Print Friendly and PDF

AHMED YÜKSEL ÖZEMRE HAZRETLERİ'NİN ÂLEM-İ CEMÂLE DOĞDUĞU GÜN



Azîzimiz,  üstâdımız,  hocamız, mürebbî-i hakikî; Enfüsü Hâmil-i Sırr-ı Kur’ân, zuhûru Nâtık-ı Kur’ân, Hazâ Bürhânü’l Hakk,  “Allemehul beyân” âyet-i kerîmesinin, kemâl üzre,  tecellî-i müstesnâ’sı, Hazret-i İnsân, Ahmed Yüksel ÖZEMRE Kuddîse Sırrahûl Mennân Hazretleri’nin Âlem-i Cemâle rıhletlerinin sene-i devriyesi’nde, himem-i âlîyyeleri’nin üzerlerimize sâyebân olmaklığını, Cenâb-ı Feyyâz-ı Mutlak Hazretlerinden niyâz eyleriz.
              
Vakt-i şerîf Cum’a, âhir âkıbet hayr, hayrlar feth, meydân-ı şerîfler “AMÂN” ism-i şerîfinin müsemmâsının, meded ü inâyeti ile küşâd ola, çerağ-ı aşk rûşen ola, zâhir ve bâtınlar nûr u tevhîd ile pür nûr ola, seyrân-ı sülûklar âsân ola, beyân-ı Hikmet tahakkûk ile keşf ola.Hazret-i İnsân “Maracel Bahreyn” de vücûd bula.
Bu büyük yol ve yolculuk’da, yolu ve sevgiyi paylaşanlara, aşk olsun. Üç harf beş nokta ile itmâm olsun.
Pîr-i aşk’ı “O” bulsun, hem dahi adı “ÂŞIK” olsun,  <Lâ yemût > sırrı fâş olsun..
Destân-ı Âşık u Ma’şûk sırrına… Hûûû
M.G.T

Program Moderatörü
Prof. Dr. Güngör Şatıroğlu ]
Tarih: 27 Haziran 2015
Yer: Altunizade Kültür Merkezi’nin karşısında (Burhan Felek Köşkü)
Saat: 19.00-20.30-’dan sonra Üsküdar Belediyesi’nin iftar daveti vardır !

                          Melâmîler
Müstağnîdir Melâmî avâlimden,  ârâzdan;
Onu Şer'i Şerîf'e hâdim kılmıştır Yezdân1.

Aldırmaz gösterişe,  hırkaya,  posta,  tâca;
Hak için hizmet eder fukarâya,  muhtâca.

Kınar durur nefsini,  sed çeker hevâsına;
İksîrdir Hak'kın aşkı nefsinin devâsına2.

Rızk için,  bir Melâmî,  talepkâr olmaz halkdan;
Hiç bir şey kabûl etmez; böyledir,  işte,  merdân.

Nûr-i Hak
 mücellâdır,  anlayana,  vechinde;
Erimiş gibi yaşar,  cemiyyetin içinde.

Apaçıktır zâhiri,  hakîkatıysa mestûr!
Bâtınını sırlamak olmuştur ona düstûr.

Her işi olur onun adâletle,  ihsânla;
Bundaki inceliği fehmet de iyi anla!

Ehl-i da'vâ değildir,  aslā,  has bir Melâmî!
Hiç bir vehme hayâle kapılmaz,  olmaz hâmî.

Ahlâk-ı Muhammedî olmuş onun ahlâkı;
Bu ahlâkla müstesnâ kılmış onu Hallâk'ı.

Ganiyy iken fakîrdir; râzıdır Lâyezâl'den3.
El hayru fî mâ vaka'4 düstûrudur ezelden.

Mi'râcına ulaşmış,  yok etmiştir nefsini;
Rûh'u Bekābillâh'da bulmuştur neş'esini.

Aldatmasın ahvâli: halkla halk,  Hak'la Hak'dır.
Rûh'uyla zinde olmuş,  nefsi ise helâkdır5.

Hassü-l Havas'sın tavrı hiç olur mu avâmî?
Nice ulu makāmın sâhibidir Melâmî.

"Fe eynemâ tuvellû..."
6 sırrının âgâhıdır;
Vahdet neş'esinin de münîr,  parlak mâhıdır.

Hüviyyetini müdrîk nâdir erdir Melâmî.
Kim bilir ki gönlünde bütün avâlim câmî7?

Velhâsıl,  Melâmîlik Nebî'nin meşrebidir;
Kim ki onu giyinir sanki Nebî gibidir.


Dünyâdan el çek ey dîvâne gönlüm
Ulaş bir üstâda, er ile görüş
Mürşîdin nazarından yâd edersen
İkilikten geçip bir ile görüş

Mürşîde yüzünü sürmek dilersen
Emrine zâtına ermek dilersen
Hakk’ın cemâlini görmek dilersen
Nûr ile nûr olup sır ile görüş

Sen nefsini öldür,ola gör yeksân
Erler meydânında ola gör kurbân
Yedi iklim, dört köşede lâmekân
Erenlerin sırrı nûr ile görüş

Âşık-ı sâdıklar öle gelmiştir
Ağlayanlar bir gün güle gelmiştir
El ele el Hakk’a yola gelmiştir
Tanı kendi özün pîr ile görüş

Pîr Sultân’ım kemter kuldur şâh’ına
Hünkâr Hacı Bektâş nazargâhına
Deli gönül hâk ol düş dergâhına
Er olayım dersen er ile görüş.
Pîr Sultân Abdal Kaddesellâhû Sırrahû’l Azîz
(Gölpınarlı; Boratav, 1991: 332-333)

Şarâb-ı ledünden içelden beri
Ayılmadım gitti mestânesiyim
Bîhûş olup cândan geçelden beri
Serseri gezerim efsânesiyim

Rahmeyle hâlime, eyleme azâb
Kudret yok vermeğe suâle cevap
Ey cebin-i hurşit, hüsn ü mâh-ı tâb
Zencir-i zülfünün dîvânesiyim

Meylim yok cihânın küllî vârında
Destimi gezdirmem kisb ü kârında
Şem’-i ruhsârında aşkın nârında
Gece gündüz yanan pervânesiyim

Dertli dellâlıdır bâzâr-ı aşkın
Kulu kurbânıdır Kerrâr-ı aşkın
Aşkı bünyâd eden mi’mâr-ı aşkın
Ta’mîr kabûl etmez virânesiyim
Âşık Dertli
(Vaktidoldu, 1998: 39)

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar