Duydu mu…duymadı mı?
Hâfız, senin vazîfen, sadece duâ
etmek,
Sana ne, duydu mu duymadı mı
demek?
başka bildiği yokmuş gibi…mescidde vaiz korku dağıtıyordu
korkudan gözlerime mil çektim…
boynumu kırdım vay halime…
dedim… dedirtti desem daha iyi..
gözlerim kapandı açmak mı bir daha…dedim
sonra biri mi değdi, el mi dokundu… açtım açtım yaşlı
gözlerimi.
ah içimin madeni yârimin hayali..değil mi
akıl bir tarafa söz başka tarafa gitti
karanlığı silen zülfüydü
vaizi kim dinlerdi ki
hayali geldi ya…zülfünün kıvrımlarından bir düğüm açtım
dünyalar dolusu bir misk ü anber yayıldı
vaiz söylen dur artık…
günah benim kime ne
sen ey gonca ağızlı, gül yüzlüm
işve, cilve ederek, örtme yüzünü bir daha
güldürsün… güldür yüzümü
değil mi… delicesine seviyorum seni ben
yeminler olsun benzetemedim seni dünya güzellerine
ve hangisine bakmışsam, dedim ki, bu da değil…
ah ederek… nerdesin
Sevdiğim içimde ayrılığın gamı var da
böyle de mutluyum…şikayetsizim
geceme ay, gündüzüme güneş oldun
gözüme gönlüme geldin
ve aşkımdan sana diller döküyorum
aşıklar susar geveze olmaz desende
ne yapayım sen varsın…yoksa söz neye söylenir ki
sözde yetmiyor bekliyorum
öl desen
bak ben ölmeye razıyım senden kan bahası da istemem
sevgililerin cevri acı şaraba benzer,
içtikçe onu hoşa gider
o zaman dileğim aramızdaki perdeleri kaldır
ve biricik adını anarak ölmek fırsatıma amin de
ben bu halimle cennet ve cehennemi unuttum
ne zaman adını anarsam ayaklarımda derman kalmıyor
secdelere düşüyorum herkes beni zahit sanıyor
gelmiyor gitmiyor diye merak etme
ibadetim de niyazımda seninle
yârim!
aramıza engel koydular diye habersiz kalma
bende bu gam kıyamete kadar baki kalır
İsmail Hakkı Altuntaş
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar