Print Friendly and PDF

Şarkıyı Tek Nota'da Dinlemek

 


“Muse’nin basmış olduğu,
henüz basmadığı yerde değil. “

 

Eski Hıdırlı dedi ki:

” az görülen şeyleri görmek mi istiyorsun? “

” değiş o zaman”

“değişmezsen hayatını kaybedersin.”

“o halde tüm şarkıyı tek nota’da dinlemek için sözlerin geriye dönük olmasın”

 

Muse’nin “bilgelik ve aşk” kitabı

sözü de vardır

her satırı, kaderin bir devrini gösterir

geçmişteki geleceğin ötesinde,

gizemli

çok zaman cevapsız ve sessizce dinlediğimiz

akan her göz yaşı içinde yüzen bir deniz

her zaman göründü, ancak

o aslına uygun görünmemekti

tüm harfler inanılmaya layıksa,

hakikati aramanıza cevap vermeleri gerekiyor derken,

gerçek gözlerimiz, neden hep yalanı arıyor,

her şey bir ima, görüntüler sahteyse

sesler neyi övüyor diye merak ettiğinde

hızlı solan övgü-sanem çelenkleri gibi

yalan derin köklerimizi beslerlerken, bedenimizi zehirler

yaşardı, sonra öldü denildiğinde

harfler imsiz yankılanır

güzelliklerimiz kaybolacaktır

 

gözler arıyor, görmüyor.

açılan eller sadece hava tutuyor.

ne burada, ne orada

istenmiyordu niçin gözler yaratıldı

benlik yok edilsin, dendi

yine de  benlik veriliyor

buluşmayı ölümle kabul ediyordu

ve en çok arzusu başkaya nefret etmekse

bunda suçumuz nedir?

ihtiyacımız  olan gizlediğimiz utancımız mı?

okuyamadığımız kaderin gizli kitabı  mı?

 

bir zamanlar hayatımız olan aşktaki bu kuraklık 

çölümüzün tüm sevincini ruhunu çaldı,

canlı kalmasa da aşkımız,

onu ölümle affettirip

tüm susuzlukları gidermek için yeterli gelecektir

bu nedenle muse ölmeyi öğrendi.

 

gözyaşlarını gizli zevk gözünden akıttık

doğmuş olan sevgiyi susturduk

hayatı gizledik taşın  içinde

zamanlı zamansız dönüşe girdik

kederlerin ayı sessizliklerinde – sessizlik payı

geceleri sus dudaklarına tutulan parmaklarımız

soğukkanlı, duyulmamış acıyla

konuşamadığımız cehennemini yakacaktır.

 

dudaktan dudağa öpüşüp sevinçten uçarken

ve parçalanan kelimelerden kalan harflerimizle

havayı boşa harcamayan dili

görülmekten korkmayan tüm düşünceleri

tasma kaygısıyla bağlayıp

cehennemde olanları konuş

için kanarsa

sayfaya dökülen kanlarını

kuruması için tozlandır

aynada izini bulamadığın hayali, ölüm ve zamanı

gerçeği sürdürmek dedikleri,  yalanları

kanı şarap gibi tadına getiren

hem rahimde hem mezarın içinde

şimdi hayat nehri’nin sığ olduğu yerlerde

arzuyu kavuran, kimdir

yoksa bizim şeytanımız?

 

başını uykuya daldırmak için,

gecenin üstüne, siyah elbiseni koy

mağaranın içinde bile olsan kapıları kapa

hançer çekilince üstüne

kalp ve düşünceni bozar

rüyalarda ruhun derinlere kaçar

hayat bulup konuşanların

dualarında hep ona lanetler vardır

bütün yolların kaderi çaprazda kesişir

bu vücut ve herkes kendine ait değilse

sırlarını tuttuğun kişilerle konuş

herşey boş bir nokta içinde kaybolacaktır.

İsmail Hakkı Altuntaş

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar