Print Friendly and PDF

Bu cânı teslim eylesem bu halvetin şerbetine


174





Vezin: Müstef’ilün Müstef’ilün Müstef’ilün Müstef’ilün





Bilmem n’etsem n’eylesem bu halvetin şerbetine,
Bu cânı teslim eylesem bu halvetin şerbetine,





Hep bu gökleri indirseler şerbet ile doldursalar,
Biricik bizi kandırsalar bu halvetin şerbetine.  





Şerbeti gönderdikte Hakk öğünce gün olsa çerak,
Yıldızlar olsa hep çanak bu halvetin şerbetine,





Duysa bunu halk-ı cihân katresine verirdi can,
Olmaz bahâ kevn ü mekân bu halvetin şerbetine.  





Bu bir aceb ilden gelir ancak bunu içen bilir,
Kim tatsa hayrette kalır bu halvetin şerbetine,





Her kime olsa feth-i bâb içer anı görmez azab,
Cism ü cânı eyler kebâb bu halvetin şerbetine.  





Şerbetimiz tükenmedi içenleri usanmadı,
Niyâzî hergiz kanmadı bu halvetin şerbetine.
   





Bilmem n’etsem n’eylesem bu halvetin şerbetine,
Bu cânı teslim eylesem bu halvetin şerbetine,





Bilmem n’etsem n’eylesem bu halvetin şerbetine,
Bu cânı teslim eylesem bu halvetin şerbetine,





Tevhidde iki vecih vardır: Biri celvet,  diğeri de halvettir.   Celvet,  cem makâmı olup Hakk zâhir,  Halk bâtındır.   Halvette ise Hazret-ül-cem ki,  şeriat makâmıdır,  halk zâhir,  Hakk bâtındır. Halvet ehli sıfâta kadar makâm gösterir,  onlara “Sıfâtiyyûn” tâbir olunur. İşte onların makâmları şerîat makâmıdır ki,  hicap makâmıdır. Celvet ehli zat makâmına kadar makâm gösterir,  onlara da “Zâtiyyûn” tâbi olunur. Cem makâmı Hakikat makâmıdır.   Hakikat makâmında ise Hak zâhirdir. 





Hep bu gökleri indirseler şerbet ile doldursalar,
Biricik bizi kandırsalar bu halvetin şerbetine.  





Hep bu gökleri indirseler şerbet ile doldursalar,
Bir defacık bizi kandırsalar bu halvetin şerbetine.  





Şerbeti gönderdikte Hakk öğünce gün olsa çerak,
Yıldızlar olsa hep çanak bu halvetin şerbetine,





Şerbeti gönderdikte Hakk öğünce gün olsa parlak kandil,
Yıldızlar olsa hep çanak bu halvetin şerbetine,





Duysa bunu halk-ı cihân katresine verirdi can,
Olmaz bahâ kevn ü mekân bu halvetin şerbetine.  





Duysa bunu cihân halkı damlasına verirdi can,
Kâinat bedeli olmaz bu halvetin şerbetine.  





Bu bir aceb ilden gelir ancak bunu içen bilir,
Kim tatsa hayrette kalır bu halvetin şerbetine,





Bu bir aceb ilden gelir ancak bunu içen bilir,
Kim tatsa hayrette kalır bu halvetin şerbetine,





Her kime olsa feth-i bâb içer anı görmez azab,
Cism ü cânı eyler kebâb bu halvetin şerbetine.  





Her kime olsa kapı açılsa içer anı görmez azab,
Cism ve cânı eyler kebâb bu halvetin şerbetine.  





Şerbetimiz tükenmedi içenleri usanmadı,
Niyâzî hergiz kanmadı bu halvetin şerbetine.
   





Şerbetimiz tükenmedi içenleri usanmadı,
Niyâzî hergiz kanmadı bu halvetin şerbetine.  


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar