Print Friendly and PDF

Can u Can


48





7+7=14





Ey gönül gel ağlama zâri zâri inleme,
Pîrden aldım haberi ol bî-nişân sendedir.
  





Sendedir dostun ili sende açılır gülü,
Söyler bu can bülbülü gül-i handân sendedir.  





Gezme gel bahr-u berrî kendinden iste sırrı,
Cism-ü câna hükmeden gizli sultân sendedir.  





Anladınsa sen seni,  bildin ise cân u teni,
Gayri ne var ey gönül cân u canân sendedir.  





Ten tahtıdır bu cânın,  can tahtıdır cânânın,
Ey Niyâzî şüphesiz ol bî-mekân sendedir.  





Ey gönül gel ağlama zâri zâri inleme,
Pîrden aldım haberi ol bî-nişân sendedir.  





Ey gönül gel ağlama zayıf ve dermansız inleme,
Pîrden aldım haberi ol nişânı olmayan sendedir.  





İnsana yardım yine insanın kendindendir. Buna işaret eden Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’de





“ Ve dediler ki: "Bu Resûl için ne var ki, yemek yiyor ve çarşılarda yürüyor ona bir melek indirilmeli değil mi idi ki, artık O'nunla beraber bir korkutucu olsa idi!” [1] söyleyenlerebuyurdu ki;





“Ve senden evvel de rasüllerden göndermedik ki, illâ onlar da elbette taam yerlerdi ve çarşılarda gezerlerdi ve sizin bazınızı bazısı için bir fitne kıldık. Sabredecek misiniz? Ve Rabbin (her şeyi kemaliyle) görücü bulunmaktadır.” [2]





İnsan olana insandan fayda gelir. Allah Teâlâ insana bir iyilik murad etse yine insan ile yardım edecektir.





“De ki: "Eğer yeryüzünde mutmainler olarak yürür melekler olsa idi elbette onlara gökten resûl olan bir melek indirirdik.” [3]





Bazıları tasavvufa girerken bekledikleri insanüstü beklentilerin olmayacağı yine insana insandan menfaat olacağıdır.





 “ Ve eğer O'nu (peygamberi) bir melek kılsaydık, elbette O'nu yine bir erkek (suretinde) kılardık ve onları yine düşmüş oldukları şüpheye düşürürdük.” [4]





Saliklerin düştüğü hataların en başında olan hallerin başında gelen, teslim olduğu pirini nebilerden üstün görme halidir. İnsan düştüğü bu seyr yolunda bulacağı Allah Teâlâ’nın ihsan kıldığı meziyettir. Onun için aradığını kendinde aramayan ve bulamayan bu yolda bir şey bulacağını zannetmemelidir. 





Sendedir dostun ili sende açılır gülü,
Söyler bu can bülbülü gül-i handân sendedir.  





Sendedir dostun ili sende açılır gülü,
Söyler bu can bülbülü iç açan gül sendedir





Gezme gel bahr-u berrî kendinden iste sırrı,
Cism-ü câna hükmeden gizli sultân sendedir.  





Gezme gel yeri göğü kendinden iste sırrı,
Cisim ve câna hükmeden gizli sultân sendedir.  





Anladınsa sen seni,  bildin ise cân u teni,
Gayri ne var ey gönül cân u canân sendedir.  





Anladınsa sen seni,  bildin ise cân ve teni,
Gayri ne var ey gönül cân ve canân sendedir.  





Ten tahtıdır bu cânın,  can tahtıdır cânânın,
Ey Niyâzî şüphesiz ol bî-mekân sendedir. 
 





Ten tahtıdır bu cânın,  can tahtıdır cânânın,
Ey Niyâzî şüphesiz ol mekânsız sendedir.





Allah Teâlâ’yı kendinden uzak gören için vuslat yoktur. Vuslat yolu hakikatte senden sanadır. Çünkü âlemde Allah Teâlâ’dan ayrı ve gayrı bir şey yoktur.





Futuhat-i Mekkiyye'nin başında İbn’ül Ârabî kaddese’llâhü sırrah’ül azîzin şöyle bir beyti vardır:





“Rab Hakk'tır,  kul Hakk'tır. Ah bilseydim, kimdir mükellef.





Kuldur dersen, o ölüdür. Rab'dır dersen o halde O nasıl mükellef olur?”










[1] Furkan, 7





[2] Furkan, 20





[3] İsrâ, 95





[4] En’âm, 9


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar