Kim-sin Gibi
birden karşıma çıktığında
soluğum kesilir ve derin bir nefes alırdım
boğulmuşun ilk defa çektiği soluk gibi
dilim tutulur…ince bir alev dolanırdı tenimin altında
yalnızlığın uğultusunu kulaklarım duyar
gözlerim kararır
ter dökerim…sarsılır ürpertiyle her yanım
kurumuş ot gibi
rengim solar
neredeyse yüzyüze gelmiş gibi…
hayalinle
sağım ve solum diyemeyecek kadar şaşkın
öteki yakadasın …katlanmaktan başka…
elimden bir şey gelmiyor
son çare
günüm ışığı gölgenle örtebilir misin gözlerimi
götürebilir misin beni… günün beyazından
ruhumun zincirlerini çözerek
beni esir alan tutkundan kurtarırcasına
mahkum ruhumu… boğulmadan
titrek ateşimi yüzdürebilir misin
seni düşünmekle alevlenen damarlarım
bu bedenimi bırakıp sonsuz biçimlerle toza dönüşmeden
dudaklarının öpüşünü ve ürpertisini
hem diri hem ölü hisseden bu bedenimden
ruhuma serp aşkın gizemlerini
sızılarımla bakıyorum hep sana
ama çok zor bir bilsen…kimsin gibi
İsmail Hakkı Altuntaş
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar