ABD’de bir askeri okulda ders olarak anlatılan HOROZ VE TİLKİ HİKÂYESİ!
“Öğrenciler
sınıfta hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film gösterilmeye
başlanmış.
Filmin adı “Küçük Tavuk“.
Bir kümes var.
Kümeste birçok
tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük
horozu bulunuyor.
Kümesin etrafında da bir tilki
dolaşıyor.
Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin
diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor.
Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst
yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük tavuklar.
Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı
tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor.
Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin
tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona
biraz mısır veriyor.
Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip
tilkiden mısır alıyor.
Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek
başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de
diğer tavuklara mısır dağıtıyor.
Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki
gücü kırılıyor.
Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya
başlıyorlar.
Artık popüler olan genç ve artık irileşen
horozun etrafında ise tavuklar toplanıyor.
Bu aşamada tilki kümesin kapısının önüne mısır
bırakıyor.
Kümeste bir tartışma çıkıyor.
Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye.
Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve
kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar.
Bir süre böyle devam ediyor.
Hiçbir şey olmuyor.
Kümesteki tavuklar rahatlıyor.
Korkuları azalıyor.
Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya
mısır döküyor.
Artık korkusuz olan tavuklar genç ve güçlü
horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar.
Kümesteki her tavuk semiriyor.
Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından
kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor.
Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen
tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar.
Sonra mağaraya giriyorlar.
Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes
mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.
” Çizgi film
burada bitmiş.
Işıklar yanmış.
Ve dersin hocası kürsüye çıkarak, “İşte
Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyerek derse başlamış.
Sorular:
1-Kümes Neresi?
2-Yaşlı
Horoz/Horozlar Kim/Kimler?
3-Genç horoz Kim,
şu anda neler yapıyor?
4-En önemlisi
Tilki/Tilkiler Kim/Kimler?
Gerek sosyal
olayları ve gerekse insanları değerlendirirken tek boyutlu bakış açısıyla
değerlendirmemek gerekir.
Siyasi, sosyal ve insani konuları
değerlendirirken genellikle görmeye şartlandığımız şeyleri görüyoruz.
Yarıya kadar su dolu bir bardak için kimisi
“yarısı dolu” derken, bir başkası “yarısı boş” diyebilir.
Siyasi ve sosyal olayları, gelişmeleri
değerlendirirken tek açıdan bakmak yerine çok boyutlu bakabilmeliyiz.
Bazen gerçek olan gözümüzün önündedir de
göremeyebiliriz.
Bu bakış açısı gerçeği görmemizi sağlayabilir.
Biri bize birde şöyle bak dediği zaman öyle
bakmayı deneyelim.
Ne kaybederiz ki?
Kaynak:
http://www.oncevatan.com.tr/ucuncu-dunya-ulkeleri-nasil-yonetilir-bir-hikayenin-dusundurdukleri-makale,33651.html
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar