Print Friendly and PDF

Canım Benim, Acı Cefan Beni İnci Haline Getirir

 


CXCIV

Canım benim, acı cefan beni inci haline getirir; incinin, mercanın yeri zaten acı denizdir.

*            Vefana gelince: O, pek lezzetli bir başka denizdir, öylesine bir deniz ki cennetin dört ırmağı onun dibinden kaynar.

*            Şu anda canımı illetlerden, buhrandan kurtarmak için şu iki denizin kavuştuğu yere gelmiş bir İskender’im ben.

*            Yecüc-Mecüc’ün geleceği yere pek büyük bir sınır yapıp halkı onlardan tamamıyla kurtarmak niyetindeyim.

Çünkü onlar denizi sömürüp içerler, onların ıssılığı yüzünden dünyada bir katre bile su kalmaz.

Çünkü onlar ateşe mensuptur, cehennem unsurundan yaratılmıştır; cennetin lütuflarına düşmandır, gönüllerin nuruna perdedir onlar.

Her sayıdan artıktır onlar, çünkü kahırdan meydana gelmişlerdir; kahır da Tanrı sıfatıdır, sonu, ucu olamaz.

Hepsi de çıplaktır, hepsinin giyimi kuşamı ancak ettir, bedendir; apaçık görüşe karşı giyim kuşam mı olurmuş a gönül?

Yorgan onun sol kulağıdır, yatak sağ kulağı; geceleyin iyiden iyiye bil Yecüc-Mecüc çıkmış gitmiştir.

Mukallidin döşeği, yorganı, taklit bilgisine benzer; gerçekten de Yecüc taifesindendir o, insan değildir.

Çünkü gönül, bir pencereye benzer; güneş o pencereden vurur, ışıklatır çevreyi, zerreler de o ışıkta el çırpıp oynarlar.

Şu gönlün binlerce adı vardır, binlerce sıfatı; her ad, öbür ada nisbetle aykırıdır, ayrıdır, bir başka çeşittir.

Hani birisi sana babadır, fakat bir başkasının oğludur, bir başkasının kardeşi.

Nitekim Tanrı adları da bize göre bir nisbetle anlaşılır; meselâ kâfire göre kahredicidir de bize göre rahmeti bol.

Nice kişiler vardır ki sana göre melektir, öyle inanırsın sen, fakat başka birine göre de şeytandır.

Nitekim senin sırrın sana apaçıktır da başkasının haberi bile yoktur, ondan örtülüdür, gizlidir o sır.

 

Kaynak: Cilt 3

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar