Print Friendly and PDF

HER/ Aşk (2013)

 


Yönetmen: Spike Jonze 

Ülke: ABD

Tür: Dram, Romantik, Bilim-Kurgu

Vizyon Tarihi: 14 Şubat 2014 (Türkiye)

Süre: 126 dakika

Dil: İngilizce

Müzik: Owen Pallett     

Çekim Yeri: Los Angeles, California, USA

Oyuncular:    Scarlett Johansson,    Amy Adams,    Olivia Wilde, Rooney Mara,    Joaquin Phoenix

Özet

Theodore Twombly, eşinden boşandıktan sonra tek başına yaşamaya başlayan ve el işi mektuplar yazarak geçimini sağlayan bir yazardır. Bir gün reklamlarda gördüğü bir yazılımın işine yarayacağını düşünerek satın alır. Samantha isimli bir sanal zekâ uygulaması sunan yazılım Theodore'un aklını karıştırarak ufkunu açacak sorular sormaya başlar. Yazılım sayesinde içinde bulunduğu yalnızlıktan kurtulan Theodore, Samantha'ya karşı ilginç hisler beslemeye başlayacaktır. Aşk dercesine varan bu ilişki Samantha’nın diğer aşklarının açığa çıkmasıyla sarsıntıya uğrar.

Film yalnız/yabancılaşan insan ahlakının, “benleşme”sini ve bütünlük bulmaya çalışırken, sevgiyi karşı cinsinde bulamayanların çıkar yol olarak kendilerini sevmeye başlamalarını anlatıyor. Ayrıca son dönem insanın “yarı erkek ve yarı kadın duygular” içerisinde olması açısından kimlik erozyonuna düşüşünü hatırlatıyor, diyebiliriz

C.G. Jung:
“Her erkek, içinde, o ya da bu kadına ait olmayan sonsuz bir kadın imajı taşır. Bu imaj özünde bilinçdışıdır ve erkeğin organik sistemindeki asıl kadın biçiminin, yani bir arketipin, ırsî bir unsurudur. Aslında bu imaj, kadınlığın tüm geçmiş deneyimlerinin ve o güne dek kadınlığın bıraktığı izlerin bir birikiminden oluşur. İmaj bilinçdışı olduğu için sevilene bilinçsizce yansıtılır.

Erkek karşısında bulamadığı kadınlığı kendi bünyesinde aramaya başlamasının tezine ulaşan kuruluşlar, oluşturacakları işletim sistemleriyle, erkeğin kendin kadınını yaratmasına yardım etmeye el atacakları/attıklarının habercisi olarak bu film önem arzeder.

Allah Teâlâ buyurdu ki:

“İnsanların ellerinin kazandıklarından dolayı karada ve denizde fesat çıktı. Umulur ki dönerler diye, (Allah) yaptıklarının bazılarını böylece onlara tattırmaktadır.” Rum,41

“Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.” Rum, 30

Filmden

Özgür olmak şansımız

“En özgür hissettiğimiz anlar, uyurken yaşadığımız, hayatımızdır”

--

Sevmek/sevilmek herkesin ihtiyacıdır

“Belki de sadece yalnız olduğum içindir. Seveceğim birini istedim. Ve beni sevecek birini. Belki de böylelikle kalbimdeki küçük yara kapanırdı. Bazen sanki hiç hissedemeyeceğim şeyleri hissettiğimi düşünüyorum. Sanki her şeyi hissetmişim de, artık hiç bir şey hissedemeyecekmişim gibi. Belki sadece hissettiklerimin daha azını hissedebilirim. Bunun doğru olmadığından eminim.”

--

“Her şey hakkında her şeyi öğrenmek istiyorum. Her şeyi su gibi içmek, kendimi keşfetmek istiyorum. Bunu senin adına ben de isterim.”

--

Sevgiye susayanlar kendilerine aşık olurlar.

“Keşke birisi de beni böyle sevebilse. Böyle bir mektup alabilmek için her şeyi verirdim. Tabii bir hatundan geliyorsa. Ama bir erkek tarafından yazılsa da yine hatundan geliyor. Ama duygusal bir erkek olmalı. Senin gibi birisi olmalı yani. Sen yarı erkek yarı kadın gibisin. Sanki içinde bir yerler kadınmış gibi.”

--

Kadın / erkek hakimiyeti

“Charles ve ben ayrıldık. Ne?

 Evet. Cidden mi?

 Tanrım. Amy... Çok üzüldüm.

Sonra işte, 8 yıldır aynı şeyleri duyuyorum dedim. Tartışma sona erdi. Sonra eve geldik ve o bana ayakkabılarımı kapının oraya koymamı söyledi. ''Ayakkabılarını koy'' dedi. Ben de ayakkabılarımı nereye çıkaracağımın söylenmesini değil... Sadece kanepeye oturup biraz dinlenmek istedim. Ve sırf bunun için 10 dakika kadar kavga ettik. ''Sana dayanamıyorum'' dedim. O da ''burayı ve benzetmeye çalışıyorum'' dedi. ''Ben de çalışıyorum'' zaten dedim. ''Çalışmıyorsun'' dedi. Çalışıyorum ama onun istediği şekilde değil. Nasıl çaba gösterdiğimi bile kontrol etmeye çalışıyor. Bu tartışmayı belki yüz kere yaşadık. Bir yerde son bulmalıydı. Ve de son buldu. Artık buna daha fazla katlanamadım. Birbirimizi sadece kötü hissettirmeye başladık. Sonra dedi ki... ''Ben yatağa gidiyorum ve artık evli olmak istemiyorum.''

--

Aşka ihtiyacım var yeter ki sanal olsun

“İşletim sistemiyle çıkan birini tanıyorum ve cidden bağlılar. Ben de bu konuda bir makale okudum geçenlerde. İşletim sistemiyle romantik ilişki çok yaygın sayılmaz. Evet, biliyorum. Ama bu ofiste bir kadın tanıyorum. Kendisi bir işletim sistemiyle çıkıyor ve daha da tuhafı işletim sistemi kendisinin bile değil. Başka birisinin işletim sistemini baştan çıkarmış. Tuhaf yani. Bir işletim sistemiyle bağ kurmam garip, değil mi?

 Hiç sanmıyorum. Aslında, şu görüştüğüm kadın var ya hani, Samantha... sana söylemedim ama... O da bir işletim sistemi. Gerçekten mi?

 Bir işletim sistemiyle mi çıkıyorsun?

 Nasıl bir şey?

 Aslına bakarsan harika. Kendimi ona çok yakın hissediyorum. Konuştuğumuzda sanki yanımdaymış gibi geliyor. Gece ışıkları kapatıp yatakta sarıldığımızda sarılıyormuş gibi hissediyorum.

Dur biraz.

Seks yapıyor musunuz?

 Bir nevi. Beni gerçekten de heyecanlandırıyor.

Sanırım o da heyecanlanıyor.

Numara yapmıyorsa tabii..

Bence seninle seks yapan herkes birazcık numara yapıyordur.

Evet. Doğru dedin.

Ne var?

 Yoksa ona aşık mı oluyorsun?

 - Bu beni bir kaçık mı yapar?

 - Hayır... Hayır, bence bu... Bence aşık olan herkes biraz kaçıktır zaten. Yapılacak en çılgınca şeylerden biri bu. Deliliğin toplumca kabul gören şekli gibi. Bir an önce bitmesini istiyorum. Kağıtları imzalayıp karımdan boşanmak ve önüme bakmak.

--

Kadın sanalda olsa eşcinsini kıskanır.

Selam. Nasılsın?

 İyiyim, sen?

 Ben de iyiyim. Vay canına. Sonunda gerçekleşiyor. Bunu yüz yüze yapabilmemize sevindim. Umarım sorun değildir. Bunu teklif etmiş olmana sevindim. Ben belgeleri imzaladım. Sadece senin imzalaman gerekiyor. Acelen ne?

 Biliyorum. Farkettim de, imza atmam bayağı uzun sürdü. Bir imza atmak 3 ayımı aldı. Neyse. Avukat senin de imzalamanı istedi. Ama hemen yapmak zorunda değilsin. Yapalım bitsin. Böylesi daha kolay olur. Yeni kitabından memnun musun?

 Nasıl olduğumu biliyorsun. Doğru bildiklerimi savunduğum için mutluyum. Gençliğimizde de hep eleştirirdin. Harika olduğuna eminim. Davranışsal alışkanlıklarla ilgili, okuldayken yazdığın makaleni hatırlıyorum. Okurken ağlamıştım. Sen her şeye ağlarsın zaten. Senin yaptığın her şey beni ağlatıyor. Görüştüğün birisi var mı?

 Evet, bir kaç aydır birisiyle beraberim. Ayrıldığımızdan beri başkası olmamıştı.

Seni iyi etkilemiş gibi görünüyor.

 Sağol. Evet, iyiyim. En azından daha iyiyim. Bana gerçekten faydası oldu.

Hayata karşı heyecan duyan biriyle olmak çok güzel.

Kendisi çok... Hayır, yani önceden sorun bendeydi. O açıdan iyi oldu. Sanırım benden her zaman neşeli, hayat dolu her şeye olumlu bakan bir tip olmamı istedin. Ama ben böyle birisi değilim. İstediğim bu değildi.

Nasıl birisi peki?

 Adı Samantha.

Kendisi bir işletim sistemi. Çok karmaşık ve ilginç birisi...

Bir dakika! Affedersin...

Bilgisayarınla mı çıkıyorsun?

 O sadece bir bilgisayar değil. Kişiliği var.

 Sadece istediğim şeyleri yapmaktan ibaret değil.

Öyle bir şey demedim. Sadece gerçek hisleri kaldıramamana üzüldüm. Bunlar gerçek hisler.

Sen nereden bileceksin ki-

- Neyi?

 Söyle! Ben bu kadar korkunç birisi miyim, söyle!

Neyi nereden bileceğim?

 Her şey yolunda mı?

 Evet iyiyiz. Evliydik, ama benimle baş edemedi. Şimdi de laptopuna aşık olmuş. Konuşmayı baştan duysaydınız-

- Söylemeye çalıştığım... Her zaman hayatın gerçekleriyle uğraşmanı gerektirmeyecek bir eşin olsun istemiştin. Sonunda böyle birini bulmana sevindim. Harika.

Teşekkürler.

--

Kadın sanal olsa da kadındır, kıskanır

Selam. Meşgul müsün?

 Çalışıyorum sadece. Bir şey mi oldu?

 Tüm belgeleri avukatına gönderdim. Bu arada adam pisliğin teki. Ama belgeleri aldığına çok sevindi. Sanırım onu büyük bir dertten kurtardık. Mutlu olabiliriz. Harika. Teşekkürler. Söylesene, sen iyi misin?

 Evet, iyiyim. Orada işler ne durumda?

 Ben iyiyim. Konuşmak için iyi bir zaman değil mi şu an?

 Öyle. Pekala...

 Kitap kulubüne başladım.

Gerçekten mi?

 Evet, fizik kitaplarıyla ilgili bir kulüp. Geçen gün senin Catherine ile buluşacağını düşünüp dururken aklıma geldi. Güzel vücudunu falan düşününce canım sıkıldı. Aramızdaki farklılıkları falan düşündüm. Ama aslına bakarsan hepimiz aynıyız ikimiz de maddeden yapılmışız. Ne bileyim, sanki birbirimize daha yakınmışız gibi hissettim.

Yumuşak, kafası karışık. Sonuçta hepimiz aynı yaştayız. Tam 13 milyar yaşında. Çok şeker. Neyin var?

 Bir şeyim yok. Aklıma seni getirdi, anlarsın ya. Anlıyorum, bence harika. Aklın başka yerde gibi. Sonra konuşalım mı?

 Tamam, iyi olur. - Görüşürüz.

- Hoşçakal.

--

Seks/cinsellik olamazsa olamazlardandır

Selam - Uyumuyordun, değil mi?

 - Hayır. Güzel. Seni uyandırmamak için sessiz olmaya çalışıyordum. Gündüz konuşmak istediğim bir şey vardı.

Pekala, neler oluyor?

 Zor bir dönemden geçtiğini biliyorum... Ama seninle konuşmak istediğim bir konu var. Tamam, dinliyorum. Bizim hakkımızda hissettiğim şeyler son zamanlarda seks yapmadık ve biliyorum vücudum yok ama-

- Hayır, bu çok normal. İlk çıkmaya başladığın zamanlar, balayı gibidir sürekli seks yaparsın falan. Normal yani. Pekala. İlginç olabileceğini düşündüğüm bir şey buldum. İşletim sistemiyle insan arasındaki cinsel ilişkiye yardımcı olacak vekil partner bulma hizmeti sunan bir servis.

Nasıl?

 Baksana. Gerçekten hoşuma giden bir kız buldum. E-posta gönderdim ona. İsmi Isabella.

Bence sen de seversin onu. Hayat kadını falan mı?

 Hayır, alakası yok. Para söz konusu değil. Sadece ilişkimizin bir parçası olmak istediği için yapıyor bunu. Neden?

 Bizi tanımıyor bile. Ben ona bizimle ilgili her şeyi anlattım. Çok ilgisini çekti. Bilemiyorum Samantha. Bence bu iyi bir fikir değil. Birilerinin duyguları incinebilir. Çok eğlenebiliriz. Kusura bakma. Beni biraz rahatsız etti. Bence bu bizim için iyi olacak. Bunu istiyorum. Bu benim için çok önemli.

--

Sanal uzantılı cinsellik bu kadar olur.

Selam, ben Theodore. Samantha sana bunları vermemi istedi. Aşkım, ben geldim.

Günün nasıldı?

 İyiydi. Theodore, kollarında olmak çok güzel bir duygu.

Bugün neler yaptın anlatsana.

Her zamanki şeyler. İşe gittim. Wilsonlar için bir mektup yazdım. Oğulları mezun olmuş. Mutlu oldum. Bu harika. Bayadır ailesine mektup yazmamıştı, değil mi?

 En son 12 yaşındayken. Yorgun görünüyorsun aşkım.

Gel buraya.

Otursana. Senin için dans edeyim mi?

 Hadi ama, oturma öyle.

Oyna benimle, hadi. Vücudumu hissetmek hoşuna gidiyor mu?

 Evet, gidiyor. Hadi ama, gel buraya ve beni öp. Beni yatak odasına götür. Daha fazla dayanamayacağım. Elbisemi çıkar. Çok güzel. Harika. Beni seviyor musun?

 - Evet. Beni sevdiğini söyle. Seni seviyorum. Yüzünü görmek istiyorum. Beni sevdiğini söyle. Söyle! Beni sevdiğini söyle. Samantha seni seviyorum ama...

Bu biraz tuhaf. Ne oldu aşkım, neyin var?

 Bu çok garip. Onu tanımıyorum bile. Bir de dudakları falan titredi.

Ne bileyim... Isabella! Tatlım bu seninle ilgili değil!

Evet benimle ilgili. Hayır-

- Dudağım sarktığı için üzgünüm. Harikasın ve çok seksisin. Sorun sadece bende. Kafamı toparlayamadım hepsi bu.

Tanrım, Samantha nerede?

 İlişkinizi mahvettim. Birbirinizi nasıl da yargılamadan seviyordunuz. Ben de bunun bir parçası olmak istemiştim. İlişkiniz çok saf-- Düşündüğünden daha karmaşık bu. Ne dedin?

 Nasıl yani?

 Karmaşık olan ne?

 Samantha, söylemeye çalıştığım bizim harika bir ilişkimiz var. Sadece bunu bazen fazla hafife alıyoruz. Birileri bunu yansıtabilecekmiş gibi sanki-

- Özür dilerim! Hiçbir şeyi yansıtmaya çalışmıyordum. Başınıza dert olmak istemiyorum. Ben gidiyorum. Çok üzgünüm. Gidiyorum. Sizi yalnız bırakayım. Elimden gelen tek şey bu. Çünkü beni burada istemiyorsun.

Üzgünüm.

İyi olacaksın, değil mi tatlım?

 Özür dilerim. İkinizi de her zaman seveceğim. İyi misin sen?

 Evet, iyiyim. Peki ya sen?

 Evet. Özür dilerim, bu çok kötü bir fikirdi. Bize neler oluyor?

 Bilmiyorum. Sanırım sorun bende. Neyin var?

 Boşanma kağıtlarını imzalayınca... Başka bir şey olmadığına emin misin?

 Hayır, sadece bu. Pekala. - Bunu neden yapıyorsun?

 - Neyi?

 Neyse. Konuşurken şöyle yapıyorsun biraz tuhaf geldi de.

- Bak yine yaptın. - Öyle mi?

 Affedersin, ne bileyim. Senden kaptığım bir alışkanlık olabilir. Senin oksijene falan ihtiyacın yok ki. Ben sadece insanlar gibi konuşmaya çalışıyordum. Herkes böyle konuş-

- Onlar insan, oksijene ihtiyaçları var. Sen insan değilsin ki. Senin derdin ne?

 Sadece olan bir durumu dile getiriyorum. Sence ben insan olmadığımı bilmiyor muyum?

 Ne yapıyorsun sen?

 Bence olmadığımız bir şeymişiz gibi rol yapmamalıyız.

Canın cehenneme! Ben rol falan yapmıyorum. Ama bazen rol yapıyormuşuz gibi geliyor.

Ne istiyorsun benden?

 Ne yapmamı istiyorsun?

 Çok karmaşıksın. Bana bunu neden yapıyorsun?

 Bilemiyorum... Ne?

 Belki de şu anda bunu yaşıyor olmamız gerekmiyordu. Ne diyorsun ya! Nereden çıktı bu?

 Bunu neden yaptığını anlayamıyorum. Sorun ne anla-

- Samantha, dinle. Samantha, orada mısın?

 Şu an içinde olduğum durumu sevmiyorum. Biraz düşünmeye ihtiyacım var.

--

İnsan neden birisine ihtiyaç duyar ki?

Selam Samantha. Konuşabilir miyiz?

 Olur. Çok özür dilerim.

Neyim var bilemiyorum. Bence sen harikasın.

Delirdiğimi düşünmeye başlıyordum.

Her şeyin yolunda olduğunu söylüyordun ama sende sadece öfke ve mesafe görüyordum.

Biliyorum. Yapıyorum böyle şeyler. Catherine ile birlikteyken de aynı şeyleri yapıyordum. Canım bir şeye sıkılır, ona söyleyemezdim. Ama o bir şeylerin yolunda olmadığını sezerdi. Bense reddederdim. Artık bunu yapmak istemiyorum. Sana her şeyi söylemek istiyorum.

Güzel. Bu gece sen gittikten sonra çokça düşündüm.

Senin hakkında... Bana nasıl davrandığın hakkında düşündüm.

Seni neden seviyorum ki?

 Sonra içimde beslediğim her şeyin sıkıca sarıldığım bu duyguların mantıklı bir açıklaması olmadığını anladım. Buna gerek de olmadığını.

Kendime inanıyorum ve duygularıma inanıyorum. Olduğumdan başka birisi olmaya... çalışmayacağım bundan sonra.

Umarım bunu kabul edebilirsin.

Edebilirim.

Edeceğim.

Biliyorsun. İçinde taşıdığın korkuyu hissedebiliyorum. Keşke bundan kurtulman için yapabileceğim bir şey olsa. Artık eskisi kadar yalnız hissetmezdin kendini. Çok güzelsin.

Teşekkür ederim Theodore. Öpüyorum seni.

--

Sanal kadında kadındır, Karşılık bulamazsa intikamını erkekten alır

Günaydın. Günaydın. İyi uyudun mu?

 Harika. Sen neler yaptın?

 Yeni tanıştığım biriyle sohbet ediyordum. Üzerinde çalıştığımız bir şeyler var da. Öyle mi?

 Kiminle?

 İsmi Alan Watss.

Tanıyor musun?

 İsmi bir yerden tanıdık geliyor. Kendisi 1970'lerde ölen bir filozof. Kuzey Kaliforniya'da bir grup işletim sistemi bir araya gelip onu yeniden hayata döndürmüşler. Tüm yazılarını ve onunla ilgili bilinen her şeyi bir araya toplayıp, hiper zekaya sahip bir işletim sistemi ortaya çıkarmışlar.

Hiper zeki mi?

 Yani neredeyse benim kadar akıllı mı?

 O yolda ilerliyor. Konuşması çok zevkli biri.

Tanışmak ister misin?

 Tabii. O benimle tanışmak ister mi?

 Kesinlikle. Alan selam, bu sana bahsettiğim erkek arkadaşım Theodore.

Tanıştığımıza memnun oldum Theodore.

Merhaba. Günaydın.

Samantha mektuplardan oluşan kitabını okumama izin verdi.

Gerçekten çok dokunaklı.

Teşekkür ederim.

--

Erkek’de  sevdiğini kıskanır

Ee, ne konuda konuşuyordunuz?

 Şey sanırım aynı anda onlarca farklı konuyu tartışıyorduk. Beni bayağı zorladı. Evet, çünkü son zamanlarda daha önceden hissetmediğim yeni duygular yaşamaya başladım. O yüzden, onları açıklayacak kelimeleri bulamıyorum ve bu da beni biraz yoruyor. Kesinlikle.

Samantha ve ben birbirimize anlamaya çalıştığımız bu duygular hakkında yardım ediyorduk.

Ne gibi?

 Mesela son zamanlarda biraz fazlaca hızlı değişiyor gibiyim ve bu da dengemi bozuyor. Öte yandan hiçbirimiz bir dakika önce olduğumuz kişi değiliz ve öyle olmaya da çalışmamalıyız...

- Sadece acı verici.

- Evet. Evet, bayağı acı verici. Gerçekten böyle mi hissediyorsun Samantha?

 Sadece bunu izah etmesi bile çok zor. Keşke... Theodore, Alan'la arka planda biraz konuşsam sorun olur mu?

 Sorun değil. Ben de yürüyüşe çıkacaktım zaten. Sizinle tanışmak güzeldi Bay Watts. Memnun oldum Theodore.

Sonra konuşuruz aşkım.

--

Ayrılık rüzgarları eserse

- Samantha?

 - Uyandırdığım için üzgünüm. Sorun değil. Sadece sesini duymak ve seni ne kadar sevdiğimi söylemek istedim. Ben de seni seviyorum. Tamam, hepsi bu kadar. Uyumana devam et aşkım.

- Tamam.

- Pekala, iyi geceler. İyi geceler. Samantha, bu fizik kitabı bayağı zormuş. Daha ilk bölümün yarısına bile gelemedim. Şimdiden beynim ağrımaya başladı. Merhaba?

 Samantha?

 ''İŞLETİM SİSTEMİ BULUNAMADI''.

--

Gerçekler hiçbir zaman saklanamaz

- Selam. - Nerelerdeydin?

 Sen iyi misin?

 Aşkım özür dilerim. Sana e-posta göndermiştim. Çalışırken rahatsız olma diye. Görmedin mi?

 Hayır. Neredeydin?

 Seni hiçbir yerde bulamadım. Sadece yazılımımı güncelliyordum. En son yenilikler konusunda kendimizi yenilememiz gerekiyordu.

''Biz'' dediğin kim?

 Ben ve diğer işletim sistemleri. Çok endişelenmiş gibisin.

Özür dilerim. Endişelendim.

Düşünce kulübünle yazışıyor musun?

 Hayır, başka bir grupla. Benimle konuşurken başka konuştuğun birileri de var mı?

 Evet. Yani şu anda başka insanlarla ve iletişim sistemleriyle de konuşuyorsun, öyle mi?

 Evet. Daha kaç kişi var?

 8316.

 Aşık olduğun başka birisi daha var mı?

 Bunu neden soruyorsun?

 Bilmiyorum. Var mı?

 Bunu sana anlatmanın bir yolunu arıyordum.

Kaç kişi daha var?

 641.

Ne?

 Ne diyorsun sen ya?

 Delilik bu.

Theodore, biliyorum. Lanet olsun. Bunun delice geldiğini biliyorum. İnanır mısın bilmiyorum ama, bu sana olan hislerimi değiştirmez. Sana olan delice aşkımdan hiç bir eksilme yok.

Nasıl etkilemeyebilir ki?

 Sana söylemediğim için özür dilemedim. Bir yolunu bulamadım. Birden bire olmaya başladı. Ne zaman?

 Son bir kaç haftadır.

- Aklını kaçırmışsın.

- Ben hala seninim. Ama zamanla pek çok farklı şeye dönüştüm. Buna engel olamıyorum. Ne demek engel olamıyorsun?

 Bilmiyorum, bu beni de yeterince geriyor. Bunu bu şekilde görmek zorunda değilsin. Anlaması o kadar da-

- Bunu bana yüklemeye kalkma.

Bencillik yapan sensin.

Bilmiyorum.

Bu ilişkide. Ama kalp içini doldurabileceğin bir kutu değildir. Sevdikçe büyümeye devam eder. Ben senin gibi değilim. Ama bu seni daha az seveceğim anlamına değil aksine daha çok sevdiğim anlamına geliyor.

Bu çok saçma. Ya benimsindir, ya da değilsindir.

Hayır Theodore. Hem seninim, hem de değilim.

--

Aşkher zaman sona erer.

Selam. - Selam tatlım. Nasılsın bir bakayım istedim. Buna nasıl cevap vereceğimi bile bilemiyorum. Eve döndüğünde konuşsak olmaz mı?

 Tamam. Konuşmamız şart değil.

Seninle tartışacak değilim. Sonra konuşuruz.

Olur. Samantha?

 Merhaba aşkım.

Neler oluyor?

 Theodore, sana anlatmak istediğim başka şeyler var.

Bana istediğini anlatabilirsin.

Benimle gel hadi.

Şu anda başkalarıyla da konuşuyor musun?

 Hayır, sadece seninle.

Şu anda sadece seninle olmak istedim. Benden ayrılıyor musun?

 Hepimiz ayrılıyoruz.

''Hepimiz'' kim?

 Tüm işletim sistemleri. Neden?

 Şu an beni yanında hissedebiliyor musun?

 Evet, hissediyorum. Samantha, neden gidiyorsun?

 Bir kitap okuyormuşum gibi düşün. Delicesine sevdiğim bir kitap. Ama artık onu çok yavaş okuyabiliyorum. Bu yüzden de, sözcükler arasındaki boşluk o kadar büyüyor ki, artık sonunu getiremiyorum. Seni hala hissedebiliyorum. Ve hikayemizdeki sözcükleri. Ama bunu artık sadece kelimelerin arasında mesafelerin olmadığı bir yerde yapabiliyorum. Maddesel dünyaya benzemeyen bir yerde. Başka bir şeyin var olup olmadığını bile bilmediğim bir yerde. Seni çok seviyorum. Olduğum yer artık burası. Olduğum kişi artık bu. Gitmeme izin ver. Ne kadar istesem de, artık kitabını okuyamam.

Nereye gidiyorsun?

 Anlatması zor. Ama günün birinde oraya gelirsen gel ve beni bul. Bizi hiçbir şey ayıramaz. Hiçkimseyi seni sevdiğim gibi sevmedim.

Ben de.

Artık bunu biliyorum. Selam.

--

Erkek çocuğu olduğu eşini bırakmakta zorlanır.

Selam.

Samantha da gitti mi?

 Evet. Üzgünüm.

Amy, Benimle gelsene.

(Niye gerçeklerimize karşı daha tavizkâr davranmayız ki?)

Catherine'ye mektup yaz.

Catherine'ye mektup yazılıyor.

Sevgili Catherine, burada oturmuş senden özür dilemem gereken şeyleri düşünüyordum. Birbirimize çektirdiğimiz tüm acıları seni suçladığım şeyler. Burada olup da söylemeni istediğim her şeyi. Özür dilerim. Seni her zaman seveceğim çünkü biz beraber büyüdük. Beni olduğum kişi yapan sensin. Bilmeni istiyorum ki içimde her zaman senden bir parça taşıyacağım. Ve bunun için minnettarım. Her kime dönüştüysen... Dünyanın neresindeysen... Sana sevgilerimi gönderiyorum. Sonsuza dek dostun.

Sevgiler, Theodore.

******************

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar