ZİKİR TELKİN-İ ŞEYH BEDREDDİN
Sh: 59. b
Hakk’a tergıyb eylemek idi işi -Âkılısan tevbeye eyle şitâb- Yola
gir vallâhu a’lem bissevâb
«Ey gerçeği dileyen
kişiler, Allah sizi iki dünyada da pek büyük gerçeğe ulaştırsın ve doğru yola
sevketsin. Gerçekten de, doğru ve rivâyet edenler arasında kesinti olmaksızın
rivâyet etmiştir, yâni Ebû-Tâlib oğlu
Alî, Allah onun yüzünü yüceltsin, demiştir ki: Ey Allah’ın elçisi, yüce
Allah’a ulaştıran yolların en yakınını bana göster ve yüce Allah’ın kullarına
en üstün ve en kolay yol için kılavuzluk et. Allah esenlik versin, Peygamber
dedi ki:
“Sana, peygamberliğe nâil olduğum yolu göstereyim, o yolu tut.” Alî,
“Ey Allahın elçisi, o yol hangisidir?” dedi. Peygamber dedi
ki:
“Yalnız olduğun zamanlarda Allahı anmaya devâm etmektir.” Alî,
“Ey Allahın elçisi, dedi, Allahı anmanın üstünlüğü demek ki
böyledir, fakat bütün insanlar Allahı anıyorlar.” Esenlik ona, Peygamber
dedi ki:
“Yeryüzünde Allah diyen bulundukça yâ Alî, kıyâmet kopmaz.” Allah râzı olsun
ondan, Alî, bunun üzerine,
“Ey Allahın elçisi, nasıl zikredeyim?” dedi. Esenlik ona,
Peygamber,
“Gözlerini yum ve sus da ben üç kere zikredeyim, sen benden işit;
ondan sonra sen üç kere zikret, ben senden işiteyim,” dedi. Esenlik ona,
Peygamber, sağ tarafından nefyederek (lâ
ilâhe diyerek) sol tarafına doğru başını çevirip isbât ederek (illallah
diyerek) gözleri yumulu olarak ve sesini yücelterek üç kere lâ ilâhe illallah dedi; Allah ondan râzı olsun, Alî
dinledi. Sonra Alî, üç kere lâ ilâhe illallah dedi, Peygamber dinledi. Alî’nin
kalbi açıldı ve göreceğini gördü. Allahın Peygamberi doğru söylemiştir. Üstünlük
ıssı Rab, esenlik ona, Cebrâîl’e böyle telkıyn etti ve Cebrâîl, esenlik ona,
Muhammed’e böyle telkıyn etti ve o. Allah ondan râzı olsun, Alî’ye böyle
telkıyn etti ve o, oğlu Hasan’a ve oğlu Huseyn’e ve Hasan-ı Basrî’ye ve Ziyâd
oğlu Kümeyl’e böyle telkıyn etti; Allah onlardan râzı olsun. Hasan-ı Bısrî,
Habîb-i A’cemî’ye telkıyn etti ve o, Dâvûd-ı Tâî’ye telkıyn etti ve o, Ma’rûf-ı
Kerhî’ye (60. a) telkıyn etti. Ve Alî oğlu îmâm Huseyn, oğlu Huseyn oğlu
Alî Zeynü’l-Âbidîn’e ve o, oğlu Muhammedü’l- Bâkır’a ve o, oğlu İmâm
Ca’ferü’s-Sâdık’a ve o, oğlu îmâm Mûse’l-Kâzım’a ve o, oğlu imâm
Aliyyü’r-Rızâ’ya telkıyn etti. Ma’rûf-ı Kerhî, maârifi ve hakıykatleri ondan
aldı ve o, Şeyh Seriyy-i Sakatî’ye ve o, kızkardeşinin oğlu, sû- fî tâifesinin
seyyidi Şeyh Cüneyd-i Bağdâdî’ye ve o, Şeyh Aliyy-i Rûdbârî’ye ve o,
Abû-Aliyy-i Kâtib’e ve o, Abu’l- Kasım’a ve o, Abû-Bakr-i Nessâc’a ve o,
Ahmed-i Gazâlî’ye ve o, Abu’l-Fadl-ı Bağdâdî’ye ve o, Abû-Berekât’a ve o, Şeyh
Abû-Said-i Endelüsî’ye ve o, Şeyh Abû-Med- yen-i Mağribî’ye ve o,
Abu’I-Fethü’s-Saidî’ye ve o, Seyyid Huseyn-i Ahlâtî’ye ve o, Şeyh
Bedrü’ddîni’r-Rûmî’ye tel- kıyn etti; yüce Allah cümlesinden râzı olsun. Eslem
oğlu Zeyd rivâyet etmiştir de demiştir ki:
“Esenlik ona, Allahın elçisinden, savaşanların hangi kısmı daha
üstündür?” diye soruldu. Dedi ki:
“ Yüce Allahı daha fazla ananlar.” Esenlik ona,
buyurmuştur ki:
“İnanan kişi, yüce Allahı anan topluluğun katında oturursa ona
rahmet kapıları açılır. Onlar yarlıganmadan kalkmazlar, sonra bir melek
bağırır: Dağılın, yeni baştan işinize girişin; gerçekten de bütün suçlarınız
yarlıgandı.”
Esenlik ona, Peygamber
dedi ki :
“Yüce Allahı, ancak Allah rızâsı için anmak üzere toplanan
topluluğa gökten bir melek bağırır: Suçlarınız yarlıganmış olarak kalkın;
kötülükleriniz iyiliklere döndürüldü.”
Esenlik ona, Peygamber
dedi ki: Bir topluluk, Allahı anmaksızın ve Peygambere salavât vermeksizin bir
yerde oturursa bu oturuş, kıyâmet gününde, onlara ancak hasret olur. (60.
b) Abû-Hureyre’den rivayet edilmiştir; Peygamber demiştir ki: “Allahı anan topluluğun evlerini, gök ehli,
yer halkının yıldızları gördüğü gibi görür;” îhyâu Ulûmi’d-dîn’den
nakledilmiştir. Esenlik ona, Hazret-i Peygamber demiştir ki:
(Cebrâîl aleyhisselâm
bana dedi ki:) Yüce Allah, senin
ümmetine, ümmetlerden hiçbirine vermediği bir şeyi verdi. Hazret-i
Peygamber, yâ Cebrâîl, nedir bu şey?
diye sorunca Cebrâîl, beni anın da sizi
de ben anayım âyetini okumuş ve bu söz, senin ümmetinden başka hiçbir ümmete
söylenmemiştir, demiştir. Esenlik ona, Hazret-i Peygamber demiştir ki:
“Yüce Allahı sevmenin alâmeti, Yüce Allahı anmayı sevmektir.” Abû-Saidü’l-Hudrî’den,
Allah ondan râzı olsun, rivâyet edilmiştir; o da Hazret-i Peygamber’den rivâyet
etmiştir; Hazret-i Peygamber, “size deli
deninceyedek Allahı anın”, buyurmuştur. Hazret-i Peygamber, “münafıklar, bunlar gösteriş yapıyorlar
deyinceyedek Allahı anın”, buyurmuştur.» [’]
Sh:139-141
Kaynak: Halil bin İsmail bin Şeyh Bedrüddin Mahmûd, Simavna
Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin MANÂKIBI, Yayınlayanlar: Abdülbâki Gölpınarlı — İsmet
Sungurbey, ETİ YAYINEVİ, 1967, İstanbul
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar