Print Friendly and PDF

EN İYİ DOKTOR AZRÂİL ALEYHİSSELÂMDIR



Abdullah ibni mübarek rahmetu’llâhi aleyhin talebesi hikâye ediyor:
        Hocam vefat ettikten sonra kendini rüyada gördüm, dedim :
        Ya üstad, o âlem nasıl? iyi birşey mi? cevap verdi:
        Sen bilmez miydin? ben çok hasta idim. Yatakdan kalkamıyordum, kötürümdüm. Birçok doktorlar geldi, derdime bir çare bulamadılar. Çoluğum çocuğum artık bizar oldu. Bir gün bizim hanım dedi ki :
       Mahallede ihtiyar bir doktor var, onu getirelim.
Hakikaten o ihtiyar doktor geldi. Elini nereye temas etti ise oradan iztırap kalktı. Dedim ki :
       Hakkiyle doktor bu imiş. Birde bakdım ki o doktor meğer Azrail imiş. Meğer ben de ölmüşüm, dünyanın elem ve iztırabı tamam oldu. Fakat ben de devri ukbaya göçmüş oldum.
Merasimi techiziyem yapıldıktan sonra kabre konuldum. Çocuklarım, torunlarım ağlıyorlardı.
Onları tatmin etmek, dünyayı bırakmakla rahata kavuştuğumu onlara anlatmak isterdim. Fakat onlarla muhabere vasıtası munkati. [haberleşme mümkün değil] Bunlara duyurmak için maddî bir vasıta yok.
Netice, bütün merasimi kat ettikden sonra ihvanımın yanına geldim. Benden evvel gelen Evliyaullahı ziyaret ettim, bana dediler ki :
       Ya Abdullah ibni mübarek! senin geleceğini biz üç gün evvel haber aldık. [Hadîsi şeriftir: Cennette herkes sevdiği iledir.] Hoş geldiniz, nasıl bu aleme geldiğinden memnun musun?
        Evet, çok memnunum. Yalnız yavrularımı, torunlarımı bıraktım. Bunlar yetim kaldı. Nasıl geçinecekler, diye endişe ediyorum.
        Karşıya bak, ne görürsün, dediler. Baktım, muhteşem manzaralar!
       İşte ona Firdevsi aliyat derler. Sen böyle torunlarını düşündüğün için burada kaldın. Onların da rızkını Allah verir, deseydin sen de oraya gidecektin. Çocuklarını düşünmek derecenin sukutuna sebep oldu.
Çalışmak her veçhile lâzım. İhvanınıza yardım bir vazifedir. Mutlaka yapınız. Fakat “ ben bunu yaptım. Ben olmasaydım o acından ölürdü,, demek katiyen doğru değil. Sen kimsin? necisin? veren Allahdır. Erhamur Rahimin odur.
Hayatımda çok tesadüf etmişim. Eğer bu kürsü hususî bildiklerimi beyane müsait olsaydı çok şeyler arz ederdim. Nice servetler bilirim ki sabun köpüğü gibi eridi gitti.

Kaynak: Urfalı Mahmud Kâmilin Vaazları, 3 Üçüncü Ders- 12 Ramazan 1354 — 8 Kânunuevvel 1935,  Asârı İlmiye Kütüphanesi Neşriyatı, İstanbul



Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar