ÂŞIK PESENDİ - [Mardiros Kımpetyan] ZİLELİ CEYHUNİ (1847 - 1912)
Basmışuz
kadem Pesendi hürriyet meydanına
Kim
bu lutf-u Rabbani dir şükr ola ehsanına
Cismimüz
hak olsa elzemdir bu mülkin şanına
Kafir
olsun kim ki vermez canını vatanına
Âşık Pesendi
Âşık Pesendi
Asıl adı Mardiros Kımpetyan olan Âşık
Pesendi, 1864’de Sivas’ta doğdu. Küçükken babası Mikayel Kımpetyan’ın
yanında çalıştı. Genç yaşta şiir yazmaya başladı, daha sonra ilham almak ve
adak için Kayseri’deki Surp Garabet Manastırı’na gitti. Müzik gereci olarak
sazı kullandı.
1894’de Bayzar Kürkçiyan’la evlendikten
sonra İstanbul’a yerleşti. Sultan Abdülhamit’in huzurunda perde arkasında
şiirler okudu. Kel Hasan paşa, Sultan’ın kendisini öldürtmek niyetinde olduğunu
kulağına fısıldayarak yurtdışına gitmesini tavsiye etti. 1895-96 Ermeni
olayları sırasında Rusya’ya göç ederek Kerç, Batum, Erivan, Eçmiyazin ve
diğer şehirlerde ikamet etti. Buralarda fırıncılık yaparak ve kahve işleterek
geçimini sağladı. 1905’te Bulgaristan’a geçerek Varna ve Rusçuk şehirlerinde
kaldı.
İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra
Türkiye’ye dönerek 15 Kasım 1909’da Sivas’ta kendi yönetiminde saz şairlerinin
katılımıyla bir konser verdi. 1910’da İstanbul’a dönerek yeniden şairliğe
başladı ve geçimini saz çalarak sağladı.
Kusani Dağı (Ozanın Sazı) adlı Türkçe ve
Ermenice âşık tarzı şiirlerden oluşan divanı 1910’da İstanbul’da basıldı.
Divanda 45 Ermenice şiir yer almaktadır ki, bunların ikisi destandır. İkinci
bölümdeyse 27 Türkçe şiir vardır ki, bunların da ikisi destan türündedir. Pesendi,
başka Ermeni ve Türk âşıklarıyla birlikte Zileli Ceyhuni’nin öğrencisi
olmuştur.
-1- Koşma
Hal- i tereddütte kalma ey cahil,
Yürü bir damen-i paki ara bul,
İzzucah-i dehre aldanma gafil,
Bir sahib-himmeti ta ki ara bul.
Bir kün emri ile var oldu cihan,
Anlaşılmaz sırrın Hazret-i Süphan,
Bir katre menidir vücud-u insan,
Abı narı badı haki ara bul.
Gez alemde kalb-i salim sine saf,
Ketumü’l-lisan ol itme tehi laf,
Terk et kıyl u kişi çekil bi taraf,
Pesendi Hazret-i Hakkı ara bul.
-2- Koşma
Meşakkat rahına düş olan âşık,
Elbet leyli nehar ağlar hu çeker,
Pervane veş bağrı yanık olanlar,
Dü çeşminden kan yaş çağlar hu çeker.
Geleli dünyaya dil-şad olmadım,
Gezdim hayli dergah irşad olmadım,
Bir lahza mihnetden azad olmadım,
Kara bahtım kara bağlar hu çeker.
Düşeli bu aşka ey melek–sima,
Bir puldur indimde ziynet-i dünya,
Ah u vah ettikçe Pesendi edna,
Feryadından dağlar taşlar hu çeker.
Sofi tan eyleme tamburu sazı,
Anın her bir tellerinde ağaz var,
Var sor aşk ehline versin cevazı,
Gör anda ne gizli nasihat va’z var.
Vurdukça mızrabı, bastıkça parmak,
Her bir nağmeleri çağrışır Hak Hak,
Zahid pak et gönlün anlarsın mutlak,
Ehline aşk, na ehline mecaz var.
Her kim ki bu sırra agah Pesendi,
Tan etmez âşıkı her gah Pesendi,
Buyurmuş bu pendi Emrah Pesendi,
Ki nağme-yi sazda Hakka niyaz var.
Göreli hüsnünü ey melek sima,
Yanar cismim sönmez nare sevdiğim,
Geceler subha dek andelib-asa
Düşdüm böyle ah-u zare sevdiğim.
Cana can evini yarelendirdin,
Tığ vurub sinemi parelendirdin,
Zülfün gibi bahtım karelendirdin,
Seni kaşı gözü kare sevdiğim.
Cevr etme Pesend’e ey servi-kamet
Ne sebeb bizlerle etmezsin ülfet,
Mahvice ağyarla etdiğin sohbet,
Çıkar bir gün âşıkare sevdiğim.
Mülk-ü masivaya geleli bizler,
Kara giyip kara bağlar gezeriz,
Habi görmez oldu zerre veş gözler,
Yaş döküp haşredek ağlar gezeriz.
Âşık maşukundan kalınca hasret,
Dar olur başına dünya nihayet,
Biz kuh-i sahrada leyliye nisbet,
Mecnun teki nice dağlar gezeriz.
Pesendi ismimiz söylenir dilde,
Leyk biz bir zerreyiz beyne’l-akilde,
Bülbülüz arzumuz kalmadı gülde,
Ol sebebden viran bağlar gezeriz.
Tekebbür perdesin çak iden kamil,
Geçer sadr-ı aşka seyyarelenir,
Kalb-i âşıkana taş atan cahil,
Çarpılır bir taşa bin parelenir.
Merd geçin alemde, merd görün her dem,
Er olup kimseye eyleme sitem,
Rüstem-i Zal olsa alemde adem,
Yeni bir cihetle biçarelenir.
Pesendi seyreyle nedir bu cihan
Yatar hak-i zirde niçe kahraman,
Men aref sırrını bilmeyen insan,
Boş gezer alemi avarelenir.
Tekebbür perdesin çak eden kâmil
Geçer sadr-ı aşka seyyarelenir
Kalb-i âşıkane taş atan cahil
Çarpılır bir taşa bin parelenir
Mert geçin âlemde mert görün her dem
Er olup kimseye veyleme sitem
Rüstem-i Zal olsa âlemde adem
Yine bir cihetle biçarelenir
Pesendî seyr eyle nedir bu cihan
Yatır hak-i zirde nice kahraman
“Men aref” sırrını bilmeyen insan
Boş gezer âlemi avarelenir.
Zahid sen dem vurma ilm-i kübradan
Sanma biz ecvef u bigâneleriz
Gerçi haberdarız biz olma nadan
Ve lâkin zahira efsaneleriz
Sofi sen bilmezsin bu yolda ne var
Bu yâr meydanıdır gelemez âğyar
Çeşmi hakaretle eyleme nazar
Biz elst bezminden mestaneleriz
Pesendi gezmeyiz ağyar-ı aşkta
Biz merd-i ikrarız ikrar-ı aşkta
Bir güruh derdimend Pazar-ı aşkta
Zincir bent eylemez divaneleriz
Ey fitne cadû âh yine mi sözüne kandım
Yazık bana kim ben sana aldandım inandım
Vuslata dair ettiğin ikrarı unuttun
Gece subha dek ismini yâd eyleyüp andım
Sen bî-vefadan resmi vefa beklemek abes
Eyvah ne çare fitili aşkın ile yandım
Gayrı çekemem ey cefanı elverir artık
Billahi senin cevr ü siteminden usandım
Pesendi beni kıldı esir hasret-i sevda
Ben bu âlemi ah beyhude dolandım
**
Şaşdım bu âlemin revişlerine
Her biri bir halde bende bir hal yok
Tahayyürde kaldım gidişlerine
Kimi ejder kimisinde mecal yok
Asrın dostuğına olunmaz inam
Herkes nefsine dir maksadı meram
Ey dil akil isen hâsılı kelam
Doğru bil kim laubali bir kal yol
Meyl etme dünyanın her zinnetine
Ne varına aldan ne servetine
Kimse kibr itmesün şecahetine
Kim demiş ki her kemale zeval yok
Her kime ruh dedim atdı bir nokta
Tersine okudu etdi bir imla
Üç harf bir nokta ile gizli muamma
Bundan özge Pesendi‟yle süal yok
Kaynakça ; Sivil İnsiyatif Gurubu / Yaşar
Uçar /
|
http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=2911
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar