Ezeli Şarkıma
Gönül Şarkım, Gözümün
nuru…
Allah'a yakîn olan kulların himmetleri ve nazarları daima
üzerimde olarak yazmaya başlıyorum.
Aşkını, muhabbetini ve hatta hasretini meşkettiğim, berrak
gönlünle… gözümü, gönlümü aydınlattığım Hakk yolundaki kıymetini takdir
edemediğim ezeli şarkım!
Uzun ayrılık acısıyla yıllarımın kaybolduğu olan aşkımı
bildirmek için kaleme sarıldım, onu öptüm,
seni anacak kelimeleri yazdığım kağıda leke gibi gördüğün sarartılarla,
çok zaman içimde boğulan satırlarla, Ulu Dostumuzun rahmetine, aşkının sırrına,
rızasına ve Cemâl'ine vesile kılsın…isterim
Öyle ki, aşkımı ifade eden kalemi tutan ellerimi, titreyen
bedenimi Cenâb-ı Hakk, cehennemden,
kabirde çürümekten muhafaza eylesin. Çünkü yokluk acısını çok iyi biliyorum…birde
dönüşü olmayan yokluk ise acılardan daha acı.
Bana ne dediler biliyor musun… seni
andığım için daima, Rasülullâh
“salla’llâhü aleyhi ve sellem”Efendimiz'in saadetli elinden kevser suyunu içerek O'na, kavuşma vesilesine mazhar olacaksın dediler.
Işığımız hiç solmasın
Vefakâr, sâdık ve mahbubum, bir tanem…
Kelimelere sığmayacak sevgimi, sizin anlayışınıza, bilginize ve kalbinize havale ediyorum…
'Yanarsam ben yanayım, ama onu Allah için, bir kişiyi kurtarayım." Diye
düşünmüşsün…söylediler.
Bunu düşünmen bile ulaşılmaz bir inanç ve ihlasın başka bir
şeklidir.
Bilirsiniz... ancak,
insan insana hizmet eder. Hizmet aşkı hayvanda yoktur. Melek dahi emir aldığı
için hizmet eder. Aşkla hizmet etmek Hz. İnsan'a ezeli şarkıma mahsustur.
Ne yazık ki…bu dünya.
Üzdü beni…hem de çok üzgünüm…burada bir an içinde dahi
seninle aşkımızın meyvelerini deremedik…avuntumuz başka bir hayat olur mu… diye
bakakaldığımız karışık hayallerimize dayanmak oldu.
Şimdi ise yakın zannettiğimiz uzaklardayız…bu hal bana çok
acı veriyor…
Olmasaydı…ama olan olmuştur, olacakta olmuştur.
Cenâb-ı Hakk, elini tutamayan, nefesini koklayamayan,
bastığı yere yüz süremeyen, hasretle kızarmış fakat ağlamasının yaşlarını içine
akıtan bu biçaren niyaz eder ki…
Ezeli Şarkım! Seni,
nebilerin sırrına, erenlerin hizmetine, sâlihlerin devletine, velîlerin
yollarına ve onların himmetlerine muhabbetle ısmarlıyorum.
Bu satırlar, senin pâk sadrına, billur kalbine, erişilmez
irfanına ve ferasetine havale ederken... beni anlayacağını umuyorum…
Cenâb-ı Hakk, dualarımızı ve niyazlarımızı, her ne kadar
zelil olsak da razı olduğu ve dergâh-ı izzetinde kabul buyurduğu dualardan
kılsın.
Efendim…
İsmail Hakkı Altuntaş
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar