İsyan Ve Aklın Bittiği Yerde Kalmak
“Kararan” a
Çözümü olmayan sorun yok iken, yumak haline gelen dertlerle
boğuşmak neden olur?
Suç kimin, sorusuna cevap bulunamazken, itaat edilen
duygular ile cevap bulmaya çalıştığımız her şey bir batak haline dönüşüyor.
İddia edilen her şey gerçekte kabul gören bir merkezin
hedef noktası mıdır?
Aranılan şey aranıldığından mı aradığımız için sorun
oluyor?
Kim kime itiraz ediyor ki, sonu olmayan tedavi olmayan
karanlık bulutlar üzerimize doğru geliyor.
Olmuyor, olmuyor denildiği halde olmasını istediğimiz şey
nedir?
Olmayan şey mi, yoksa olmasını istediğimiz şeyin
olmamasındaki ısrarımız mı bize acı veriyor?
Emellerimiz bizimle doğuyor, fakat bizimle hiç ölmeyecekler
ki, bizler gitsekte o emel vasfıyla süflileşerek devam edecektir.
Emeller ulvi olamaz. Emirler ulvilik sahibidir.
İstek bizim hedefimiz olamalı. İstemek denilen fiiller
ancak umut edenler de olur. Umudumuzu bırakmak gerektiği şuradan belli oldu,
istediğimiz zaman ölemiyoruzda ondan. Son dediğimiz şeyler bizimle beraber
değiller. Bizimle beraber olan ancak istemediğimiz olanlardır.
Burada bir ayrıcalık zuhur etti. İstemeyi unuttuk, istemek
bizde kalmadı dediysen. O zaman her şey sanki biz istiyormuş gibi oluyor.
İstediğimizde kaçan istemediğimizde varılan bu husus, neden
gelmek istidanı gösterişi, benliğimizin son tarafındaki umutsuzluğun karşılığı
mı olduğundandır.
Olsun, olmayıp, aşkın cevap bulamıyordaki sorunda, soran ve
sorunda olmaz. Sorunsuz olmak, soranlar için değil sorununa bağlanırlar. Sen
çıkarsın aradan.
Zorlandığın yerde zorlamayı bırakmak gerekmez mi? Hayat
kısa olunca hangi ihtiyacın doyuma ulaşabilir ki? Her güzellik terk edilen
olunca, güzellik kendini bırakmak veya istememek mi?. Öyleyse istedikçe
istediğin şey yıkım gerektiren düşman olur.
Bırakıp gittiğimiz her adım terk edilesi ile bize yönelip
kaybolduğu için üzülmedi ki, yolunu bulanın attığı adımlardaki geçmişe üzülmedi
ki, gelen gitti, gelecek ise beklenilmesi gereken bir yerde dururken bizi
beklemekte acele etmedi.
Daldan dala, bucaktan ocaktan konuşsanız da eğri de olsa
düzde olsa anladığın anlamadığın diye beklediğimiz her şey bitti kaldı.
Zaman yıkıma uğradığında onu tutmaya çalışmak yerine
düştüğümüz yolun ilerisine baksaydık acıların olmadığı gibi gelecek için umudumuz
olurdu.
Bir mağarada kalanın istediği ne kadar olur?
Dağ tepesinde veya dehlizde kaldığındaki fark nedir?
Dağ tepesinde olan fikri dünya ise zeminde duran
süfliyettir. dehlizde olanın ki ulviyeti ise dağdaki durandan niçin üstün
olduğunu anlayabilirsin.
Bildiğin bilmediğin şeyler eşitlenmeli. Sorun sende
başlamasın diye geriye ileriye bakmalı. Nefsini düşünmek ile kendini korumak
ayrı şeylerdir.
Çok iyilik cennete kavuşmaya sebep değildir. Belki
uzaklaştığının habercisi olacaksa geri geri kalman daha faydalıdır.
Korkudan geri kalışın ile ağlayıp durduğun ateş sen
istediğin için yanmadığı gibi, senin için sönmez.
Varsan varsın yoksan yoksun değil mi.. İnancını da doğru
bilişin seninle değil başkalarındaki ile
oluşmuştur. Var ve yok ne ifade
edebilir ki..
Verilen verilirken, sen hak ettiğin için verilmediği gibi,
hak etmediğin zamanda senden alınır
alınmazını, bilemen de çok önem arz etmez artık
Ey isyan eden kul, bulunduğun yeri bulamadın gideceğin yeri
nasıl tayin edeceksin.
…
Not: Okuduğunuzu çok anlamanıza gerek yok. Çünkü
kararana yazıldı.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar