Bizim Hikâye
sevdam
benden ümitlenmemi istediğinde
başıma
taşlar vurulsa yüzüm toprağa değse kanaat eder sabrederim
çünkü o
bana varlığımı verdi
yoksa
ben bir hiçtim hatta ondan da aşağı
daha
fazla dense sezadır…her ne ise
benim
gibi bir hiç olandan
eğer
bir şeyler var görünüyorsa
yine
ondan olduğunu ben bilirim…sizde bilin
ezeli
sevgilim
dediklerinin
aynısını diyorum
sadece
sen varsın benimsin…imanımsın
adını
anmak için…ağzımı bin kere gülsuyu ile yıkadım
yine de
dilim titrer
adını
hâlâ anmaya güç yetiremedim
sonra
benim seni
insanlara
açıklamam uygun olmaz ki
şarkılardaki
aşk gibi gizli kalmalısın
bazen
ifşa ediyorsam
ölümlü
dünyada bir izin kalsın diyorum
içimdeki
acılarımın birazını seninle açıkladım
o bile
korkutuyor sonuçta sırrımız bizim
yerlerde
sürünenin süreyya yıldızına
ne
münasebeti olabilir deseler yalan da değil
gören
kim…görünen kim
aşık
kim…maşuk kim
güzelliğin
daima görünmekte
çok
zaman kızıyorum kendime
o
alemlerin en güzeli…sen kimsin
kişi
her zaman haddini bilmeli
karanlık
benim öz rengim ise
bendeki
siyahlık nasıl kalkar
senden
bir haber geldiği anlarda
ruhum
çıkacak gibi oluyor
ancak
çaresizim yanına varamayacağımı hep biliyorum
edebe
aykırıdır sözü uzatmak
bu
sözün daimi olmasına sebep sensin
söz
uzuyorsa benim acizliğim
sendeki
sonsuz güzellik
haddimi
bilmem gerekir
meleklerden
bile olsam
sensiz
sahifelerim kapkaradır
sevgimde
fani olmaktan başka ne çözüm kalmadı
bazen
dilim uzuyor sana yazabiliyordumsa
senin
bana sevgin ve yardım etmendir
güzel
insanlar gülü elden ele dolaştırdılar
nihayet
sana getirdiler
varlığını
senin için tüketeni yadırgama n’olur
bıktım
deme…sana zarar vermekten sakınmayı değil
ölmeği
yeğlerim
sen iki
âlemin efendisi
bu
halim akıllı işi değil
sözü
kısa tut ve sus deme
aşkımız
hikâyesinin sonu gelmez
yazdıkça
aşkımı kalem yazmaz oldu da
bıraktım
şu an sözü
duam
senin kapısında toprak olmayana
yazıklar
olsun
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar