ZİYA UYGUR (Hayatı – Biyografisi)
Tarihi
Bilenler ve Bilmeyenler Adına
Çocukluk dönemimden hatırımda kalan babamın
arkadaşlarından Ziya bey amcanın (Araştırmacı-Yazar Ziya UYGUR) yeri bir
başkadır. Beşiktaş Serencebeyde, Çitlenbik sokakta otururlardı. Biz de Yıldızda
Cediciye sokakta. Geçenlerde, o yıllardan (1955-1960) kalan birkaç eski
fotoğraf geçti elime. Ziya bey amca, babamla beraber. Son 30-35 senedir hiç
görmedim. Taşkentli olduğunu söylemişti babam. Acaba şimdi nerede, ne
yapıyor….? Ramazan bayramında dayımla eskileri yad ederken yine hatırladık onu
ve ziyaretine karar verdik.
Dayımda telefonu varmış. Randevulaştık ve 5 Mart 1995
pazartesi akşamı, Göztepe Ayşe kadındaki evindeydik Ziya bey amcanın. Dayım Dr.
Emin Emiroğlu (emekli albay diş tabibi), eşi, annem, eşim ve ben.Ziya bey amca
85 yaşındaymış. Önce bizi tanımakta zorlandı. Hatta yıllar sonra gerçekleşen bu
ziyareti yadırgadı da başlangıçta ama daha sonra sohbet koyulaştı. Ömrünü
harcadığı kitaplar, arşiv belgeleri, Masonlar, Abdülhamit, Menderes….
Taşkentli olduğunu bildiğim, bu unutulmuş, köşesine
çekilmiş dava adamını çağrı dergisinde genç hemşehrilerime tanıtmak istedim.
- Ziya bey amca Taşkentli olduğunuzu biliyorum. Bu
doğru mu?
Ziya UYGUR-
Babam Taşkentli, PERHİZLER
sülalesinden, Hoca İbrahim Efendi. Annem Isparta Senirkentli. Oraya yerleşmiş
olan Nogay Türklerinden. Senirkent’te doğmuşum. Ama babam nüfusa doğum yeri
Taşkent yazdırmış.
- Hiç Taşkent’e gittiniz mi?
Ziya UYGUR-
Kısmet olmadı. Hiç Taşkent’e
gidemedim. Şimdi 85 yaşındayım. Sağlığım yerinde. İnsan yaşamadığı yaşı bilmez.
Bu yaşın kıymetini bu yaşa gelen bilir.
-Senirkent’den Askeri Liseye Uzanan Tahsil hayatınızı
anlatır mısınız?
Ziya UYGUR-
İlkokulu bitirdikten sonra Yalvaç’ta
ki ortaokula başladım. Yaz tatilinde köyde çobanlık yapıyordum. Köye bir gazete
gelmişti. “Kuleli Askeri Lisesine öğrenci alınıyor” diye bir ilan gördüm
gazetede. Bir istida yazdım. 15 gün sonra bir çağrı mektubu aldım. Babamdan
habersiz, 175 kuruşa bir koyun sattım. O parayla İstanbul’a geldim. Sınava
girdim. O zaman Erzincan Askeri Ortaokuluna çıktı ismim. Öne çıktım. “Gitmiyorum”
dedim. Görevli Subay, “Şuraya dur, biraz bekle” dedi. Bekledim sonra Bursa’ya
gider misin” dedi. “Giderim” dedim. Ve askeri okula başladım.
- Askerlik hayatınız kısa sürmüş neden? Subaylık
mesleği size göre değil miydi?
Ziya UYGUR -
Askeri okulda bana “istikbalin Turan
orduları komutanı” derlerdi. Gerçekten iyi komutanlık özelliklerim vardı. Ama,
emir almayı sevmem. Yüzbaşı iken, bir teftiş sırasında Paşa ile takıştık.
Bölüğe, 200 metre ilerde ki top ağacı gösterip, “İstikamet top ağaç, ileri”
komutunu verdim. Sonra paşaya dönüp, “teftiş bitti” dedim. Bu olaydan sonra
yüzbaşılıktan sağlık sebebi ile emekli ettiler beni.
- Genç yaşta ordudan emekli olduktan sonra ne işle
meşgul oldunuz? Devlet Arşivindeki çalışmalarınızı anlatır mısınız?
Ziya UYGUR-
On çeşit eski yazı okurum. Yüzbaşı
iken ordudan ayrıldıktan sonra, 15 sene Devlet Arşivinde çalıştım. Osmanlı
tarihinin en eski evraklarını tasnif ettim. 3 Milyondan fazla gizli evrak
okudum. Arşivde iken Abdülhamit devrini ayrıntıları ile inceledim. Tevrat’ı, incili
ezbere bilirim. Masonların en gizli tüzüklerini, bile topladım. Bu konuda
okumadığım kitap kalmadı.Ömrüm, İstanbul kütüphanelerinde kitap karıştırmakla
geçti.
- Kitaplarınızı bu dönemde mi yazdınız?
Ziya UYGUR-
1954 de ilk kitabım çıktı. O
dönemde, Yahudilik ve masonlukla ilgili, belgelere dayanan, ciddi bir eser
yoktu. Çok ilgi çekti. Sonra 1964 ve 1967 de Tarih boyunca ihtilaller,
inkılaplar ve Tevrat’a göre Siyonizm’in ana prensipleri, gayeleri, protokoller.
- Kitaplarınız ve yazılarınız o yıllarda önemli
tepkiler almıştı. O dönem siyasiler sizinle ilgilendi mi?
Ziya UYGUR-
İhtilalden 2 ay önce,
Park Otel’de Menderesle baş başa görüştük. Beni duymuş Kitaplarımla ilgilenmiş.
Davet etti. Menderes bana hep dert yandı. Ben konuşamadım. Ayrılırken, “bir daha
görüşelim” dedim. İhtilalle ilgili uyaracaktım. Arşivde, Abdülhamit dönemini
iyi incelediğimden, ihtilalin geldiğini hissediyordum. Abdülhamit 33 yıl,
ihtilali bekleyerek, devleti nasıl idare etti? Onu anlatacaktım. “Harekat yapma
ihtimali olanları çağırır. Doyur, nemalandır onları. Erzurum’da, Konya da
şurda, burda arazi ver. Onları pasifize et. Aldılar mı, biter. Abdülhamit,
isyan eden Kürt beyini yaver yapıp saraya hapsetmiş. Cebine para koy veya arazi
ver, onu pasifize et diyecektim Zaman yetmedi. Tekrar görüşecektik. Kısmet
olmadı. İhtilal oldu.
- Masonların iç yüzünü anlatan belgelere dayanan
kitaplar yazmak hayatımızı olumlu mu etkiledi, olumsuz mu?
Ziya UYGUR-
17 yaşında askeri
okulda iken “İslamda Rehberi Siyaset”adlı bir kitap okudum. O kitap ufkumu
açtı. Masonlukla o çağdan beri ilgilenirim. Masonların hepsi beni tanır.
Kitaplarımdan rahatsız oldular. Önce, “Mason ol”diye ısrar ettiler. Sonra,
mason düşmanı olduğum için başıma gelmeyen kalmadı. Tecrit edildim. Kitaplarıma
yeni baskılar yaptıramadım. Sultan Hamit dönemine ait siyasi tarih
vesikalarından bir kitap hazırladım. Yayınlatamadım. (Araştırmacı-Yazar Ziya
UYGUR, yayınlatamadığı bu kitabının müsveddesini gösterdi. Tamamen belgelere
dayalı, son döneme ait bir siyasi tarih belgeseli. Eski belgelerin hepsi /atin
harflerine çevrilmiş ve özenle daktilo edilmiş. Kitap yayına hazır. İnşallah
bir yayıncı ilgilenir bu eserin yayınlanmasını sağlar da yakın tarihimize ait
yeni bilgi ve belgeleri öğrenmiş oluruz.)
-Türkiye’nin ve dünyanın bu günkü durumunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Ziya UYGUR-
Bugün dünyayı Yahudiler idare
ediyor. Tevrat; “Borç vereceksin, borç almayacaksın” der.Yahudi’nin ömrü
faizcilikle geçer. Onları biz zengin ediyoruz. Düşmanımızı tanımıyoruz. 3,5
Yahudi’nin esiriyiz. Türkiye borçlu bir ülke. Borçluluk esarettir. Bunun sonu
olmaz. Bu millet bunu idrak etmedikçe düzelmez. Eğitim yok. Eğitim Yahudi’nin
kontrolünde. Eğitim düzelse, Türk yine dünyaya hakim olur. Türk milleti
atılgan, hareketli millet. Türk milleti oturan millet değil. Bu millet iyi
eğitilirse 15-20 senede dünya çapında olur. Bu millet Allah’ın lütfuna uğrayan
bir millet.
- Gençlere söylemek istediğiniz bir mesaj var mı?
Ziya UYGUR-
İkinci cihan harbinde
zırhlı tugayda ayniyat muhasibi idim. Haram yesem milyarder olurdum. Hayatımda
haram yemedim. Haram yemeyin ama zengin olmak için çaba harcayın. Etrafa yardım
etmek için para gerekir. Allah’tan sonra egemenlik paradadır. Otuz yılı aşkın
bir süreden sonra yaptığımız ziyaret ve sohbet hepimizi çok memnun etmişti.
Sağlık ve uzun ömür dileklerimizle, müsaade isteyip Ziya UYGUR ve eşinden
ayrıldık. Biz asansöre binerken o, “Yine beklerim” dedi. ” Bu kadar gecikmeyin.
Dr. Latif
ALPKAN
Bu röportaj Taşkent Çağrı Dergisinin 13. sayısında yayınlanmıştır
Bu röportaj Taşkent Çağrı Dergisinin 13. sayısında yayınlanmıştır
Zulüm karşısında sessiz kalan zalim’in suç ortağıdır.
HZ ALİ Kerremallâhü Veche buyurdu ki; ” MAZLUMUN GÜNAHI ZALİMDEN FAZLADIR“
HZ ALİ Kerremallâhü Veche buyurdu ki; ” MAZLUMUN GÜNAHI ZALİMDEN FAZLADIR“
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar