BİR GETİREN OLUR MU?
Yaşlandık bak.
Gözlerin eskisi kadar ışıldamıyor.
Yaşın geçmiş,
yaklaşıyorsun ölüme.
Ne yaptın?
sahi
bugün kendin için
ya da Allah rızası?
Susma
kalma.
neden bu susuşlar
zaman
ölüm çığlığı gibi içimi acıtıyor.
Bilmiyorum ki.
Henüz gençliğimin baharındayım sanıyordum.
Öyle mi?
Sende
bu söylediklerime inanmıyorsun değil mi?.
Baksana gözlerime azizim.
Söyle ne kadar kaldı ölüme?
Sen
biliyor musun ki.
Bilinmeze gidiyoruz işte.
Zaman, durduramıyoruz.
Irmak
gibi akıp giderken.
Yaşlanmak istemiyorum
o
zaman, ne olacak?
O da
bir meçhul?
Neler
neler
………….
söyler
oldum dilimden
dökülenlerde
ne kadar acıtıcı.
Söyle
bana en son
ne zaman çocuk oldun?
Benim
bisikletim bile olmadı.
Hiç uçurtma uçurtmadım ben.
Ekmek almaya sekiz yaşımda gittim.
Ben ve betonlar hayatı
içimde
çürüttüm.
Ve sen şimdi kalkmış neler söylüyorsun.
İstemiyorum
yaşlanmayalım olmaz mı?
Bir kez daha maviliğim solsun istemiyorum.
Hastalıklar
boy göstersin istemiyorum.
Ama.
Hep bir çıkmaz.
Belki bir sabah kalktığımda beş yaşında olur
muyum?
Belki
babam
bana sarılır.
Şimdi babam bana en son ne zaman sarıldı ki?
bilmiyorum
.
geriye götürseydi beni yıllar.
Ya
da dursaydı Zaman yerinde.
Ellerini yüzüne götürme ne olur.
dünden kalan tüm kötülükler
Ben ve masumiyetim
kalan çocukluğumu istiyor.
Bir getiren olur mu?
blngul
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar