Mesneviden Dersler -5-
Aranılan oluyum, dedin.
Aradığımızdın.
Yine de cevap vermedin.
Sonra
Avlanacağım dedin, gittin;
av oldun, seni avladılar.
Huzura, karara kavuşacağım dedin,
büsbütün huzurdan, karârdan oldun
Divan-ı Kebir, CXIX, c.1, sh: 352
[Sana] Seni anlatmaya imkân yok,
çünkü Tanrı sırrının şerhisin,
canın canına cansın da ne diye cana gelmezsin?
Divan-ı Kebir, CXXXIV, c. 1, sh: 369
Seni aramak,
seni bulmak için göklere kapı açmaya yeltendim,
kapı açılmadı, ben şaşırıp 'kaldım,
yandım,
yandım
Divan-ı Kebir, C, c. 2, sh: 427
Yanımda değilsin ama, boyuna seni anmadayım,
benimlesin sen.
Gönlüm görüyor seni, gözümden kaybolsan da.
Göz, sevdiğini, gördüğünü yitirebilir;
Can
gözüyse, gördüğünü boyuna görür - durur.
Mektublar, XVI, sh:28
Âlem ehline seni anlatmak zararlıdır.
Seni, aşk sırrı gibi gizlemekteyim.
Övmek tarif etmek perdeyi yırtmaktır.
Halbuki güneşin anlatılmaya da ihtiyacı yok,
tarife de.
Mesnevi c. V, beyit 6-7
Sen bir güneşsin;
adın sanın meşhur olmuş,
aleme yayılmış!
Güneşi böyle bir tecrübeye aldımsa ne ziyanı
var?
Sen bensin,
ben kendimi her gün fayda da, ziyanda sınar
dururum.
Düşmanlar, peygamberleri de sınadılar,
sınadılar da onlardan mucizeler zuhur etti.
Gözümü, nurla sınadım,
ey gözlerinden kötü gözler, uzak olasıca
sevgili!
Bu dünya bir viraneye benzer,
sense definesin...
definede seni aradıysam incinme bana!
Seni küstahça sınadım...
bu suretle düşmanlara da her zaman söyleyeyim;
Dilim seni anınca gözüm de gördüğüne tanık
olsun!
Hürmet yolunu bulduysan ey ay yüzlü sevgili,
işte boynumda kefen, elimde kılıç...
huzuruna geldim!
Ben bu eldenim başka elden değil ...
lûtfet, elimi ayağımı sen kes de beni,
başkasına öldürtme!
Ayrılıktan dem vuruyorsun...
dilediğini yap, fakat beni kendinden ayırma,
bunu yapma!
Şimdi söz ülkesine yol aldık...
fakat vakit geçti, söylemeye imkan yok!
İşin dış yüzünü söyledik, içyüzü örtülü
kaldı...
sağ olursak böyle kalmaz,
onu da söyleriz elbet!
Mesnevi c.I V, beyit 308-319
Herşey bitti, yine söyledin ki:
Kendini unuttun mu seni anarlar… kul oldun mu
azat ederler!
Mesnevi c.III, beyit 3076
Kaynak:
Mevlânâ Celâleddîn - MESNEVÎ-İ ŞERİF
Tercümesi, Çeviren: Veled Çelebi (İzbudak)
Mevlânâ Celâleddîn - MEKTUPLAR, Türkçeye
Çeviren Hazırlayan : Abdülbakıy
GÖLPINARLI, 1963, İstanbul
Mevlânâ Celâleddîn, DİVÂN-I KEBÎR, Hazırlıyan
: Abdülbâkiy GÖLPINARLI, İstanbul Remzi Kitabevî, 1957, İstanbul
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar