Sende Olandan Haberi Olsaydı Hızır Abıhayata Boş Verirdi
CLXXXVII
Gönlünde, abıhayat kaynağında, çayırlık çimenlikte bir Hızır var.
Sende olandan haberi olsaydı Hızır abıhayata boş verirdi.
Nuh’un gemisindeki rûha benziyorsun; can gül bahçesinde
ilkbaharsın sen.
Varlıklar davulu yırtılsa yokluk gizliliğinden bayrak çekersin
sen.
Şu dört tabiat yansa yakılsa gam değil, çünkü dördünün de canısın
sen.
Varlığın ilk avcısısın sen; dünya cüzlerinin hepsi de avındır
senin.
A işe işler katan, gâh bağlarsın, gâh açarsın; ne iştesin sen?
O, yüce bir selvi sanki, sen de gölgeye
benziyorsun; o güney yeli, sense tozsun.
Gözüne uyanıklık sürmesini çekti de sandın
ki dilediğini yapabilmek elinde.
Şu gök bile dileğiyle dönmüyor; şu
arıklıkla, şu küçüklükle sen kim oluyorsun?
Sen misin yokluktan var eden seni? Ne diye
boynunu uzatıp durursun?
Şu korkun bir delildir sana; bir başkasından
korkuy orsun demek.
Kimsenin gönlü kendisinden korkmaz;
kimsecikler kendinden yardım istemez.
Şu halde korkunla umun, saltanat sahibi,
dileğine ermiş bir padişahın varlığına tanıktır.
Korkuyla umuttan yüceldin mi, Tanrı
sıfatları gibi emniyete erersin.
Gemi korkar denizden, deniz değil; sen de
kıyısı o lmay an bir denizde bir gemisin.
Senin senlik gemin kırıldı, parçalandı mı
sus artık, bırak sözü.
Parçalanmış gemiyi kararsız dalgalardan başka kim sürer, götürür?
O kerem denizi lûtfularla, ihsanlarla kırık gemilerin kaptanıdır.
Sus ki aklın diline mühür vurulmuştur; yerinde otur, sular
karardı.
Kaynak:
Cilt 5
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar