Print Friendly and PDF

Aşk Çiçeği

 





Canım …’a

Bu   mektubumu, yıllarca aşkının yükünü taşıyan kalbimle gönderiyorum. Biliyorum… aşk ankadır, kanatlıdır, tüm engelleri, uçurumları ve felaketleri aşar. Ama  güven olmadan, hiçbir aşk gerçek kimliğini bulamamıştır. Bir kişi aşk hakikatini tadarsa, tümüyle tarifsiz bir güzelliğe kavuşmuştur. İşte o zaman, aşkı olmadan hiçbir şeyden mutlu olamaz ve kuruyan bir çiçek misali gibi ölümüne yolculuk yapar.

Tüm  kozmosu tutan, en büyük cazibe merkezi aşk’ım!

Çok uzun zamandır, beklediğim hayalimdeki yüzünü, lutfedip bana anımsattın, kendimden geçirip uzun bir sessizliğe daldırdın, bir ikincisi olmaz diye korkumdan ayılmak istemiyorum.

Sessizce, aşk ve mutluluktan sarhoş, önünde diz çökmüş, takatsiz bir halle, sana doya doya bakıyorum, seni düşünüyorum: sen benimsin, benim olmalısın…diyorum.

Yıllarca kalbimle, ruhumla seni çok sevmiştim.  Bu ruhsal yaşadığım aşkı, tanrıya yolculuğumda, bir basamak yapıvermiştim. İnan ki sana olan tutkumla var olduğumu hissederdim. Şu an bunu anlamak imkânım daha fazla oldu. Sen benim kutsalım ve benim yaşama nedenimsin. Zerrelerim seninle dolu…kendimi anacak bir söz ve düşünce bulamıyorum.

Böyleyken;

Eyvahlar olsun, önden ve sonsuzluğu kadar, varlığımın özüne nüfuz eden   aşk çiçeğim…

Ben, sen’den ayrı düşmüşüm.

Aşkımı yaşarken, bu ayrılık neden oluyor?

Acımdan paramparça olmuş kalbimin içinde kaynayan pınarın sızıntıları, kurumuş tıkalı kanallarını aşıp, gözlerimden, seni görmek için yoluna düşüyorlar.

Ağladığıma, kendime acıyorum da, içimdeki saklı korkularımla, tedirginliklerim bu halimi bana sevinç veya elemden hiç farklı bırakmıyorlar ki... Anlayamıyorum.

Ruhumda sen varsın…söyler misin, dünya, seni benden neden ayrı tutuyor, bir çözümü olmaz mıydı?

Sürekli ölümü önüme koyuyor.

Ölmek sorun değil, ya ölünce seni bulamazsam…

Bir kez olsun öpeyim, sarılayım, sonsuzluk acır da bağışlar beni

Ah…

İsmail’in

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar