13TH / 13. Madde (2016)
100 dk
Yönetmen: Ava
DuVernay
Senaryo: Spencer Averick, Ava DuVernay
Ülke: ABD
Tür: Belgesel, Suç
Vizyon Tarihi: 01 Ekim 2016 (ABD)
Dil: İngilizce
Müzik: Jason Mann
Çekim Yeri: Oakland, California, ABD
Nam-ı Diğer: bThe 13th
Oyuncular: Michelle
Alexander, Cory Booker, Jelani Cobb, Angela Davis, Henry Louis Gates
Çeviren: Selen Akhuy
ABD Anayasası madde 13'deki "Hükümlüler hariç hiç kimse
çalışmaya zorlanamaz" ibaresinin nasıl kötüye kullanıldığını, uyuşturucuyla
savaş bahanesi ile savaş karşıtlarının ve zencilerin nasıl hapse atıldığını,
hapishanelerdeki özelleşmeyi, Black Lives Matter'ın ortaya çıkış nedenlerini
tarihsel olarak gayet başarılı anlatıyor. Bir Netflix yapımı.
İstatistiklere bakalım.
Amerika Birleşik Devletleri
dünyadaki nüfusun %5'ine mahkûmların ise %25'ine ev sahipliği yapıyor.
Bunu bir düşünün.
Dünya nüfusunun %5'ine sahip
küçük bir ülke dünyadaki mahkumların %25'ini mi barındırıyor?
Dört mahkûmdan birini mi?
Elleri parmaklılarda,
zincirlenmiş her dört insandan biri özgürlükler ülkesinde hapsedilmiş durumda.
1972 senesinde hapishane nüfusu
200. 000 kişiydi.
Bugün ise 2,3 milyona yükseldi.
ABD dünyadaki en yüksek
hapsedilme oranına sahip.
Bugünlerde bu konuyla ilgili
ani bir uyanış görüyoruz.
"Belki de hapishane sistemimizde küçülmeye gitmek gerekiyor.
Çok pahalı hâle geldi.
Kontrolden çıktı.
" Ama sistemin maliyeti ve
şişkinliği ile ilgili endişelerini dile getiren bu insanlar yapılan zararı
telafi etmeye gelince ciddi biçimde konuşmaktan imtina ediyorlar.
Tarih kazara meydana gelen
olaylardan ibaret değildir.
Eğer beyazsak, atalarımızın
seçtiği tarihin ürünleri oluyoruz.
Ama eğer siyahsak,
atalarımızın seçmediği bir tarihin ürünleriyiz.
Yine de hepimiz bu seçim
kümesinin ürünleri olarak beraberiz.
Ve ondan kaçabilmek için bunu
anlamalıyız.
Anayasada yapılan 13.
Değişiklik bir kişinin köle
olarak tutulmasını anayasaya aykırı hâle getiriyor.
KÖLELİĞİN KALDIRILMASI
Diğer bir deyişle, tüm Amerikalılara özgürlük tanıyor.
Suçlular dahil olmak üzere
bunun istisnaları mevcut.
Yasal boşluk sağlayan bir
hüküm var.
BİR SUÇTAN CEZA ALANLAR HARİÇ
Eğer bunu yapının içine, bu anayasal dile yerleştirirseniz, o zaman
hangi amaçla kullanılmak istenirse o amaca yönelik olarak kullanılır.
İnsan şunu aklında tutmalı,
kölelik ekonomik bir sistemdi.
Ve köleliğin İç Savaş'ın
sonunda tasfiyesi Güney'in ekonomisini felç etti.
Bu büyük bir sorundu.
Önceleri mal statüsüne sahip
olan dört milyon kişi vardı ve bir zamanlar Güney ekonomisinin ayrılmaz bir
parçasını oluşturuyorlardı.
Bu insanlar artık özgür.
O zaman bu insanlarla ne
yapacaksınız?
Ekonomiyi nasıl tekrar inşa
edeceksiniz?
13. Anayasa
Değişikliği'nde bulunan boşluk anında istismar edildi.
İç
Savaş sonrasında Afrikalı Amerikalılar toplu hâlde tutuklandı.
Bu,
ülkemizdeki hapishanelerde yaşanan ilk patlamaydı.
Esasen
yeniden köleydiniz artık.
13. Anayasa
Değişikliği şöyle der, "Suçlular hariç herkes özgürdür. " Suçlu durumuna
düşürülürseniz, özgür de olamazsınız.
Aylaklık veya serserilik gibi
çok önemsiz suçlar yüzünden tutuklandılar.
Ve İç Savaş sonrası Güney'in
ekonomisini yeniden inşa etmek için çalışmak zorundaydılar.
Bunu takiben siyahların suça
yatkınlığı miti hızlıca kabul gördü.
VAHŞİ ZENCİLERİN GADDARCA
SUÇLARI Eskiye dönüp o zamanlar kullanılan retoriğe bir bakın.
Zencilerin kontrolden
çıktığını, beyaz kadınlara karşı şiddet tehdidi oluşturdukları söyleniyordu.
Remus amca ve diğer iyi huylu
siyahi figürlerin yerini sürgün edilmesi gereken, zorba ve tehditkâr zenci
şeytanlar almıştı.
BİR ULUSUN DOĞUŞU
Bir Ulusun Doğuşu son derece önemli bir kültürel etkinlikti.
Gişe rekorları kıran ilk büyük
filmdi ve hem sanatsal başarısı hem de getirdiği politik yorum açısından
göklere çıkarıldı.
Gösterime girdiğinde coşkulu
bir tepki aldı.
TÜM ZAMANLARIN EN İYİ FİLMİ
Her yerde gösterime girdiği
haberleri yer alıyordu.
KALABALIKLAR ÇOK HEYECANLI Bir
Ulusun Doğuşu, birçok beyazın İç Savaş ve sonrasına dair anlatmak istediği
hikâyeyi doğruluyordu.
Yenilgiyi ortadan kaldırmak ve
ondan bir tür şahadet yaratmak.
Dönemin başkanı Woodrow
Wilson, filmi Beyaz Saray'daki özel gösterimde izledi.
Buna "Şimşekle yazılan
tarih" diyordu.
Siyahlara ait her imge
aşağılık, hayvani bir imgeydi.
Yamyam gibi, hayvansı.
Afrika kökenli Amerikalı erkek
imgesi.
Erkek bir zenci suçlu
tarafından tecavüze uğramaktansa kendini uçurumdan atan bir kadınla ilgili
meşhur bir sahne vardır.
SUÇLU
Filmde siyahların beyaz kadınlar için tehdit
oluşturduğunu görürsünüz.
Sonuçta tecavüzcü zenciler
inanışın ortaya çıkma sebebi beyaz politikacı ve iş adamlarının çalışacak
zencilere ihtiyaç duyması gerçekliğiydi.
Bir Ulusun Doğuşu ile ilgili
gözden kaçırdığımız nokta ırk olayının ABD'de nasıl ele alınacağıyla ilgili son
derece doğru bir öngörüde de bulunmasıydı.
DAVA.
SUÇLU.
Bir
Ulusun Doğuşu, Ku Klux Klan'ın yeniden doğuşundan neredeyse doğrudan
sorumluydu.
Romantik, coşkulu ve cesur bir portre çizilmişti.
Klan'ın asla içinde haç yakılan
bir töreni olmamıştı.
Fikir D. W.
Griffith'e aitti, bunun harika
bir sinematik imge olduğunu düşünüyordu.
Bu esas itibarıyla hayatın
sanatı taklit ettiği bir durumdu.
Bir Ulusun Doğuşu, sinemanın
ilk dönemine ait olduğu için etkisi dalga dalga yayıldı.
Ku Klux Klan'ın Bir Ulusun
Doğuşu ile elde ettiği muazzam popülerlik sonucu başka bir terörizm dalgası geldi.
İKİ ZENCİ ÖLDÜRÜLDÜ
Yeniden İnşa dönemi ve İkinci Dünya Savaşı arasında linçler oldu.
BİR ZENCİYİ ASTILAR
Binlerce Afrika kökenli
Amerikalı suç işledikleri gerekçesiyle kalabalıklar tarafından öldürüldü.
New York'ta yapılan 1924
tarihli Demokrat Parti Kongresi'nde delegelerin en az 350'sinin Klan üyesi
olduğu tahmin ediliyor.
Ülkenin demografik yapısı bu
dönemde şekillendi.
Artık Los Angeles, Oakland,
Chicago, Cleveland, Detroit, Boston ve New York'ta Afrika kökenli Amerikalılar
yaşıyor.
Pek az kişi, bu Afrikalı
Amerikalıların yeni ekonomik fırsatların peşinde oralara göçmediğinin
farkındadır.
Onlar terörden kaçarak
gittiler.
2015'te kendiliğinden Oakland,
LA, Compton, Harlem ve Brownsville'e gelmedik.
Bu nesillere ait bir travma.
"KKK" harfleri bir
çakı ile Houston, Texas'ta bir meşe ağacına asılan ve zincirle kırbaçlanan bu
adamın göğüs ve karnına kazınmıştı.
3000 KİŞİ ZENCİYİ YAKACAK
Chicago'lu genç zenci Emmett Till, Roy Bryant'ın çekici karısına göz
koymakla suçlanıyor.
ZENCİ GENÇ 'BİR KADINA ISLIK
ÇALDIĞI' İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ KAYIP ZENCİ GENÇ VURULMUŞ OLARAK NEHİRDE BULUNDU
Bu kadar açık biçimde AMERİKA'NIN EN BÜYÜK AYIBI terörizme bulaşmak
kabul edilemez olunca, olay daha yasal bir hâle dönüştü.
SONSUZA KADAR IRK AYRIMI Irk
ayrımı.
Jim Crow.
YURT DIŞINA SEYAHAT SİLAH
EDİNMEK Afrikalı Amerikalıların daimi olarak ikinci sınıf statüye
indirgenmesini sağlayan yasalar kabul edildi.
300. 000'DEN FAZLA ZENCİ
ALA'DA OY KULLANAMAYACAK SADECE BEYAZ OLMAYANLAR POLİS EMRİ Tüm bunlar,
Griffith'in ırkların nasıl etkin olacağına dair kehanetinin JELANI COBB
PROFESÖR hayata geçtiğini gösteriyordu.
Tüm bunların merkezinde bu suç
korkusu vardı.
"Beyazlar ve beyaz
olmayanlar" levhasını her görüşünüzde ön kapıyı kullanamayacak olmanın
yarattığı öfke ile BRYAN STEVENSON AVUKAT baş etmek zorundaydınız.
Oy vermenizin veya okula
gitmenizin engellendiği her gün, onur kırıcı bir yükü taşımak zorunda
kalıyordunuz.
Vatandaşlık hakları
savunucuları sadece vatandaşlık değil, bir insan hakları hareketinin de zorunlu
hâle geldiğini gördüler.
Artık kaçınılmaz olan için
hazırlanmamız gerektiğini düşünüyorum.
Evet! O an geldiğinde
karşılaştığımız durumları büyük bir ağırbaşlılık ve sağduyu ile ele alalım.
Beyaz çocuklarla beyaz olmayan
çocukları bir potada birleştirmek ve bu sayede melez ve kırma yığınlardan
oluşan bir insan sınıfı yaratmak istiyorlar.
Böyle bir hareket, her iki
ırkı da yok eder.
Az önce öğrencilerin içeride
olduğunu haber aldık.
Zenciler plajları ortak olarak
kullanmaya çalışıyordu.
ABD Vatandaşlık Hakları
Komisyonu'na bağlı Florida Danışma Kurulu, şehrin her an patlamaya hazır bir
bombaya dönüştüğü konusunda uyarıda bulundu.
Vatandaşlık hakları
savunucuları medya ve birçok politikacı tarafından suçlu olarak resmedilmeye
başlandı.
Güney'de var olan ırk ayrımı
yasalarına kasten karşı gelen insanlar olarak gösterildiler.
KAPALI
Yıllardır "bekle" kelimesini
işitiyorum.
Her zencinin kulağına çok
aşina gelen bir söz.
Bu "bekle",
neredeyse her zaman "asla" anlamını taşıyor.
Çok geç gelen adalet, adalet
değildir.
Vatandaşlık hakları
hareketinin en parlak taktiklerinden biri suç kavramının dönüştürülmesiydi.
Tutuklanmak ilk kez asil bir
anlam ifade ediyordu.
HENRY LOUIS GATES TARİH
PROFESÖRÜ
Beyazlar tarafından tutuklanmak herkesin en
kötü kabusuydu.
Birçok
Afrikalı Amerikalı için hâlâ öyle.
Peki, ne yaptılar?
Gönüllü olarak tutuklanma
merkezli bir hareket yarattılar.
Olayı tersyüz ettiler.
Bu ülkede siyah insanların
verdiği çeşitli mücadelelere bakılırsa, hepsinin arkasında eksiksiz ve karmaşık
insanlar olarak anlaşılma çabasının olduğu görülür.
BEN BİR İNSANIM
İnsanların bizi
ilişkilendirdikleri bu ilkel suç makinesinden, korku ve tehdit imgesinden başka
bir şeyiz.
Biz demokrasi için dayak
yemeye hazırız ve siz onu sokakta kötüye kullanıyorsunuz.
Anlamsız farklılıkları bir
kenara bırakalım ve ulusumuzu yeniden bütünleştirelim.
Vatandaşlık Hakları Yasası ve
Oy Hakkı Yasası, "Nihayet kabul ediyoruz.
Kölelik, Aralık 1865'te
kaldırılsa da biz bu insanların haklarını gasp ettik ve şimdi bu durumu
düzelteceğiz" dedi.
İlk kez, eşit ölçüde adalet
vaadi en azından bir olasılık olarak beliriyor.
Onların davası, bizim de
davamız olmalı.
Ne yazık ki, vatandaşlık
hakları hareketinin güç kazandığı bu dönemde, ülkedeki suç oranı da artmaya
başlamıştı.
JOHN HAGAN PROFESÖR
Doğum oranının arttığı İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde suç oranı
da artmaya başlamıştı.
Artık yetişkindiler.
Yani, sadece demografik
değişim sonucu suç miktarında artış gerçekleşti.
ve politikacılar için
vatandaşlık hakları hareketinin artan suç oranına katkıda bulunduğunu söylemek
çok kolay hâle geldi.
MICHELLE ALEXANDER EĞİTİMCİ VE
YAZAR
Zencilere özgürlüklerini verecek olursak, ulusça bunun bedelini artan
suç oranıyla ödeyecektik.
ABD'deki hapishane nüfusu
20. Yüzyılın genelinde büyük oranda
sabitti.
Yukarı veya aşağı, kayda değer
bir hareket olmadı.
Ancak bu durum 1970'lerde
değişti.
1970'lerde "topluca
hapsetme" olarak tanımlanan dönem başladı.
Burası kanunlara tabi bir
ülke.
Abraham Lincoln'un dediği
gibi, "Kimse kanunun üstünde değildir.
Kimse kanunun altında da değildir. "
Kanunları uygulayacağız, kanun ve nizam istiyorsak Amerikalılar bunu
hiç unutmamalı.
Taş kırıyorum burada Ayağımda
pranga Taş kırıyorum ve cezamı çekiyorum Taş kırıyorum burada Ayağımda pranga
Çünkü hüküm giydim Sen sıkı tut, ben vurayım Tarihteki her an değerli ve
benzersizdir.
Ancak bazıları başlangıç
anları olarak öne çıkar bu anlarda on yıllara, hatta yüzyıllara şekil verecek
rotalar belirlenir.
Bu, öyle bir an olabilir.
ABD
HAPİSHANE NÜFUSU 1968 = 346. 830
Nixon döneminde, kanun ve nizam devrinde, suç, ırk yerine geçmeye
başladı.
ANGELA DAVIS EMEKLİ PROFESÖR
Eğer "savaş" kelimesini kullanmanın
uygun olacağı bir alan varsa o da suç ile savaş alanıdır.
Konuştuklarının bir kısmı suç ile savaş hakkındaydı.
JAMES KILGORE HAPİS YATMIŞ YAZAR
Ama bu aslında "köpek ıslığı
politikası" dediğimiz şifreli bir konuşmaydı ve Nixon'ın savaşmak zorunda
hissettiği Kara Güç, Kara Panterler, savaş karşıtı hareket, kadınlara ve
eşcinsellere özgürlük gibi dönemin politik hareketlerine gönderme yapıyordu.
Federal hükümetin FBI yoluyla bir bölgeye girmesi, bu hareketlere dahil
olanların eninde sonunda tutuklanacağına dair bir uyarı niteliği taşımalıdır.
Kanun
ve nizam talep ediliyordu.
Ve
Nixon da bu talebi kusursuz biçimde seslendiren kişi oldu.
Amerika'da yasalara saygı olmadan ilerleme olamaz.
Birçok
kişi kontrolün elimizden gittiğini düşündü.
Şehirlerde ortaya çıkan
kötülüklere karşı Birleşik Devletler'de topyekûn savaş vermeliyiz.
Yerelde kanunların uygulanması
için federal harcamalar ikiye katlanacak.
Amerikan toplumunda var olan
suç ve yozlaşma odakları için zaman daralıyor.
Suç dalgası, Amerika Birleşik
Devletleri'nde geleceğin dalgası olmayacak.
"Topyekûn savaş"
adını verdiğim mücadeleyi ABD'deki bir numaralı halk düşmanı olan tehlikeli
uyuşturucular sorununa karşı vermeliyiz.
"Uyuşturuculara karşı savaş.
" Bu sözler, uyuşturucu
bağımlılığı ile bir sağlık sorunu değil, bir suç unsuru olarak mücadele etmeye
karar verdiğimiz dönemin başlangıcı oldu.
Yüz binlerce insan esrar
bulundurma ve benzeri küçük çaplı suçlardan dolayı hapse gönderildi.
Birleşik Devletler'de bir
numaralı halk düşmanı uyuşturucu bağımlılığıdır.
Bu düşmanla savaşmak ve onu
yenmek için yeni ve toplu bir saldırı başlatmak gerekiyor.
Bu kanun ve nizam talebi Güney
stratejisi olarak adlandırılan bir akımla bütünleşir.
Nixon eskiden sıkı Demokratlar
olan Güneyli beyazları Cumhuriyetçi saflara katmaya başlar.
OYLAR CUMHURİYETÇİLERE
Fakir ve işçi sınıfından beyazları topluca Cumhuriyetçi Partiye
katılmaya ikna eder.
KHALIL G. MUHAMMAD
PROFESÖR
İncelikli, ırkçı olmayan terimlerle konuşarak örtük bir ırkçı çağrı
suçtan, kanun ve nizamdan veya vatandaşlık hakları hareketinin
kentlerde yarattığı kargaşadan söz ediyordu.
Ülkemizde suça, uyuşturuculara
ve aşırı serbestliğe karşı toptan bir taarruz başlattık.
"Sert olun" ve
"kanun ve nizam" retoriği kısmen vatandaşlık hakları hareketine karşı
bir tepkiydi.
JOHN EHRLICHMAN RICHARD
NIXON'IN DANIŞMANI
Nixon yönetiminden bir görevli uyuşturucuya karşı savaşta asıl amacın
siyahları hapsetmek olduğunu itiraf etti.
Şöyle demişti, "1968'teki
Nixon kampanyasının ve onu izleyen Nixon Beyaz Sarayı'nın iki düşmanı vardı,
savaş karşıtı sol ve siyahlar.
Anlıyor musunuz?
Savaş karşıtlığını veya siyah
olmayı yasa dışı ilan edemeyeceğimizi biliyorduk.
Kamuoyunun hippileri esrar,
siyahları ise eroin ile özdeşleştirmesini sağlayarak ve her ikisine de suçlu
muamelesi yaparak bu toplulukları parçalayabildik.
Liderlerini tutukluyor,
evlerini basıyor, toplantılarını durduruyor ve akşam haberlerinde onları
kötüleyebiliyorduk.
Uyuşturucular hakkında yalan
söylediğimizi biliyor muyduk?
Tabii ki biliyorduk.
"
ABD HAPİSHANE NÜFUSU 1970 = 357. 292
Reagan döneminin sonu On bir, on iki yaşlarındayım Her şeyin toptan
değişeceğini Anlayacak kadar büyüğüm Uyuşturucuya karşı savaş ilan ettiler
Teröre karşı savaş gibi Ama aslında olan şey Polisin istediğini terörize
etmesiydi Çoğu siyah gençlerdi Bize zenci derlerdi Göbeğimizin üstünde yere
yatırır Elleri tetikte beklerlerdi Sağ elinizi kaldırarak söylediklerimi tekrar
edin.
Ben, Ronald Reagan, yemin
ederim ki Ben, Ronald Reagan, yemin ederim ki tüm sadakatimle görev yapacağım
Ronald Reagan'ın seçilmesi, birçok açıdan, olumsuz anlamda dönüştürücüydü.
"Uyuşturuculara karşı
savaş" terimini ilk ortaya atan Başkan Richard Nixon'dı, ama söze dayalı
bir savaşı gerçeğe dönüştüren Ronald Reagan oldu.
Amerikalı çocuklar için okula
dönme zamanı.
Ve uyuşturucu ve alkol bağımlılığı
tüm kuşakları etkilese de, özellikle geleceğimizin bağlı olduğu genç insanlara
zarar veriyor.
Uyuşturuculara karşı modern
savaş, 1982'de Ronald Reagan tarafından başlatıldı.
Ulusal kampanyamız için
seferber olduğumuz şu günlerde uyuşturucuların milyonlarca kişiyi esir aldığını
düşünüyorum.
O döneme ait kamuoyu
yoklamaları bunun ABD genelinde bir sorun olmadığını gösteriyor.
Ama Reagan bu konuyu gündeme
getirerek bir sorun olarak tanımlamakta kararlıydı.
Uyuşturucuya karşı savaş,
bireysel mücadelelerden oluşur.
Reagan, örneğin, "Hayır
deseniz yeter" kampanyasında eşini kullanmıştı.
Birçok gencimize uyuşturucuya
hayır diyebilmesi için yardımcı oldu.
En büyük pay sana ait Nancy.
Bu sizin beyniniz.
Bu uyuşturucu.
Bu da uyuşturucu etkisi
altındaki beyniniz.
Ben katıldım.
"Nasıl Ronald Reagan gibi
birinin uyuşturuculara karşı CHARLES RANGEL KONGRE ÜYESİ açtığı savaşa
katılabilirsin ki? " diyenler oldu.
Nancy Reagan'ın yanında yer
aldım, zira "Hayır deseniz yeter" dedi.
O kadar yüksek sesle hayır
deyin ki, herkes sesinizi duysun.
Burada genel bir eğitimden söz
ediyoruz.
İnsanları hapsetmekten
bahsetmiyoruz.
İnsanları eğitmekten ve önlem
almaktan söz ediyoruz.
O tarihlerde ABD ekonomisinde
kriz vardı.
Üzülerek söylüyorum ki, Büyük
Buhran'dan bu yana en büyük ekonomik kargaşanın içindeyiz.
İnsanlara destek olmaları için
tasarlanan kurumlar, eğitim sistemi, sosyal yardım, iş imkânları, sağlık
hizmetleri doğrudan saldırı altındaydı.
Dengeli bir bütçeden
karşılanamayan hükümet programları sizin cebinizden karşılanmalı.
Zenginler daha zengin,
fakirler daha fakir oluyor diyorlar.
Amerikan iş dünyasının ve
girişimci sınıfın özgürlüğünü genişletme fikri 1982 mali yılında 1,8 milyar
dolar tasarruf edeceğiz.
Neiman Marcus gibi lüks
mağazalar rekor satış öngörüyor.
Yoksulluk sınırının altına
düşen Amerikalıların sayısı son 20 yılda en yüksek seviyesine ulaştı.
Evet, yoksulluk seviyesinde
bir artış oldu, ama bu noktaya gelmemizden önceki yıllara göre daha düşük bir
artış hızı var.
Hızı kesilmiş olsa da hâlâ
yükseliyor.
1980'lerin ortasında
uyuşturuculara karşı savaş başlatmıştık.
Derken, birdenbire, taş kokain
denilen yeni bir uyuşturucu çıkageldi.
Steve Young'ın haberi, taş
denilen yeni bir kokain türü hakkında.
Tehlikeli.
Ölümcül.
İnsanı öldürür.
"Uyuşturucu salgını,
karşımıza dikilen bir terörist kadar tehlikeli.
" Bu sözler bugün
Amerika'daki uyuşturucu bağımlılığının ele alındığı meclis ve senato
komitelerinde sarf edildi.
Çok ufak dozlarda ve nispeten
ucuz pazarlanabilen bu uyuşturucu, başta Afrikalı Amerikalılar olmak üzere,
birçok topluluğu ele geçirecekti.
Taş, daha ziyade şehir içi bir
sorunken kokain, banliyölerde yaygındı.
Taş da denilen, tüttürülebilen
kokain, kontrolden çıkmış bir yangına benziyor.
Kongre, rekor sürede, taş
kokain için toz kokaine göre çok daha ağır olan zorunlu cezalar getirdi.
28 gram taş kokain için hapis
yatma süresi 2,8 kilo toz kokain ile aynıydı.
Polis taş kokain satıcılarına
göz açtırmıyor.
DAVID DINKINS NEW YORK'UN
106. BELEDİYE BAŞKANI
Genellikle siyah veya Latin kökenli olan bu kişiler, taş kokain
bulundurmaktan uzun hapis cezaları alıyordu.
Üzerinde taş kokain bulunan
bir siyahsan, hayatının geri kalanını hapiste geçirirsin.
SHAKA SENGHOR HAPİS YATMIŞ
AKTİVİST
Eğer beyazsan hafif bir cezayla kurtulursun.
Kokain daha sofistikeydi.
Tozdan ibaretti.
Uyuşturucu yasasının
uygulanmasıyla ilgili harcamalarımız gelecek seneye kadar 1981 seviyesine göre
üç kattan fazla artacak.
Birdenbire siyah halkın
üzerinden bir tırpan geçiverdi.
PAT NOLAN HAPİS YATMIŞ
AKTİVİST
İnsanlar ailelerinden kopartılarak büyük yığınlar hâlinde, uzun
süreler için hapishanelerimize konmaya başladı.
Ceza ve infaz kurumları için
milyonlarca dolar ayrılacak.
Reagan yönetiminde yaşanan bu
tür dengesizlikler hızla topluca hapsedilme döneminin kapılarını açtı.
Reagan'ın nihai olarak
yaptığı, ekonomik eşitsizlik sorununu, Amerikan şehirlerindeki yoğun ırk
ayrımını ve uyuşturucu bağımlılığı problemini bir arada ele alıp tümünü
uyuşturuculara karşı savaş başlığı altında suçlulaştırmaktı.
Taş ve toz kokaine kesinlikle
aynı muameleyi yapmalıydık.
Siyah toplum üzerinde büyük
bir yük oluşturmasının yanı sıra temel adalet duygusunu da sarstı.
Taş kokain 80'lerde ortaya
çıktığında birçok belediye reisi tehdit hissetti ve üzerine gitmek istedi.
Rangel daha ağır cezalar
verilmesi için bastıranlardan biriydi.
O zaman için iyi bir fikir
gibi görünmüş olabilir, ama etkili olamadığı kesin.
Daha sonra, yıllar içinde,
tarih yeniden yazılmaya çalışıldı ve kötü beyaz adamların sebep olduğu ırksal
bir eşitsizlik gibi gösterildi.
Ama bu doğru değil.
Birçok açıdan, uyuşturucuya
karşı savaş, beyaz olmayan topluluklara, siyah topluluklara, Latin kökenli topluluklara
karşı verilen bir savaştı.
Richard Nixon tarafından
politik stratejisinin parçası olarak başlatılan retoriğe dayalı savaş, Ronald
Reagan tarafından beyaz olmayan yoksul topluluklarca neredeyse bir soykırım
gibi hissedilen gerçek bir savaşa dönüştürüldü.
Nixon'ın Güney stratejisi
vatandaşlık hakları hareketinden hemen sonra uygulamaya konmuştu.
Seçimi kolayca kazanmak için
suç korkusundan, kanun ve nizamdan dem vuruyordu.
Reagan, zenginlere vergi
indirimi ve tüm taş kullanıcılarını hapse atma sözü verdi.
Her ikisi de beyaz olmayan
toplulukları mahvetti, ama Güneyli oyları alma konusunda etkiliydi.
Irkı merkeze almadan Amerikan
politik kültürünü anlamak mümkün değildir.
1981 yılında, Reagan başkan
olmadan hemen önce, kampanya stratejisti Lee Atwater Güney stratejisini
anlatırken kayda alınmıştı.
Diğer bir deyişle, yola
çıkarken Bu söylediklerimi duymamış olun 1954 yılında zenci, zenci, zenci
diyerek işe başlarsınız.
1968'te artık zenci
diyemezsiniz.
Size zarar verir.
Ters teper.
Siz de "zorunlu
taşıma", "eyalet hakları" ve benzeri şeyler söylersiniz.
O kadar soyut hâle
getirirsiniz ki vergi indirimden bahsetmeye başlarsınız.
Bu konuştuklarınız ekonomik
konulardır.
Ve onların yan ürünü ise
siyahların beyazlardan daha fazla zarar görmesidir.
ABD
HAPİSHANE NÜFUSU 1980 = 513. 900
Benim suçlu olduğumu iddia ediyorlar Hayret ediyorum Bazı insanlar
nasıl bilemiyor Düşmanları onların dostu Ve koruyucusu olabilirdi Ben bir
holigan değilim Partide eğlenirim Beni gördükleri anda korkarlar Tam ibretliğim
Bir halk düşmanı Kullanılmışım, kötüye kullanılmışım Öfkelenmeyi reddediyorum
Yine de haberlerde Yutturmacaya inanmayın Sakın ona kanmayın
ÇILGIN GENÇLER TECAVÜZDEN TUTUKLANDI YEDİSİ KURT SÜRÜSÜ'NDEN KURT
SÜRÜSÜ
Uyuşturucuya karşı savaş, Cops gibi dizilerle popüler kültürümüzün
parçası oldu.
Gece yerel haberlere
baktığınızda elleri kelepçeli siyah erkeklerin ekranda resmigeçit yaptığını
görürsünüz.
Siyah erkekler ve genel olarak
siyah insanlar haberlerde yoğun biçimde suçlu olarak resmediliyor.
Yani, gerçekte olduğundan daha
fazla suçlu olarak gösteriliyorlar.
Oysa FBI istatistiklerine
bakıldığında durum öyle değil.
Ben
çoğu siyah ve kahverengi tenli olan insanları kafese kapatılmış hayvanlar gibi
gösteren klişelerle dolu medyanın gücüne inananlardanım.
BAZ DREISINGER EĞİTMEN VE YAZAR
Bunları seyreden biri televizyonu kapadığında "İyi ki cezaevleri
var.
Yoksa bu çılgın tipler
mahallemde dolaşacaklardı" diye düşünür.
İnsanların korku duyacağı bir
bağlam yaratmak.
CORY GREENE AKTİVİST
İnsanları
korkutursanız, başkalarını çöp kutusuna atmayı her zaman haklı
gösterebilirsiniz.
Para çantanızı veya
cüzdanınızı aşırmak için bekleyen bir çocuğa rastlayabilirsiniz.
Ülkedeki tüm medya organları
benim insan olmadığımı düşünüyor.
Sanki kendi adımmış gibi
"azılı avcı" kelimesini duymaya başladım.
- Azılı avcı.
- Yırtıcı hayvan.
- Azılı avcı.
- Azılı avcılar.
Bu kuşağı tanımlamak için
kullandıkları kelime buydu ve çok etkiliydi.
Uzmanlar onlara süper avcılar
diyor.
Onlar artık sadece çocuk
çeteleri değil.
Bu tür çocuklara genellikle
azılı avcılar deniyor.
Vicdan ve empati sahibi
değiller.
Babasız, tanrısız ve işsiz
olarak büyüyen bir grup çocuk.
Beni rahatsız eden, siyahların
da büyük ölçüde bu yemi yutmuş olmaları.
Kontrol altında tutulması
gereken hayvanlar, vahşiler.
KOCH ONLARA 'CANAVAR' DİYOR
Büyükanneleri, "Ama o iyi bir çocuk.
Kötü bir şey yapmadı"
dediğinde sakın inanmayın.
Birçok siyah topluluk,
çocuklarını suçlu duruma düşüren politikaları desteklemeye başladı.
DEBORAH SMALL AVUKAT
Geçen gece, saldırı yüzünden suçlanan sekiz genç tecavüz ve cinayete
teşebbüsten hakim karşısına çıkarıldı.
Central Park koşucu davasında
beş suçsuz genç hapse atıldı, çünkü bu "hayvanların" kapatılmasını
isteyen kamuoyu baskısı çok güçlüydü.
PARK SERSERİLERİ BUNA 'YAĞMA'
DİYOR
Emin olabilirsiniz ki bu kıza vahşice tecavüz eden insanlardan nefret
ediyorum.
Donald Trump onlara ölüm
cezası verilmesini istiyordu.
Baskı oluşturmak için tam
sayfa ilan yayınladı.
Dördü
18 yaş altında olan bu çocuklar, DNA verileri hepsinin suçsuz olduğunu
kanıtlayana kadar altı ile on bir yıl arasında yetişkin cezaevlerinde yattılar.
Suçu
onlarla özdeşleştiriyoruz.
Onları
böyle tanıtıyoruz.
"Tecavüzcü.
Katil.
Hırsız.
Cinsel
suçlu.
Soyguncu.
Çete
reisi. "
Bu gözle bakıldığında onların suçlu olduğunu
ve hapse girmeleri gerektiğini kabul etmek de çok kolay oluyor.
Nesnel gerçek şu ki, hiçbir
beyaz aslında Amerika'da siyah olmanın zorluğunu anlamıyor.
Bir halkı bilinçli olarak
yıllar boyunca, siyah erkekler başta olmak üzere genelde tüm siyah insanların
suçlu olduğuna inanmaları için eğitmiş oluyorsunuz.
Açıkça ifade edeyim.
Sadece beyazlar buna inanıyor
demiyorum.
Siyahlar da buna inanıyor ve
kendimizden korkuyoruz.
Askeri olarak zayıf olduğumuz,
suçlulara kurbanlardan çok özen gösterdiğimiz günlere geri mi dönelim?
Bu riski alamayız.
Salı günü oyunuza talibim.
Sizden yana olan bir lider.
Başkan adayınız Michael
Dukakis.
Başkanlık kampanyasının
ortasında Willie Horton adında bir kişi hakkında bir duyuru yayınlandı.
Bush ve Dukakis'in suça
yaklaşımları.
Dukakis, ölüm cezasına karşı
çıkmakla kalmadı, birinci derece katillere hafta sonları hapishaneden çıkma
izni de verdi.
Willie Horton onlardan
biriydi.
Bu, tüm başkanlık
kampanyasının odak noktası hâline geldi.
Horton kaçtı, genç bir çifti
kaçırdı, adamı bıçakladı ve kız arkadaşına defalarca tecavüz etti.
Hafta sonu hapishaneden çıkış
izinleri.
Dukakis'in suça yaklaşımı.
Dukakis programı korudu,
iptaline yönelik bir teklifi veto etti ve katillerin hafta sonları
salıverilmesini desteklemiş oldu.
Aynı Dukakis, kampanya Willie
Horton'a odaklanmadan önce Bush karşısında çift haneli avantaja sahipti, ancak
sonrasında Bush, Dukakis'i geçti ve seçimleri kazandı.
Hangi başkan adayına suça
karşı dik durma konusunda güvenebilirsiniz?
George Bush.
Bush, öyle yaptığını
söylemeden, suçlu siyah adamlar korkusu yaratarak seçimleri kazandı.
Bu, ırklar arasında büyük
ayrılık yaratan bir andı.
Bu kampanyada Afrikalı
Amerikalılar bilerek suçlu olarak tasvir edildi.
Kimse beni tersine
inandıramaz.
Liberaller, önemsemez bir
ifadeyle ona Willie Horton diyorlar.
Orijinal makale Reader's
Digest'ta yer aldı.
William Horton, fotoğrafsız.
Demokratlar siyah olduğunu
bilmenizi istiyordu.
Teşekkürler, Grover.
VAN JONES AKTİVİST VE YAZAR
Konu ismi değildi sansasyon yaratan onun imajıydı.
Bir katil ve tecavüzcüyü
eleştirmenin zalimce olduğunu söyleyen liberaller, bu tartışmada tüm
inanılırlıklarını kaybediyorlar.
Bu kesin.
Ve insanlar, "Suç
hakkında söyleyeceklerinizi duymak istemiyoruz," diyor.
Kim ne diyor veya yapıyor
olursa olsun, o ilanla neyi amaçladıklarını gayet iyi biliyorlardı.
Adamı bıçaklamak ve kız
arkadaşına tecavüz etmek.
Bu durum çok temel bir
Amerikan korkusunu ortaya çıkardı, zira Willie Horton kölelik sonrası zamandan
bu yana beyazların hayal gücünün ana ögesi olan siyah tecavüzcünün ta
kendisiydi.
Ortada tecavüzden hüküm giymiş
siyah bir erkek vardı SUÇLU.
"Beyaz nüfusun
kurtarıcısı ve koruyucusu olacağım.
" Bu ülkede ırklar arası
tecavüzün tarihine bakıldığında, beyaz erkeklerin siyah kadınlara tecavüzünün,
tersine göre çok daha yaygın olduğu gerçeğine aldırmadan söylenmiş bir söz.
ON İKİ YILLIK ESARET STEVE
MCQUEEN Patsey.
KAÇIRMA - BIÇAKLAMA - TECAVÜZ
1915'te, Bir Ulusun Doğuşu'nda
bu kadar büyük sanatsal fayda sağlayan bu fikir aynı yüzyılın sonunda hâlâ
politik kazanç getiriyordu.
Ülkemizde oy verenlerin korku
ve endişe duygularına hitap etmenin yolu siyah cesetlerden geçiyor.
ABD
HAPİSHANE NÜFUSU 1985 = 759. 100
Küçük Kadeija'nın babası hapiste Patlatmak ister kilidi Ama hapishane
Özel bir depo gibi Kız rüyasında görür Onun salıvereceği günü Kız polisten
nefret eder Ama onu kucaklayıp öpen ninesi Onu çok sever Babası siyasi tutuklu
Özgür Fred Hükümetin vurup öldürdüğü Bir Panter'in oğlu Düşman hattının ardında
Zenciler hücre arkadaşları Gençlerin çoğu Kaçamaz hapse girme kaderinden Devasa
kamplar Oyun planını ilerletecek Bizi adamın ellerine teslim edecek Kilit
altında Onlar yeni bir Demokrat kuşağından, Bill Clinton ve Al Gore.
Eski partililerden farklı
düşünüyorlar.
Ölüm cezasını destekleyerek
suçlulara güçlü bir mesaj verdiler.
Demokratların 1988'de veya
benzer şekilde 1984 ve 1980'de nasıl yenilgiye uğradığına bakılırsa,
Demokratlar arasında daha merkeziyetçi bir pozisyon alınması gerektiği hissinin
uyandığı görülür.
Bir politikacının aday olması
ve suça karşı yumuşaklık göstermesi imkânsız hâle gelmişti.
Bahsettiği yasa tasarısından yana değildim.
Suçlulara karşı yeterince sert değildi.
Herkesin suça karşı sert olma konusunda rekabet içine girdiği bir
ortamda herkes hızla aynı konuma itilecektir.
Daha fazlası yapılmadığı
sürece politik bir avantaj sağlamayacaktır.
Sokaklarda daha fazla polise
ihtiyacımız var.
Sokaklardaki polis sayısını
artıracak bir yasa tasarısı, çoğunluğunu Cumhuriyetçilerin oluşturduğu
senatörlerin Senato'yu tıkamasıyla engellendi.
Argüman hep "Yumuşak
liberaller sizi koruyamaz. Sert
muhafazakarlar korur" oldu.
Bu savaşı her seferinde
kazandık.
80'lerin sonuna, 90'ların
başına doğru ise Bill Clinton gibi kişiler bizimle bu konuda boy ölçüşmeleri
gerektiğini anlamaya başladılar.
ABD Başkanlığı görevimi
sadakatle yerine getireceğim.
Bill Clinton, esasen hâlâ
Reagan'a ait olan bu ülkeyi bir Demokrat olarak nasıl yönetebileceğini anlamaya
çalışıyordu.
Şiddetli suçlar ve
yarattıkları korku toplumumuzu felç ediyor.
O sırada bazı yüksek profilli,
korkunç suçlar işlenir.
Bölge sakinleri 12 yaşındaki
Polly Klaas'ı elbirliğiyle arıyor.
Şu anda cesedini bulma
çabaları sürüyor.
Yatak odasından kaçırılan ve
daha sonra öldürülen Polly Klaas, California'nın "üç cezada işin
biter" yasasına yol açtı.
Üçüncü kez bir şiddet suçu
işlersen, hapse atılırsın, hem de temelli.
Üç cezada işin biter.
Bir kişi üçüncü kez hüküm
giyerse, o kişi hayatının geri kalanını hapiste geçirmek zorunda kalır.
Mahkemeyi bekleyen üç kez ceza
almış pek çok sanık var.
Los Angeles Şerif Departmanı
yeni gelen üç kez ceza almış mahkûmlara yer açmak için her ay hafif suçlardan
yatan 4200 mahkûmu serbest bırakmak zorunda.
Bu, zorunlu asgari ceza başta
olmak üzere oluşturduğumuz diğer politikalar ile uyumlu.
"Zorunlu cezalandırma.
" Hakimlerin bir suça
eşlik eden koşulları göz önüne almalarına artık izin verilmeyecek dedik.
Zorunlu bir ceza
uygulayacağız.
Bu hakimler için zor bir
durumdu.
NICK TURNER VERA ADALET
ENSTİTÜSÜ
Günlük olarak adalet dağıtmaya çalışırken bunu yapamaz hâle geldiler.
Birçok California topluluğunda
tüm hukuk davaları ceza davalarının iş yüküyle baş edebilmek için ertelendi.
Takdir hakkını, muhtemelen
mahkemelerin en tarafsız parçası olan hakimlerden alıp savcılara verdik.
KEN THOMPSON BÖLGE SAVCISI
ABD genelinde, seçilen savcıların %95'i beyazlardan oluşuyor.
Ciddi suçlar işlemiş
mahkumlar, cezalarının en az %85'ini çekecek.
Mahkûmların cezalarının
%85'ini çekmelerini sağlayan Gerçek Cezalandırma yasasını çıkarttık.
Gerçek Cezalandırma.
Belli bir süre için hapis
cezası almışsınızdır.
Kamuoyu, bu cezayı tamı tamına
çektiğinizden emin olmak ister.
Şartlı tahliyeyi ortadan
kaldırdık.
DAVID KEENE AMERİKAN
MUHAFAZAKAR BİRLİĞİ
Federal sistemde, 20 veya 30 sene ceza aldığınızda, bunun karşılığı
budur.
İnsanlar artık kamu güvenliği
için bir tehdit oluşturmuyorlarsa, cezaevlerinden çıkabilmeleri için şartlı
tahliye sistemi vardı.
Sharanda son 16 yılını hapiste
geçirdi ve orada ölecek, zira şartlı tahliyesiz ömür boyu hapis cezası almıştı.
Tek suçu neydi?
Kokain taşımak.
"Tek suçu" derken
gerçekten tek suçunu kastediyorum.
Daha önce tutuklanmamıştı.
Hem de hiç.
Hakim, Sharanda'ya ömür boyu
ceza vermek zorunda kalmıştı.
Daha uzun cezalar, üç cezada
işin biter, idam cezası gerektiren yaklaşık 60 yeni suç Bunun üzerine Kongre,
1994 yılında yasaların hapis yoluyla uygulanmasına yönelik önlemlerle dolu 30
milyar dolarlık bir federal suç yasa tasarısı önerir.
Topluluklarımızı daha da
güvenli hâle getirmek için en son teknoloji ve taktikleri içeren 21.
Yüzyıla yönelik bir suç yasa
tasarısı öneriyorum.
O torba yasa taslağı hapishane
sisteminin dev boyutlara ulaşmasından sorumluydu.
Dahası, kanun kuvvetlerine,
bugün kötü muamele olarak gördüğümüz pek çok şeyi yapmaları için para veriliyor
ve teşvikte bulunuluyordu.
100. 000 caniyi sokaklardan
uzak tutacak hapishaneler yapmakta kullanılacak.
Uyuşturucu suçlarına karışmış
azami sayıda kişiyi hapsedecek hapishaneler inşa edilmesi için eyalet fonlarını
artırmakla kalmıyor, aynı zamanda 100. 000 polis memurunu sokağa çıkarıyordu.
Suç, bizi bölmek için bolca
kullanılmış ateşli bir siyasi mesele olmuştur.
CRAIG DEROCHE HAPİS YATMIŞ
AKTİVİST
Başkan Clinton'ın 1994'te yaptığı şey seleflerinin yaptıklarından daha
zararlı, çünkü bugün gördüğümüz altyapıyı inşa etti, SWAT ekiplerine sahip
küçük kırsal polis karakollarına varıncaya kadar tüm kademeler askerileşti.
Ve yine her seviyede
tutuklanan insan sayısında böylesi artışlar ve hapishane nüfusunda böyle bir
patlama görüyoruz.
CORY BOOKER ABD SENATÖRÜ
Özgürlük iddiasında olan bir ülkeyiz, yine de en kırılgan
vatandaşlarımızı içine alıp öğüten topluca hapsetme uygulamamız ve çok yüksek
bir tutuklu nüfusumuz var ve sistem, beyaz olmayanlara karşı büyük ölçüde
önyargılı.
ABD HAPİSHANE NÜFUSU 1990 = 1.
179. 200
Ama bu konuda bir şeyler söylemek istiyorum.
Çünkü durumu kötüleştiren bir
kanun tasarısı imzaladım.
Bunu itiraf etmek istiyorum.
Şimdi bir hata olduğunu itiraf
ettiği 1994 tarihli kanun tasarısı Daha uzun cezalar vardı.
Bu kişilerin çoğu eyalet
kanunları uyarınca hapiste, ama federal hukuk bir eğilim belirledi.
Ve bu abartıldı.
Bu konuda yanlış yaptık.
Başkan Clinton'ın, işlerin
onun ve hepimizin umduğundan farklı şekilde geliştiğini kabul etmesi önemlidir
bence.
Yöntemlerindeki hatayı fark
ettiği için mutluyum.
Bence o zamanlar da bunun iyi
bir politika olmadığını biliyordu.
O zamanlar artan suç oranı
konusunda feryatlar yükseliyordu.
DEMOKRAT PARTİ BAŞKANLIK
TARTIŞMASI
Tüm topluluklardan insanlar bu konuda bir şeyler yapılmasını
istiyordu.
Eşim geçen yaz NAACP'de bunun
bazı sorunları çözerken başka sorunlar ortaya çıkardığını söyledi, buna
katılıyorum.
Özür dilediğini görmek güzel,
ama sorumluluk alıp hesap vermesi gerekir, Hillary'nin de, çünkü bunu
desteklemişti, yakın zamana dek de destekliyordu.
Bill Clinton bir grup
Siyahların Yaşamları Değerlidir protestocusuyla yüzleşti.
Siyahların hapsedilmesinde
artışa yol açtığını söyledikleri 1994 suç yasasını protesto ediyorlardı.
On üç yaşında çocuklara taş
kokain verip onları diğer Afrikalı Amerikalı çocukları öldürsünler diye sokağa
salan gangsterleri nasıl tanımlarsınız bilmem.
Belki iyi vatandaşlar
olduklarını düşünüyordunuz.
O aynı fikirde değildi.
Değildi! Değerli bulduğunuz
hayatları öldüren insanları savunuyorsunuz.
Doğruyu söyleyin.
Burada gücün gerçekliğini göz
ardı edemeyiz.
Bill Clinton'ın öne sürdüğü
politikalar, zorunlu asgari hapis cezası, üç ceza kuralı Bunlar siyasi gücün
kullanımına örnekti.
Bugün hapiste olmayacak
milyonlarca kişinin hapse girmesine neden oldular.
Ailelerin dağılmasına neden
oldular.
Çocukları ebeveynsiz
bıraktılar.
Olan bu.
2001 AFRİKALI AMERİKALI
TUTUKLU NÜFUSU 878. 400
Neden?
"Bill Clinton neden bu
kadar güçlü?
" diye sormamalıyız.
Sormamız gereken şu,
"Siyah toplum kendini korumakta neden bu kadar güçsüz?
" 60'lı ve 70'li yıllarda
kaç şehit verdiğimizi unutmayalım.
Kaç liderimizin ülkeyi terk
etmek zorunda kaldığını veya hapse girdiğini de.
Bütün bir lider kuşağını
ortadan kaldırdınız.
Onları ülkeden sürdünüz, hapse
attınız, mezara soktunuz.
Sonra bu yıldırım harekatına
başardınız ve biz kendimizi koruyamadık.
Amerika'da beyaz liderlerin
hikâyelerini anlatırken FBI'dan söz etmeyebilirsiniz.
Siyah liderlerin bir tanesinin
bile hikâyesini, siyah muhalifleri silah hâline getiren ceza muhakemesi
sisteminin bütün ağırlığını hissetmeden anlatamazsınız.
Her gün ölüm tehdidi altında
yaşamaktan bıktım.
Şehitlik kompleksim yok.
Bu akşam binada bulunan herkes
kadar uzun yaşamak istiyorum.
Dr. King'in herkesin baş tacı ettiği sevilen bir
kişilik olmadığı unutuluyor.
Federal Soruşturma Bürosu'nun
başındaki kişi tarafından Amerika'daki en tehlikeli kişilerden biri olarak
kabul ediliyordu.
Dr. King'in sokaktaki genç kardeşlerle alakası
olmadığını söylemeyin.
Onlar polisle uğraşıyorlar.
O da en üstteki polisle
uğraştı.
Buraya zorla getirildik.
Buraya vatandaş olmak üzere
getirilmedik.
Buraya uzun uzadıya övdükleri
anayasal lütufların keyfini çıkarmak üzere getirilmedik.
Malcolm'un yakın çevresine
polisler sızmıştı.
Maiyetinde sıradan insanlar
kadar sivil polisler de vardı.
Siyah muhaliflerden o kadar
korkuluyordu.
FBI Müdürü J. Edgar Hoover Kara Panterler'in ülke için en
büyük iç tehdidi oluşturduğunu belirtti.
J. Edgar Hoover, Panterler'in o
dönemin Amerikan demokrasisi için en büyük tehdit olduğunu söylemişti.
Panterler hiçbir zaman o boyutta olmadılar.
Aklı başında hiç kimse Kara
Panterler'in dünya tarihindeki en büyük askeri gücü alaşağı edeceğine inanıyor
olamaz.
Bütün hareket hükümet
tarafından suçlu gösterildi ve sistematik bir şekilde yok edildi.
Fred Hampton gibi birini
kaybetmenin ne demek olduğunu anlaşılmadı.
Fred Hampton 21 yaşındayken
bir şekilde siyahları, beyazları, Porto Rikoluları ve Amerikan yerlilerini bir
araya getirmeyi başarmıştı.
Bundan sonra, ben hapse
girdikten sonra, herkes hapse girdikten sonra, devrimciler hapsedilebilse bile
devrimin hapsedilemeyeceğini söyleyeceğiz.
Ortadan kalkması gerekiyordu.
Polis bugün Kara Panterler'in
Illinois'deki liderini Chicago'da öldürdü.
Panter Lideri Fred Hampton ve
Illinois'den bir başka lider öldürüldü.
'POLİS İÇERİ DALIP ATEŞ ETMEYE
BAŞLADI' Sabahın 4. 30'unda yatağında uyuyan başkanımızın beyninin dağıtıldığı
yer burası.
Resmen bütün evi havaya
uçurdular.
Hamile eşi yatakta yanında
yatıyordu.
İnsanları birleştirebilen bir
liderden bu kadar korkuyorlardı.
Bu sistemlere bu şekilde
başkaldırmış halkların tarihlerini biliyoruz.
Sistemin onları öldürdüğünü,
katlettiğini, sürgüne gönderdiğini, dışladığını veya itibarsızlaştırdığını
biliyoruz.
Assata Shakur, Siyahlara
Özgürlük Ordusu'nun önemli bir lideriydi.
J. Edgar Hoover tarafından
verilen emir bu ülkedeki her siyah, ilerici Üçüncü Dünya hareketini yok etmek
üzerineydi.
Onu hapse attılar ve dostları
"Onu hapiste bırakmayacağız" dedi.
Bunu söyleyen beyaz yandaşları
vardı ve onu hapisten çıkarıp Küba'ya götürdüler.
Şimdi Küba'da.
KAÇAK KATİLİN KÜBA'DA OLDUĞU
BİLDİRİLDİ
Sonraki beş yıl içinde yaklaşık 300 hapishane planlanma aşamasında.
Bu hükümet daha fazla insanı
hapse atmaya niyetli.
Assata Shakur suçlu gibi
gösterildi.
EMNİYET TEŞKİLATI NEW YORK
ŞEHRİ Onu tehlikeli bir suçlu olarak göstermek için medya kullanıldı.
Ve elbette, benim durumumda,
FBI tarafından silahlı ve tehlikeli olarak gösterildim.
FBI TARAFINDAN ARANIYOR ANGELA
YVONNE DAVIS FBI siyah militan Angela Davis'i En Çok Aranan On Kaçak listesine
koydu.
Angela Davis'le birlikte siyah
entelektüel güç Konuşmamız, ele almamız gereken şey tüm bu suç meselesi.
Bu toplumda suçlu olmak ne
demek?
Bunun kırılması gerekliydi.
Benim zamanımda Ronald Reagan
Kaliforniya valisi, Richard Nixon da ABD başkanıydı.
Bütün devlet aygıtı bana
karşıydı ve sırf ibret olsun diye beni ölüme göndermek istiyorlardı.
FBI'ın Angela Davis'in
tutuklanması sırasındaki eylemleri yine dikkat çekici bir hikâyedir.
Sistem onu mahkemeye çıkarmayı
denedi, kardeşimiz "Hayır, biz sizi mahkemeye çıkaracağız" dedi.
Kocaman Afro'suyla içeri
girdi, saçını düzleştirmemişti.
Uzun bir hapis cezasıyla karşı
karşıyaydı.
Çoğu kişi saçını fönler.
Beyaz eldivenler giyer, İsa'ya
dua ederler.
O böyle geldi.
Savcılığın canına okudu ve
oradan özgür olarak çıktı.
Ama soru şu, oraya nasıl
varılacak?
Karşı koyarak mı?
Şiddetle mi?
- Bunu mu sordunuz?
- Evet.
Ben Birmingham, Alabama'da
büyüdüm.
Dört genç kız Onlar Bir tanesi
kapı komşumdu.
Bir diğerinin kardeşiyle çok
iyi arkadaştım.
Kız kardeşim hepsiyle
arkadaştı.
Annem onlardan birinin
öğretmeniydi.
Hepsi öldüler.
Peki ne buldular?
Her yana dağılmış organlar ve
kafalar buldular.
Çok küçük yaştan beri sokakta
patlayan bombaların sesini hatırlıyorum.
Evimizin sarsıldığını.
Babamın sürekli silah taşımak
zorunda kaldığını.
Çünkü her an saldırıya
uğrayabilirdik.
O yüzden biri bana şiddet
hakkında bir şey sorunca Kulaklarıma inanamıyorum.
Çünkü bu, soruyu soran kişinin
Afrika kıyılarından kaçırılan ilk siyahtan bu yana bu ülkede siyahların neler
çektiğinden hiç haberi olmadığı anlamına geliyor.
Bütün bir lider kuşağını
ortadan kaldırıp insanları ülkeden sürdüğünüzde, öldürdüğünüzde, hapse
atığınızda, Bill Clinton'a veya herhangi başka birine karşı kırılgan olursunuz.
Size istediklerini yaparlar.
ABD HAPİSHANE NÜFUSU ABD HAPİSHANE NÜFUSU 2014 =
2. 306. 200
Bir adam var, dolaşır İsimler alır Babamın ismini aldı Bu benim
yüreğim dağladı Bir adam var, dolaşır İsimler alır Dolaşır Dolaşır Silahlı bir
mahalle nöbeti lideri Martin'in Orlando yakınlarında korunan bir mahalleye
girdiğini gördü.
On yedi yaşındaki bu çocuğu
şüpheli buldu.
Elini beline sokmuş.
Ve siyah bir erkek.
Bu şerefsizler hep
yırtıyorlar.
- Onu takip ediyor musun?
- Evet.
Bunu yapmanı istemiyoruz.
"İmdat" diye mi
bağırıyor?
- Evet.
- Pekâlâ, senin Bu gece
Sanford'daki çatışmada bir ölü var.
Polis, silahı ve ateş edeni
buldu, ama onu tutuklamadılar.
Silahlı George Zimmerman,
amiri aksini söylediği hâlde, tırnak içinde şüpheli bir çocuğu takip etti.
Kavga ederken yere düştüler ve
George Zimmerman, Trayvon Martin'e ateş ederek onu öldürdü.
Polis, Zimmerman'ı
tutuklayamadı, çünkü Meşru Müdafaa adlı bu Florida kanununa göre kendinizi
tehdit altında hissettiğinizde adam öldürebilirsiniz.
Oysa Martin'i elinde silahla
mahallede takip eden Zimmerman'dı.
Bay Zimmerman kendini savunmak
için silahını ateşlemek zorunda kalmış.
Cinayetten sonra
tutuklanmadığı gibi, mahkemede meşru müdafaa iddiasında bulundu ve ceza almadı.
Jüri olarak George Zimmerman'ı
suçsuz buluyoruz.
Florida'da yürürlüğe giren bu
yasa Trayvon Martin trajedisinde önemli bir rol oynamıştı ve bugün gördüğümüz
hareketi ateşleyen de bu oldu.
ADALET
İÇİN MÜCADELE ET
Trayvon Martin'in ölümünden sonra Florida'daki bu kanun mercek altına
alındı.
Florida'da ve ülke çapında
nasıl yürürlüğe girmişti?
ALEC AMERİKAN
YASAMA DEĞİŞİM KONSEYİ ALEC,
Tüm parmaklar ALEC'i işaret ediyordu. otla kafayı bulup babasının
Saab'ını hurdaya çeviren liseli bir hokey oyuncusunun adına benziyor.
Ama aslında çok daha beteri.
ALEC,
siyasi bir lobi grubu.
JONATHAN PROTESTOCU -
Kanunları yazıp - Kanunları yazıp - Cumhuriyetçilere veriyorlar.
- Cumhuriyetçilere veriyorlar.
-
Meşru Müdafaa kanunu
- Meşru Müdafaa kanunu - ALEC tarafından
yazıldı.
- ALEC
tarafından yazıldı.
ALEC özel bir kulüp, üyeleri
de politikacılar ve şirketler.
Ama asıl soru şu,
politikacılar ve şirketler aynı kulüpte olmalı mı?
ALEC çatısı altındaki
şirketler çoğu Cumhuriyetçi olan siyasi mevkidaşlarına kanunlar öneriyorlar.
AMERİKAN KEFALET KOALİSYONU ALEC vasıtasıyla şirketler kanunlarımızda
söz sahibi oluyor.
SENATO YASA TASARISI NO XXX
ALEC
toplantılarında şirket lobicileri gizli oylamada kanun koyucularla
eşit haklarla oy kullanıyor ve sonra kanun koyucular bu tasarıları
eyaletlerimizde uygulamaya koyuyorlar.
ALEC her yerde.
Kabaca dört yasa koyucudan
biri buna üye.
Bugün ALEC'le birlikte
olmaktan gurur duyuyorum.
Sebebini anlamak zor değil.
ALEC onların işini çok
kolaylaştırıyor.
Örnek teşkil eden Elektrik
Özgürlüğü yasa tasarıları bir noktada şöyle diyor, "Bu nedenle, adı geçen
eyalet, yenilenebilir enerji zorunluluğunu feshetmiştir.
" Eyaletinizin adını
hatırlayıp heceleyebildiğiniz sürece yasaları yürürlüğe sokabiliyorsunuz.
Yasa koyucunun ALEC antetini
silmeyi unuttuğu ALEC yasaları çıkarttığını bile gördük.
ALEC antetini silmeyi unutmak,
ALEC'in ve ALEC şirketlerinin o yasalardaki rolünü saklamamak demektir.
Merak ediyorum.
Yasamanın ALEC'le bağlantısı
var mı?
EYALET TEMSİLCİSİ STEVE
GOTTWALT
Neden bu tip şeyler sorulduğunu anlayamadım.
Bu benim yasa tasarım.
ALEC'in değil.
Sormamın sebebi daha önce
dağıttığınız belgelerde üst tarafta "Gottwalt" ve "Sağlık
Hizmeti Sözleşmesi" yazıyor.
Sayfanın tam ortasında da bir
logo var.
ALEC'in web sitesine baktım,
aynı fontta, aynı boyutta aynı logoyu gördüm.
Resmen kelimesi kelimesine.
ALEC'in kırk küsur yıldır var
olduğunu bilmek şaşırtıcı.
Bunun nasıl başladığını görmek
daha da şaşırtıcı.
ALEC kanun koyucularla
şirketler ve iş camiasındaki liderler arasında benzersiz bir ortaklık kurmuş.
Şirketler on yıllardır ALEC
vasıtasıyla kanunları etkiliyor.
Herkesin oy kullanmasını
istiyorlar.
PAUL WEYRICH ALEC KURUCU
ORTAĞI 1980 Ben herkesin oy kullanmasını istemiyorum.
Oy veren nüfus azaldıkça,
seçimlerdeki nüfuzumuz ciddi şekilde artıyor.
Hemen her ALEC yasa tasarısı,
onu fonlayan şirketlerden birine fayda sağlıyor.
ALEC üyesi Wal-Mart, sözde
Meşru Müdafaa kanunu kabul edildiğinde uzun süredir ALEC üyesiydi.
Bu kanun, silah satışlarının
patladığı bir atmosfer yarattı.
Wal-Mart ABD'de uzun namlulu
silahların en büyük satıcısı.
Dünyadaki en büyük mermi
perakendecisi.
Yani, Wal-Mart'ın ALEC'in
ileri sürdüğü bu kanundan faydalandığını düşünmek mantıklı.
Trayvon'un katilinin
tutuklanmasını önleyen bu kanun, onun tutuklanıp yargılanmasını ve hüküm
giymesini önlemek için tasarlanmıştı.
Jüriye verilen talimatlar
değişti, onlara George Zimmerman gibi birinin meşru müdafaa hakkı olduğu
söylendi, ama Trayvon gibi birinin ona silah doğrultan George Zimmerman gibi
biri karşısında meşru müdafaa hakkı olduğu söylenmedi.
OBAMA,
TRAVON MARTIN'DİR Meşru Müdafaa yasası ve Trayvon Martin trajedisinin kopardığı
gürültüden sonra Wal-Mart ALEC'ten çıktı.
ALEC'ten
ayrıldı, ALEC'i terk etti.
Ama Wal-Mart ailesi ALEC'i
fonlamaya devam ediyor.
Diğer
şirketler de aynı şeyi yapıp ALEC'ten uzaklaştılar, ama birçok şirket hâlâ üye.
Bunlar
arasında Koch Industries, State Farm Insurance ve eczacılık endüstrisinin lobi
grubu PhRMA da var.
ALEC
tütün endüstrisi ile AT&T ve Verizon tarafından destekleniyor ve yaklaşık
yirmi yıldır Amerika Cezaevleri Şirketi tarafından da.
Her gün toplumumuza hizmet
ediyoruz.
Küçük kasabalardan büyük
şehirlere kadar ülke çapında 60'tan fazla yerdeyiz.
Ülkenin en büyük cezaevi
sistemi olarak güvenli cezaevleri inşa ediyoruz ve bunları işletiyoruz.
CCA, ABD'deki ilk özel
hapishane şirketiydi.
1983'te Tennessee'de küçük bir
şirket olarak işe başladı.
Eyaletlerle sözleşmeler
yapmaya başladılar.
Yatırımlarını korumaları
gerekiyordu, böylece kimse suç işlemese dahi, eyaletlerin bu hapishaneleri dolu
tutması isteniyordu.
80'li yılların sonunda ve
90'ların başında Amerika tarihinde pek az görülmüş bir büyüme içine girdi.
Başarılı olması kesin olan bir
modeldi.
Bunun yollarından biri de ALEC
içindeki CCA'in bir dizi yasa tasarısı sunmasıydı.
Çok karşı olduğumuz tüm
yasalardı bunlar, mesela "üç cezada işin biter " Üç cezada işin
biter.
ALEC TARAFINDAN ÖNERİLDİ
zorunlu asgari ceza yasaları cezalarının en az %85'ini çekecekler.
Bu yasalarla KYUNG-JI RHEE
ÇOCUK ADALETİ MÜDÜRÜ önceden hazırlanmış akşam yemeği menüsü gibi, sürekli bir
insan akışı sağlanıyordu, elde edilen gelir de hissedarlara gidiyordu.
ALEC vasıtasıyla CCA özel
hapishanelerde lider konuma geldi.
Bugün milyarlarca dolarlık bir
iş.
CCA 1,7 MİLYAR DOLAR KAR Ceza
sistemi üzerinden yaratılan zenginlik.
Biz Amerika'da ortak işletilen
cezaevlerinde lideriz.
Biz CCA'iz.
Böylece ALEC vasıtasıyla CCA
ülke çapında suç politikasının biçimlenmesinde rol oynadı.
Hapishaneler özelleştirilmekle
kalmadı, suçlulaştırma da hızla arttı.
Bence bu suçlama, açıkçası
tamamen yanlış.
ALEC'in özel sebeplerle bir sürü
kişinin hapsedilmesinden MICHAEL HOUGH ALEC EYALET LİDERİ yana olması Bence bu
maalesef ALEC'e karşı yürüttükleri taktiklerden biri.
ALEC hapishanedeki insan
sayısını çoğaltmak ve hapisteki insanların ceza süresini artırmak için
politikalar ileri sürdü.
Bunu nasıl ele alacaksınız?
Bu noktada halk hikâyesinden
ibaret olan bir şeyi ele almak zor.
O geçmişi temizlemek veya
ileri sürdükleri aşırı politikaların gerçek insanlar üzerindeki gerçek
sonuçlarını ele almak için bir şey yapmıyorlar.
Geçmişlerinden söz etmiyorlar
bile.
Yani neden söz ettiklerini
anlamakta bile güçlük çekiyorum.
CCA, Amerikan Yasama Değişim
Konseyi'ne yaptığı yatırımdan doğrudan faydalandı, doğrudan kâr sağladı.
Amerikan halkı, özellikle
beyaz olmayan nüfusun topluca hapsedilmesine yol açan bu politikalardan birçok
bakımdan zarar gördü.
Şu anda, daha az kişinin
hapiste olmasını istiyoruz.
Bunun özel hapishane
endüstrisine yardımcı olacağını sanmam.
Ben ve kanun koyucular devleti
yürütmenin daha iyi ve yaratıcı yollarını arıyoruz.
Serbest piyasa ve sınırlı
devlete inanan muhafazakarlar olarak bundan gurur duyuyoruz.
Bizim
yenilikler getiren bir parti olmamız bekleniyor.
ALEC'in geliştirdiği bir başka yasa tasarısı SB 1070'ti.
CCA,
polise yasa dışı görünen herkesi durdurma hakkı veren bir kanunu ileri süren
ALEC çalışma grubundaydı.
Bu
kanun, göçmen tutukevlerini doldurdu ve ALEC üyesi CCA'in işine yaradı.
CCA,
SB 1070'ten büyük maddi fayda sağlayabilecekti, zira 1070, Arizona'da federal
göçmenlik suçlarından çok daha fazla kişiyi hapsetmek üzere tasarlanmıştı.
KORKUN, HEM DE ÇOK KORKUN Çoğu
çocuk olan kayıtsız göçmen akını Arizona'da Amerika Cezaevleri Şirketi CCA
tutuklanan göçmeleri barındırmak için federal bir sözleşme yapmış durumda.
Bu da
ayda 11 milyon dolardan fazla para demek.
Göçmenler için yapılmış
tesislerimiz rezalet durumda.
Aileler korkunç şartlarda
tutuluyorlar.
Bunlara "tutukevi"
deniyor.
Göçmenler için hapishaneler
bunlar.
"Tutukevi" demek
onları hapishane olmaktan çıkarmıyor.
Onlar hapishane.
Sadece isimleri farklı.
Bu duruma bazıları, suç-göç
sistemi oluşturmak adını veriyor.
Göçmenlik yasalarıyla kanun
uygulama sistemimizin MARIE GOTTSCHALK PROFESÖR birleşmesi söz konusu.
Uyuşturucuya karşı açılan
savaşta kullanılmış olan bazı şeyler şimdi diğer topluluklara uygulanıyor.
Donald Trump'ı duymuşsunuzdur,
siyahlardan değil, Meksikalılardan söz ediyor.
"Onlar tecavüzcü, katil.
Tabii aralarında iyi insanlar da
olabilir.
" Vay canına.
Neresinden başlasam?
ŞİRKET
ÇIKARLARI SB 1070 YASASINI NASIL YÜRÜRLÜĞE SOKTU?
2010'da, ALEC'i SB 1070'i öne sürmekle suçlayan ulusal radyo haberinden
sonra CCA, ALEC'ten ayrıldı.
ALEC göçmenlikle ilgili bir
şey yapmıyor.
Hayır.
Hiçbir surette.
Ne öyle, ne böyle.
Hiç.
Bu konuda söyleyebileceğim bir
şey yok.
Kusura bakmayın.
ALEC
kısa süre önce halkla ilişkiler hareketi denebilecek bir şey yaptı, suçu doğru
ele alacağını söyledi.
Ceza
muhakemesi politikası ve reformunun doğru tarafında olacağını açıkladı.
Bu
hareket, çok sayıda şirketi kaybetmesinin ardından geldi.
Sonuçta yönetim kurulumuz ALEC'in üzerinde durduğu konulara baktı ve
sosyal konuları değil de ekonomik konuları ele almaya karar verdi.
2007
öncesindeki mevzuatımızın yükünden neredeyse tamamen kurtulduk.
Temel olarak Yeni bir sayfa
açarak ilerliyoruz.
Taze bir başlangıç yapıyoruz.
Bu endüstri, ölmekte olduğunun
farkında ve bir sonraki şeye hazırlık yapıyor.
Kefalet gibi bir sisteme yol
açıyor.
GINA CLAYTON AVUKAT Kanserin
sürekli biçim değiştirdiğini görüyoruz, değil mi?
Olan bu.
Son birkaç yıldır, 2008'den bu
yana, toptan bir reform çabası içine girdik.
31 eyalet, cezalandırma,
şartlı tahliye ve gözaltı reformları konusunda olumlu değişiklikler yaptı.
ALEC hükümetin hemen her
yönünü özelleştirme konusunda çaba gösteriyordu, ama şartlı tahliye ve
gözaltını da özelleştirmeyi hedeflediklerinden haberimiz yoktu.
ALEC artık CCA ve CCA'in
çıkarlarıyla ilgilenmiyor.
CCA artık ALEC'le masaya oturmuyor, dolayısıyla ALEC'in
CCA'in karını artıracak politikalar ileri sürme konusunda maddi bir çıkarı yok.
Ama Amerikan Kefalet Koalisyonu hâlâ ALEC'in
parçası.
Bugün devlet cezaevleri ağzına
kadar dolu, tutuklularla dolup taşıyor.
Baskıcı sistemleri düşününce,
tarihsel olarak bunlar bu ülkede ve başka yerlerde dayanıklı oluyorlar.
Burnunuzun dibinde kendilerini
yeniden yaratmanın yolunu buluyorlar.
Yapmak istedikleri şeylerden
biri GPS izleme.
Çocuklar için bir ev hapsi
sistemi kurmak harika bir şey.
Ebeveynleri sorumluluk almaya
zorluyor.
Hapishaneler, evlerimize
yerleşecekti.
Bazıları GPS'le izlenecek.
Yani parmaklıklar ardında,
hücrede veya bir kurumda tutulmayacaklar.
Ayaklarında bileklikleri
olacak.
Ellerinde bileklikleri olacak.
Bu hapishanelerdeki yığılma
sorununu çözmeye yardımcı olur mu?
Kesinlikle.
Benim endişelendiğim şey, biz
ayakta uyurken bir de bakacağız Amerika'nın her yanındaki kırsal bölgelerde
hapishanelerimiz kalmamış, insanlar kendi toplulukları içinde hapsedilmişler.
Bence buna odaklanılıyor.
Tutukluları topluluk
cezaevlerine, şartlı tahliye ve gözaltına programlarına koyup bunlara yatırım
yapmak önem kazanıyor.
Beyaz olmayan topluluklar hâlâ
sürekli gözetim ve kontrol altında olacaksa bu bir ilerleme sayılır mı?
Üstelik şimdi kişinin
parmaklıklar ardında hapsedilmesindense GPS izleme üzerinden para kazanan özel
bir şirket var.
Yasama bölgenizde suç
kurbanlarının sayısını azaltmanıza yardımcı olabiliyorsak müsaade edin de biraz
para kazanalım.
Böylece ALEC, birdenbire, hiç
beklenmedik şekilde, suç reformunu destekleyen güçlü bir retorik sergilerken
aslında bir yandan da maddi çıkarlarını korumayı sürdürüyor.
Sağ olun hanımlar ve beyler.
Hapishane işindeyseniz reform
istemezsiniz.
İstediğinizi söyleseniz de
istemezsiniz.
Hapishane nüfusunun bir kişi
bile azalmaması için ellerinden geleni yapanlar var, çünkü ekonomik modelleri
buna ihtiyaç duyuyor.
Hapishane endüstriyel
kompleksi terimi, topluca hapsetme sistemi DANIEL WAGNER MUHABİR ve şirketlerin
bundan kâr elde etmesi anlamına geliyor.
Bu hem çok dikkat çeken özel
hapishane işletmelerini hem de geniş bir hizmet sağlayıcı yelpazesini kapsıyor.
Telefon hizmetleri sunan
SECURUS Technologies geçen yıl 114 milyon dolar kâr elde etti.
Hapishanelerde aileye ve
arkadaşlara açılan telefonlar epey para tutuyor.
Mahkûmlardan ve mahkûm
ailelerinden alınan ücreti şişiriyorlar.
Örneğin Maryland'da asgari
ücret kazanıyorsanız on dakikalık telefon görüşmesi için bir buçuk saat
çalışmanız gerekir.
En büyük yiyecek hizmeti
sağlayıcılardan biri olan Aramark da var.
Birden fazla eyalette
sundukları yemeğin içinden kurt çıktığı için şikâyet aldılar.
OHIO'LU TUTUKLULAR YEMEKTE
KURT ÇIKMASINDAN ŞİKAYETÇİ
Corizon Sağlık Hizmetleri, 28 farklı eyalette sağlık hizmeti sunuyor.
Bu hizmetler için milyonluk
sözleşmeler yapılıyor.
Uzun vadeli sözleşmeler için
muazzam teşvikler veriliyor.
Hatta hizmeti vermenin bir
getirisi yok, çünkü zaten paranızı alıyorsunuz.
BİR TUTUKLU YEDİ GÜNDE GÜÇTEN
DÜŞTÜ TUTUKLUNUN ÖLÜMÜ NEDENİYLE SAĞLIK HİZMETİ TEDARİKÇİSİNE DAVA AÇILDI
TUTUKLULARIN FITIK AMELİYATLARI YAPILMADI.
Bu ülkede topluca hapsetmeden
söz etmenin ve bunu sorgulamanın bu kadar zor olmasının sebeplerinden biri
yoğun biçimde parasallaştırılmış olmasıdır.
UNICOR adındaki küçük bir
şirket yılda 900 milyon dolarlık iş yapıyor.
Bunu nasıl yapıyorlar?
Hacim.
Ayrıca tutuklu işgücü.
Cezaevleriyle özel şirketler
arasındaki ortaklıklar Amerika'da milyarlarca dolarlık bir endüstrinin hızla
büyüyen bir kesimi.
Burada kötü çalışma
koşullarından söz ediyoruz.
Yurtdışında yoksuları ve özgür
işgücünü sömürenlere kızıyoruz, ama burada olup bitenlere bakmıyoruz.
Bu serbest işgücüne yatırım
yapan şirketler var artık.
Her yerdeler.
Spor, üniformalar, şapkalar,
Microsoft, Boeing.
Federal mahkûmlar, Patriot
füzelerinin yönlendirme sistemlerini yapıyorlar.
JCPenney kotları Tennessee'de
yapılıyor.
Victoria's Secret.
Anderson ahşap zemin kaplama
ürünleri Georgia'da yapılıyor.
Idaho patatesleri öteden beri
meşhurdur.
Bunları eken, yetiştiren,
hasat eden, paketleyip gönderenler mahkûmlar.
Victoria's Secret ve JCPenney
bağlantıları ifşa olunca tedarikçilerini değiştirdi.
Basitçe ifade etmek gerekirse
şirketler hapishanede iş yapıyor ve ceza üzerinden kâr elde ediyor.
Hapishane endüstrileri o kadar
büyüdü ki BOB SLOAN GAZETECİ artık onları ortadan kaldırmak çok zor.
Ortada çok fazla para ve
lobiye maruz kalıp bunu destekleyen çok fazla kanun koyucu var.
Dolayısıyla halk buna karşı
çıkıp geri almalı.
Onlar yapmazsa asla olmaz.
Gördüğüm kadarıyla her şey
para Yüzsüzler düştüler peşime Suçluymuşum gibi davranıyorlar bana Evet, durum
bu Ve olan bu Suçlu gibi davranırlar sana Bildiğin tek şey suçsa Zenci gibi
selamlarlar seni Göstereceğin tek şey oysa Bir halk düşmanı Herkesin gözündeki
yeri Tutuklandığı gece Kalief Browder, Bronx'taki bir partiden evine yürüyordu.
Polis onu durdurdu.
Kalief'e bir suç isnat edildi,
gerçekten küçük bir suç.
Sonradan o suçu işlemediği
anlaşıldı.
"Seni karakola
götüreceğiz" dediler.
"Sonra da eve yollarız
herhâlde.
" Ama eve hiç gidemedim.
- Kefalet verebileceğini
söylediler.
- Evet, bu doğru.
- 10. 000 dolar.
- Evet.
- Ve tabii - Bunu veremezdim.
Ailem ödeyemezdi.
Şu anda binlerce kişi sırf
dışarı çıkacak paraları olmadığı için hapis yatıyor! Ceza muhakemesi sistemimiz
zengin ve suçlu olanlara, yoksul ve masum olanlardan daha iyi davranıyor.
Sonucu belirleyen masumiyet
değil, zenginlik oluyor.
Amerikalıların çoğu mahkeme dizilerini falan
izledikleri için ceza muhakemesi sisteminin yargıçlardan ve jürilerden ibaret
olduğunu sanıyor.
Durum böyle olmaktan çıktı.
Herkes mahkemeye gitmeye karar verirse bu
sistem var olamaz.
Herkes mahkemede ısrarcı olursa bütün sistem
çöker.
Genellikle savcı şöyle der,
"Anlaşırsan sana üç yıl
veririm, ya da mahkemeye çıkarsın ve 30 yıl yersin.
Seçim senin, keyfin bilir.
" Yoksul mahallelerde kimse mahkemeye
çıkmaz.
Hapisteki kişilerin %97'si suçu kabul ederek
indirim almıştır.
Ve bu, Amerika Birleşik
Devletleri'nde insan haklarının en kötü biçimde ihlal edilmesidir.
Bu ülkede işlemedikleri
suçları kabul eden insanlar var, bunun nedeni de zorunlu asgari ceza alarak
hapse girme düşüncesinin azap verici olmasıdır.
Kalief Browder "Kabul
etmeyeceğim" dedi.
On beş yıla kadar hapis
cezasıyla, işlemediğin bir suçu itiraf edip eve gitmek arasında kalıyorsun.
Bana yanlış yapıldığını
hissettim.
Bu konuda bir şey
yapılmalıydı.
Bir şey söylenmeli.
Tırsar ve yaptım dersem bu
konuda bir şey yapılmamış olacak.
Suçu işlemedim.
Adalet yerine gelmeyecek.
Size söylenmeyen şey,
mahkemede ısrarcı olursanız ve hüküm giyerseniz daha fazla
cezalandırılacağınızdır.
Mahkemeler onu cezalandırdı.
Suçu kabul etmeyip mahkemeye
gitme cüretini gösterdi diye.
Orada oturduğu ve hiçbir şeyle
suçlanmadığı o üç yılda akıl sağlığı bozuldu ve kavgalara karışmaya başladı.
Bir süre sonra üç yıldır aynı
şeyi duyar olmuştum ve orada olmakla baş etmeyi öğrenmeye başladım, zor oldu.
Zaten biliyordum Bir süre
sonra ümidimi yitirdim.
Rikers Island'da ikisi
tecritte olmak üzere üç yıl kaldı.
O bir çocuktu, bebekti.
Evin her şeyini özlüyorsun.
Temiz hava, ailen, bazı
olaylar.
Evde olmak istiyorsun.
Doğruca eve gitmeyi teklif
ettiklerinde "Eve gitmek istiyorum" diyorsun, ama suçu işlemediğini
biliyorsun.
Suçu kabul edip yaptım demek
istemiyorsun.
Bu doğru değil.
Bütün gün korkuyordum, çünkü
nereden geleceğini bilmiyordum.
Nereden bir zarar geleceği
belli değildi.
Kalief hem diğer tutuklulardan
hem de gardiyanlardan o kadar çok dayak yedi ki, birçok kez intihara teşebbüs etti.
Hapiste neredeyse üç yıl
geçirip mahkemesini bekledikten sonra hakkındaki tüm suçlamalar düştü ve
serbest bırakıldı.
İki yılını geçirdiği ortamın
30 gün içinde insanın direncini kırmak üzere tasarlandığı söyleniyor.
Yani sırada ne var,
söyleyemem, ama Bu her gün oluyor.
Hapishaneden salıverildikten
iki yıl sonra Kalief Browder, Bronx'taki evinde kendini astı.
22 yaşındaydı.
Suçu
kabul edersem hikâyem asla duyulmayacaktı.
Kimse beni dinlemek için vakit
ayırmayacaktı.
Sıradan bir suçlu olacaktım.
Hapishane endüstriyel
kompleksi, sistem, endüstri, bu bir canavar.
Siyahları ve Latin kökenlileri
yiyor.
Günde üç öğün.
Bu insanlarla vakit geçirme
işini kimin yaptığını düşünmedik bile.
Yoksa sosyal hizmet
görevlileri ve öğretmenler isterdik.
İnsan davranışını anlayacak
insanlar isterdik.
Ama tersini yapıyoruz.
Anında hissizleşiyorsun.
Bence hapishane insana bunu
yapıyor.
Anında insanlıktan çıkmayı ve
duyusal yoksunluğu yaşamayan anlayamaz.
Son 14 yılda oğlum bir memur
tarafından kelepçelenmek dışında insani bir temasta bulunmadı.
Hücresinde pencere bile yok,
bu beni çok rahatsız ediyor.
Beni üzüyor.
Buna inanamıyordum.
Ülkemizde böyle bir mimari
tasarıma sahip olduğumuza bile inanamıyordum.
Hapishane hücrelerinin böyle
inşa edildiğini bilmiyordum.
İnsanlar kilit altında ve
parmaklıklar arkasında olmak için doğmazlar.
Çoğu kişi ev hayvanlarını bile
insanları barındırdığımız bu koşullarda tutmaz.
Hapishaneler ve cezaevleri
depolara dönüştüler, toplum olarak öyle bir hâle geldik ki insanı özgürlüğünden
mahrum etmek yetmiyor.
Cezalandırmak da istiyoruz.
Toplumun çoğunluğu o koca
kapıların ve dikenli tellerin ardında olmanın ne demek olduğunu anlamıyor.
Tutuklanıp hüküm giyen biri
bitmiştir.
Kimse onu umursamaz.
Birçok açıdan hapishane
sistemleri karanlıkta kalıyor.
Bu da kolaylaştırıyor Bilişsel
ve duygusal olarak "İnsanları oraya yollayın" demek kolay geliyor.
Soruna bakarsanız "Ne
yapıyoruz biz? " dersiniz.
Çok fazla şey için çok fazla
insanı hapsetmenin çok fazla yolu var.
Ağır cezalar veriyor, onları
hapse atıyoruz ve hapiste bulundukları sürede çıktıklarında sivil topluma dahil
olabilsinler diye onları rehabilite etmek için pek az şey yapıyoruz.
Çıktıklarında da onları
dışlıyoruz.
Ceza
muhakemesi sistemimizden geçenler için 40. 000'den fazla tazminat hakkı doğmuş.
"Herhangi bir suçtan hüküm giydiniz mi? " sorusu iş
başvurularında yer alıyor.
Bazı durumlarda öğrenci
kredisine erişmenize mani oluyor.
İş ruhsatı, yiyecek karnesi
alamıyorlar.
toplu konutlar yerine özel
kiralama.
Hayat sigortasında da bu soru
var.
O damga bu ülkede hayatınız
boyunca sizi takip ediyor.
2015 martında on binlerce kişi
Selma'ya gelerek Edmund Pettus Köprüsü geçişinin 50.
Yıl dönümünü kutladı.
O insanların pek azı bugün
Alabama'daki siyah erkek nüfusun %30'unun hüküm giydiği için oy verme hakkından
temelli mahrum kaldığının farkında.
Yanlış bir şey yaparsanız
bedelini ödemelisiniz, sonra hayatınıza devam etmelisiniz.
Ama Amerika'da olay
kapanmıyor.
Amerikan vatandaşlarına
topluma olan borçlarını ödediklerinde vatandaşlığın onlara yine de men
edileceğini söylüyoruz.
Suç olarak damgalanan eski Jim
Crow yasasının pek çok unsuru geri geldi.
OY VERME VELAYET HAKKI
Amerika'da ırkçılık kalesini yıkmış değiliz, sadece yeniden tasarladık.
Değişimin kendisi ol Zincire
bağlama beni Kurtarıyormuşsun gibi yapma bizi Yine aynı Uyduruyormuşum gibi
yapma Bizi suçluyorsun Yüzde kalsın Bize verdiğin isimler Hala zincirliyiz Hala
zincirliyiz Bizi rezil ettiniz Demokratlarla Cumhuriyetçilerin, hapishane
sistemini olduğu gibi korumanın çıkarlarına uymadığına karar verdikleri bir
çağdayız.
Şimdi birdenbire Hillary
Clinton, Siyahların Yaşamları Değerlidir aktivistleriyle bu konuyu konuşuyor.
Topluca hapsetme konusundaki
yaklaşımımızı değiştirip bunu sona erdirmenin zamanıdır.
Konuyu etraflıca ele aldı.
Ceza muhakemesi sistemimizde
baştan sona reform yapacağız ve kanun kuvvetleriyle hizmet ettikleri toplum
arasındaki güveni tazeleyeceğiz.
Başkan Obama bir hapishaneyi
ziyaret eden ilk başkan oldu.
ilk kez hapishane ziyaret
edildi.
Bir değişim yaratma fırsatımız
var, genel suç işleme oranının düştüğü bir dönemdeyiz, ayrıca geçen yıl hapse
girme oranı kırk yıldır ilk kez inişe geçti.
Muhafazakarlar her zaman suça
karşı katı tutum içinde olarak görülür ve bilinirdi, ama şimdi adalet reformuna
kucak açtılar.
Bu, insanın köpeği ısırması
haberi gibi.
Texas, insanları küçük
suçlardan hapse atmak için milyarlar harcardı.
Odağımızı, topluluk gözetimi
gibi farklı taktiklere kaydırdık.
Kendimize şunu sormalıyız,
"Siyaseten uygun geldiğinde insanların liderliğe soyunması karşısında
kendimizi rahat hissediyor muyuz? " Tarihsel olarak reform çabalarına
baktığımızda kaçınılmaz olarak daha fazla baskıya yol açtıklarını görüyoruz.
Onlara bırakırsak sistemi
tamir etmeye çalışırlar.
Ülke olarak bizi bu berbat
durumdan kurtaracak değişimi gerçekleştirmezler.
Ve kesinlikle geri dönüp kendi
yarattıkları karışıklığı düzeltmeye çalışmazlar.
Bunu kabul etmeye hazır
değiller.
Ülke olarak da bunu kabule
hazır olduğumuzu sanmıyorum.
Bugün içinde bulunduğumuz
duruma yol açan kölelik ve Jim Crow kanunu gibi şeyleri ve tüm baskıcı
sistemleri düşünecek olursak toplulukları ve birçok nesli ezip geçtiğimizi
kabul etmemiz gerekir.
Çok eğlenceli! Bayıldım!
Eğleniyor muyuz?
ABD! ABD! ABD!
Siktir git! Bu ne cüret! Bu ne cüret! İyice benzetin, tamam mı?
Cidden! Çıkarın onu.
Çıkarın onu buradan! Eski
güzel günlerde böyle bir şey olmazdı, çünkü onlara çok sert davranılırdı.
Bir kere protesto edecek
olsalar bir daha kolay kolay cüret edemezlerdi.
Yüzünü yumruklamak istiyorum.
Eski günleri seviyorum.
Böyle bir yerde onun gibilere
ne yaparlardı, biliyor musunuz?
Sedyeyle götürürlerdi.
Evet, aynen öyle.
Gevezenin ağzını burnunu
kırın.
Onu bir daha görecek olursak
öldürmemiz gerekebilir.
Eski güzel günlerde onu o
koltuktan kaptıkları gibi - Kapa çeneni.
Sus ulan.
- Hayır.
Hayır, susmayacağım.
Neden buradasın?
Götürün onu buradan.
Defol git.
- Saygılı ol! - Oğlumun
geleceği için yapıyorum! Eski güzel günlerde, kanun kuvvetleri bundan çok daha
hızlı tepki verirdi.
Çok daha hızlı.
Kanunları uygulayacağız.
Kanun ve nizam istiyorsak,
Amerikalılar bunu hatırlamalı.
Ben kanun ve nizamın adayıyım.
SİYAHLARIN YAŞAMLARI
DEĞERLİDİR
Düşünmüştük ki Buna köleliğin sonu "jübilesi" deniyordu.
O zaman işimiz bitti diye
düşünmüştük.
Sonra 100 yıl boyunca Jim
Crow, terör ve linçler devam etti.
Dr. King, Ella Jo Baker, Fannie Lou Hamer gibiler
sahneye çıktı, oy vermemizi sağlayan kanunlar kabul edildi, sonra kelepçeler
kırıldı.
Suçlu olarak etiketlenirsen oy
kullanamaz, işe giremezsin.
Bunun sonraki tekrarı ne
olacak bilmiyoruz, ama olacak.
Bu olacak.
Ve tetikte olmalıyız.
MÜEBBET HAPİS CEZASI OLASILIĞI
BEYAZ ERKEKLER 17'DE 1
Altıya dokuzluk ufacık bir hücreyim Ben hapishanede Cehennem hayatı,
taş duvar, parmaklık Hapisteki tanrılar için Lakabım, kodes, delik, dam altı
Çok kişi korkar benden Çünkü çıkış yoktur buradan Adalet Bakanlığı her üç genç
siyah erkekten birinin hapse girmesinin beklendiğini belirtti, bu inanılmaz
derecede dehşet verici bir istatistik.
Siyah erkekler, ABD nüfusunun
yaklaşık %6,5'unu oluşturuyorlar.
Hapishane nüfusunun da
%40,2'sini.
Artık cezai gözetim altındaki
Afrikalı Amerikalıların sayısı 1850'lerdeki kölelerin sayısını aştı.
Hapishane endüstriyel
kompleksi tarihsel olarak köleliğin mirası üzerine kurulu.
NE KÖLELİK NE ZORUNLU HİZMET
BİRLEŞİK DEVLETLER'DE OLAMAZ 13. Anayasa
Değişikliği'ne göre, "Bir suçtan hüküm giymiş olanlar hariç kimse zorunlu
hizmete tabi tutulamaz.
" Bir suçtan hüküm
giydiğinizde devletin kölesi hâline gelirsiniz.
BİR SUÇTAN CEZA ALANLAR HARİÇ
Kalemin, kendi kendine gücü yetmez.
13. Anayasa Değişikliği özgürlüğe doğru bir dönüm
noktası olarak yüceltilirken ve köleliğin kaldırılmasından yana olanlar kutlama
yaparken KEVIN GANNON PROFESÖR hakikat daha sorunlu.
O madde oraya konduğu anda bir
araç hâline gelir.
Oradadır.
Yapının içine yerleşmiştir.
Bu suçluluk unsurunu kullanmak
isteyenler için de güçlü bir araç hâline gelmiştir.
Ayrıcalıklı.
Anayasanın içinde.
Ülkenin başlıca kanunu.
Amerikan tarihinde Afrikalı
Amerikalılar tekrar tekrar kontrol altına alındı, ırksal ve sosyal kontrol
sistemleri ölüyormuş gibi görünüyor, ama yeni bir formda yeniden doğuyordu,
dönemin ihtiyaçlarına ve kısıtlarına göre biçimleniyordu.
Köleliğin çöküşünden sonra
yeni bir sistem doğmuştu, hükümlü kiralama.
Bu, köleliğin yeni bir formuydu.
Hükümlü kiralama ortadan
kalkınca yeni bir sistem doğdu, Jim Crow sistemi Afrikalı Amerikalılara daimi
olarak ikinci sınıf statüsü veriyordu.
Ve şimdi Jim Crow sisteminin
çöküşünden onlarca yıl sonra Amerika'da yeni bir sistem doğdu.
Topluca hapsetme sistemi bir
kez daha milyonlarca yoksul kişiyi, özellikle de beyaz olmayan yoksulları
vatandaşlık hakları hareketiyle sözüm ona kazanılmış haklardan mahrum ediyor.
Bu konuda konuşmak yerine
hayata devam etmeyi denedik.
Vatandaşlık Hakları Kanunu
kabul edildikten sonra böyle devam etmeye çalıştık.
Üzerinde durmadığımız için ırk
farklılığı söylemi devam etti.
Ve bu, siyah ve kahverengi
tenlileri her gittikleri yerde takip eden tehlikelilik ve suçluluk varsayımına
dönüştü.
Sokağı boşaltmanız gerekiyor.
Yolu açın! St.
Louis İlçe Polisi konuşuyor.
Yoldan çekilin.
Ferguson, sadece Mike Brown'la
ilgili değildi.
Aynı zamanda bu kitlesel
suçlulaştırma ve topluca hapsetme örüntüsüyle ilgiliydi.
Geri çekilin.
Ferguson'da hane başına ortalama
üç arama emri düşüyordu.
Dolayısıyla insanlar
başkaldırdılar, çünkü kendilerinin de devlet düşmanı olduklarını, devlet
düşmanı olarak görüldüklerini anladılar.
Siyahların yaşadığı mahalleler
işgal edilmiş bölgelere dönüştü ve siyahlar düşman savaşçılar gibi görülmeye
başlandı.
Bu kişilerin hakları yokmuş,
durdurulmaları, üstlerinin aranması, tutuklanmaları, alıkonmaları,
sorgulanmaları ve öldürülmeleri cezasız kalabilirmiş gibi.
Yakın tarihimizdeki büyük
çaplı ayaklanmalara bakacak olursak, Rodney King'den 1967'deki Detroit
ayaklanmasına, 1967'deki Newark ayaklanmasına, 1964'teki Harlem ayaklanmasına,
1965'teki Watts'a kadar Bu ayaklanmaların her biri polis vahşetinin sonucunda
oldu.
Ortak özellik bu.
SİYAH ÇOCUKLARI ÖLDÜRMEYİN!
- Karşı koy!
- Yumruk havaya! Mevcut bağlamda birçok kişinin yaptığı gibi, polise
karşı olanların kanuna ve nizama da karşı olduğunu söylemek yanlış olur.
Bunlar çalışkan kamu
görevlileri.
Sizin için hayatlarını
tehlikeye atıyorlar.
Bu doğru.
İnsanlar böyle şeyleri
yapabilmek için polis kuvvetlerine katılıyorlar.
Ama siyahların polisin kötü
muamelesiyle ilgili şikâyetlerini günümüz koşullarına bağlayarak görmezden
gelirseniz işin özünü gözden kaçırmış olursunuz.
Tarihimizde hiçbir zaman
devletin kanun ve nizam anlayışının siyah toplumun özgürlüklerine, haklarına,
seçeneklerine ve seçimlerine karşı işlemediği bir dönem olmamış.
Bu ırksal mirası ve bağlamı
görmezden gelmek siyahlarla polisin bugünkü ilişkisi hakkında verilere dayalı
bir tartışmaya giremeyeceğiniz anlamına gelir.
Bu durum yok yere ortaya
çıkmadı.
Bu, yüzyıllar süren tarihi bir
sürecin ürünü.
Ve bununla hesaplaşmamak,
çözümlere kapıyı kapatmak demektir.
Ku Klux Klan'ın çarşaflarını
kaldırmış olabiliriz, ama siyah çocukların vurulduğunu gördüğümüzde, bu kanseri
yenememiş olduğumuz açıkça anlaşılıyor.
Aileleri bunları yaşamış olan,
bu tür bir baskının uzantısı olan bizler neler olduğunu anlamak için filmler
görmeye gereksinim duymuyoruz.
Bu aslında hayatları boyunca
bunu görmezden gelmiş olan kitlelere hitap ediyor.
Ama aynı zamanda sadece siyah
cesetler göstermekte de bir sorun var.
Her şeyin aşırısı, sağlıksız
ve faydasız hâle gelir.
Bence aileleri onay veriyorsa
bunlar görülmeli.
Ancak vatandaşlık hakları
hareketinde olan bitenler görselleştirildikten sonra gerçekten halkın dehşete
kapılmış vaziyette harekete katıldığını gördük.
Dikkat etmeleri için şok
yaşamaları gerekiyor.
Ama medya ve teknoloji
vasıtasıyla izini sürebileceğimiz tarihsel bir süreç var.
Otobiyografiler veya köleliğe
dair anlatılar yazıldığında kölelik dönemine geri döndük.
BENİM ÖZGÜRLÜĞÜM.
KÖLE HAYATIM.
ÖZGÜR İNSAN HAYATIM.
Daha sonra 19. Yüzyılda, fotoğraf kullanmaya başlandı ve
imgeler gösterdiler.
Köle Gordon'un sırtını
gösteren ünlü bir fotoğraf var.
Yaralı dokunun oluşturduğu
desen görünüyor.
Yediği kırbaçların kanıtı bu.
Veya beyazların ürettiği linç
imgeleri.
Emmett Till'in öldürülmesi
gerçekten de vatandaşlık hakları hareketinin başlıca katalizörü olmuştu.
Annesi cenazede MAMIE TILL
EMMETT TILL'İN ANNESİ açık tabut istemişti.
Yüzlerce siyah, tabutun
önünden geçip Güney'de beyaz ırkın üstünlüğüne inananların öldürdüğü bu genç
çocuğu görmüşlerdi.
O fotoğraflar siyah medyada
yayınlanmıştı.
JET - ÖZEL HABER Şimdiki
Facebook veya Twitter gibiydi.
Böylece bütün siyah dünya
olanları görebildi.
1950'lerde Dr.
King ve vatandaşlık hakları
hareketi televizyonu bu şekilde kullanmıştı.
"İşte ayrımcılık böyle
bir şey.
Bu köpekler çocuklara
saldırıyor.
Bunlar yangın hortumuna maruz
kalanlar.
" Deneyiminize uygun
teknolojiyi kullanarak insanlık durumunuzun tanınmasını sağlıyorsunuz.
Şimdi farklı olan şey şu,
bunlardan birini kullanarak her şeyi kaydedebilirsiniz.
YouTube'a koyabilirler ve
bütün dünya bununla uğraşır.
Yeni olan bu.
Protesto değil.
Vahşet değil.
Bu konuyu gündeme
getirebilmemiz.
Polis şiddetinin sonuncu
olarak sürekli öldürülüyorduk.
Genellikle bize
"suçlu" diyerek bahane buluyorlardı.
Oscar Grant'i öldürdüklerinde
OSCAR GRANT'İN AİLESİNİN İZNİYLE Eric Garner'ı yakaladıklarında Nefes
alamıyorum.
Nefes alamıyorum.
ERIC GARNER'IN AİLESİNİN
İZNİYLE Nefes alamıyorum.
Nefes alamıyorum.
Nefes alamıyorum.
Herkes şu sözlerine dikkat
çekti, "Nefes alamıyorum.
" Ama ondan önceki
cümleler şuydu, "Neden hep beni durduruyorsunuz?
Neden her gün, her hafta beni
durduruyorsunuz?
" Bence bu çok önemli.
Devletin elinde öldürülen
çocukları düşündüğümüzde on iki yaşındaki Tamir Rice'ın TAMIR RICE'IN AİLESİNİN
İZNİYLE öldürülüş biçimi aklıma geliyor ve bu bana dokunuyor.
Hadi, emniyet kemerini çöz.
Dur! SAM DUBOSE'UN AİLESİNİN
İZNİYLE FREDDIE GRAY'İN AİLESİNİN İZNİYLE JASON HARRISON'IN AİLESİNİN İZNİYLE
İyi misin?
20 EKİM 2014 LAQUAN
MCDONALD'IN AİLESİNİN İZNİYLE - Karnının üstünde yuvarlan.
Hadi! - Kavga etmeyin! - Özür
dilerim.
- Kahretsin.
Beni vurdu.
- Vuruldum.
- O bir şey yapmadı.
Sen bir şey yapmadın, duyuyor
musun?
- Nefes alamıyorum.
- Nefesine sıçayım.
Benimle kal.
Arka farımız yanmadığı için
durdurulduk.
PHILANDO CASTILE'NİN AİLESİNİN
İZNİYLE PHILANDO CASTILE - VURULDU BRIAN ACTON - AŞIRI GÜÇ KULLANIMI ARIEL
CLARK - FİZİKSEL KISITLAMA POLİSİN ÖLDÜRDÜĞÜ SİLAHSIZ SİYAHİ KURBANLAR Polis
şiddeti tek başına bir sorun değil.
Çok daha büyük ve vahşi bir
sistemin yansıması.
Topluca hapsetme olarak
bilinen ırksal ve sosyal kontrol mekanizması bu tür bir polis şiddetine yetki
veriyor.
Bana göre Siyahların Yaşamları
Değerlidir'in mükemmelliği burada.
Dağıtılmış bir liderlik
modelleri var.
Adreslerini bulamıyorsunuz.
Siyahların Yaşamları
Değerlidir bir kurşunla veya başka bir şeyle durdurulabilir bir olgu değil.
Ve bu sayede bir ümit var.
İnsanlar şunu anlamalı,
siyahların yaşamları değerliyse, herkesin yaşamı değerlidir, bu ceza muhakemesi
sistemine ve bu hapishane endüstriyel kompleksine giren her bireyin yaşamı
önemlidir.
Mesele sadece siyahların
yaşamları değil.
Önemli olan, bu ülkenin insan
saygınlığına bakışını değiştirmek.
# KARA BAHAR JAMAR İÇİN
ADALET! Siyahların Yaşamları Değerlidir hareketinde asıl soru kimlerin hayatını
daha değerli buluyoruz sorusudur.
PHILANDO CASTILE ADALETİ HAK
EDİYOR SIRADAKİ BEN MİYİM?
Suçlulaştırmanın tersi,
insanileştirmedir.
Anlaşılacağını umduğum şey bu.
Bu bizi halk olarak yeniden
insanlaştırmakla ilgili, bizi, yani halk olarak hepimizi.
BEN BİR İNSANIM SİYAHLARIN
YAŞAMLARI DEĞERLİDİR
Topluca hapsetme sistemi
büyüdü, serpildi ve gittikçe artan bir iştahla her renkten insanları yutuyor.
Ama bu, ulus olarak
önemsememeyi öğrendiğimiz ırkla tanımlanmış bir grupla başlamış olmasaydı,
bugün parmaklıkların arkasındaki iki milyon insandan söz ediyor olmazdık.
Sürekli şöyle söyleniyor,
"Köleliği nasıl hoş görebildiler?
Bununla nasıl barışabildiler?
İnsanlar nasıl linç etmeye
gidebildi ve buna katılabildi?
Ayrımcılığa, beyaz ve sadece
renkliler ayırımına nasıl mana verebildiler?
Delilik bu.
Ben o zaman yaşıyor olsaydım
böyle bir şeyi asla hoş görmezdim.
" İşin gerçeği, bu zamanda
yaşıyoruz ve bunu hoş görüyoruz.
Güneyli yapraklar gibi
Sarkıyoruz güneyli ağaçlardan Çıplak ruhlar Söylenmemiş kahramanlık şarkıları
Bağışla onları peder Bu düğümün çözüldüğünü biliyorlar Ninemin boyadığı İple
atılmış bu düğümün Hacıların gururu Milyonların hayatını etkiler Kölelik
ayırdığından beri Babaları çocuklardan Kurum, sadece bir bina değildir Bir
yöntemdir Siyah ve kahverengi bedenlerle Doldurulan Hisseden insanlar olarak
Görmüyorlar bizleri Hiç Amerikalı olabilecek miyiz?
Yeni Jim Crow'u biliriz
Durdurur ararlar, ruhlarımızı tutuklarlar Polis ve politikalar Kontrol için
devriye felsefeleri Zapteden zalim bir el Özgürleştireceğiz onları Özgürleştirmek
için kendimizi Amerika'nın İsa'ya kavuşma fırsatı - Özgürlük - Özgürlük Gelsin
özgürlük Dayanın - Yakındır - Yakındır - Özgürlük - Özgürlük - Gelsin özgürlük
- Gelsin özgürlük - Dayanın - Dayanın - Yakındır - Yakındır Kafesteki kuş şarkı
söyler Özgürlük için Siyah bedenler kaybolur Amerikan rüyasında Siyahların kanı
pastoral bir manzara Kölelik yaşıyor hâlâ Bak 13.
Değişiklik'e Şimdi kamçılar ve
zincirler bilinçaltında Zenci yerine Suçlu diyorlar Tatlı özgürlük ülkesi
Hapsedilmiş memleket Reagan'la vurdun beni Şimdi Trump'la vurmak istiyorsun
Hapishane bir iştir Amerika bir şirket Yatırım yapar adaletsizliğe, korkuya Ve
uzun acılara Yine kaldık Nefretle karşı karşıya O nefret ki Amerika'yı yeniden
yüceltecekmiş İnsanlıktan çıkarılana Yok teselli Amerika'nın yükselmesi için
Siyahların yaşamları önemli Özgürleştireceğiz onları Özgürleştirmek için
kendimizi Amerika'nın İsa'ya kavuşma fırsatı - Özgürlük - Özgürlük - Gelsin
özgürlük - Evet Dayanın - Yakındır - Yakındır - Özgürlük - Özgürlük - Gelsin
özgürlük - Gelsin özgürlük - Dayanın - Dayanın - Yakındır - Yakındır - Özgürlük
- Yakındır - Gelsin özgürlük - Özgürlük - Dayanın - Dayanın - Yakındır -
Yakındır - Özgürlük - Özgürlük - Gelsin özgürlük - Gelsin özgürlük Dayanın
- Yakındır - Yakındır - Özgürlük - Yakındır Gelsin özgürlük -
Dayanın - Dayanın - Yakındır - Yakındır - Özgürlük - Yakındır - Gelsin özgürlük
- Gelsin özgürlük Dayanın - Yakındır - Yakındır - Özgürlük - Yakındır - Gelsin
özgürlük - Gelsin özgürlük - Dayanın - Dayanın - Yakındır - Dayanın - Özgürlük
- Yakındır - Gelsin özgürlük - Gelsin özgürlük Dayanın - Yakındır - Gelsin
özgürlük Özgürlük - Gelsin özgürlük - Gelsin özgürlük - Dayanın - Dayanın -
Yakındır - Yakındır Yakındır Ah, özgürlük Yakındır
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar