Print Friendly and PDF

Allahım, ne güneş doğdu ne de battı...Hallac





و الله ما طلعت شمسٌ ولا غربت
إلا و حبّـك مقـرون بأنفاسـي

ولا خلوتُ إلى قوم أحدّثهــم
إلا و أنت حديثي بين جلاســي

ولا ذكرتك محزوناً و لا فَرِحا
إلا و أنت بقلبي بين وسواســـي

ولا هممت بشرب الماء من عطش
إلا رَأَيْتُ خيالاً منك في الكـــأس

ولو قدرتُ على الإتيان جئتـُكم
سعياً على الوجه .. أو مشياً على الرأس

ويا فتى الحيّ إن غّنيت لي طربا
فغّنـني وأسفا من قلبك القاســـي

ما لي وللناس كم يلحونني سفها
ديني لنفسي .. و دين الناس للنـــاس

 الحــلاج

Diziye buradan bakabilirsiniz

https://www.youtube.com/watch?v=4iyu6I_JpW0&list=PLTvq6nq4DeQEL69lhJe4lRgt883PKuTwu


 
 İkinci Dünya Savaşı sırasında, intihara meyilli sarhoş yaşlı bir adamın (Herbert Dauberfield) hikayesini ele alan iki dönem arasında değişiyor, çünkü devamının çoğunu görmüyor. bir taş ocağında çalışmak için Sudan'a gidene kadar ölümün gelmesini bekliyor ,
 Şeyh Abdülkadir ile tanıştıktan sonra konuya bakış açısı değişiyor ve yavaş yavaş olan depresyon durumundan çıkıyor. ona eşlik eder, sonra Yukarı Mısır'a gider ve Yukarı Mısırlı bir kıza aşık olur ve erkek kardeşinin reddetmesine rağmen onunla evlenmek için mücadele eder ve ikinci dönem, anlattığı yirminci yüzyılın son yıllarını ele alır. (Herbert Dauberfield) veya (Khawaja Abdul Qadir) 'in İslam'a dönüşünden sonraki hikayesi
Bu sırada insanların onlara verdikleri tepkileri takip ediyoruz.

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar