Print Friendly and PDF

Zeynep ve Arkadaşlarının Maceraları

 

 Yazan: Nebi

Zeynep hayal kurmayı seven küçük bir maceracıdır.

Bazen aya çıkan bir astronot bazen ise engin bir denizde balıkçı oluverir. Zamanda yolculuk eder tarihin eşsiz sırlarını öğrenir

Ama asla şunu unutmaz hayaller yol göstericidir, bir şiirdir.

Hayallerine arkadaşlarını da ortak eder, gemiye binip maceraya çıkarlar. Ne zaman acıkırlar o zaman eve gidip yemek yerler

Ama her zamanda hayal kurmazlar ödev yapıp sohbet ederler

Ta ki Zeynep oyun oynayalım diyene kadar o zaman herkes heyecanlanır ve kendi fikirlerini Zeynep’e söylemeye başlar ve ortak bir oyun kurarlar.

 

 

Deniz Kokusu

 

Herkes kararı denizde bir maceraya atılmaktır.

 

Zeynep: İşte bu tuzlu deniz kokusu işte yeniden seninleyiz mavi deniz.

Ali: Gemi biraz fazla mı sallanıyor.

 

İlker: İlk kez mi biniyorsunuz Ali Bey.

 

Ali: Aslında evet.

 

Kemal: Bizler deneyimliyiz Ali Bey sizi istediğiniz yere bırakacağız.

Üstelik bu güzel manzara içinizde canlılık katmıyor mu bakın her yer mavi deniz, ışığın denizde kırılması, bazen su püskürten balinalar bunlar sizin için yeni olsa da pek çok insanın görmek isteyeceği şeyler. Belki balinaların neden su püskürttüğünü bulursunuz.

 

Ali: Ben şuanda sadece kuşlar üzerinde çalışıyorum.

Evet, pek çok insan benim yerimde olmak isterdi sadece ilk kez bir gemiye bindim.

 

Tayfa şarkı söyler

İşte mavi deniz, özü pek denizcileriz.

Denize her daim gözü pek denizcileriz.

Yükselsin dalga biz sözü pek denizcileriz.

Bize yazılır şarkılar biz denizcileriz.

 

Mehmet: Kaptan kuzeyde ada göründü.

 

Zeynep: İşte ali bey geldik.

 

Ali: Bu kadar kısa sürmesini beklemiyordum ama bir şey gözükmüyor.

Zeynep: Her zaman ufku gözle göremeyiz.

Bir dürbün size ufku gösterir, hemen telaşlanmayın.

 

Ali: Adada bana yardımcı olur musunuz?

 

Zeynep: Nasıl bir konuda

 

Ali: Kuşları izlemek çok uzun süren bir iş saatlerce bir yerde durup

Kuşların size alışmasını beklemeniz gerekiyor.

Bu yüzden kuşları korkutmamak gerek.

 

Zeynep: O halde birkaçını yakalayalım.

 

Ali: Bu gözlemleme olmaz. Üstelik sizi birisi yaklasın ister misiniz?

 

Zeynep: Anlıyorum, size her konuda yardımcı olacağız.

 

Mehmet: Kapatan kıyı göründü.

 

Zeynep: Tayfa hazırlan ve yaklaşınca demirle.

Ali bey keşif gezisi için hazırlanalım mı?

 

Ali: Tabi, bende hazırlanayım.

 

Zeynep karaya basar ve kahverengi toprağa elini sürer.

 

Zeynep: Ali bey gelin.

 

Ali: Şey aslında ada biraz sıra dışı volkanik özelikler taşıyor.

Sandığımızdan büyük olabilir.

 

Ali hızlı bir şekilde not almaya başlar.

 

Zeynep: Bugün burada kamp kuracağız.

Kemal yanına üç kişi, al ve biraz keşfe çık.

Ali bey ben kampın kurulmasında yardımcı olacağım.

 

Ali: Tamam, biraz dolanıp gelirim.

 

Birkaç saat sonra Zeynep bir ses fark eder ve takip etmeye karar verir.

 

Zeynep: Galiba aradığımız kuş bu olmalı tüyleri ve gagası çok uzun, kafası sarı, çenesi ise yeşil ali beye söylemeliyim.

 

Zeynep Ali’ye söylemeye giderken aynı zamanda kuşun çok farklı ve yumuşak görüntülü tüylerini düşünüyordu.

 

Zeynep: Galiba aradığın kuşu buldum.

 

Ali: Nasıl, bana yerini gösterir misin?

 

Zeynep Ali’ye gördüğü yeri gösterdi, Ali ben burada uzun bir süre dura bilirim. Bana her gün yiyecek ve yemek getirin ama kuşlar sizi görmesin dedi. Zeynep kafasını salladı ben hallediyorum dedi.

 

Günler süren bu keşif Ali’nin gelmesi ile bitti.

 

Ali: Evet, sonunda bitirdim arkadaşlar bunları anlatmadan önce kuşa isim olarak ne verelim. Ben pek bir isim bulamadım açıkçası.

 

Zeynep: Gemiye binmeye hazırlanalım sonra ismi düşünürüz.

Eve Dönüş

 

Sonunda görev tamamlanmıştı şimdi eve dönmek için yelken açacaklardı. Gemide bir yandan tayfa isimde düşünüyor,

Destansı hikâyeler anlatıyordu. Tayfa sarıbaşlı kuş olsun öneresinde bulundu, Ali peki sen ne diyorsun Zeynep Sarıbaşlı Zümrüt Kuşu bence çok daha iyi olmaz mı? Tayfa ve Ali evet çok güzel dediler.

 

Mehmet: Kaptan karabulutlar gözüküyor.

 

Zeynep bunu duyunca telaşlandı herkes işine dedi. Tayfa hemen işinin başına geçti. Ali güverteden bulutları görünce ben kaptan köşküne gidiyorum dedi.

Kısa sürede yağmur yağmaya deniz çalkalanmaya başladı.

Gemi adeta dans ediyordu. Zeynep bu tayfundan çıkmak için manevra yapıyor hem de tayfayı yönlendiriyordu.

Kısa sürede yağmur şiddetlendi rüzgâr sanki gemiyi tutmuş ve bağlamıştı. Zeynep bu durumdan çıkmak için sert bir manevra yaptı. Gemi artık hareket edebiliyordu ama dev dalgalar birer dağ gibi gemiye yaklaşıyor yıldırımlar bir bir çakıyordu.

Ses Zeynep’i korkutmazdı hele ki gözü pek arkadaşlarını, deniz de küçük bir girdap oluşmaya başlamış buradan çıkmak pek mümkün gözükmüyordu. Gemi girdaba çekiliyor, rüzgârda buna yardımcı oluyordu. Sanki koskoca gemi kâğıttan yapılmıştı.

Zeynep elinden gelen her şeyi denedi. Rüzgâr sonunda yelkeni kırmıştı. Bu tayfada korku yaratmıştı. Bu durum çok daha kötüye mi gidecekti. Gökte Sarıbaşlı Zümrüt Kuşu gözükmüştü

Girdaba doğru gidiyordu. Herkes ne olacağını izlerken kuş girdabın tersine gitmektense düz bir çizgide gitmiş hava akımından pek etkilenmemişti ya da başka bir hava akımı vardı bunu gören Zeynep son bir şans olarak girdaba doğru ilerledi ve sert bir manevra ile girdaba girmekte olan gemiyi çıkardı.

Herkes rahat bir nefes almış. Kaptan övgüler söylemeye başlamıştı. Zeynep bu kuşun isimi hayat kuşu olmalı dedi, değil mi Ali bey, Ali bey! Ali gemide gözükmüyordu Ali Bey, Mehmet kaptan köşkünde dedi. Zeynep kaptan köküne girdi ve Ali bitti mi diye sordu Zeynep evet artık güvendeyiz dedi.

 

Zeynep hadi gel! Yemek hazır.

Bu ses Zeynep’in annesinin sesiydi annesi çağırıyorsa artık oyun bitmişti. Zeynep hadi çabuk annem çağırıyor, sonra odamı birlikte toplayalım. Herkes tabi Zeynep dedi.

Annesi kapıyı tıklatmış ve odaya girmişti. Bakıyorum oyun oynamışınız, hadi yemek yiyelim burayı da birlikte toplayalım tamam mı?

Zeynep ve arkadaşları hep bir sesle tamam dediler.

Annesi, ödevlerinizi yaptınız mı?

Evet!

Hadi gelin tatlıda yapmıştım. Mehmet tatlı mı?

Ali ne oldu hiç mi tatlı yemedin.

Mehmet yedim tabi ki sadece tatlıyı çok sevdiğimi biliyorsun.

Zeynep kedisi mırmır odaya girince kemal mırmır gelmiş dedi.

Ali mırmırı gel de seni sevelim. Zeynep’in annesi yemek soğumadan gelin hadi hem mırmır da yemek yedi sonra seversiniz.

Zeynep hadi gidelim.

 

İlker Zeynep’in annesi bin bir çeşit yemek hazırlamış dedi.

Kemal evet hadi yiyelim hem de Zeynep’in odasına yardımcı olacağız, Mehmet evet hem de tatlı yiyeceğiz. Ali Mehmet’e Evet birlikte tatlı yiyeceğiz.

Herkesin tabağına yemekler dağıtılmış, yenmeye başlanmıştı.

Ali Zeynep’in annesine bugün bizi Zeynep girdaptan kurtardı dedi. Zeynep’in annesi nasıl oldu?

Mehmet ben anlatıyım ben diyerek konuya atladı ve anlatmaya başladı, birden durup sizde anlatmak ister misiniz dedi. Ali hemen başladın ama tamam bende anlatıyım madem.

Kemal bende anlatmak istiyorum.

Herkes sırasıyla anlatmaya başlamıştı.

Kemal gemiden, Ali kuştan, Mehmet denizden, İlker şarkıdan bahsediyordu. Zeynep’in annesi şarkı mı? İlker hemen öğretmenimizin geçense tiyatro için yazdığı şarkıyı Zeynep almış. Onu söyledik dedi. Herkes anlatmayı bitirince, Zeynep’in annesi görüyorum ki bugün herkes bir maceracı olmuş dedi. Ali evet dedi ve herkes hep birlikte güldüler.

 

Devam Edecek




Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar