Hâdi, Beraber Gidelim!
Güneşim,
gidiyor musun?
dilsizlik
âlemine,
bildiğin yerler mi
Yapayalnız,
acıyla,
neşeyle
bunca
yıllık arkadaşlığımız vardı
çok
kolay, çabuk gidiyorsun.
sarhoş
ettin beni, yıkık bir haldeyim,
Gitme,
gidişin aleladeye benzemiyor
ömrüm
acı, gönlüm hor,
dedim
kaç kere, kanatlarım kırık benim,
lûtuflarını
anarım inkâr etmem,
can
bağışlamıştın
düştüğüm
bir zaman
Neden
gidiyorsun gereksiz,
tükensin,
derdi çok diye mi?
baykuşlar başımda
böyle
kesilirken ben canlı
gözün
arkada kalmayacak mı?
-Kendine
gel!
-Biçare,
çirkin
Tanrı
beni çirkin yaratmışsa
Değil
önceden, şimdi mi görüyorsun?
ben
senim, sen de bensin…
başkalarına
bakıp, sürme
Dinimde,
gidecek elimden
Gidersen
bensiz.
-Aşkımdan
fayda mı gördün?
Dostların
var, deme,
hepsi
mürai, kara yüzlü!
Vefasız
da değildin,
elini
dahi vermesen,
yüzüme
bir kez bakıverseydin,
içini
dinleme, beni de sür,
Hadi,
beraber gidelim!
İsmail Hakkı Altuntaş
HADÎ:
Birinci. * Mazluma yardım eden. * Deveyi şarkı söyleyerek süren, Yenilene
Yardım Eden, Yardımcı. Hidayet Eden, Doğru Yolu Gösteren. Kılavuz, Rehber. Önde
Giden Kimse. Mızrak Ucu.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar