Print Friendly and PDF

Öptü

 



ey ömrüm…gizli aşkım…beyaz tenli servim

cemalinden ayrı kalmak…içimde gizli bir dağ olmuştu

sensizlikten her gece rüyamda

dertli dertli feryad ederdim

Allah’a yemin ederim ki ölümü…

hicranınla yaşamağa tercih ediyordum

son bir kere kanlı kalemimi dilimle temizledim

dudağım paramparça… dilim tel tel oldu

her ne kadar lâyık değilse

aşkınla can veriyorum…

kanlı göz yaşları döküyorum

gel baş ucuma … gelmezsen işim çok zor

dudağını dudağıma dokundurmadan ölürsem

diye inledim

bitmişim bitti derken

ah…beni öptü

ve ağzından bir buse aldım diye… kalbim

yüz bin tane can ile dudağıma geldi

gün geçmedi daha… ondan ayrı kaldıkça

gözyaşlarım kan ve toprak içinde

ciğerim gözlerimden parça parça döküldü

sevgilim

canım yanıyor

adını tanrım diye tesbih ediyorum

gizli gizli sızan gönlümün kanı sana helâl olsun

ben bu gizli dertten zamansız kalmıştım

yolunu kaybetmiştim buldum

ölsem de gam değil

kalsın… gönlüme çok sır

vücudumu bastığın toprak ile örte bilirsin

 

dostlar ayıplamayın… ne yapayım

o benim canımdır

kevser ve zemzem…onun tatlı dudağını görselerdi

utançlarından kör kuyunun dibinde birleşip taşmazlardı

şükür…bir kere bile visalinin sofrasına misafir oldum ya

köpekler gibi eşiğine başımı koyup inlesem

aşkı uğurunda gizli gizli kanlar yutsam

gözümde dudağının hayali ile

canım dudağıma defalarca gelse

bu halimi biliyor ya…

yeniden can buldum der…susabilirim

İsmail Hakkı Altuntaş

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar