ACI KAYISI ÇEKİRDEĞİNİN İNANILMAZ FAYDASI
Acı kayısı çekirdeği ve amigdalinin kanserli hücreleri öldürdüğü, sağlıklı
hücreleri ise yenilediği tespit edildi.
İnönü Üniversitesi Tıp
Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut
ve Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr.
Yunus Önal tarafından deney hayvanları üzerinde yapılan araştırmada, acı kayısı
çekirdeği ve amigdalinin kanserli hücreleri öldürdüğü, sağlıklı hücreleri ise
yenilediği belirlendi.
Prof. Dr. Karabulut, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, 2 yıldır sürdürdükleri "Acı
Kayısı Çekirdeğinin ve Amigdalinin (Vitamin B17) Kanserli Hücrelerdeki
Etkisi" adlı çalışmanın
tamamlandığını söyledi.
Deney hayvanları üzerinde yapılan
araştırmanın İnönü Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri kapsamında
desteklendiğini kaydeden Karabulut, deney hayvanlarını 7 gruba ayırdıklarını
ifade ederek, "Her bir grubu kendi içerisinde kontrolleriyle kıyasladık.
Deney hayvanlarına yüzde 5 ve yüzde 3 oranında acı kayısı çekirdeği verdik. Bu,
günde 3 ya da en fazla 5 acı kayısı çekirdeğine tekabül edebilir. Acı kayısı
çekirdeğinin içerisindeki zehirli maddeler nedeniyle dikkatli kullanılması
gerektiği için oranı düşük tuttuk. Bir öldürücü doz var. Yapılan çalışmalar da
gösteriyor ki bir kilograma yakın acı kayısı çekirdeği yediğiniz takdirde ancak
o etkiyi gösterebilir, öldürücü doza gelebilir" diye konuştu.
Karabulut, deney hayvanlarında
karaciğer kanseri oluşturduklarını belirterek, "Deney hayvanlarında acı
kayısı çekirdeğini değişik oranlarda denedik. Bu değişik oranlardaki denememiz
neticesinde acı kayısı çekirdeğinin özellikle kanser hücreleri üzerine olumlu
etkileri olduğunu, kanser hücrelerini öldürdüğünü, diğer taraftan da sağlıklı
hücrelerin yenilenmesini sağladığını gördük. Özellikle karaciğer enzimleri
üzerine yüzde 5 oranında denediğimiz acı kayısı çekirdeğinin oldukça olumlu
etkilerini izledik" dedi.
Kobayları, acı kayısı çekirdeğinde
yüzde 6 oranında bulunan amigdalinle de beslediklerini dile getiren Karabulut,
şunları kaydetti:
"Amigdalinin Ağrı kesici
etkisi var. Diyabet hastalarında kullanıldığını biliyoruz. 'Bunu kanserde
uygularsak nasıl etkisi olur' diye düşündük. Bu anlamda elde ettiğimiz
amigdalini de yine bu kanser modelini oluşturduğumuz farelere yedirdiğimizde
olumlu etkileri olduğunu gördük. Hem acı kayısı çekirdeğinin hem de amigdalinin
çok ciddi olumlu etkileri olduğunu, kanseri artıran enzimlerin azaldığını fakat
kanseri baskılamaya çalışan vücudumuzun otokontrol mekanizmasının
andioksidanlarını arttırdığını gördük."
Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut,
araştırmada kullandıkları amigdalinin İnönü Üniversitesi'nde laboratuvarda elde
edildiğini söyledi.
- Araştırma, Dünya Laboratuvar
Kongresi'nde ilgi çekti
Araştırmanın, Uluslararası Klinik
Kimya ve Tıbbi Laboratuvarlar Federasyonu adına Türk Biyokimya Derneği'nce
geçen ay İstanbul'da düzenlenen Dünya Laboratuvar Kongresi'nde büyük
ilgi çektiğini belirten Karabulut, "Özellikle sadece acı kayısı çekirdeği
değil, aynı zamanda bunun içerisindeki amigdalin elde edilerek kanser üzerine
etkisi araştırıldığı için çok daha dikkat çekti. Bu çalışma, dünya
literatüründe daha önce hiç yapılmamış. Özellikle acı kayısı çekirdeği olması
dikkat çekiyor çünkü içerisinde zehirli madde var ancak ağrı kesici özelliği de
bulunuyor. Bunun, kanserin ağrılarının dindirilmesi ve kanserin oluşturduğu
hasarların giderilmesinde etkili olduğunu ilk defa bu çalışmayla göstermiş
olduk" diye konuştu.
- "Kilogramı 1 milyon dolara
ulaşan bir malzeme"
Yrd. Doç. Dr. Yunus Önal da
amigdalinin dünyada 2 bin farklı bitkide bulunduğunu belirterek, "Acı
kayısı çekirdeğinde yüzde 6, bademde yüzde 2 oranında amigdalin var. Onun
dışında darıda var. Acı kayısı çekirdeğinde yüzde 6 oranında olunca 'biz bunu
ekonomiye nasıl kazandırabiliriz' diye düşündük. Bunun üzerine çalıştık. Bu acı
kayısı çekirdeğinden elde ettiğimiz amigdalin de bu çalışmanın temelini teşkil
ediyor" ifadesini kullandı.
Amigdalinin acı kayısı çekirdeğinden
elde edilmesi sırasında saflığının kontrol edilmesi gerektiğini dile getiren
Önal, "Bu ürettiğimizin saflığı yüzde 99,9. Yüksek saflıkta" dedi.
Önal, şunları söyledi:
"Bu çalışmayla amacımız,
Malatyamız ve ülkemiz için önemli olan acı kayısı çekirdeğindeki amigdalini
izole edip, hem acı kayısı çekirdeğinin kendisini hem de bundan izole ettiğimiz
amigdalini endüstriyel bir ürün olarak kanser araştırmalarında nasıl
kullanabiliriz, bunu görmekti. Gerek acı kayısı çekirdeği kullanıldığında
gerekse de amigdalin kullanıldığında kanserli hücreler üzerinde olumlu etkisi
olduğu ispatlanmış oldu. Acı kayısı çekirdeğini herkese gönderemezsiniz ama
bundan izole ettiğiniz amigdalini birer 100 miligramlık, 200 miligramlık
tabletlere dönüştürüp dünyada herkese pazarlayabilir, herkesin kullanımına
sunabilirsiniz."
Çin'in amigdalini tamamen acı kayısı
çekirdeğinden, ABD ve Meksika'nın ise acı bademden üretmesine karşılık bu maddenin
Türkiye'de üretilmediğini kaydeden Önal, "Perakendede kilogramı 1 milyon
dolara ulaşan bir malzeme. Amacımız, bu tür ilaç ve gıda endüstrisinde
kullanılacak bitki özlerinin ekonomik ölçüde üretimini sağlayıp endüstrinin
hizmetine sunmak" diye konuştu.
Önal, İtalya ve Fransa'ya acı kayısı çekirdeği ihraç eden Türkiye'de
amigdalinin de üretilmesi gerektiğini söyledi.
Kaynak:
http://www.milliyet.com.tr/aci-kayisi-cekirdeginin-inanilmaz-pembenar-detay-genelsaglik-1919027/
Hzl: Sevda DURSUN
Karayemiş, Rosaceae familyası Prunus cinsi içerisinde Prunus
laurocerasus L. (Laurocerasus officinalis Roemer) olarak bilinir.
Her dem yeşil olan, 6 m’ ye kadar uzayabilen ve değişik toprak türlerinde
yetişebilen bir bitkidir. Türkiye’de özellikle Karadeniz Bölgesi’nde
yetiştirilen bu meyve, taze tüketime ilaveten, kurutulmuş, reçel ve marmelat
olarak da tüketilmektedir. Karayemiş
meyve ve çekirdekleri halk arasında tıbbi bitki olarak bilinmekte ve mide
ülseri, sindirim sistemi hastalıkları, bronşit, egzama, hemoroit gibi
hastalıkların tedavilerinde etkili olduğu düşünülmektedir. Karayemiş, meyvelere acılık vererek tad ve kalitenin düşmesine neden olan
amigdalin glikozitini içermektedir. Amigdalin glikozitinin hidrolizasyonu
sonucu açığa çıkan hidrosiyanik asit solunumda rol alan bazı enzimlerin etkisiz
hale gelmesine yol açarak zehirlenmelere neden olabileceği gibi, bazı ülkelerde
kanser tedavisinde de kullanılmaktadır.
Şeker hastaları tarafından, şekeri düşürdüğü düşüncesiyle karayemiş
tohumlarının tüketildiği bilinmektedir. Tohumların ağızda çiğnenmek suretiyle
tüketilmesi sonucu emilsun enziminin aktivitesinin arttığı ve amigdalinin
hidrolizini de arttırdığı bilinmektedir.
Karayemiş tohumlarında yüksek miktarda gözlenen amigdalin glikozitinin
alternatif bir kaynak olarak kullanılabileceği ve meyvede bu siyanojenik
bileşiklerin düşük oranda bulunduğu ve olgunlaşma ile beraber bu miktarın
minimuma düştüğü saptanmıştır. Bu konularda yapılacak olan çalışmaların
bilimsel ve endüstriyel olarak önemli gelişmelere yol açabileceği
düşünülmektedir. Bu bakımdan bu çalışmaları daha detaylı ve farklı çeşitlerle
yapılması ve devam ettirilmesi önem arz etmektedir.
Kaynak: Sevda DURSUN- Karayemişte (Prunus laurocerasus
L.) Siyanür İçerikli Amigdalin Ve Prunasin Miktarlarının Belirlenmesi- Yüksek
Lisans Tezi Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı Ordu Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar