Print Friendly and PDF

Anlaşamasakta Şeytanlar Birbiriyle Anlaşsın

 


Mahallemizde herkesle anlaşamayan biri vardı. Ne olursa olsun bir çıngar çıkarmaya hazırdı. Halkı üzmesi şöyle dursun, huzur onun yüzünden mahalleden kaçardı. Yüzünü gören onu bir adam sanır, ancak kalbi kapkaraydı.

Garip bir vakıa; olmaz olmaz denilmez türden mahallede bir adam daha vardı. Huysuz da ona hayrandı. Beraber oturur, zannedersin ana-bir akrabaydı.

Dersen… “bu nasıl olur?”, huysuzun huyu;  bir nedenle ona neden huylu olurdu.

Düşüne duralım, evin yolunu bulalım derken bir erene rast geldik. Sorduk “bu dostluğun hikmeti sizce nedir? Huysuzun, huyluluğu neredendir?”

Erenlerim durdu düşündü deki, “o yine huysuz, fakat şeytanları anlaşıyor. “

“Nasıl!”

” Onun şeytanı ile diğerinin şeytanı arasında bir yakınlık olağan gelmiştir.”

Erenlerim susunca dedim ki, “evlenince birbirlerini sevdikleri halde sonra düşman olup ayrılanlarda bu sırdan mı  muzdarip ?”

“Bu nedenle birine dua ederken şeytanına bile düşman çıkamasın.” demeli…yoksa aranızda fesat çıkarda birbirinizi yakarsınız.”

Sonra “erenlerim” dedim, “kendi aramızı bulmak için birilerini aracı koyarız. Ancak şeytanlarımızı nasıl dost kılacağız. Ne dersiniz bu konuda ?”

Dediler ki, “işte erenlerin faydası burada, bizimle dost olursan onlarla da aranızı biz buluruz. Yani bize saygı duyarlar, size dokunmazlar.” “Allah'ın emri bu”

“Erenler ve ermişlerin hakikati bunda gizlidir. Sizi sizden ve onlardan korurlar ve siz neyin ne olduğu bilmezsiniz.”

İsmail Hakkı Altuntaş

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar