INTELLENGLİSH
Intellenglish 7 Taktik – Taktik 1
“Beyninizin Saklı Gücü”
Binyıllar önce – yeryüzünde
aslında 2 insan türü mevcuttu – atalarımız homo sapiens ve
onların uzak kuzenleri Neanderthaller.
Ancak bir süre
sonra Neanderthaller’in nesli tükendi ve homo sapiens hayatta
kaldı. Neden?
Kimse kesin olarak
bilmiyor. Her iki tür de benzer büyüklükte beyne sahipti. Her ikisi de araç
gereçler yaptı ve ilkel giysiler giydi. Ama homo sapiens’i
Neanderthaller’den ayıran önemli bir fark vardı:
İletişim Kurma Becerisi
İnsanoğlunu diğer
daha az başarılı kuzenlerinden ayıran en büyük fark son derece gelişmiş
dilleriydi. Ve öyle ki bazı dilbilimciler insan beyninin dil öğrenimi için özel
olarak tasarlanmışderin yapıları olduğunu ve böylelikle
bunun şaşırtıcı biçimde küçük yaşlarda ana dilimizi öğrenmemize imkan verdiğini
iddia ediyorlar.
Ve hepsi bu değil…
Yapılan en son
bilimsel araştırmaya göre, beyniniz dünyanın en büyük süper bilgisayarından
daha güçlü. İşte bazı istatistikler…
§ Beyniniz bir milyon, milyon beyin hücresine sahip (1,000,000,000,000)
§ Her bir beyin hücresinin 1.0 x 10^28 bağlantı olasılığı mevcut. (Bu 1’i
takiben 28 sıfır demek)
§ Beyninizdeki olası bağlantıların toplam sayısı 1’i takiben
10.5 milyon kilometrelik sıfır kadar!
Bu yüzden insan
beyninin limitlerine dair yürütülen kötümser tahnminlerin herhangi birini kabul
etmek çok saçma.
Öğrenme yetiniz hakkında neden iyimser olmalısınız?
Ben büyürken
okulumda birçok öğrenci matematikten nefret ediyordu. Neden? Çünkü matematiğin
zor olduğunu düşünüyorlardı.
Matematik
testlerine girdiler, kötü notlar aldılar, ve sonra kendi kendilerine
matematiklerinin iyi olmadığını söylediler. Ve matematikte iyi olmadıklarını
düşündükleri için de çalışmak için de hiçbir sebep görmediler. Nasıl olsa
başarısız olacaklardı, değil mi?
Birşey hakkında
negatif fikirlere sahip olmak aslında becerinizi engelleyebilir.
Bu yüzden yapmanız
gereken ilk şey, eğer İngilizce’yi hızla öğrenmek istiyorsanız, iyi İngilizce
konuşmayı öğrenme beceriniz hakkında kafanızda olabilecek kötümser her ne fikir
varsa bundan kurtulmanız.
Size şimdi
kanıtlamış olduğum gibi – beyniniz güçlü! – ve doğal olarak dil öğrenmek ve
dili kullanmak üzere tasarlandı. Bu yüzden SİZ doğal ve güçlü bir
İngilizce öğrencisisiniz.
Intellenglish 7 Taktik – Taktik 2
“Korkularınızı Yenin ve Kendinize Güvenerek İngilizce
Konuşun”
Japon bir üstâdı
Zen hakkında araştırma yapmak için ziyarete giden bir profesörle ilgili ünlü
bir hikaye var.
Zen ustası çay
servisi yapmaya başlar ve misafirin bardağını ağzına kadar doldurur. Bardak
ağzına kadar dolduğunda çayı dökmeye devam eder. Çay bardağın kenarlarından
taşmaya başlar ve masanın her tarafına yayılır.
“Dur!” diye
bağırır profesör. “Daha fazlasını almaz!”
“Aynı bu bardak
gibi,” dedi Zen ustası, “ sen kendi fikirlerin ve tahminlerinle dolusun. Sen
bardağını boşaltmadan sana nasıl Zen’i gösterebilirim?”
Bugün – sizlerden
‘bardağınızı boşaltmanızı istiyorum’.
İngilizce
öğrenmekle ilgili bütün fikir ve düşüncelerinizi – Unutun.
Sadece birkaç
dakika için – İngilizce öğrenmekle ilgili hiçbir şey duymamış olduğunuzu
düşünün. Gözlerinizi kapatın ve zihninizi tamamiyle boş bir kağıt haline
getirin.
Şimdi, kendinizi
nasıl hissediyorsunuz?
İngilizce Konuşurken Daha Az Endişeli ve Daha Güvenli
Hissetmenin Sırrı
Bugünün modern
dünyasında, düşünmeniz gereken milyonlarca şey var: işiniz, aileniz,
ilişkileriniz, haberler, ekonomi, trafik, faturalar – bu hiç bitmez.
Her an, birşeyler
hakkında düşünmek zorundaymışsınız gibi hissedersiniz – aksi taktirde geride
kalırsınız.
Farketmiş
olabileceğiniz gibi bu tip düşüncedeki problem – kolaylıkla dikkatiniz dağılır.
Birşey hakkında düşünüyorken telefon çalar – ve konuşmanızı bitirdikten sonra
biraz önce ne yaptığınızı hatırlayamazsınız.
Bu çok verimsiz ve
doğal olmayan bir düşünce biçimi.
Eğer zihniniz
sürekli olarak düşünce ve endişelerşe doluysa İngilizce konuşmakta zor anlar
yaşayacaksınız demektir. Ve bu İngilizce’yi rahatça konuşma zorluğunuz yüzünden
kendinizden şüphe duymaya başlayacaksınız. Ve kendinizden şüphe duymaya
başlayınca da İngilizce konuşurken gittikçe daha fazla gerginleşmeye
başlayacaksınız.
Bu yüzden bardağınızı
boşaltın. Zihninizi İngilizce konuşmak hakkındaki bütün şüphelerden, korku
ve karışıklıklardan arındırın. Sadece boş beyaz bir ekran hayal edin – ardından
konuşmaya başlayın.
Bu teknik size
İngilizce’yi kendinize daha fazla güvenerek konuşmanızı sağlamakla kalmayacak aynı
zamanda İngilizce çalışırken ve konuşmanızı pratik ederken dikkatinizi de
düzeltmenizi sağlayacak.
Öğrencilerimin
birçoğu İngilizce derslerini uzun yorucu bir günün ardından alıyorlar. Ve
öğrencilerimin birçoğu çok stresli işlerde çalışıyor! Kalp cerrahları,
avukatlar, bankacılar, iş sahipleri.
Ders saatleri
gelince işleri hakkında düşünmeyi bırakıp İngilizce’ye odaklanmaları onlar için
çok zor. Benzer sorunları siz de yaşamış olabilirsiniz.
Ve şu anda şunu
düşünüyor olabilirsiniz – “Tamam, sadece rahatla – zihnimi rahatlat. Söylemek
yapmaktan daha kolay!”
Haklısınız. Bu
dünyadaki yapması en kolay iş değil. Ama pratik ve sabırla etkili İngilizce
öğrenmek ve akıcı İngilizce konuşmak için zihninizi doğru konuma ayarlamak
gittikçe daha kolay hale gelecek.
Intellenglish 7 Taktik – Taktik 3
“İngilizce’yi Çalışma Süresinin Sadece ¼’i Kadar
Sürede Öğrenebilmek Mümkün Mü?”
Bu dersleri takip
ediyosanız, muhtemelen iyi İngilizce öğrenmek için yapmanız gereken en önemli 2
şeyi biliyorsunuzdur:
1.
Doğru Kafa Yapısına Sahip Olmak – bu
İngilizce’yi iyi öğrenebilme yetinizin olduğunu bilmek ve buna inanmak demek.
Diğer bir deyişle, pozitif bir yaklaşımla işe başlamak. Ve…
2.
Zihninizi Berraklaştırmak ve Rahatlamak – İngilizce
öğrenmenizi ve akıcı biçimde konuşmanızı engelleyen ve dikkat dağınıklığıa yol
açan düşüncelerinizi bertaraf etmek. Kendinizi stres, endişe ve kaygıdan
kurtarmak.
Çoğu kişi bu iki
adımı atmak için bile eyleme geçmiyor. Bu yüzden, pozitif düşünmekte
ustalaşabiliyor ve zihninizi rahatlatabiliyorsanız o zaman diğer çoğu
öğrenciden zaten daha hızlı öğreneceksiniz demektir.
Bugün anlatacağım
teknikler aslında öğrenme ve çalışma sürecinin kendisi için. Bu teknikler
bilimsel araştırmalara dayalı ve dünyadaki en saygın dilbilimci ve eğitim
teorisyenlerinden geliyor.
Hatta, bu
tekniklerden bazılarıyla önceden karşılaşmış bile olabilirsiniz – dil
kurslarında veya internette.
Ancak, sizleri
uyarmam gerekiyor. Her İngilizce eğitimcisi bu teknikleri doğru biçimde
kullanmıyor. Ve eğer bu teknikleri doğru biçimde kullanmazsanız
etkinlikleri büyük ölçüde sınırlı hale geliyor. Bu metodları kullanmanın asıl
yolunu keşfetmek için okumaya devam edin:
“Tam Fiziksel Tepki” – Hareket Kullanarak İngilizce’yi
Daha Hızlı Öğrenmek
Bu teknik size
anaokulunu hatırlatabilir.
Hatırlıyor musunuz?
5 ya da 6 yaşındaydınız ve öğretmeniniz sizi sandalyenizden kaldırıp saçma bir
şarkı söyletti veya dans ettirdi. Muhtemelen öğreniyor olduğunuzu bile
farketmediniz, ama yıllar sonra, şarkının sözlerini muhtemelen hala
hatırlıyorsunuzdur.
“Tam Fiziksel
Tepki” (Total Physical Response) Amerikalı bir psikoloji profesörü olan Dr.
James Asher tarafından dil öğrenimini hızlandırmak amacıyla geliştirilmiş bir
tekniktir. Bu tekniği kullanırken öğrenciler öğretmen konuştuğunda fiziksel
olarak yanıt vermeye mecburdurlar.
Örneğin, öğretmen
“Open your books” (Kitaplarınızı açın) der. Ve öğrenciler kitaplarını
açmak zorundadırlar.
Bu sadece basit
bir örnek , ama araştırmalar gösteriyor ki bu tekniği kullanan öğrenciler
öğrendikleri kelimelerin %80’ini hatırlıyorlar (her zaman olduğu gibi %80’ini
unutmak yerine).
Bu Metodu Nasıl Kullanabilirsiniz:
Şimdi – bu metodla
ilgili sorun şu bu metod esas olarak başlangıç seviyesi öğrencileri için etkili
(çünkü cümleler çoğu zaman çok basit) ve çoğu yetişkin utanıp sıkılıyor ve
bunun gibi hareketleri insan içinde sergilemek istemiyor.
Peki, bu metodun
gücünden nasıl faydalanabilirsiniz?
Bu metodu kendi
evinizin rahatlığı içerisinde kullanmanızı tavsiye ederim – ya da utanıp
sıkılmayacağınız bir yerde. Actually, it’s good to get rid of your inhibitions
while learning a language – so do this exercise in a public area if you’re
brave. Yeni bir fiil öğrendiğinizde, yeni kelimeyi söylerken eylemi
taklit etmeye çalışın.
Bir diyalog
çalışıyorsanız, ayağa kalkın ve rolleri canlandırın. Her ne yaparsanız yapın,
sadece oturup kalmayın. Yürümek bile beyninize olan kan akışını hızlandırıp
öğrenmenizi geliştirecektir.
Hızlandırılmış İngilizce Öğrenimi – “5 Günde
İngilizce”?
Hızlı İngilizce
öğrenmenin ikinci metodu ise “Accelerated Learning” (Hızlandırılmış Öğrenim)
bir arada anılan bir grup tekniği içermektedir. Bu teknikler ilk olarak Bulgar
araştırmacı Georgi Lozanov tarafından açıklanmıştır, bu teknikleri kendisi
ayrıca “Suggestopedia” olarak da adlandırmıştır – yeni dil ediniminde doğal bir
metod. Soğuk Savaş sırasında bu teknikler Sovyet diplomatları kısa süre
içerisinde eğitmekte kullanılmışlardı.
İşe yarıyorlar mı?
Araştırmalara göre
Hızlandırılmış Öğrenme metodunu kullanan öğrenciler 4 ila 10 kat daha fazla
kelime öğrenebiliyorlar. Ama dikkat edin.
Dr. Lozanov’un
kendisi “Hızlandırılmış Öğrenim” adı altında kullanılan
programların çoğunun aslında sahte olduğunu belirtmiştir. Bu teknikleri
anadilinizi konuşabilen uzman bir öğretmen eşliğinde kullanmalısınız. Ve
kendinizi tamamiyle bu programa damalısınız.
“Hızlandırılmış
Öğrenim” programının ana unsurları şunları içeriyor:
1.
Doğal Edinim – dil
bilgisi çalışmak yerine öğrenciler dili hikayeler ve diğer rahatlatıcı
aktivitelerle öğreniyor.
2.
Katılım – öğrenciler
aktif olarak derse katılıyorlar, pasif değiller.
3.
Öğrenme zihin ve vücudun tümünü içine
alır – sadece ‘mantıklı’ zihni kullanmak yerine programlar duyguları,
duyuları ve sanatsal idrakı da kullanıyor.
4.
Pozitif ortam – öğrenciler
her zaman teşvik ediliyor ve rahat hissettiriliyor.
5.
Karşı karşıya bırakmak – öğrenciler
geleneksel sınıf derslerinde olduğundan çok daha fazla sayıda materyalle karşı
karşıya kalırlar ve dili pasif ve/veya altbilinçsel olarak özümsemeleri
beklenir.
Bu Metodu Nasıl Kullanabilirsiniz?
Unutmayın
geleneksel İngilizce kurslarının çoğu sadece çok sınırlı sayıda metod kullanır
ve bu yüzden de öğrenme yetinizin sınırlı bir kısmı kullanılmış olur.
Ne kadar farklı
çeşitte ve sayıda öğrenme teknikleri kullanırsanız öğrenme deneyiminiz de o
kadar zengin ve eksiksiz olacaktır. Ama Hızlandırılmış Öğrenme
Teknikleri’ni kullandıklarını iddia eden okullara karşı dikkatli
olun. Dr. Lozanov’un dediği gibi: Bu okullar bu metodları doğru
biçimde kullanmıyor olabilirler.
Bunlardan hangisi
sizin için en çok işe yarar? Her İngilizce öğrencisi farklıdır, ve bazı
tekniklere diğerlerine olduğundan daha kuvvetli yanıt verebilirsiniz.
En önemlisi
kişisel öğrenme stilinizi anlamak ve ardından uyum sağlayacağınız farklı
metodları test etmektir.
Nasıl test
edebilirsiniz? Sıfırdan kendi Hızlandırılmış Öğrenme Programı’nızı oluşturmanız
zor. Daha fazla yardım için lütfen bizimle irtibat geçin. Kendinize iyi bakın
ve iyi çalışmalar,
Intellenglish 7 Taktik – Taktik 4
“Konuşma ve
Telaffuz Pratiğinin Doğru Şekli”
En son bilimsel
araştırmaya göre (How Languages are Learned, Oxford University Press –
2002), anlamakta zorlanmak ve kendini anlatabilmek dil öğrenmenin esas
unsurları.
Diğer bir deyişle,
öğrendiğiniz dili manalı bir iletişim için kullanmak zorundasınız.
Basit ezber ve tekrar İngilizce öğrenmede etkili metodlar değil. Karşılıklı
etkileşim ve konuşma kilit önemde.
Ancak ya kendinizi
anlatamıyorsanız? Ve ya anlayamıyorsanız? Yeni dilinizi nasılkullanabilirsiniz?
Bu problemi
Türkiye’ye ilk geldiğimde yaşamıştım. Türkçe öğrenmeye “başlamak” inanılmaz
ölçüde zordu çünkü Türkçe’nin ses ve ritmleri bana çok farklı geliyordu.
İnsanlar konuşurken onları anlayamıyordum – ve telaffuzun kötü olduğu için
onların beni anlamasını sağlayamıyordum.
Özellikle bir
olayı çok iyi hatırlıyorum: Döner ve ayran alıyordum, ve ustaya dedim ki:
“Bir ayran
alabilir miyim?” Ve sesim cümlenin sonunda yukarı çıktı, aynı
İngilizce bir sorudaki gibi.
Ve o da dedi ki:
“Pardon?”
“Iııı. Bir ayran
alabilir miyim?” İşte bu, bu sefer aksanı
doğru yere koymuştum. Beni anlamalı. Ama dedi ki:
“Anlamadım.” Ahh!
Bu çok sinir bozucu! Hadi bir sefer daha deneyeyim:
“Ayran” dedim.
“Ayran.”
“Aaaaa.” Diye
cevapladı usta. “Ayran ayran ayran.”
Bu benim ilk
Türkçe telaffuz dersimdi. O zamandan beri ayranı doğru telaffuz ediyorum.
Ama o gün birşey
farkettim.
Eğer telaffuzum
yeterince iyi olmasaydı beni kimse anlayamazdı, ve ben Türkçe’mi
asla konuşarak düzeltme şansını elde edemezdim. Ve İngilizce öğretmeni olduğum
için konuşma pratiğinin yeni bir dili öğrenmenin en iyi ve en eğlenceli yolu
olduğunu biliyordum.
Telaffuzumu iletişim
kurabileceğim noktaya getirmem gerekiyordu!
Ve işte bunu
yaptım:
İlk önce hangi
Türkçe seslerin bana en zor gelenler olduğunu belirledim.
Sessiz harfler
kolaydı. Onları çalışmam gerekmiyordu. Ama bazı sesliler benim için çok
yeniydi: ö, ü, ı. Ve bazı diğer seslileri doğru telaffuz etmediğimi farkettim.
Böylece bütün
Türkçe sesli harfleri yazdım ve birer birer hepsini çalıştım: a, e, ı, i, o, ö,
u, ü.
Sonra Türkçe’de
bir cümleye baktım ve sadece sesli harfleri telaffuz ettim.
“Otobüs durağı
nerede?”= “o, o, ü, u, a, ı, e, e, e.”
Ardından, tüm
cümleyi söylemeyi çalıştım – ama sadece sesli harfleri doğru telaffuz
edebildikten sonra.
Bunu İngilizce’de
de deneyebilirsiniz.
İşte İngilizce teaffuzunuzu düzeltmek için kullanabileceğiniz kısa bir
çalışma planı:
1.
İngilizce’de hangi seslerin size zor
geldiğini belirleyin. Bunları not edin ve her gün telaffuz etme çalışması
yapın.
2.
İyi bir kayıt edinin (CD ya da metinli
bir Mp3) veya anadili İngilizce olan bir öğretmen size yardımcı olabilir.
Önce dikkatle dinleyin ardından tekrar edin.
3.
İngilizce’nin ‘müziğini’ dinleyin.
Sadece doğru sesleri değil ama yükseklik, ton ve ritmi de taklit edin.
*** Unutmayın –
yeterli derecede telaffuz öğrendiğinizde, bildiğiniz İngilizce’yi pratik
durumlarda da kullanmaya başlamalısınız.***
Evet, günlük
yaşamınızda kullanacağınız pratik cümleleri kullanmayı öğrenin.
Ve sonra kullanın!
Bir sonraki ders
yeni kelimeleri hızla öğrenmekte kullanabileceğiniz bir teknik üzerinde
odaklanacak. – VE genel akıcılık ve İngilizce düşünmenizi geliştirecek.
Bunu kaçırmayacağınızdan emin olun!
Intellenglish 7 Taktik – Taktik 5
“Daha Akıcı İngilizce Konuşmak İçin Beyninizin Her İki
Yanını Kullanmak”
Beyninizin iki
yanı olduğunu daha önce de duymuş olabilirsiniz. Ya da birilerinin “Sol-beyinli”veya “Sağ-beyinli” olduklarından
bahsettiklerini duymuş olabilirsiniz.
Ama bu tam olarak
ne anlama geliyor?
Sinirbilimcilere
göre beynin sol kısmı bazı aktivitelerde baskın iken sağ kısmı da diğer bazı
aktivitelerde baskın. İşte kısa bir özet:
Sağ Beyin
|
Sol Beyin
|
Ritm
Uzamsal Bilinç
Bütünsellik – Gestalt (remin bütününü kavramak)
Hayal Gücü
Hayal Kurmak
Renk
Boyut
|
Sözcükler
Mantık
Sayılar
Ardışıklık
Doğrusallık
Analiz
Listeler
|
Şimdi, kısa bir
uyarı: Kendinizi ne sağ beyinli ne de sol beyinli bir kişi olarak düşünmeyin!
İşin gerçeği:
Herkes beynin bütün alanlarında yatkınlık gösterir.
Ancak çevre, iş veya eğitim dolayısıyla, beynin bir kısmı diğer kısmından
daha fazla kullanılıyor olabilir.
Geleneksel eğitim
daha çok sol beyin aktivitelerine odaklanır: Okuma, yazma, matematik, mantık,
analiz.
Güçlü sağ beyin
yatkınlığı taşıyan kişiler (hayal gücü, müzik yeteneği, yaratıcılık) çoğu zaman
‘daha az akademik’ ve daha fazla ‘sanatçı ruhlu’ olarak görülürler.
Ama, tarihteki en
zeki bazı kişilere bir baktığımız zaman onların HEM sol HEM de sağ beyin
aktivitelerinde yetenekli olduklarını görürüz.
Örneğin, Leonardo
da Vinci. O ünlü bir sanatçıydı, ama aynı zamanda matematik, geometri, fizik ve
diğer doğa bilimlerinde de kabiliyetliydi
Veya Albert
Einstein. İlkokulda matematikte başarısızdı, ama sonra, güneşli bir günde
dışarıda hayal kurarken ünlü İzafiyet Teorisine öncü olan şok edici bir sezgiye
malik oldu. Ve aynı zamanda şunu söyledi:
“Yaratıcılık
bilgiden daha önemlidir.”
Araştırmacılar son
günlerde “bütün beyin” ile öğrenmeyle ilgili bazı ilginç
keşiflerde bulundular. Örneğin, müzik ve sanat eğitimi alan çocukların sadece
sol beyin eğitimi alan çocuklardan daha yüksek matematik ve bilim nolatı aldığı
ortaya çıktı.
Hiç şüphesiz –
beynin her iki yanını kullanmak dünyanın en güçlü öğrenme tekniklerinden
biri…Peki…
Daha Akıcı İngilizce Konuşmak İçin Beyninizin Her İki Yanındaki Gücü Nasıl
Kullanabilirsiniz?
Eğer beyaz
fon üzerinde siyah metinler olan geleneksel bir İngilizce kitabından İngilizce
çalışıyorsanız, beyninizin farklı alanlarını kullanmıyor olacaksınız. Tüm
yeteneğinizin sadece ufak bir bölümünü kullanıyor olacaksınız.
Bunun yerine,
Birçok resim ve renk kullanarak beyninizin sol yanını olduğu kadar sağ yanını
da uyaran bir İngilizce öğrenme sistemi kullanmaya ihtiyacınız var.
Buna ek olarak,
not alırken farklı renklerde kalemler kullanmaya çalışın – ve ne zaman mümkünse
resim veya diyagramlar çizin.
Peki ya müzik?
Tabii, İngilizce
şarkılar öğrenmek yeni kelimeler öğrenmenin ve dinleme kavrayışınızı
arttırmanın mükemmel bir yolu.
Ama kendi küçük
parçalarınızı ve tekerlemelerinizi de önemli cümle veya gramer kurallarını
hatırlamakta kullanmak amacıyla yaratabilirsiniz. Yaratıcı olun.
Unutmayın, eğer
öğrenme sürecinize birçok sol ve sağ beyin aktivitesi eklerseniz hafızanız daha
güçlü hale gelecek ve daha akıcı İngilizce konuşabileceksiniz. Sadece kelime ve
mantığa odaklandığınız taktirde beyninizin sadece yarısını kullanmış
olacaksınız.
Bu sizin sıkıcı
İngilizce derslerinden kaçmanız için bir şans. Resim ve müziği kullanın; bu
sayede sıkılmayacaksınız ve dikkatiniz sabit kalacak. Ve İngilizce konuşmanızı
mümkün olan en etkili ve en keyifli şekilde geliştirebileceksiniz.
Intellenglish 7 Takitk – Taktik 6
“Türkçe ve İngilizce Arasındaki Can Alıcı Farklar”
İngilizce gramerin
%80 en önemli kısmını yaklaşık 10 daika içerisinde öğrenebilirsiniz ve ben size
bunu kanıtlayacağım.
Püf noktası “Deconstruction” (“Yapısal
Çözümleme”).
Yapısal çözümleme
yapabilmek, Princeton üniversitesinden araştırmacılarca en hızlı dil
öğrenenlerin en önemli özelliklerinden biri olarak kanıtlandı. Dolayısıyla,
eğer İngilizce öğrenmek konusunda gerçekten ciddiyseniz bu ilk adımı
tamamlamanız gerekiyor. Eğer halihazırda İngilizce öğrenmeye başladıysanız,
ancak bu adımı atmadıysanız, bunu şimdi yapın.
“Deconstruction” (“Yapısal Çözümleme”) nedir?
Çözümleme,
İngilizce’deki ve anadilinizdeki basit cümleleri parçalarına ayırmak ve
karşılaştırmaktır. Bunu yaparken Türkçe ve İngilizce arasındaki en önemli
ayrılıkları farkedecek ve ilerideki öğreniminiz için önemli bir temel
oluşturacaksınız.
Işte sadece sekiz
cümlelik süper hızlı bir örnek:
The book is red.
It is John’s book.
I give John the book.
We give him the book.
He gives it to John.
She gives it to him.
I must give the book to him.
I want to give the book to her. |
Kitap kırmızıdır.
O John’un kitabıdır.
Ben John’a kitabı veririm.
Biz ona kitabı veririz.
O onu John’a verir.
O onu ona verir.
Kitabı ona
vermeliyim.
Kitabı ona vermek istiyorum.
|
Sadece bu 8 basit
cümlelerden İngilizce ve Türkçe arasındaki farklar hakkında öğrenebileceğiniz
şeylerin tümüne dikkat edin:
Özne Zamirleri: I,
You, He, She, It, We (Ben, Sen-Siz, O, Biz)
Nesne Zamirleri:
It, him, her (Onu(nötr), onu(eril), onu(dişil))
Özne-Fiil-Nesne
Cümle Yapısı
İngilizce’de
Yardımcı Fiillerin (modal verbs) Nasıl Kullanıldığı
Muhtemelen, bu
dersten çıkarabileceğiniz en önemli iki nokta:
1.
He, she, it (yani Türkçe’deki o)
İngilizce’de cinsiyete sahiptir. Türkçe’de hepsi aynıdır. (O )
2.
İngilizce’nin genel yapısı
Özne-Fiil-Nesne’dir. Ve her cümlenin bir fiili olması gerekir – sadece “is”
bile olsa.
Ses kaydını
dinlediğinizde ve cümlelere baktığınızda İngilizce ve Türkçe arasındaki diğer
bir önemli ayrılığı farkedeceksiniz. İngilizce, Türkçe’nin tersine fonetik bir
dil DEĞİL. Diğer bir deyişle bir kelimenin telaffuzunu hecelenişine
bakarak her zaman anlayamazsınız.
Bu farklar
İngilizce öğrenirken aklınızda bulunrumanız gereken önemli farklar. Daha ileri
seviyelere eriştiğinizde çeviri yaparken bazı kelimelerin tam anlamıyla
çevirilemediğini göreceksiniz.
Çoğu kez Türkçe’de
birden fazla eylemi anlatmak için tek bir fiil kullanılır beklemek örneğin:
birini beklemek,
ya da birşeyin
olmasını beklemek gibi.
Ancak İngilizce’de
bu iki farklı eylemi anlatmak için iki farklı fiil kullanılır (wait-
sadece birini beklemek gibi ve expect- birşeyin
olmasını beklediğinizde). Diğer zamanlarda Türkçe’de 2 farklı kelime mevcut,
ancak İngilizce’de ise sadece bir kelime. (Örneğin barış ve huzurun
İngilizce’deki karşılığı ‘peace’ bir kelimedir.
Sonuç:
İngilizce ve
Türkçe’nin farklı olduğunu kabul ettiğinizde ve İngilizce öğrenirken
kendinizi ana diliniz ile düşünmeye zorlamayı bıraktığınızda İngilizce’niz
ilerleyecek ve daha hızlı öğrendğinizi farkedeceksiniz.
Yeniliğe açık bir
zihin yapısını korumaya çalışın ve farklarla savaşmak yerine sadece kabul
etmeyi deneyin.
Bu ders nasıldı?
Fazla mı yoğundu? Yeterince örnek içeriyor muydu? Bana bir e-mail gönderin ve
anlatın: ian@intellenglish.com
Ders 7 için
e-mailinizi kontrol etmeyi unutmayın – “İngilizce Öğrenmek İçin Motivasyon ve
Eyleme Geçmek” Bu şu ana kadarki en temel ders olabilir.
7 Hızlı İngilizce Öğrenme Stratejileri
Read All 7 Fast English Learning Strategies Here!
Intellenglish 7 Taktik – Taktik 7
“Motivasyon ve İngilizce Öğrenmek İçin Eyleme Geçmek”
Bu serinin ilk
dersinde beynin nasıl uyuyan bir dev olduğundan – natürel olarak dilleri
öğrenecek ve kapacak bir güçle donanmış olduğundan bahsetmiştik.
Ve sonra – bu
güçten yararlanmak üzere birbirinden farklı yöntemleri araştırmıştık –Hızlandırılmış Öğrenme Teknikleri’nden, en son
dilbilimsel araştırma buluşlarına dayanan pratik çalışma metodlarının
geliştirmesine kadar.
İngilizce
öğrenmenizi geliştirmek için şimdi bu araçlara sahip olduğunuza göre bunlar ile
ne yapacaksınız?
İstatistiksel
olarak, bu e-mail kursuna yazılmış olan öğrencilerin birçoğu hiçbir şey
yapmayacak. Üzücü, ancak ne yazık ki bu insan doğasının gereği. Birşeylere
başlarız, ve sonra, onları tamamlamaya vaktimiz yoktur.
Ama ümitsizliğe
kapılmayın!
Çünkü, eğer bu
dersi şu anda okuyorsanız – zaten çoğunluk nüfusun geçtiğinden daha fazla
eyleme geçmişsiniz demektir. Tebrikler! Bu demektir ki İngilizce öğrenmek için
gerekli olan arzuya kesinlikle sahipsiniz.
Şimdi, bu
isteğinizden faydalanmanıza yardımcı olmak ve boşa harcamamanızı sağlamak içinİleri
Motivasyon Teknikleri’nin kısa bir özetini yarattım.
Bu teknikler tüm
dünyadaki en başarılı profesyoneller tarafından kullanılıyor ve bunları
İngilizce öğrenme programınızın bir parçası haline getirdiğiniz taktirde,
İngilizce’yi her gün daha da fazla çalışmak istediğinizi farkedeceksiniz.
İleri Motivasyon Teknikleri
Kişisel Gelişim
alanındaki uzmanlara göre, herhangi bir hedefe başarıyla ulaşmak için yapmanız
gereken 3 şey:
1.
Hedefinizi Net Bir Şekilde Görün
2.
Hedefinizi Görüş Sahanızda Tutun
3.
Hedefinize Ulaşana Kadar Hedefiniz
Üzerinde Uğraşın.
Basit görünüyor
değil mi? Sorun şu ki çoğu kişi bu üç kolay adımı tamamlamak için zaman
ayırmıyor.
1953 yılında bir
grup araştırmacı Yale üniversitesinde mezun olmak üzere olan bir sınıfa basit
bir soru sordu:
“Belirli hedeflerinizi,
hedeflerinize ulaşmak üzere detaylı eylem planlarıyla yazarak not ettiniz mi?”
(“Have you written
down, on paper, your specific goals, with detailed plans of action for
achieving those goals?”)
Sadece sınıfın
yüzde 3’ü bunu yaptı. Yirmi yıl sonra, 1973 yılında, araştırmacılar mezunlarla
tekrar biraraya geldiler.
Hedeflerini ve
eylem planlarını yazan sınıfın yüzde 3’lük bölümü diğerlerinden daha fazla
varlığa ve %97’lik diğer kısmın tümünün birleşiminden daha fazla kariyer
başarısına sahipti. Sadece bu da değil, bu kişilerin yaşamlarında daha mutlu ve
daha fazla tatmin olmuş oldukları ve diğer sınıf arkadaşlarından daha uzun
yaşadıkları tespit edildi.
İngilizce
öğrenmekte başarılı olmak istiyorsanız , hedefinizin ne olduğu ve bu hedefe
nasıl başarıyla ulaşacağınızla ilgili net bir fikrinizin olması gerekir. U
yüzden İngilizce’niz üzerinde daha fazla zaman ve enerji sarfetmeden önce
sizlerin oturup aşağıdaki soruları cevaplandırmanızı istiyorum. Ama cevaplar
hakkında düşünmeyin. Bunları yazın!
1.
İngilizce’nizin ne kadar iyi olmasını
istiyorsunuz? – Spesifik olun. Örneğin, “3 dakika boyunca heyecanlanmaksızın bir
yabancıyla konuşabilmek istiyorum.” Ya da “ TOEFL sınavından 80 almak
istiyorum.”
2.
Hedefinize ulaşmak için hangi adımları
atmanız gerekiyor? – Eğer İngilizce’ye henüz başlıyorsanız bu soruyu cevaplamak biraz
güç olabilir- size özel hedeflerinize ulaşmak için en iyi adımların neler
olduğunu tam olarak bilemeyebilirsiniz. Bu yüzden, şimdilik sadece hedefinize
ulaşmak için gerekli olduğunu düşündüğünüz şeyi yazın. Bu “her gün 60 dakika
çalış.” Olabilir. Ya da “Özel ders almaya başla.” gibi.
3.
Bu kağıdı her gün görebileceğiniz bir
yere asın. Biraz önce ne dediğimi hatırlıyor musunuz? “Hedefinizi Görüş
Sahanızda Tutun.” Günlük olarak kendinize hedeflerinizi ve eylem planınızı
hatırlatın.
Çalışırken,
motivasyonunuzun yükselip düştüğünü farkedebilirsiniz. Bu normal. Önemli
olan iyi veya kötü bir gün geçiriyor olsanız dahi hedefinize erişmek için
eyleme geçmeye devam etmeniz.
Hedefiniz ile
ilgili olarak net bir fikriniz varsa ve İngilizce çalışmayı günlük yaşamınız
içerisine bir alışkanlık olarak yerleştirdiyseniz – başarıyı neredeyse
garantilediniz demektir.
Herkesin akıcı
İngilizce konuşan birine dönüşme potansiyeli mevcut – ve siz bir istisna
değilsiniz. Bu tekniği kullanın – bugün hedeflerinizi bir yere yazın. Ve
İngilizce öğrenme başarısını tecrübe ettiğinizde bana bir e-mail yazıp haberdar
edin.
Şimdi tam olarak
ne yapmanız gerektiğini ve bu teknikleri nasıl uygulacağınızı merak
ediyorsanız…
Eyleme geçmek
isterseniz en iyi başlangıç noktası:
******************************
Posted on April 29, 2015
İngilizce çok iyi bir derecede konuşmayı öğrenirseniz
hayatınızı değiştirecek. Sadece yeni iş imkanları ve daha yüksek bir gelirden
bahsetmiyorum. Dünyaya farklı bakacaksınız. Kendinize daha fazla
güveneceksiniz. Ve bir sürü yeni şeyleri de öğrenebileceksiniz. Bugün
öğrendiğim birkaç önemli dersi sizlerle paylaşmak istiyorum. Sanırım
bunları siz de faydalı bulacaksınız - ama SADECE bunları kendi ...
Posted on April 20, 2015
Yeni öğrencilerimin çoğunluğu bana İngilizce
Konuşmalarını nasıl geliştirebileceklerini sordular. Ben de onlara İngilizce
Konuşmalarını geliştirebilecekleri en iyi yolun natürellikle olabileceğini
söylüyorum. Eğer İngilizce’yi sadece geleneksel kurs ve ders kitaplarından
öğrenmeye çalışıyorsanız, İngilizce’yi akıcı biçimde konuşmak çok zor olabilir.
Buna karşılık eğer İngilizce’nizi doğal olarak ...
Posted on April 19, 2015
"İngilizce anlıyorum ama konuşamıyorum"
diyor musunuz? Biliyorsunuz - Profesyonel kariyerinizi ileri seviyeye götürmek
isterseniz – İngilizce konuşmanız lazım. Birçok kişi 'Intermediate' veya
'Upper-Intermediate'te takılıp kalıyor. İngilizce Konuşma problemlerini nasıl
çözübileceğini bilmiyor. Ama siz de bir çözümü bulmak isterseniz – çok dikkatle
dinleyin: İngilizce akıcı olarak konuşmak isterseniz: Se...
Posted on April 19, 2015
İngilizce öğrenmek istiyorsunuz. Konuşabilmek
istiyorsunuz. Belki de 3-4 defa bir İngilizce kursuna gittiniz ama hala
konuşamıyorsunuz? Kendi kendinize sormaya başlıyor olabilirsiniz: İngilizce
öğrenmek için özel bir 'yetenek' gerekiyor mu? Herkesin öğrenme hızı farklı
olabilir ama hepimiz yabancı bir dil öğrenebiliyor. Aslında İngilizce öğrenmek
(veya her hangi yabancı dil öğrenmek) spora benziyor. Bazıları...
Posted on April 18, 2015
Biraz önce telefonda ileri düzeyde İngilizce’si çok
büyük bir firmada iyi bir işi olan öğrencilerimden biriyle konuştum. İngilizce
eğitim veren bir üniversiteden mezun olmuştu, düzenli olarak İngilizce gazete
okuyordu ve çok geniş bir kelime haznesi vardı. İngilizce‘deki güçlü
altyapısına rağmen konuşma becerileri üzerinde çalışması gerekiyordu. Ve, işi
dolayısıyla oldukça sık yurtdışına seyahat ...
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar