  ÇOK YAŞA MARKS!

  ÇOK YAŞA LENİN!

  ÇOK YAŞA MAO ZEDONG!

  EFENDİLERİN BASINI YAKILSIN!

  - Polis yok mu?

  - Unut gitsin!

  Gidelim buradan!

  KORKUSUZCA, ÖLÜMÜNE SAVAŞ!

  - Bizi öldürmek istiyorlar.

  - Piç kuruları!

  - Defolun gidin buradan!

  - Uzaklaş!

  Bekle!

  Bekle!

  - Fotoğrafçı  - Çabuk resim çek.

  - Tamam mı?

  Şimdi yangını söndürebilirsin.

  - Peki!

  Nerde kaldınız?

  Biz kendi işimizi yapalım, siz de kendi işinizi  Sakin olun!

  Sakin olun!

  Polis yeterli olmuyorsa, askeri çağırın!

  Sakin olun!

  Sorumlular cezasını çekecek!

  Yaşadığımız dehşet ve öfkeyi anlamalısınız Komiser.

  Her şeyin bir sınırı var.

  Yani böyle bir gün  Milano kargaşa içinde, aşırılıkçı çeteler sokaklarda  Peki ya siz ne yapıyorsunuz?

  Bizi burada korumasız bırakıyorsunuz.

  Aslında bunu hak etmemiş olsanız bile   sizi her zaman savunagelmiş tek gazete olan "ll Giornale"yi.

  Profesör, ne diyeceğimi bilemiyorum.

  Çok hazırlıksız yakalandık.

  Ne yazık ki, aynı anda her yerde olamıyoruz.

  Şuraya bakın!

  Şu pisliğe bir bakın!

  Görüyor musunuz?

  Atılan taşlarla duvarda delik açılmış.

  Bu alçaklar ellerine geçen her şeyi atmış!

  Şişeler, taşlar  Bu atılan bir molotof yüzünden olmuş.

  Alçaklar!

  - Gördünüz mü, olanı biteni?

  - Evet, gördüm.

  Bay Montelli'ye haber verdiniz mi?

  Ona ulaşamadım.

  Bizanti, lütfen yeniden deneyin.

  Peki, halletmeye çalışırım.

  Yalnız Profesör, ısrarımı mazur görürseniz, ilk baskı için geç kalıyoruz.

  Siz lütfen benimle gelir misiniz?

  Bir foto daha lütfen!

  Teşekkürler!

  - Çekebildiğimiz fotoğraflar bunlar - Tamam.

  İtalyan faşist grupların finanse edildiğine dair yeni kanıtlar  

SAĞ CENAHIN SİLAH TİCARETİ –

Görüşmek üzere dostum.

  - Tabi, görüşürüz.

  - Umarım işinize yarar şeylerdir.

  - Tabii ki de!

  Güle güle, müdür bey!

  - Alo, ben Bizanti.

  - Bay Bizanti.

  Merhaba Olan bitenden haberiniz vardır diye düşünüyorum.

  1968 yılındaki Gerilla gibiler.

  Daima ön saflarda.

  Hasar çok az sayılır.

  Kırılan bazı camlar, çokça da panik.

  İsteri krizleri.

  Her şey olup bittikten sonra polis geldi.

  Böylesi daha iyi.

  Bu durumda, tam sayfada, haberlere en fazla alanı vererek   çok sayıda fotoğraf ve "dikkat" başlıklı bir editöryel son söz.

  Bu bana aynı zamanda diğer konuyu işlemek için de bir yol gibi görünüyor.

  Sol cenah seçimlerle ilgili arsızca spekülasyon yapıyor.

  Artık sınırı aştılar.

  Bu sona ermeli.

  Arkadaşların hepsine bıkkınlık gelmeye başladı.

  İşte bu yüzden seçimlerden bahsediyorum.

  Bu saldırı, doğru zamanda oldu.

  Her şey onun gölgesinde kalabilir.

  Kamuoyu önünde ilk kez kurban rolü oynayabileceğiz.

  Mussolini ve Farinacci'nin mangaları   en cesur olanımız bile   hatta en yüce değerlerin temsilcileri ve savunucuları bile   böyle aşırı bir saldırganlık karşısında   duraksardı  Yok, hayır.”

En yüce" ifadesini çıkarın.

  Batı medeniyetinin üstün değerlerden biri, iki nokta üst üste   basın özgürlüğüdür.

  Nokta, satır başı.

  Seçimler arifesinde, Kızıl Gerillalar sahnede  Dün Milano'da, ajite gruplar ile polis arasında  dramatik çatışmalar yaşandı.

  Araçlar yakıldı.

  Yüzlerce kişi yaralandı.

  Yoldan geçen bir kişi Scala meydanında öldürüldü.

  ''ll Giornale'' gazetesi merkezine molotof kokteylleri atıldı.

  - "ll Giornale''.

  - Devam edin!

  - Kim olduğunu biliyor musunuz?

  - Hayır, üzerinden herhangi bir belge çıkmadı.

  - Onu kim bulmuş?

  - Okuldan dönmekte olan birkaç çocuk görmüş.

  - Tecavüze uğramış mı, doktor?

  - Evet, hiç şüphe yok.

  Tam bir tur yapalım.

  Belirsiz idealler, belli olan TNT.

  Şiddet stratejisi: ''Yine kan dökmek. '' 70'lerin nihilistleri.

  Anti-demokratik saldırı grupları.

  Molotof kokteyllerinden daha fazlası olacak.

  Yeni iblisler.

  Sağ cenah, kırmızı ışıkta geçer.

  - Şiddetin yolu.

  - Kızıl ve siyah.

  Kızıl ve siyahın ortasında gelişmemişlik ve dinamit.

  Lümpen proleterler ve milyarderlerin krizi: "Şiddet Birliği" Tur tamamlandı.

  Faşistler ve aşırı sol cenah TNT altında birleşti.

  Suç haberleri?

  Sadece Naviglio Pavese'de ölü bulunan kız.

  - Kim olduğunu biliyor muyuz?

  - Hayır.

  Polis son günlerde kaybolan kızların listesini kontrol ediyor.

  Milano dışından birisi de olabilir.

  - Tecavüze uğramış mı?

  - Öyle görünüyor ama yine de otopsiye ihtiyaç var.

  - Bu işi Roveda'ya verelim; tamam mı?

  - Olur, katılıyorum.

  Ama dikkatli olun.

  Makalesini kontrol edin.

  Bay Roveda henüz bir acemi.

  Ha bir de cinsel suçlarda yeniden başlayan salgın hakkında kısa bir şey.

  - Kaç satır olsun?

  - 30 satır Fotoğraflar.

  Bugün ''ll Giornale'' iç karartıcı.

  Çok sayıda can sıkıcı haberler.

  Bu da ne?

  Dünkü gibi porno şeyler mi?

  Lütfen, herkes görsün.

  Palermo'daki uçak kazası ile Aitialia Havayollarının reklamını   aynı sayfaya koyduğunuz gibi bir hatayı sakın yapmayın.

  Bu bir tanesi.

  Bir yerlerde soygun falan olsa da, baskıya koyacak bir şey bulsak.

  Bize güzel bir katliam gerekir.

  Bir katliam kaldı.

  Roveda'ya bir bakın ve hemen bana gönderin lütfen.

  Tebrikler Roveda!

  Otursana.”

Il Giornale"nin tirajının ne olduğunu biliyor musun?

  500. 000.

  Bu ülkede her görüş hesaba katılır.

  İnsanlar farklı bir bakış açısıyla, diğer gazeteleri de okurlar.

  Ama eninde sonunda, onun sesinden   dostça bir son söz duymak için "II Giornale''ye bakarlar.

  Ve bu ses Roveda, her zaman aynı olmak zorundadır.

  Baş makalesinin ilk satırından, son reklam satırına kadar.

  Evet, katılıyorum.

  Bizim okuyucumuz kim?

  Sakin, dürüst   çalışan, üreten, gelir yaratan, düzen sever bir adam.

  Ama o aynı zamanda yorgun bir adam.

  Onun çocukları okula gitmek yerine   Milano sokaklarında gerilla savaşı için mücadele ediyor.

  İşçileri giderek daha küstah hale gelirken   ortada hükümet falan yok; ülke kaosa sürükleniyor.

  Huzurlu ve dengeli bir sözcük görebilmek için ''ll Giornale"yi açıyor ve  Ve ne görüyor?

  Sizin makalenizi Bay Roveda.

  Başlık ve alt başlığınızı buraya kelime kelime kopyaladım.”

İŞSİZ BİR ADAMIN ÇARESİZLİĞİ.  5 OĞUL BABASI KENDİSİNİ ATEŞE VERDİ  

" Ben Umberto Eco değilim ve sana medya mensuplarına uygulanan   semantik bir ders vermek istemiyorum.

  Ama bu ''çaresiz" sözcüğünün polemik konusu değerlerle   dolu olduğu apaçık görünüyor.

  Eğer bu sözcüğü bir de "işsiz" sözcüğü ile   bir arada kullanırsan, yani "çaresiz" "işsiz"   o zaman kendimizi gerçek bir provokasyonla karşı karşıya buluruz.

  - Ancak  - Bu başarılı olursa, 5 öksüzü ve kömürleşmiş bir cesedi   bizim zavallı okuyucumuzun suratına fırlatmış olursun.

  Bu okuyucuyu s.ip atmak gibi bir derdimiz mi var?

  Nevrotik biri yapmak mı istiyoruz?

  Onu ateşe iten de, böyle bir şey miydi?

  Bu başlıkları yeniden düzenleyelim.

  Herkes bir hata yapabilir.

  Yazın!

  ''Dramatik intihar " sonra iki kelime  " olan''

- Bu yoksul adam Calabria'dan mıydı?

  - Evet öyle.

  '' bir göçmen olan".

  Göçmen.

  Yalın bir sözcük.

  5 oğlu olan işsiz bir babayı ima ederek  -  hakkında daha çok bilgi veriyoruz.

  - Tabi.

  Haberlerin ana fikri, bir özettir.

  Okur gazeteyi açar, bir göz atar ve   ya okumaya devam eder, ya da fırlatır atar.

  Onun hayalarını kesmek istediğimiz duygusuna kapılmadan.

  Dünyadaki bütün ölümlerden kendini de sorumlu hissetmeden.

  Yine de, makaleniz mükemmel.

  Belki birkaç fazla sözcük atılabilir, bazı sıfatlar parlatılabilir.

  Mesela şu "ateşe vermek" sözcüğü  - "Bir işi olamadan hayata veda etti"?

  - İşte bu evet.

  Aferin!

  Devam edin Bay Roveda, sizde bu iş için gereken deha var!

  Bunu yeniden kopyalayın ve doğrudan dizgi için götürün.

  Hadi.

  Sadece bakmak 50. 000 liret.

  Eğer elbiselerini çıkaracak olursanız 100. 000 liret.

  İşte onlar!

  İşte onlar!

  - Profesör Martini!

  - Lütfen, yolu açın!

  O benim kızım.

  Kurban, Profesör Italo Martini'nin kızı.

  Tecavüz edilerek öldürülen kızın artık bir adı var.

  - "II Giornale''den geliyoruz.

  - Beşinci kat.

  Başsağlığı dilerim hanımefendi, size de Profesör.

  Teşekkür ederiz.

  - Bay Roveda, iş arkadaşlarımdan biri.

  - Bay Roveda.

  - Günaydın.

  - Profesör.

  Acılı anınızda sizi rahatsız ettiğimiz için mahcubiyet duyuyoruz.

  - Gelin, size odasını göstereyim.

  - Teşekkür ederiz.

  Gazetelerde şu Amerikalı ile ilgili haberleri okudunuz mu?

  Oklahoma'lı o manyağın küçük kızlarla takıntısı var.

  400'ün üzerinde kıza tecavüz edip, sonra da hadım edilmeyi talep etmiş.

  Bu gibi insanlar anormalliğin ilk işaretinde hadım edilmelidir.

  Belki de yegane çözüm budur.

  - Bu onun odası.

  - Girebilir miyim?

  Hayır, bekle!

  - Yatakta çocuğunuzla bir resim alabilir miyiz?

  - Git hadi!

  Tamam, bu kadar yeter.

  Şimdi özetleyelim.

  Otopsi sonuçları nelerdir?

  Boğulma sonucu ölüm.

  Kızlık zarında travmatik yırtık.

  Bekareti konusunda ısrar edelim.

  Ön sayfanın arkasına koyacağız.

  Böyle yapmak daha doğru olacak.

  Bay Lauri, doktor, polis ve mahkeme ile ilgili hususlarda   Bay Roveda ile birlikte hareket edin.

  Herhangi bir ipucu var mı?

  Takip ettikleri bir şey  Soruşturmayı sabıkalı manyaklar ve kızın öğretmenleri ile arkadaşları üzerinden yürütüyorlar.

  Anlaşıldığı kadarıyla, kız melek gibi biriymiş.

  Ancak her ne olduysa, Leopardi Lisesinin içinde veya çevresinde gelişti gibi görünüyor.

  Bay Roveda, kızın arkadaşları ve öğretmenleriyle siz de görüşmelisiniz.

  Bu kızın karakterinin canlı bir portresini istiyorum.

  Alışkanlıkları, çocukluk hayalleri, hobileri, okuduğu şeyler  Eğer İtalyan anneleri ağlamak istiyorsa, biz de onları ağlatırız.

  Başka bir önerisi olan var mı?

  Bilemiyorum.”

Editöre Mektuplar" köşesini bir süreliğine tümüyle   "Maria Grazia hakkında Mektuplar" yapabilir miyiz?

  Bu iyi bir fikir.

  Ben o sütunda sayfanın tamamını ayırmak kadar ileri gitmek istiyorum.

  Tüm sayfayı mı?

  Evet çünkü  Nerede şu?

  İşte.

  ''Ben 8 yaşında bir kızım "   " Maria Grazia için çok ağlıyorum ve sizden "   " bu yazdıklarımı yayınlamanızı istiyorum ki "   " tüm çocukların ve tüm annelerin dileği "   " suçlunun hemen yakalanmasıdır "   " çünkü o bir canidir ve ölümle cezalandırılmalıdır.”

 Ölüm diyor.

  Hepsi büyük harfle yazılmış.”

Eğer o yakalanacak olursa, onu biz çocuklara verin "   " okul annelerine verin ki "   " hak ettiği cezayı ona biz verelim.”

 Coşkulu masumiyet!

  Dramatik olayda 48 saat sonra  Maria Grazia Martini'nin otopsisi sonuçlandı.

  Savunmasız bekaret!

  MARIA GRAZIA'NIN KATİLİNE ÖLÜM - Hangi arabaymış?

  - Sarı bir Fiat 500.

  Onu tanıdım çünkü son günlerde   sürekli okulun etrafında dönüp duruyordu.

  - Plakayı gördün mü?

  - Hayır, plakayı göremedim.

  Her neyse, o da o gün oradaydı.

  Maria Grazia dışarı çıktı   ve orada birileri onu çağırdı ve ona bir işaret yaptı.

  - Yüzünü görebildin mi?

  - Hayır, sadece sallanan bir eli gördüm.

  Haber var mı?

  Evet.

  Kapıcıyı sorguluyorlar çünkü anlaşıldığı kadarıyla adam Maria Grazia'yı   sarı renkli bir Fiat 500'e binerken görmüş.

  Sende ne var?

  Kimse konuşmak istemiyor.

  Gördüğünüz kişinin Maria Grazia olduğundan nasıl emin olabiliyorsunuz?

  Çok sayıda ebeveyn, dışarı çıktıklarında çocuklarına göz kulak olmam için   gözlerimi açık tutmam konusunda ricada bulundular.

  Dolayısıyla, kimlerle konuştuklarını, kimin onları almak üzere geldiğini hep gözlemledim.

  Hatta, Profesör Martini de, benden bu yönde talepte bulundu.

  Hoşça kal.

  - Pardon, bakar mısınız?

  Maria Grazia'yı tanıyor musunuz?

  - Evet de, niye sordunuz?

  Ben "ll Giornale"den bir gazeteciyim.

  Bana onun hakkında bir şeyler anlatabilir misiniz?

  Ne kadar vereceksin bize?

  Ben gazeteciyim.

  Bunun için bir kazanç sağlamıyorum.

  O zaman hiçbir şey, unut gitsin.

  Faşist!

  R. Z.

  Rita Zigai demek.

  Akşam eğitiminde görevli   ama Brera'da yaşıyor.

  Ah, özür dilerim.

  Hippilerle takılırdı.

  Yarı hippi, yarı devrimci bir tipti.

  Bu mektup ilginç.

  Üzerinde durmaya değer.

  Bilemiyorum.

  KIZ BİR MİTOMANYAK.

  Farklı bir 68 versiyonu gibi.

  Patalojik bir durum.

  Ancak polis de kızı kullanıyormuş.

  Uyuşturucu kullanımına dair kayıtlar var.

  Adı ne demiştin?

  Rita Zagai.

  Pardon, bir saniye.

  Her neyse, temkinli olmalıyız çünkü kendimizi bir boşlukta bulabiliriz.

  Peki ya Mario Boni?

  Kızın yatıp kalktıklarından biri muhtemelen; sonra kızı terk etmiş.

  Kız intikam almak istemiştir.

  Ben özel olarak ilgileneceğim.

  Bu arada, bana onun adresini verir misin?

  Gel lütfen.

  Nasıl gitti?

  Teori doğru çıktı.

  İnsanlar ölüm cezasında ısrarcı.

  Bu benim için sürpriz olmadı.

  Duomo Meydanı ile San Babila arasında  - görüştüğümüz hemen herkes bu konuda ısrarcıydı.

  Şimdilik bu kadar röportaj yeter.

  Artık onları yazıya geçir.

  Haklıydın.

  ÖLÜM CEZASINI, ARKA PLANDA TUTMAK LAZIM   ÇÜNKÜ BU İKİ UCU KESKİN BİR SİLAH.

  BUGÜN ÖLÜM CEZASI İSTİYORLAR AMA BELKİ YARIN   KALDIRILMASI İÇİN GÖSTERİ YAPARLAR.

  İTALYANLARIN KALBİ TEMİZDİR.

  Sen biçki-dikiş yapıyorsun.

  Bu kesinlikle sana iyi olarak dönecek.

  - Sakin ol!

  - Bu o.

  Evet, Maria Grazia bu arabaya bindi.

  Hey, ne yapıyorsun?

  Sakin ol!

  Dur!

  Domuz!

  Orospu çocuğu!

  - Bay Bizanti sizi bekliyor.

  - Teşekkürler.

  Bu o!

  Bu o!

  - Günaydın.

  - Günaydın.

  Kapıcı onu teşhis etti.

  Araba Mario Boni'ye ait.

  Kimdir o?

  - Bir anarşist.

  - Biz onu ilk bulanlardan mıyız?

  Tabii, anlaştığımız gibi.

  Baş komiser, bu raporu biraz erteleyebilir misin?

  24 saate ihtiyacım var da.

  - Bu ikimizin de çıkarına - Değil mi?

  - Ben işimi doğru yaparım.

  Birlikte yeniden çalışabiliriz.

  Şu an için değil.

  Ama eğer böyle düşünüyorsan   Emniyet Müdürü ile doğrudan konuşabilirim.

  Bunun senin için kayıp bir fırsat olacağı muhakkak ama bana sadece 24 saat ver.

  - Pekala, dediğiniz gibi olsun.

  - Katil kendini güvende hissetmeli.

  - Saygılar.

  - Hoşça kalın.

  FAŞİST ÇETELERİ O MU FİNANSE EDİYOR?

  Milano'nun tanınmış sanayicisi hakkında sansasyonel suçlamalar.

  Dolandırıcı, MONTELLİ faşist bir finansçı.

  - İyi akşamlar.

  - İyi akşamlar.

  -Abartıyorlar gibi.

  Bana karşı kızgınlar.

  Sanki bir tek benmişim gibi.

  Söylentiler giderek artıyor ve her geçen gün doğrulanıyor.

  Hatta beni dava etmeleri bile muhtemel.

  Neyse, konuya gelelim Bay Bizanti.

  Tüm piyonlarımı hareket ettireceğim, ama bu yeterli olmayabilir.

  Seçimlere çok az kaldı.

  Çok yakında.

  Bu skandalı diledikleri gibi abartabilirler.

  Herhangi bir zamanda patlayabilir.

  Bize etkili bir karşı saldırı sağlayabilecek bazı şeyler olabilir.

  Feltrinelli de ölmek için daha iyi bir zaman bulamazdı.

  ''ll Giornale"ye saldırmaları da işimize yarayabilir.

  Belki de, seçimleri açık etmeden   daha duygusal bir şeylere ihtiyacımız var.

  Martini davasını "Il Giornale"de takibe devam ettin.

  İşte o küçük kız.

  Tüm gözyaşları onun için.

  Babası Martini de, "ll Giornale" sayesinde meşhur oldu.

  Onun yaptıkları hakkındaki makaleler ile özellikle yoksul çocuklar, ağırlıklı olarak da göçmenlerin   kalpleri kazanılmış oldu.

  Hatırladın mı?

  Birinci sınıf kalite bir insan.

  Bu durum hakkında bundan sonra nasıl bir yol izleneceğini sormak isterim.

  Polisin katili bulmasını beklerken nesnel habercilik mi yapacağız   yoksa kendimizi öne atarak, sürecin şekillenmesine   aktif olarak katılacak mıyız?

  Eğer değeceğini düşünüyorsan, öyle devam et.

  Seçimlerden önce katili bulmak durumunda olmamız gibi  Bu şekilde dostlarımızı da memnun etmiş oluruz.

  Onlar tansiyonun düşmesini istemezler.

  Ortaya bir dava atabiliriz.

  Katil ya da   "canavar '' mükemmel olmasa bile.

  Kimbilir, belki de öyledir.

  Asla bilemezsin.

  Orospu.

  ''GÜÇ ARTIK BURJUVALARIN ELİNDE OLMAYACAK.”

 O başka bir şeydi sanki.”

Bugün benim doğum günüm.

  Artık 17 yaşındayım ve şimdiden yaşlandım.”

 Orospu.”

İstatistik: Bir kadın hayatı boyunca 100 kg ruj kullanır.”

   "Bunun yarısı erkekler tarafından yenir''.

  Ne kadar da entelektüel!

  "Ufuktaki erkek! '' Hadi ordan be, ibne!

  O aynı anda domuz ve köpeklere de vermiştir.

  Biliyorum çünkü ben de verdim.

  Ama yaygara yapmadan, bir anda ve bir kere.

  Yok öyle değilse, umurumda bile değil.

  Mario, sen mi geldin?

  Özür dilerim, Bayan Rita Zigai değil mi?

  -Bayanı mayanı boşver; kimsin sen?

  Ne istiyorsun?

  Adım Bizanti.

  Gazeteciyim.

  İyi de bana ne?

  Hangi gazete?

  Ne alakası var yani?

  "ll Giornale"'den geliyorum.

  Bize bir mektup gönderdiniz.

  Ben mektup falan yazmadım.

  Sakın korkmayın, polis değilim; sadece işim için buradayım.

  Bana sadece bir saniye izin verin.

  İşi öne sürerek şantaj her zaman.

  ASLINDA SİZ GAZETECİLER, POLİSLERDEN DAHA KÖTÜSÜNÜZ.

  Ne yaptığını sanıyorsun?

  Öyle, evinde gibi her yere dalamazsın.

  Özür dilerim.

  Aşırı güvensizlik gösterdiğinizi düşünmüyor musunuz?

  Ben sadece görüş alışverişinde bulunmak için buradayım.

  Katkınızın bizim için çok değerli olacağını düşünüyoruz.

  Mektup çok önemli.

  - Hangi mektup?

  Ben asla mektup yazmadım.

  - Sizi anlıyorum.

  Tercihler arasında karar vermek güçtür.

  Hele hele, kişisel ilişkiler işin içine karışıyorsa 

Her neyse, kafamda canlandırdığım kadına benziyorsunuz.

  Ne düşünmüştünüz ki?

  Sağlam bir kişiliğe sahip bir kadın olduğunuzu düşünmüştüm.

  İyi tamam peki; bir mektup yazdım.

  Yazdım ama hepsi saçma sapan şeylerdi.

  Doğru olmayan şeyler hakkında fikrimi değiştirdim.

  Bana özel şeyler hakkında niye konuşayım ki?

  Gitmemi istiyorsanız, gidebilirim.

  Ama size gerçekten yardım edebileceğimi düşünmüştüm.

  Belki daha çok güvendiğiniz birisiyle konuşmak istersiniz.

  İyi peki, doğru.

  Haklısın, biriyle konuşmam lazım.

  Ama burada değil.

  Tanrım, kahve!

  Konuşmak istiyorum çünkü hep yalnızım.

  Kimseyle konuşamıyorum.

  Sadece monologlar, bir de annem.

  Atom bombası sonrası, kimseyle konuşmak mümkün olmayacak demişlerdi.

  Burada böyle oturup, biri gelir diye bekliyorum ama kimse gelmiyor.

  Her neyse, boktan bir gazetede çalışıyorsun.

  Olmak istemediğim tek bir şey var.

  Biraz devrimci, biraz da aptal, geri zekalı bazı meslektaşlarım gibi.

  Bu nedenle, seni besleyen eli ısırarak ruhunu kurtarmayı beklemektense  boktan bir gazetede bilinçli olarak yazmak daha iyidir.

  Benim görüşüme göre günümüzde 20 yaşında biri bile   romantik olmayı göze alamaz.

  Bu yüzden, onların idealizmini anlayamıyorum.

  Özgürlük savaşları beni cezbetmiyor.

  Belki okulda olmak daha farklıdır.

  Daha az ödün.

  Gençlik ile doğrudan iletişim imkanı bularak   onlarla yaşam deneyimlerimizi paylaşmak.

  Beni etkilemek için izlediğin yol garip.

  Seninle konuşurken iyi hissediyorum.

  Kimbilir, belki de birbirimize benziyoruzdur.

  En azından, aynı sorunları dert ediyoruzdur.

  - Bana 100 liret verir misin?

  - Sence vermeli miyim?

  - Verirsen, yine gelip isteyecektir.

  - Ne yapacaksın 100 liretle?

  Yiyecek alacağım.

  Öncelikle akşam yemeği zamanı değil, ayrıca bunun için de 100 liret yetmez.

  O zaman 1000 liret ver.

  Hayır.

  Sen de benim yaptığım gibi onu kazanmalısın.

  Selam.

  Arkadaşınız, karşı istihbarat için bana biraz para verebilir mi?

  Tabii ki de; yaşasın karşı istihbarat.

  Peki ya Mario?

  Hala işçi sınıfı için savaşıyor mu?

  Onun esrarın sınıf mücadelesinden daha iyi olduğunu   anlamasını ne zaman sağlayacaksınız?

  Bu Mario'yu kim biliyor?

   Kimlerle görüşüyor?

  Güle güle!

  Gerçekten, bazılarının çalışma kamplarında yeniden eğitilmesi gerekiyor.

  - Gazla.

  - "Boktan FIAT, boktan FIAT  ''.

  Bir gece birinin geldiğini görüyorsun, kim olduğunu nereden geldiğini kim bilir.

  O da diğerleri gibi biri, hatta yakışıklı bile değil.

  Gözleri bir şey sorar gibi, sanki bir şey ister gibi 

Siz de zaten bunu istiyorsunuz.

  Yaş farkından kaynaklanacak sorunlar hakkında düşünmeliydim.

  Onun açısından herhangi bir sorun yoktu.

  Bedavadan yiyip, içip, yatıyordu.

  Ayrıca ben de serbesttim.

  Herhangi bir sorun yoktu

Sorunu ben çıkardım.

  Ona aşık oldum.

  Onu hala seviyorum.

  Yani bilemiyorum.

  Ve sonra o mini eteklilere geçiş yaptı.

  Maria Grazia gibilere yani.

  Sonra yoldaş olduk.

   Kapalı bir yumruk gibi.

  Aynen böyle.

  Fahişeler gibi birbirimize bağlandık.

  Peki ben, ben ne yapmalıydım?

  Bekledim.

  Sabahlardan akşamlara kadar bekledim.

  Gelecek mi, gelmeyecek mi?

  Papatya falları baktım.

  Yoldaşlar  

Onlar, yaş ırkçılığı yapıp üzerinize gelirler.

  Yozlaşmış olduğumu söylediler.

  Çünkü onlara göre, aşk yozlaşmış bir şey.

  Sana saldırmak gibi bir niyetim yok.

  Lakin başka nereye gidebiliriz ki?

  Her şey olabilirsin ama ahlaksız bir kadın olamazsın.

  İkimiz de pozitif kişileriz.

  O halde, harekete geçmeliyiz.

  Ben geçtim.

   Mektuplar yazdım, sonra tövbe ettim ve ben asla onları yazmadım dedim.

  Biliyor musun, sıradışı bir makale yazabilirsin.

  Hayır, ben makale yazmam.

  Senin gibi bir kadının böyle boşta durmasına içerliyorum.

  At onu gitsin.

  Ne için bekliyorsun ki?

  Birini bulur bulmaz, seni terk edecektir.

  Maria Grazia sadece orospunun tekiydi.

  - Tüm diğerleri gibi bir fahişe.

  Bundan da hoşnuttu.

  - Ya, bundan hoşlanıyordu demek.

  Cinayetin işlendiği gün, gün boyu beraberdiler.

  Akşam yemeği vakti Mario bana geldi.

  Çok üzgündü.

  Büyük bir kavga yapmışlar.

  Kendimi iyi hissettim çünkü böyle anlarda   o sadece bana aittir, anlıyor musun?

  O benimdir.

  Onu yatağa attım ve onu kucakladım.

  Okula gitmeden önce de, ona bir uyku hapı verdim.

  Uykuya dalana kadar yanında bekledim.

  Çünkü bana ihtiyacı vardı ama o bunu kabul etmiyordu.

  Ertesi gün yoldaşları geldiler.

  Bana "herkese Mario'nun dün akşam üstü  Francesco'nun yerinde bir toplantıda olduğunu söyleyeceksin" dediler.

  Bana talimat vermeleri için yoldaşlarını göndermişti.

  Ya sonra?

  O neredeydi?

  Kiminleydi?

  Yaralarını yalatıyordu herhalde, kimbilir kime?

  Ve ben ne bok yiyecektim?

  Bekleyecek miydim?

  Ve yeniden ondan nefret mi edecektim?

   Doğru olurdu, değil mi?

  Şimdi ne yapıyordur?

  Uyumak için sana geliyor olabilir mi?

  Evet, gelecektir.

  Yoldaşlarının işi de, onu yarın şafakta gelip almak olacaktır.

  Çünkü şafak vakti afiş asma işi var.

  Lanet olsun, çok soğuk!

  Yeterince uyuyamadın herhalde, öyle mi?

  Mario'ya acele etmesini söyle.

  Adamın kanı donuyor burada.

  Tabii olur, s.ktiğimin yoldaşları!

  Mario'ya söylerim.

  Mario!

  Bugün gitme!

  Bugün olmaz.

  Benimle kal.

  Tanrı aşkına!

  Hiç değişmeyeceksin.

  Hep t.şağımı sıkıyorsun.

  Hadi gidelim.

  İyi oldu.

  Biraz daha zamk sür!

  Acele et!

  Diğerini bana ver.

  - Biraz daha zamk sür.

  - Oldu mu?

  - Gidelim mi?

  - Mario, buraya gel, iş tamam!

  Polisler.

  Hadi yürü.

  Hadi.

  Buradan defolup gidelim!

  İşte o!

  Herkes dursun!

  Gir içeri!

  Faşistler!

  Bay Manna!

  - Onu yakaladılar mı?

  - Evet, adı Mario Boni.

  - Ön sayfadan verelim, tamam mı?

  - Evet, hiçbir dolgu olmadan, tam sayfa.

  - Tamamdır.

  Ön sayfada üç sütun yapıyoruz.

  - Bay Manna!

  - Teşekkür ederim.

  Bay Pupo, işte makale.

  Enrico, bunu hemen basmalıyız.

  - Bay Colombo, manşete dikkat edelim.

  - Peki.

  - Kalıp uydu.

  Manşeti buraya koy.

  - Olur.

  Martini olayında sansasyonel gelişme Maria Grazia'nın katili aşırı bir solcu mu?

  Mükemmel.

  Tam oturdu.

  Konuş!

  Yani bu egzersiz kitapları hakkında hiçbir şey bilmiyorsun, öyle mi?

  Size söyledim.

  Hayır.

  Kapıcı Maria Grazia'nın sarı renkli bir Fiat 500'e bindiğini söylüyor   bir de bakıyoruz ki, sen arkadaşların da sarı renkli bir Fiat 500'e biniyorsunuz.

  Yani, Maria Grazia senin arabana bindi.

  Tekrar söylüyorum.

  Maria Grazia'yı tanıyorum   ama o gün ben Francesco Gatti mevkiinde   Via Foppa 13 adresinde bir toplantıdaydım.

  Yani onu görmüş olamam çünkü ben saat 4'den 8'e kadar oradaydım.

  Başka da bir şey demiyorum.

  Avukatımla görüşmek istiyorum.

  - Hangi avukatla?

  Ha?

  - Baroya kayıtlı bir avukatla.

  Adı, soyadı, adresi?

  Kimdir o?

  Adı nedir?

  Barodan bir avukat.

  Bu benim hakkım.

  Yani sen, bir kocakarı tarafından tutulmuş bir adamsın ha?

  Seni ibne!

  Ben kimse tarafından tutulmadım, tamam mı!

  Yaşlı bir karı.

  Ne güzel gençlik be, ideallerle dolu.

  Beni gıcık ediyorsun.

  Ne olmuş yani?

  Peki senin kevaşe karın nasıl?

  Kır şunun suratını.

  Bir daha söylesene!

  Götün yiyorsa bir daha söyle.

  Seni ödlek.

  Hadi, bir daha söyle.

  Aaah.

  Hasiktir ya, canım yanıyor.

  Lanet olsun size.

  Şu dostluk, hadi tanışıklık diyelim, bize açıklasana.

  Maria Grazia çok güzel bir kız.

  Niye senin gibi biriyle birlikte?

  Gösterilerden sonra bir toplantıda tanıştık.

  Bu ne anlama geliyor?

  Size daha önce de söyledim.

  Onunla Francesco'nun yerinde tanıştım.

  Neden beni inandırmak için debeleniyorsun?

  - Kimseyi inandırmaya çalışmıyorum.

  Demek istediğim sadece  - El, kol hareketi yapma!

  Size sadece gerçeği anlatıyorum.

  Onunla birkaç kere birlikte oldum.

  Ne yaptınız birlikte?

  -Orası seni ilgilendirmez.

  - Puşt herif!

  Eğer bilmiyorsan öğren ki, bir kızı öldürmek başka şey   tecavüz edip öldürmek başka şey, bir bakireye tecavüz etmek bambaşka şey.

  Otopsi raporunun kızın bakire olduğundan bahsettiğini biliyor musun?

  Anlayabiliyor musun bok herif?

  Bekaret!

  Bekaret ne demek?

  Ne anlama geliyor?

  Ne anlatmaya çalışıyorsun?

  Onun ırzına geçtiğini mi?

  Götürün şunu!

  Orospu çocuğu!

  O bir azizeydi.

  Bir azize!

  Bizanti nerede?

  Böyle girerek ne elde etmeye çalışıyorsun?

  Bay Bizanti bir toplantıda.

  Size inanmıyorum.

  Beni görmek istemiyorsa, bunu kendi söyleyebilir.

  Ve bunu daha önce hiç yapmadı şekerim.

  Dikkat edin, yoksa polis çağıracağım!

  Yaa, öyle mi?

  Polisimi çağıracaksın?

  Sen o polisi al da, kıçına sok!

  Neden onları aramıyorsun?

  Ben olsam onlara, orada kalmanız gerek derdim.

  Sakin olun!

  Bizanti'yi ara!

  Hey bayan, nerede olduğunuzu sanıyorsunuz?

  İlaçlanmış!

  Tabi ya, burada bütün sekreterler ilaçlanmış.

  Arasana Bizanti'yi.

  Çağır onu.

  Bırakın geçsin.

  Bir saniye.

  Lütfen oturun.

  Oturun mu?

  Tabi ya, bu kibarlık formudur.

  Tabii bana resmi olarak davranacaksınız.

  Tamam, oturayım bari.

  Seni palyaço.

  Şimdi sen, çalışan bir iş adamı mı oluyorsun?

  Dinleyin hanımefendi, buraya bir şey için özellikle geldiniz sanırım.

  Sizinle oyun oynamıyorum ve boşa harcanacak zamanım da yok.

  Zaman bulunabilir.

  Hatta beraber bulmuştuk, hatırladın mı?

  Ve senden nefret ettiğimi söylemeliyim!

  Benim gibi sinirleri yıpranmış birinden yararlanmaya kalkmak sadece korkaklıkla açıklanabilir.

  Sana anlattığım her şeyin aslında sadece bir yalan olduğunu söylemek istemiştim.

  Hepsini inkar ediyorum, anladın mı?

  Hadi, gerçeklik duygumuzu kaybetmemeyi deneyelim.

  Ne güzel bir ifade!

  Polis tarafından iyi bilinen birisiniz.

  Ben güvenilir bir insanım.

  Birçok şey anlatabilirim.

  Evinizdeki masada Maria Grazia'nın kitaplarını gördüğümü söyleyebilirim.

  - Onları yaktım!

  - Onları gördüğüme dair yemin edebilirim.

  Bizzat Mario, Maria Grazia'yı tanıdığını ve onunla görüştüğünü itiraf ettikten sonra   geri adım atmanın ne anlamı var ki?

  Arkadaşları ve kapıcı, Maria Grazia'nın cinayet günü bindiğini söyledikleri araba   Mario'nun arabası ise, daha ne kalıyor?

  Cinayeti Mario'nun işlemiş olabileceğini, siz benden daha iyi biliyorsunuz.

  Bununla birlikte, tanıklık yapabileceğiniz ve benim inkar edebileceğim hiçbir şey yok.

  Neden hapse girmek istiyorsunuz?

  Bana açıklayabilir misiniz?

  Sizi hor gören, sizden nefret eden ve sizi kullanan birisi için mi?

  Mario Boni'nin sorgu raporundan bir pasaj okuyacağım.”

23 Nisan 1972 tarihinde, düzenli bir ikamet adresim ve geçim kaynağım olmadığı için   hemen her zaman olduğu gibi Rita Zigai'nin evine gittiğimi beyan ederim.

  Onun bir yoldaş olduğunu düşünürdüm.

  En azından kendini biriymiş gibi göstermeye çalışıyordu.

  Bayan Zigai sadece menopoz sonrası kafası karışık bir kadın.

  Yalnız olduğu için   bana sinek gibi yapıştı.

  Tam bir sürtük!

   Acınacak halde olduğu için onunla birlikte oldum.”

 Yeter!

  Bir yetişkin olmak zor.

  - Yeter!

  Günlük  - Günlük?

  - Maria Grazia Martini'nin günlüğü  Onu yakmadım.

  - Güzel.

  - Birisi şu basın konferansına gitmeli.

  - Tehlikeli ama  "ll Giornale: "Mario Boni'nin tutuklanmasına en çok tepki gösteren sağcı örgüt   tutuklanmadan da sorumlu Il Giornale ile polis arasındaki ilişki zaten biliniyor.

  Bizi fena döverler.

  Roveda'yı gönderelim.

  Ona bir şans verelim.

  AMAÇ SON DERECE AÇIK: AŞIRI SOL KANATA OLAN GÜVENİ SARSMAK.

  Boni'nin tutuklanması, Fontana Meydanındaki bombalarla başlayan  bir dizi pr  bir dizi provokasyonun son örneğidir ve   Bay Valpreda hala mahkemeye çıkmayı beklemektedir.

  Ama bu bombaları aslında yerleştirmiş olanlar, muhtemelen mecliste günlerini göreceklerdir.

  Bu Bayan Zigai ile ilgili olarak ne biliyorsunuz ?

  Elinizde ne kanıt var?

  Bu süper tanığın aslında bir polis muhbiri olduğuna dair kanıtlarımız var.

  Kolayca şantaj yapılabilecek biri  Güvenilirliği sıfır düzeyindedir.

  Boni ile olan ilişkisi tümüyle tesadüflere dayalıdır.

  Bu arada, biz Boni'nin özel hayatının ifşa edilmesini de istemiyoruz.

  Bizler onun masum olduğuna inandık ve onu sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz.

  Göründüğü kadarıyla, herhangi bir kanıt olmadan sadece söylentilerle Prof.

  Zigai'yi suçluyorsunuz.

  - Hayır, yo!

  - Sadece onun söylediklerini temel alıyoruz.

  - Hayır, kesinlikle hayır!

  -  O sadece görevini yapıyor.

  Bayan Zigai'nin güvenilir biri olmadığı hakkındaki bir dizi etkileyici tanıklığı   gazetelerin bilgisine sunmaya hazırız.

  - Kim için çalışıyorsunuz?

  - ''ll Giornale".

  - Ve buraya gelmeye cesaret mi gösterdiniz?

  - Sessiz olun!

  Sakin olun!

  Bu bir provokasyon.

  Hadi çıkalım.

  Unut gitsin!

  Bunun bir provokasyon olduğunu görmüyor musunuz?

  Bir şey yok.

  Devam edelim.

  Bunun kahrolası bir provokasyon olduğunu anlamıyor musunuz?

  Bayan Zigai'nin güvenilmezliği hakkında bir dizi etkileyici tanıklık Bizde olan bu  - Merhaba Bay Roveda.

  - Özür dilerim.

  Nasıl gitti Roveda?

  Hiçbir olay çıkmadı mı?

  Milano'da yeniden kızıl holiganizmi.

  GAZETECİMİZE VAHŞİ BİR SALDIRI

 Sana tam olarak ne yaptılar?

  Seni dövdüler mi?

  Sana hakaret ettiler mi?

  Hiçbir şey mi?

  Hiç bir şey olmadı mı?

  Telaşa gerek yok.

  Bu baskı zaten kapandı.

  30 satır yeterlidir.

  Hoşça kal.

  Yazık.

  Anlaştık mı?

  Merkez komite tarafından durduruluruz.

  Güvenlik hizmetini güçlendirmemiz gerekir.

  Bastioni'de görüşürüz.

  - Hoşça kal.

  - Hoşça kalın yoldaşlar.

  EFENDİLERİN SINIF TAHAKKÜMÜNE SON VERİN!

  YOLDAŞLARA ÖZGÜRLÜK!

  - POLİS DEVLETİ - NAZİLER!

  HAPİSTEKİ YOLDAŞLARIMIZ SERBEST BIRAKILSIN!

  TEK ADALET, PROLETERYANIN ADALETİDİR!

  Kim o?

  - Kim o?

  Kimsiniz?

  - Bu sefer tutuklama emrimiz var!

  Yürü!

  Ne emri?

  Görmek istiyorum.

  Başına bir iş gelmesin istiyorsan, sakin ol!

  Uyanın bakalım tembel tenekeler.

   Yoldaş işçiler!

  Defol buradan!

  Diğerleriyle git!

  DEVLET KIYIMI

Avukatlarımızı istiyoruz.

  Gördüm!

  Bilerek yaptın!

  İndir ellerini aşağıya!

  Avukat tutma hakkımız var!

  Avukat istiyoruz.

  Avukat tutma hakkımızı sağlayın.

  Başınıza bir iş gelmesin istiyorsanız, sakin olun!

  Mario Boni'nin arkadaşları için suçlama   Katilin evinde cephanelik bulundu.

  Günaydın.

  Sırayla ilerleyin.

  Şu an burada olan tanık Bayan Zigai   sizin ifadenizin aksine   28 Mart 1972 tarihinde, saat 5 ile 8 arasında   Mario Boni'nin de katıldığı bir toplantının   yapılmadığını iddia ediyor.

  Tanık ayrıca, Mario Boni'nin saat 7:45'de eve geldiğini   o saate kadar Maria Grazia Martini ile birlikte olduğunu   ve aralarında şiddetli bir kavga geçtiğini söylediğini iddia ediyor.

  Yalan bu!

  Francesco'nun yerinde saat 5 ile 8 arası   bir toplantı vardı ve Mario da oradaydı.

  Gerçek olan bu!

  Onlara gerçeği anlat!

  Biz senin bir ajan olduğunu sanıyorduk; aynı zamanda bir provokatörmüşsün.

  Özür dilerim ama haysiyetli bir vatandaşa hakaret ediyorlar.

  Dikkatli olun, yoksa zor kullanmak zorunda kalacağım.

  Siz lütfen devam edin.

  Ben ne bir casusum, ne de provokatör.

  Dürüst bir vatandaş olduğum için daha önce söylemiş olduklarımı teyit ediyorum.

  Vitaliano Fabrini, 28 Mart 1972 tarihinde saat 10:30'da beni telefonla aradı   ve kelimesi kelimesine şunu söyledi:   "Herkese, Mario'nun dün öğleden sonra saat 5'den 8'e kadar bizimle beraber   Francesco'nun yerindeki bir toplantıda olduğunu söyleyeceksin. ''.

  Hadi inkar edin!

  - Yalanlar!

  Yalanlar!

  - Yemin ederek, inkar edin!

  Telefon görüşmesi oldu mu, olmadı mı?

  Telefon görüşmesi falan olmadı.

  Francesco'nun yerinde saat 5 ile 8 arası bir toplantı vardı ve Mario da oradaydı.

  Bakalım şu konuda neler söyleyeceksiniz?

  Bu Maria Grazia Martini'nin günlüğü.

  Bay Boni tarafından   cinayetin işlendiği gece Bayan Zigai'ye elden verilmiş.

  ''28 Mart.

  Öğleden sonra Mario ile buluşacağım.

  Ondan bıktım.

  Çok fazla şey istiyor.

  Ondan kurtulmam gerek.

  Canımı sıkıyor.

 '' O şey hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.

  Ancak size şunu söyleyebiliriz ki, muhtemelen Bayan Zigai tarafından yazılmıştır.

  Hem de ilk satırından sonuna kadar.

  - Alçaklar!

  - Sana kaç para verdiler?

  Ne ödediler?

  Casus!

  Sen yazdın onu!

  Casus!

  Yani, orospunun günlüğüne bunları ben mi yazdım?

  Ne için?

  Niye olduğunu sen bilirsin.

  Mario ile bizi köşeye sıkıştırmak istedin.

  Hangi Mario?

  Kim ki o?

  Ben sadece adalet için buradayım.

  Bunun siyasetle bir ilgisi yok!

  Mario'nuza gelince de, şunu biliyor olmalısınız ki  -  o öldürmüş olabilir  - Ne saçmalıyorsun sen?

  Kanıt var!

  Yerinize oturun!

  Burası pazar yeri değil.

  Oturun!

  Onu mahvettiniz.

  Onu benden ayırdınız.

  Çünkü bizi kıskandınız.

  Ben ona yardım etmeye çalışırken, onu bana karşı kışkırttınız.

  O beni sevmişti.

  O beni çok sevmişti.

  Ona benim yaşlı olduğumu söylediniz.

  Benden hep nefret ettiniz.

  Her zaman!

  Daima!

  Onun çatlağın teki olduğunu görmüyor musunuz?

  Biz ondan nefret falan etmedik.

  Şunu bir türlü anlamak istemiyorsun.

  Kimse senden nefret etmiyor.

  Hiç kimse asla söylemedi bunu.

  Senin veya Mario hakkında hiç kimse asla söylemedi bunu.

  Biz hiç karışmadık.

  Mario'ya daha farklı davranman gerekirken davranmadın.

  Onu sürekli evde tutup   bir aptal gibi izole etmeye çalışan bir baş belası olmamalıydın.

  Ona yetebiliyor olsaydın, yaşlı ve çirkin olman kimin umurunda olurdu ki.

  Ama sen bir burjuva gibi hareket ettin.

  Boktan faşistlerden biri gibi  Onu sürekli tahrip etmeye çalıştınız.

  Kesin sesinizi!

  Ben deli değilim!

  Ben deli değilim!

  İltica istiyoruz.

  Çıkarın şunları buradan!

  Hemen!

  İşte buradalar!

  Geliyorlar!

  Bir saniye bekleyin!

  Geri çekilin!

  Karışıklık yapmayın!

  Bayan, bize bir şeyler söyleyin!

  Mario Boni ile birlikte miydiniz?

  Nişanlı olduğunuz doğru mu?

  Gidin buradan!

  Lastik izlerinden açıkça gördüğünüz gibi   araba bu noktada, ani bir fren yaparak durmuş.

  Arabanın içinde kısa süreli bir tartışma yaşandığını düşünmek akla yatkın geliyor.

  Adam tam bir cinsel ilişki peşindeymiş ki   kurbanın mahrem yerlerine şehvetli dokunuşlar yaparak niyetini açıkça belli edince   kurban arabadan çıkmaya çalışmış.

  Kurbanın bu karşı koyuşu, saldırganı daha da coşturmuş.

  Çünkü o tam bir hayvanmış.

  Onu kısa sürede yakalamış   ve suçlanmasına yol açan günahı işlemiş   olduğunu söylüyorlar.

  - Savcı iyi bir klasik eğitim görmüş.

  - Bu gülünecek kadar garip.

  Gerçekten öyle.

  Ama Martini davasındaki tek tuhaf şey bu değil.

  Artık keşfedecek başka bir şey yok.

  Her şey çok mükemmel görünüyor.

  Hepsi en başından beri belli gibi  İğrenç domuzlar!

  Beni hasta ediyorsunuz!

  Canavarlar!

  Hepinize lanet olsun!

  Cinsel sapıklar!

  Kendi taşaklarının köleleri!

  Tipik tepki.

  Aşırı savunma refleksi.

  Kendi sapıklığı üzerinden diğerlerini suçluyor.

  Götürün şunu!

  Canavar onu yakaladığında, kurban kesinlikle kurtulmak için çabalamış.

  Kimbilir, belki bir an için bile olsa, kaçarak   saldırgandan kurtulmayı denemiştir.

  - Bana bir şey mi söylemek istediniz?

  - Benimle dalga geçme, Roveda!

  Bu Lauri'nin mükemmel bir suçlu bulma konusunda polisle  ilk işbirliği olmuyor.

  Onunla bir takım değil misiniz?

  Ve şu Mario  Çalıştığın gazetenin sahibi için son derece uygun biri.

  Bu oy yağdıracaktır.

  Dolaylı propaganda her zaman en iyisidir, bunu bilmiyor musun?

  Evet ama beni aptal gibi gösteriyor olsa bile yemin ederim hiçbir şey bilmiyorum.

  Bu senin mesleğin ise, aptal olmayı göze alamazsın.

  Sen her zamanki makalelerini yazarken, Bizanti ve Lauri suçlular üretmekle meşgul.

  Ve buna da "iş" diyorlar.

  Kendi yönetim kurulunuz var   toplantı yapma hakkını kendiniz kazandınız.

  Daha ne istiyorsunuz?

  Yazılı bir dilekçe ile satış bölümüne başvur.

  Bizanti özür dilerim, sana bir şey söylemek istiyorum.

  - Acil mi?

  - Çok hassas bir mesele.

  Daha fazla ne diyebilirim ki?

  Sana dediğimi yap!

  Gel.

  Ne oluyor Roveda?

  Martini davası hakkında.

  Farkında olmadığım bir gerçeğin ayırdına vardım.

  Demek istediğim şu ki  Yapmış olduğun ince plana uygun olarak, bir sebeple  dışarı Lauri beni birleştiğinde.

   Lauri ile beni bir araya getirdiğini düşünüyorum.

  Tabii, her birimizin kendince görevi vardı.

  Gerçekte bir tecavüz var mıydı?

  Çok açık konuşayım.

  Lauri'nin yaptığı işlerin arkasında her zaman senin olduğuna kesinlikle eminim.

  - Daha net konuşur musun?

  - Pekala, size iki sorum var.

  İlki, Zigai Lauri tarafından ortaya çıkarıldı ve ardından Lauri ya da başka biri   Zigai'yi Mario Boni aleyhinde konuşmaya ikna etti.

  İl Giornale ise, kafadan kontak zavallı bir kadının yarım yamalak ifadelerine dayanarak   bir suçlu icat etti.

  İsterik ve kıskanç bir kadını kullanarak  Bana bir dava verdin ve sonra arkamdan dolaşarak   onu elimden çekip aldın.

  Bak dinle  İkincisi, bu kampanya seçim amaçları için bariz bir şekilde   orantısız olarak büyütüldü.

  Bu tezgahın seçimlerin kazanılması için yeterli olacağına inanıyor musun?

  Bizim siyasi duruşumuzu mu eleştiriyorsun; yoksa   bana mesleki ahlak dersi mi veriyorsun?

  Beni ipleri olan bir kukla gibi kullandın.

  Bir kukla  olmak isteyen o sadece, Roveda.

  Dinle bak, senin bir geleceğin var.

  İyi bir gazetecisin ve   herhangi bir kariyer kaygın yok.

  Lauri senden daha az dürüst.

  Ama o vicdansız.

  Hemen hemen her yerde tanıdıkları var.

  O mükemmel bir muhbir ağına sahip.

  Onun yardımı sayesinde birçok badireyi atlattık   ve diğer gazeteleri saf dışı ettik.

  Bunları biliyorum zaten.

  Dünyaya dün gelmedim.

  Ama bu sefer konu, dediğiniz gibi sadece muhbir ağı değildi.

  Bu kez durum, polise, mahkemeye ve kamuoyuna   hazır bir suçlu sunmaktan ibaretti.

  Martini davası, bir belirtidir.

  Mevcut durumun bir göstergesi.

  Neden bu kadar çok mektup aldığımızı hiç merak ettiniz mi?

  Çünkü genel kamuoyu bu cinayetin, ülkemizin çürümesinin bir sembolü   olduğunu düşünüyor.

  Ve korkuyorlar.

  Ama işin gerçeği anlatılmalıydı.

  Objektif raporlama yapılmalıydı.

  AMA SİZ BUNUN YERİNE, OLAYI TAHRİF ETTİNİZ.

  İnsanların bedenleri ve başları üzerinde yürümekte sakınca görmediniz ve   ortak bir davayı bir sembole dönüştürdünüz.

  Pekala, Ben ya da İl Giornale  Biz provokasyon yaptık.

  Gerçekleri objektif olarak rapor etmedik.

  Peki hangi objektiflikten söz ediyoruz Bay Roveda?

  Mario Boni'nin kim olduğunu hiç merak ettiniz mi?

  O sosyal uyum kuralları reddeden bir uyumsuz.

  Uyuşturucu kullanan ve ''ll Giornale"yi saldırı hedefi olarak gören biri.

  Greve katılmak istemeyen işçilere saldıran biri.

  Yöneticiler kaçıran, otomobilleri ters çevirip, ateşe veren biri.

  O sizden de nefret ediyor Roveda   güzel duygularınız ve asil idealizminizden de  Siz gazeteciyi tarafsız bir gözlemci olarak görüyorsunuz.

  Ben, bu tarafsız gözlemcilere acıdığımı söylemeliyim.

  Gözlemci değil, taraftar olmak zorundayız.

  Savaş şartları altındayız.

  Biz bu sınıf mücadelesi içinde fazla yer aldık.

  Bu Marx ve Lenin tarafından icat edilmedi!

  Vatandaşların çoğunluğu, sosyal uyumun en belirgin kurallarına saygı gösteriyor.

  Bununla birlikte, bir azınlık da söz konusu; yani nasıl desek çalkantılar içindeki.

  Bu azınlığın içine sapıkları  manyakları, tehlikeli akıl hastalarını  ve tabii, neye karşı olduklarının bir önemi olmadan   her şeyi yakıp yıkmak isteyen nihilistleri de ekleyebiliriz.

  Peki ''çoğunluk" kimlerden oluşuyor diye soracak olursanız  yanıtım, çalışanlar, vergilerini ödeyenler olarak  Bak baba!

  Onu görebiliyor musun?

  Hadi bak, o baba.

  Göremedin mi?

  Bak!

  Bak baba orada.

  Hadi ama uyuma da babayı seyret.

  Hadi.

  Çok sıkıcı!

  Kanal değiştirelim!

  Olmaz.

  Rahatsız olacağını biliyorsun.

  Hadi seyret.

  Hiçbir şey anlamıyorum.

  Ama baba orda.

  Hadi ona bak.

  Bak o, bak! çocuklarımız her gün okula gidiyor.

  Onlar açıkta ve savunmasızlar.

  Bu probleme karşı hemen bir tavır geliştirmeliyiz.

  Çok telejeniksin, biliyor musun?

  Çok iyi vitrin yaptın.

  Aferin sana.

  Polis müdahale etmeli.

  Yargıçlar mahkum etmeli.

  Yöneticiler gereken sertlik ile hareket etmelidir.

  Eğer izin verirseniz, görünümü daha basit bir şeyle anlatmak istiyorum.

  Bazıları ironik bulabilir ama  bence teyit etmek önem taşıyor.

  Kötülüklerin kökeni işin doğasından kaynaklanıyor.

  - İnsanlık  İnsanlar kusurlu!

  - Evet, hepimizde kusur var.

  HEPSİNİN EN İYİSİ SENSİN, BİLİYOR MUSUN?

  Ama karşımızda gerçek suçlular var.

  İşte o bombaları yerleştirenler ve küçük kızlara tecavüz edenler, hep aynı.

  Şu Mario Boni'nin gündüz vakti devrimci, geceleyin de cani olması   sıradan bir tesadüf değil.

  BİLİYOR MUSUN, SANKİ İNCİL OKUR GİBİ İL GİORNALE OKUYAN   ŞU SALAKLARDAN DAHA KÖTÜSÜN.

  MERAK EDİYORUM; ARKADAŞLARINA, PARANA, HER ŞEYE RAĞMEN   KARIM OLMA GERÇEĞİNE SAPLANIP KALMIŞ OLABİLİR MİSİN?

  BİR DEVLET MEMURUNUN KARISI OLMA MANTIĞINA HAPSOLMUŞ GİBİ  VE KONU SADECE BİR APTAL OLDUĞUN GERÇEĞİ DEĞİL   AYNI ZAMANDA, OĞLUMU DA KENDİN GİBİ YETİŞTİRİYOR OLMAN.

  İTALYA'NIN EN YETKİN GAZETESİNİN GENEL YAYIN YÖNETMENİNİN KARISININ   SIRADAN BİR OKURA GÖRE DAHA GELİŞMİŞ BİR ZİHNİYETE   SAHİP OLMASI GEREKTİĞİNİ ANLAYAMIYOR MUSUN?

  NE ZAMAN DÜNYAYI ANLAMAYA BAŞLAYACAKSIN?

  DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ VE SÖYLEDİĞİMİZ ARASINDAKİ FARKI NE ZAMAN ANLAYACAKSIN?

  SEN BİR APTALSIN, GERİ ZEKALI BİR APTAL.

  KENDİMİ BU EVDE YALNIZ HİSSEDİYORUM.

  DUVARLARA KONUŞMAK, SENİNLE KONUŞMAKTAN DAHA ÇOK TATMİN EDİCİ GELİYOR.

  EĞER MARİA GRAZİA'NIN BABASI OLSAYDINIZ, YANITINIZ HALA AYNI MI OLURDU?

  Evet, bu doğru!

  28 Mart tarihinde Vitaliano Fabrini'nin evinde değildim.

  Tüm öğleden sonrayı Maria Grazia ile geçirdim.

  Size daha önce doğruyu söylemedim çünkü korkmuştum.

  Ve ayrıca, sizin gibilere çok fazla güvenmediğim için  Her zaman olduğu gibi onu okulun önünde arabamda bekliyordum.

  Sıklıkla annesi onu gelip aldığından  gelip gelemeyeceğini bilmemi istemezdi.

  Doğal olarak, her şeyi gizlilik içinde yapıyorduk.

  Ailesi, onun benimle çıktığını bilseydi, bunu kınamaya hakları olabilirdi.

  Faşizme geçit yok!

  Komünizme de!

  Hıristiyan demokrasi için bir oy iki oy anlamına gelir.

  Düzen bozukluğu ve şiddete karşı  savunma için çapraz kalkanı kullanın.

  Grazia!

  - Hadi ama Mario.

  Yine başlama!

  - Neden?

  Çünkü!

   Konuşmamız gerekiyordu, unuttun mu?

  Ne iğrenç bir yer!

  Nereye getirdin beni böyle?

  Milano'da nehir kıyısında bir yer olmadığı için özür dilerim.

  Şu senin Milano'nda  - Niye geldin o zaman?

  - Erdemin başkenti.

  Bırak şunu!

  - Yani 

- Yani yeter.

  Artık istemiyorum.

  Yani proletaryadan bıktın mı artık?

  Sadece cehaletini gidermek için mi benimleydin?

  Senin için sadece geçici bir hevesti, değil mi?

  Öf Mario, neden bu saçmalıkları söylüyorsun ki?

  Seninle birlikte oldum çünkü sevimliydin ve senden hoşlanmıştım.

  Ama artık senden hoşlanmıyorum ve bu dünyanın sonu değil.

  Beni, senin gibi aptal bir kızla birlikte olmamam için uyarmışlardı.

  Artık daha fazla konuşmayalım.

  Beni eve bırak.

  Dinle güzelim, evine yürüyerek gideceksin çünkü seni götürmeyeceğim.

  Defol!

  Telefon aç da, sana bir şoför göndersinler.

  Baştan belirtmeliyim ki,  müvekkilinize yöneltilen suçlamaların zayıflamadığını   tam tersine, bu ifade sayesinde kanıtlanmış   ve teyit edilmiş olduğunu düşünüyorum.

  Burayı imzalayın.

  MARİA GRAZİA'NIN GÜNLÜĞÜ ÖNEMLİ DELİL OLDU  BONI'NİN MAZERETİ BOŞ ÇIKTI - Size söylemem gereken çok önemli bir şey var.

  - Nedir?

  Endişelenme, sana bu bilgiyi beleşe vereceğim.

  - Mario Boni kimseyi öldürmedi.

  - Ne?

  Gazeteniz bir sürü yalan yazdı.

  Açıklayabilir misiniz?

  Maria Grazia bakire değildi.

  Onun çok güzel bir kız olduğunu hatırlatmak isterim.

  Canının çektiği biriyle yatağa girdi, hepsi bu.

  Doktor beyanları ve otopsi raporu bunun tam tersini söylüyor.

  Hepsinde bakire olduğundan söz ediliyor.

  Hangi bekaret?

  Söyledikleri şey bu!

  Sen hangi dünyada yaşıyorsun?

  Babası Martini, üniversite ve hastanelerde bir baron.

  Otopsiyi yapan doktorlar ya ona kıyak çekmişlerdir   ya da onlara ücretini ödemiştir.

  Calvi'ye sor, o da onunla birlikte oldu.

  Ve Boni için onu terk etti.

  Peki ya Mario Boni ile olan ilişkisi ?

  İşçiler ve öğrenciler için düzenlenen bir toplantıda tanıştılar.

  Kızların kendilerini proleterlerin kucağına attığı bir zaman dilimi vardır.

  Kız çok güzeldi.

  Herkes ona hayrandı.

  Bu olay, dünyada bir sürü pislik varken, gelip onu buldu.

  Hatta kapıcı bile ona aşıktı Hani şu, "onu sarı renkli 500'e binerken gördüm" diyen  Evet.

  O da kendince kıza kur yapıyordu.

  Utangaç, asabi bir otuzbirci.

  Müdürün casusu.

  Girebilir miyim?

  Girebilir miyim?

  Kim o?

  Özür dilerim, ben gazeteciyim.

  Hayır, artık gazetecilerle daha fazla konuşmak istemiyorum.

  - Ben "ll Giornale"'denim.

  - Lütfen çıkın.

  Sakin olun.

  Maria Grazia Martini davası ile ilgili haber yapmak gibi bir niyetim yok.

  Ben bildiğim her şeyi sizlere zaten anlattım.

  Daha başka söyleyecek bir şeyim yok.

  Ben sadece bir şeyi öğrenmek istiyorum.

  Maria Grazia'nın okul arkadaşlarından biriyle ilişkisi var mıydı?

  Hayır.

  Hayır.

  Maria Grazia bazı şeyleri yapma yeteneğine sahip değildi.

  O daha çocuktu.

  Daha hiç kimseyle yakınlaşmamıştı.

  Onu izlerdim.

  Bütün okul arkadaşları onun peşindeydi   çünkü o en güzel ve en özel kızdı.

  Mario Boni onunla bir toplantıda tanışmış olduğunu iddia ediyor.

  Bu mümkün değil çünkü o siyaset hakkında hiçbir şey bilmezdi.

  Ve hatta, bilmeyi de istemezdi.

  Bu nedenle, ne grev, ne oturma eylemi, ne de toplantı  O okul arkadaşları gibi değildi.

  Onlar   artık tüm okulu ele geçirdiler.

  Uyuşturucu kullanıyorlar.

  Onların kaybedecek bir şeyi yok; hepsi babalarının küçük çocukları.

  Hepsini hapse tıkmak isterdim.

  Yani siz, Boni'nin katil olduğuna ikna oldunuz.

  Tabii ki de oldum.

  Onun neden hala yaşadığını anlayamıyorum.

  Ve gazetede çıkan haberlere de inanıyorum.

  İl Giornale'de hepsini okudum.

  Ben zaten yıllardır onu okurum.

  Yani sadık bir okurum.

  Başka bir şey de okumam.

  O halde, Mario Boni'nin Maria Grazia ile   bir ilişkisi olduğunu itiraf ettiğini de biliyorsun.

  - Ama  - Samimi bir ilişki.

  Ama İl Giornale bundan hiç bahsetmedi.

  Bunu yazmadınız.

  Piç herif.

  Belki kızı dövmüştür de.

  Ama o  o asla öyle biri değildi ki.

  O bir  O masumdu.

  O bir  O tertemizdi.

  O bir azizeydi.

  Bir melek!

  O bir  O bakire Meryem'di.

  Bakire Meryem!

  Bakire Meryem!

  Bakire Meryem!

  O bir azizeydi.

  Maria Grazia benim için öyleydi.

  Bakire Meryem!

  O benim için bir azizeydi.

  Bakire Meryem!

  Bir azize!

  Görüldüğü kadarıyla, okul arkadaşları bana senin Maria Grazia'ya   aşık olduğunu söylerken, haklıymışlar.

  Onlar benden nefret ederler çünkü o beni seviyordu.

  O asla onlarla olmazdı.

  Onu bir fahişe gibi görürlerdi.

  Bütün bunlar niye yaşandı, biliyor musun?

  Çünkü Latince kaldırıldı.

  Latince zorunlu ders olmalı!

  Ben de olağan yöntemle okudum, ama her şeyi hatırlıyorum!

  Senden bu kadar azını beklemiyordum.

  Yazdıklarının hepsi sadece kişisel görüşlerin ki   polis bunların hepsini inceledi ve ciddiye almadı.

  Polis sadece, sizin ve Lauri'nin işaret ettiği yolu izledi.

  İl Giornale'nin diğer hipotezleri de dikkate almasını talep ediyorum.

  Ve Boni ile arkadaşlarını çerçeve içine almaya son vermesini.

  Roveda sakin ol ve beni dinle.

  Neden sadece seni ilgilendiren şeyler hakkında endişelenmiyorsun?

  Tabi ya!

  Senin şu ünlü "görevler bölümü"n.

  Herkese yetecek kadar var!

  Bu sadece bir cesaret meselesi!

  Bu mesleği iğrenç bir işe çeviriyorsun.

  - Hangi meslekler asil sence?

  - Senden nefret ediyorum!

  Gereğinden fazla konuştun.

  Sen geri zekalığa mükemmel bir örneksin!

  Senden korkmuyorum.

  İdareye gidip işten çıkarılma belgelerini al.

  HEPSİ HAZIR.

  - SENİ GAZETECİLER DERNEĞİ'NE İHBAR EDECEĞİM!

  - GİT VE NE İSTİYORSAN YAP.

  ONA DAHA FAZLA DAYANAMIYORUM!

  O MÜKEMMEL BİR APTAL!

  İLK ÇIKARACAĞI KİTAPTA İŞİMİZ BİTER!

  Kimsin?

  Ne cüretle?

  Ne istiyorsun?

  Bu da ne demek?

  Sana kim olduğunu sordum?

  Ne istiyorsun?

  - Bana her şeyi anlat!

  - Her şey mi?

  Benim sakladığım bir şey yok!

  - Domuz!

  Domuz!

  - Ben bir şey bilmiyorum!

  "Ben yaptım" de!

  "Ben yaptım" de!

  - "Ben yaptım" de!

  - Ben yaptım!

  - Söyle!

  - Evet bendim.

  Onu öldürdüm.

  O kaşarlanmış kaltağı.

  Benimle alay etti, ben de arabamla takip ettim.

  Boni onu varoşlarda bıraktı.

  Yardım edin!

  Debelenme!

  Debelenme!

  Evet, onu ben öldürdüm.

  Şimdi beni dikkatle dinle.

  Bunu sadece sen ve ben biliyoruz.

  Eğer herhangi biriyle konuşursan, sana zarar veririm.

  Eğer konuşmazsan, sana yardım ederim.

  Yeterince açık mı?

  - Evet!

  Evet!

  - Açık mı?

  - Anladın mı?

  Birbirimizi anladık mı?

  - Evet!

  Evet!

  Hristiyan demokratlar güçlü bir parti olduğunu kanıtlıyor.

  Antifaşizm ve antikomünizm hala kazanan bir kart olma özelliklerini koruyor.

  Bu formülün yıpranmış olma tehlikesi de var.

  Eğer komünizm kazanırsa, kazak atlarını San Pietro çeşmelerinden içerken göreceğimize   artık kimse inanmıyor.

  Hayal gücünün bu topluma ulaşmamasından korkuyorum.

  Goebbels günlüğüne şöyle yazmış:  kitleler bizim hayal edebileceğimizden çok daha ilkel.

  dolayısıyla, propaganda yineleme yöntemine dayalı olarak   olabildiğince basit olmalıdır.

  Büyük Amerikan reklam ajansları tarafından yönlendirilen çok modern bir yöntem denenmeli.

  benzersiz satış önermesi.

  Sende bazı haberler mi var?

  Nedir?

  Evet.

  Maria Grazia Martini'nin gerçek katili ortaya çıktı.

  Bir manyak.

  Hastalıklı bir tip 

Konuşmayacak.

  Hiçbir şey söylemeyecek.

  Onu nasıl kullanacağımızın kararı bize bağlı.

  Seçimler geçene kadar bekleyelim.

  Çıkan sonuca göre kararımızı veririz.

  - Direktörü bilgilendirmek gerekir mi?

  - Hayır, bunun hakkında hiçbir şey bilmemeli.

  Herkes kendi işini yapmalı ve kendi sorumluluğunu üstlenmeli.

  Ve doğal olarak, kazancını da paylaşmalı.

  Direktör demek, aynı zamanda yöneten anlamına gelmez.

  Herkes kendi konumu içinde kalmalı.

  Bizim isteğimiz, polis bastırsın, hakim yargılasın   ve basın da insanları ikna edebilsin.

  Sonuçta herkes görevini yapsın.

  Yeter ki, işçiler birlikte oynamasın.

  Zaten yeterince çalışmıyorlar.

  Umurlarında da değil.

  Her zaman daha çok ücret talep ediyorlar.

  Üretim seviyelerini yükseltebilmekten aciziz.

  Esas sorun da bu.

  Bütün bunların karşısında, Mario Boni suçlu olsa   ne yazar, masum olsa ne yazar.

  ruhuna ulaşmasını dileyerek senin için dua ediyoruz  sunduğumuz hediyeleri takdis etmeni diliyoruz   ki onlar, vücut ve kan olabilsinler.

  İsa Mesih, oğlunuz ve Rabbimiz için  bize bu gizemleri kutlamayı sağlayanlar için Hemşiremiz Maria Grazia'yı hatırlayın  

 bugün hayattayken ona kendiniz seslenin  onu vaftizle, yüce İsa'nın, oğulun ölümüyle   ve kendinizle birleştirirken  onun dirilişin bir parçası olması için dua edelim.

   O ölüleri yattıkları yerden dirilterek yükselttiği zaman 

ölü bedenlerimizi onun muhteşem vücudunun  görüntüsü içinde dönüştürsün.

  Yüce Tanrı tarafından karşılanmak üzere olan kurbanımız için   dua edelim kardeşlerim.

  Huzur içinde yat!

  Tören sona erdi.

 

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar