BU HİKMETİ BİLENLERDEN MİSİNİZ?
Vaktiyle valinin biri azlolunmuş, hayli zaman açıkta kalmış. Bir gün uşağı:
Efendi, demiş, filân ağaç kovuğunda bir zat oturur herkes gidip onun duasını
alır, büyük bir zattır. Haydi, biz de gidelim de senin için duâ isteyelim!
Efendi de uşağın sözünü dinleyerek kalkar ve beraberce o zâta giderler.
Elini öpüp hacetlerini söylerler. O zat da:
“Yâ Rabbî, der, ne kadar
hayır sahipleri ne kadar sâlihler, âşıklar varsa onların yüzü suyu hürmetine bu
adama yakında bir memuriyet ihsan et!”
Bu duayı aldıktan sonra Efendi ve uşak evlerine dönerler. Biraz sonra da
bir yaver gelerek filân yere vali tayin olduğunu bildirir. Aradan beş on sene
geçtikten sonra vali tekrar azlolunur. Yine uşağın teklifi üzerine ağaç
kavuğundaki zâta gidip yeniden duâ isterler. Ama bu defa o zat:
Yâ Rabbî, ne kadar
meyhaneci, edepsiz, katil, hırsız kulların varsa onların yüzü suyu hürmetine
bu adama bir memuriyet ver,”
diye duâ eder. Bu türlü bir niyaz beklemeyen valinin hayreti karşısında:
“Merak etme oğlum, tecelli devir devirdir bu da hak, o da hak... Sen işine
bak tayin olunursun,”
diye cevap verir. Gerçekten de üç gün sonra tekrar bir tâyin çıkarak
adamcağız yeni işine gider.
Bazı kimseler görüyorsun, Hak yolunda oldukları halde birçok maddî
mahrumiyetler ve elemler içindedirler. Fakat onların içinde bulundukları
ateşte ne gülistanlar gizlidir. Allah Teâlâ’dan uzak kalan bir kimse ise, ne
kadar zevk ve safa içinde de olsa yine ateşin içindedir. Çünkü aslı ateştir
neticede de yine ateşe munkalip olur.
Fakat bu iki ateş arasında azîm farklar vardır. Biri ateş görünür içi
gülistandır. Biri gülistan görünür içi ateştir. Fark bu..” [1]
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar