AİLEDE EVLİLİK UYUMU, ALDATMA VE İLETİŞİM
Evlilik
akde dayalı, karşılıklı bir dayanışma sonucu kurulmuş, içtimai onaylamayla
hayata geçirilmiş, tüm içtimai yasaklamaların kırılarak cinsel gereksinimlerin
ve sosyal ihtiyaçların karşılandığı müşterek bir ortaklık olup, hayatın
sürdürülebilirliği için gerekliliği vazgeçilemez önemli bir kurumdur.
İnsanın
hayatında, mutlu ve tatmine ulaşmış ilişkilerin kaynağının, uyumlu evlilik
olduğunu söyleyebiliriz. Ancak evli çiftlerin tümü, evlilikleri boyunca
kendilerini bazı çatışmaların içinde ister istemez bulmaktadırlar.
Mutluluk,
tatmin ve beklentilerin gerçekleşmesi sayesinde olup, evlilikte ise sadece
karşılıklı uyumla mümkündür. Mutlu ve tatmine ulaşmış evliliklerde önemli bir
role sahip olan evlilik uyumu, bireysel, durumsal ve ilişkisel birçok faktörden
etkilenmektedir. Evliliklerin uyum içinde olabilmesi içim beş temel konudan
bahsedilir. MAHREMİYET, BAĞLILIK, UYGUNLUK, İLETİŞİM VE DİNİ YAŞANTI.
Evliliklerde
Görülen Aldatma Problemi
Aldatma,
evli çiftlerde oldukça sık rastlanan bir problemdir. Aldatma, tek eşlilik- çok
eşlilik boyutundan farklı olarak, ilişkinin sürekliliği ile sadakat derecesinin
en zayıf olarak çıktığı durumdur. Evlilik
dışı yaşanan ilişkiler, yaygın olarak onaylanmamasına rağmen, birçok insan tek
eşli ilişkiler içinde değildir. Bazı insanların sürdürmeye çalıştıkları
öncelikli ilişkilerinin dışında, yaşadıkları cinsel ilişkileri de vardır. Fakat
aldatmayı, sadece cinsel ilişki düzeyine indirgemek ve tanımlamak yanlıştır.
Aldatmayı inceleyen araştırmalarda yaygın
düşünce, bu konuda pek çok cevaplanmamış soru olduğudur. Aldatma konusunda yapılan
çalışmaların ortak özelliğinde varılan sonuç, erkeklerin kadınlara oranla
evlilik dışı ilişki yaşama yüzdelerinin çok daha fazla olduğudur.
Aldatmanın
Nedenleri
Aldatma
durumunu pek çok faktöre bağladır. Bazıları,
Evlilik
dışı ilişkilerin duygusal-cinsel doğası;
Gizli
ya da görüş birliği içinde yaşanılan evlilik dışı ilişkiler;
Evlilik
dışı ilişkilerin nedenleri, sonuçları ve detayları;
Evlilik
dışı ilişkilerde kişisel sorumluluk ve bu tür ilişkilerin aldatılan tarafa
etkileri
Aldatmanın
erkeklerde ve kadınlarda ortaya çıkış nedenlerinin farklı olduğu görülmektedir.
Erkekler
niye aldatır?
İlişkilerinin
hayal ettikleri gibi gitmemesi,
Yenilik
arama,
Egolarını
tatmin etme,
Çevrelerinde
ciddi bir ilişki istemeyen kadınların varlığı,
Hissedecekleri
anlık tatmin duygusuna yenilme, intikam duygusu ile aldatmak.
Kadınlar
niye aldatır?
Kendine
güvenlerini arttırma isteği,
Duygusal
olarak ihmal edildiklerini düşünme,
Heyecan
arayışı,
Romantizm
ihtiyaçlarını karşılama isteği,
Eşlerinden
daha zengin ve statü sahibi biriyle beraber olmak arzusu,
Cinsel
tatminsizlik ve hiç bitmeyen ev işlerinin ve sorumlulukların yükünden kurtulma
isteği
Aldatmada tatminsizlik etkisi
Evlilik
dışı ilişki ile ilgili en yaygın kabul gören yüklemelerden biri, evliliklerdeki
mutsuzluk ve çatışmalardır. Çok eşlilik literatüründe dahi tatmin ve evlilik
dışı ilişki arasındaki bağlantı sıkça çalışılmış bir konu olmasına karşın,
yapılan çalışmalar evlilikteki tatminsizliğin ilişkiler üzerindeki etkisini, ne
tam olarak desteklemekte ne de reddetmektedir.
Evlendikten birkaç sene sonra ayrılmayı ya da
boşanmayı düşünen bireylerin bu düşünceleri, olasılıkla dışarıdan gelen etkiler
veya dış kaynakların oluşması ya da ilişkideki tatmin duygusunun azalması
sonucunda ortaya çıkmıştır. Tatminsizlik düzeyi arttıkça ilişkide beklentiler,
seçenekler ve sınırlılıklar önemli bir rol oynamaya başlamaktadır.
Kişilerarası ilişkiler, ödül-bedel mübadelesine dayanır. İnsanlar
fıtratı gereği, ödülü yüksek, bedeli düşük ilişkileri tercih ederler. Ödül
ve bedel arasındaki fark, pozitif olduğunda birey ilişkiyi sürdürme, negatif
olduğunda ilişkiyi değiştirme veya sonlandırma eğilimi gösterecektir. İlişkide
algılanan eşitlik de, kişilerin evlilik dışı ilişkiler yaşamasında
açıklayıcıdır. Burada fedakârlık unsuru unutulup menfaat kavramı araya girince
aldatma büyük ihtimalle hayat alanına dâhil olacaktır.
Bir
ilişkideki eşitsizlik, ilişki tatminsizliğinin artmasına neden olabilir. Bu
nedenle başka bir ilişki yaşanmasına sebep olur. Aslında başka bir ilişki
yaşamak, eşitsiz giden bir ilişkide bu durumu hisseden eşlerin eşitliği sağlama
çabasıdır. Kadın ya da erkek ilişkide eşitliği yakalamak için pek çok başarısız
teşebbüsten sonra ortamı terk etme ya da ilişkiyi bitirme aşamasında olabilir.
Bu nedenle kaybedeceği çok az şey vardır ve önündeki seçenekleri araştırarak
yeni kazanımlar elde edebilir. İlişkide eşitsizlik strese neden olur, bu
eşitsizliği gidermenin bir yolu gerçek değişiklikler yapmaktır.
İletişimin
Çatışmaya Dönüşü
Pek
çok alanda önemli bir yeri olan iletişim, bilgi üretme, aktarma ve
anlamlandırma sürecidir. Ailede ise eşlerin birbirinin farkına varması
sürecidir. Aldatma sürecinden çıkabilmek için iletişimin harekete geçirilmesi
gerekmektedir. Çünkü kişiler arası
anlaşmazlıkların kökeninde, genellikle iletişim bozuklukları yatar. İletişim
sağlıklı olmadıkça sürtüşme ve çatışmalar kaçınılmazdır. İletişim kaybolması
ile çatışma ortamı ortaya çıkar. Eşler arasında oluşan “haklı ve lider olma”
faktörü bunu ateşler. Bunu iki kategoriye indirgeyebiliriz.
Haklı
olmada, kendileriyle ilgili problemlerden ötürü çatışmaya girerler. Bu
çatışmasına taraf olan kişiler, aralarındaki iletiyle değil, birbirleriyle
uğraşmaktadırlar; birbirlerine kızmakta, küsmekte, birbirlerini dinlememekte ya
da birbirlerini yanlış anlamaktadırlar.
Lider
olmada ise kişiler kendilerinden çok, aralarındaki durumdan ötürü çatışmaya
girmektedirler. Bu çatışmalardan başka "Karma Çatışmalar" da vardır.
Bunlar aktif-önyargılı ve pasif-tümden reddetme sebebini eşlerin bile tahmin
etmedikleri çatışmalarıdır. İletişimde
en başta gelen sorun savunuculuktur. Savunucu durumda olan kişi, zihin gücünü
söz konusu edilen konudan çok, kendisini savunmaya harcar. Muhakkak zıtlık
vardır.
Evlilik
ve aile hakkında verdiğimiz bu bilgiler ışığında kaderi bazı hususları ilave de
edecek olursak, en önemli hususun Allah Teâlâ’nın yardımı olduğunu
söylemeliyiz. İnsanın rızık ve eceli içine alan hayatı konularında hikmet
babında şunlar söylenmektedir.
Fakir
iseniz evlenin, Allah Teâlâ zengin eder.
Gayr-ı
meşru hayat ömrü kısaltır.
Öleceğiniz
korkusu içiniz sardıysa hemen bir çocuk sahibi olun. Üçüncü bireyin kaderi
sizin kaderinizi değiştirsin.
Eşinizi
aldatıyor ve eşinizde size sadıksa muhakkak dünya işleriniz, bozulur. İşinizi
ve sosyal konumunuzu kaybedersiniz.
Gelecek
korkusunu yenmenin tek çaresi eşinizin size vereceği destektir. En önemlisi de
onun duasıdır.
Eğer
beddua alıyorsanız, muhakkak perişan bir ihtiyarlık hayatı ve gelecek ile
karşılaşacağınız bir kaderiniz ve kaderî (boşanma-ölüm, hapis) ayrılığınız
olacaktır.
Ailede
haklı olan ve olmayan durumunda bir eşitlik konumu baş gösterirse Allah Teâlâ
muhakkak yardım gönderir. Çünkü evlenmek Allah Teâlâ’nın emridir ve yapanlara
yardımını mecbur kılmıştır.
Bekâr
olanların birkaç örnek dışında maneviyatta fazla yükselmesi mümkün değildir.
Bunun sebebi tek kanatla uçan kuş yoktur.
Eşinin
azgın bir yönü varsa onu yok etmek isteyen sevgi ve sabır ile yok etmeye
çalışmalıdır.
Evlilik
bir emanet statüsündedir. Eğer ayrılır ve aldatırsa hiçbir şekilde bir daha
evlenemez. Emanete hıyanet edene Allah Teâlâ yardım etmez ve yalnız bırakır.
Dünyayı
isteyen evlensin.
Ahireti
isteyen evlensin.
İnsan
olmak isteyen evlensin.
Allah
Teâlâ’yı bulmak isteyen evlensin.
Evlenmek
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin sünnetidir. Onun yolundan giden ancak
cenneti bulacaktır.
Son
söz olarak insanın evlenmek ve evliliğini her ne şekilde olursa olsun yüz
kızartıcı bir durum olmadığı sürece devam ettirmek mecburiyetindedir.
Havva’sını Âdemden, Âdem’i Havva’sından ayırmak isteyen
yalnızca İblis ve taifesi olan şeytanlardır.
Rasûlüllah
sallallâhü aleyhi ve sellem de, aile birliğinin sürdürülmesinde bir etken
olarak şu olayı ibret için nakletmiştir.
“İblis arşını suyun üzerine kurar, sonra
çetelerini gönderir. Bunlardan rütbece en yakın (itibarı en büyük) olanı, fitnesi en büyük olanıdır. Biri gelip, şunu
şunu yaptım, der. İblis ise,
anlatılanları dinledikten sonra,
“hiç
bir şey yapmamışsın” karşılığını verir ve yapılanları küçümser. Sonra, bir başkası daha gelir ve
“eşiyle
aralarını açıncaya kadar peşlerini bırakmadım” diyerek, yaptıklarını anlatır. Bunun üzerine
İblis, onun makamını yükseltir ve
“sen
ne harikasın!” Diyerek becerisini kutlar.
Allah
Teâlâ’m sana sığınırız.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar