Print Friendly and PDF

Lanetten Çıkış

 



demirlere kitlenmiş bir melek

yurdunu özlüyordu

balık ağı sırtında bir adam kapıyı çaldı

sese çatıdan karşılık geldi

pencereden olsa daha mı iyi

bahçenin tırpanlı adamı korku salarken

giderayak

gözlükler ardında bir kadın…

çan çalarken…ağa bir balık düştü diye

haber saldı

gözlüklü… elindeki mumla son vedalı

bir iyi geceler diledi

gelenler… mumlar yanarken resme bakmayın

ağzı eğrilmiş birine nasıl bakarsınız

olur korkular

üstünüze kapılar kitlersiniz

ürkütücü ay ışığında

ışık, gölge, sesler ve yüzler

gizli bir anlama büründüler

uğursuzluğun musallat olduğunu hisseden

dehşet duygusuyla  uyumaya çalışırken

demirlere bağlı melek konmuştu yine gölgeye

kilitli kapıyı tersinden açan

sessizlik…o ölmeli

anlamaksızın

bir vasiyet bıraksın ölümüne

yine kitlesin kapıyı kendine

hangi korkunç sır ortaya çıkacak

kapılar ardında

ölümcül çileli bir ruh

sese kulak versin

melek demirlerinden kurtulmaya çırpınırken

gölge suyun üzerine yürüdü

açarken mezarını baston ayaklı zangoç

o çıkacak merdivenlerden

gölgeler dansa başlasın… oturma yoksa…

eşlerin koynunda

sessiz olun gölgeler…bir çukur kazan var

çocuğun ve köpeğin olmadığı yerde

boş bir deri koltuk etrafına dizilmiş

kafatasları şarap içmek için

baykuş sesi musiki yanında

plak zehirler çalar … iyi geceler adına

kısa ömürlü gölgeler

takip edin yaşlı ağaçları yükselen ıssız malikâne manzarasında

gözlerden uzak iki kız ve birkaç hizmetçisi ile yaşlı bir adam

dört mumlu kandil tutan bir el kapıyı çalar

uyanır güzellik uykusundan

tanrı aşkına

kan…kan ister

ölmeden yudum yudum su

verir kalbini… çıkarır lambaları ışıttıran karanlığa

gözler ardından nefesler

öldü mü kaldı mı diye yığılan

ahırlaşmış kafa ve koşan atlar

dünyaya ölüm sırları açsın

topraklar döksün başına

asırlar boyu söylentiler anlatır iblisleri

ruhlarına ve bedenlerine bağlı ölüler

yaptıkları kötülükler ve yüzsüzlükleri 

huzursuz karanlıkta can için kan ararlar

onlar ve şeytanlar

gecelere karanlık, lanet ve ölüm saçarlar

kediler fare ısırığında yaralar

gırtlağa sarılan gerçekmiş hayaller

kana susamıştan ölüm kurtulmaya kalkar

lanetli gözler dizerken dişlerine bıçaklar

bakmaya korkanlara çığlıklar ölüm çağırsın

kana kan vermek kurtulmak adına

insandan insana tavsiyedir

uyar mı bir erkek bir kadına

ruhunu satar cennetin altın kapıları ardında

ümitsiz gizemin yaşam ve ölümü

gün ışığından saklandı karanlık sırlar

kötü ruhların kalbine

demir bir kazık saplayın

tek ruh, tek kan hâline gelmeli

kurtulsun insan kılığındaki canavar

mermer kapıyı aralayın

bir ruh öldü

ona son ayin

bakın gölgelere… büyük ağacın altına kaçtılar

ölmelidir üzerine  her güneş doğan

topraktan gelip, toprağa dönecek olan

ziyaretçi ruhun beden tabutunu

çivileyin mumun gölgesinde

gözün içine girsin can ardından

çanların sesinde kutulanmış yolculuk

koca mermer altında…ay kaybolmadan

kalbine saplanan mızrakla

bir güzelin ruhu özgür kalır

bir ulakla

çalsın çalgılar… ölsün topallar

kurtulsun akan kayık ve getirdiği yolcular

değirmende beyazlara karışsın kötülükler

dünya çarkını bozamaz şeytan

erkek ve kadın yine de cennetine kavuşurlar

 İsmail Hakkı Altuntaş

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar