Katre
Katremizden hisse al bî-gâr-ı
derya olmuşuz.
Cümle halka bir bakışla çeşm-i
bînâ olmuşuz.
Gerçi zahirde lisân-ı nâs ile
güftârımız.
Mânâ yüzünden soyunup hep
muarrâ olmuşuz.
Validem merhume açmıştı bize
bir kutlu fâl,
Ravzâ-i Pâk-i ziyarette
demişti: ‘Ey Kerîmü-l Müteâl’
Bu Habîbin hürmetine ver bana
ferzend bî-melâl
Ândan aldığı libâsı bunda iksâ
olmuşuz.
Tâ ezelden intisabım âlemin
Seyyidine,
Düştüm aşkına anın geleliden
bu ânasır bendine
Çok aradım ağladım yüz tutup
Hakk’ın kendine,
Âlemi devrân içinde Hubb-u
Mevlâ olmuşuz.
Künhümü bilmek dilersen sırr-ı
Hâkidir özüm.
Anın edvârıncadır dâim özüm ve
sözüm
Her neye baksa basar Hâkidir
bakan gözüm,
Zîrâ evvelden anınla tek-ü
tenhâ olmuşuz.
Bir acep sırrı Tâki’den
aldığım ders-i iber,
Anı bilmek dilersen sana
vereyim haber,
Her ûlûmi almıştı pîrimden O
şeyh-i muteber,
Biz anda mahvolup bezm-i ferda
olmuşuz.
Çünkü kıtmîr olalıdan bu
kapıda bu hakîr,
Her işin sırrın ezelden bildim
Takdîr-u Kadir,
Ol sebepten işimiz cümleye
tazim ve tekrimdir.
Böylelikle halk içinde Hakk-ı
rânâ olmuşuz.
Bu tarîkat âleminde olmak
istersen sû-dimend,
Sen de bu halde olup halktan
lisânı eyle bend,
İşte budur âcizânem Hubb-u fi’llâh
sana pend,
Hayr-u hakanı cihan Simurğ-u
Anka olmuşuz.
Bunca ilm-ü fazl ile bilmez
imiş nûr-i basar,
Her işi eden ettiren Allah
değil mi ver haber?
Leyk hulûli ittihazdan eyle
gayetle hazer,
Biz hakâyık âşiyân içre mîmâr
olmuşuz.
Emr-i mâ’rûf münkeri bilmez
miyiz?
Anlar ile biz amel kılmaz
mıyız?
İsr-i Pâk-i Ahmed-i bilmez
miyiz?
Şimdi izmâr eyleyü biz râh-ı
mânâ olmuşuz
Herkesin miktarı ihlâsınca
fiili eder zuhur.
Sen çalış ol muhlisândan
çıkmasın senden kusur,
Gayride görsen hatâyı setredüp
andan al huzur,
Bunu âdet edinip bir dürr-i
yekta olmuşuz.
İbtilâ âlemde var ikmâldir
etme cedel,
Her kula nasip etmez ânı Huda
izz-ü ve cel,
Başa gelse bil ânı devlet ve
nimet bî-bedel,
Biz anı görmüş ve geçirmiş
pâk-i musaffa olmuşuz
Hakk’ı her
şeyde âyân görmüş ve bilmişlerdeniz.
Ol sebepten
halk katında Hubb-u Mevlâ gözleriz.
Kahr-u lütfün cümlesin bir bildim ve tuttum ey-azîz,
Hamdülillâh
biz bu lutfa mazhâr-ı mücellâ olmuşuz.
Bilmediler zevkimi cümle ins-ü
cin melek,
Derdine düştüm bana neler
çektirdi felek,
Hâl-i Hakkı bulmaya beyim
zikrin dâim gerek,
Zikr-i Hakk, seyr-ü sebakla
ders-i yekta olmuşuz.
İhramcızâde
Hacı İsmail Hakkı TOPRAK
kaddesellâhü sırrahu’l azîz
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar