CANKUŞU-YAŞAMINI YİTİRDİ
Hayâtın ikinci yüzü ölümdür. Eskiler ölümü uykunun kardeşi
olarak kabul etmişlerdi. İslâm’a göre ölüm, bir ot gibi çürüyüp gitmek, yok
olmak, yitmek-bitmek değildir. Ölüm, yeni bir dünyaya doğmaktır. Nitekim
Kur’an-ı Kerim’de buyruluyor ki:
“Her nefis, ölümü tadıcıdır. Sonra da ancak, Bize Allah’a
döndürülürsünüz”
İslâm ulularının eserlerinde, ölüm bir kadife yumuşaklığıyla
anlatılmıştır. Meselâ Hz. Mevlâna’ya göre “ölmek, şeb’i arus’tur, yâni
sevgiliyle buluşmak-kavuşmak gecesidir. Sevgililer sevgilisi de Allah’tır”.
Hz. Mevlâna’nın sandukası üzerine yazılan 9 beyitlik gazelinde
ölüm, tam bir İslâm inancıyla anlatılmıştır. Hz. Mevlâna diyor ki:
“Öldüğüm gün, benim tabutumu omuzlar üzerinde gördüğün
zaman, bende bu cihanın derdi var sanma!
Bana ağlama!
Yazık yazık, vah vah deme!
Şeytanın tuzağına düşersen, vah vahm sırası o zamandır.
Yazık yazık o zaman denir. Cenâzemi gördüğün zaman ayrılık
ayrılık deme.
Benim buluşmam, görüşmem o zamandır.
Beni mezara koyunca elvedâ, elvedâ deme.
Mezar, cennet topluluğunun perdesidir.
Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret.
Güneş’le Ay’a, batmadan ne zarar gelir ki?
Sana batma görünür ama, o doğmadır.
Mezar hapishane gibi görünür ama, canın hapisten
kurtuluşudur.
Yere hangi tohum ekildi de tekrar bitmedi?
Neden insan tohumuna gelince bitmeyecek zannına düşüyorsun?
Hangi kova kuyuya salındı da dolu olarak çıkmadı?”
Mevlevîler, kat’iyyen öldü, vefât etti, yitti gitti demezler.
“Hakk’a yürüdü” derler. Ne güzel, ne sıcak bir ifâde. “Hakk’a yürüdü”. Dünyada
doğumu ve ölümü, aynı zamanda bir Mevlevi şeyhi olan şâir Arif Nihat Asya
kadar, acaba kim yumuşak ve güzel anlatabilmiştir. Arif Nihat Asya bir mensur
şiirinde diyor ki:
“Bir yanağından öptüm söyle ey Dünya, öbür yanağından da
öpmek için, kaç günlük yol yürümeliyim?”
Mevlevî Arif Nihat Asya doğumu, dünyanın bir yanağından
Öpmek olarak kabul ediyor. Ona göre ölüm, Dünyanın öbür yanağını öpmektir. Ne
güzel, ne rahat, ne yumuşak bir söyleyiş.
Şimdi, zaman zaman alkışlarla kaldırılan cenazelerimiz için
radyolarımız, televizyonlarımız, gazetelerimiz “yaşamını yitirdi”
ifâdesini kullanıyorlar.“Yaşamını yitirdi” ne kadar çirkin, ne
kadar zavallı, ne kadar cin çarpmış bir sarsak cümle.
Dünkü zengin Türkçemizde, ölüm gerçeğini anlatan yüzden
fazla ifâde vardı. İşte onlardan bazıları. Bir kimse dünyasını değiştirince
ondan sadece “öldü” veya “yaşamını yitirdi” diye bahsedilmiyordu. Şu güzel, şu
zarif şu ince, şu pırıl pırıl kelimeler, deyimler kullanılıyordu. Meselâ şöyle
deniliyordu:
Can kuşunu uçurdu, Cennete kavuştu, Cennetlik oldu, Canını
kurban etti, Dünyasını değiştirdi, Dâr-ı bekaya irtihal etti, Ecel şerbetini
içti, Ebediyete göçtü, Gerçek hayata uyandı, Hak’ka yürüdü, Hak’ka kavuştu,
Kalıbını dinlendirdi, Kulağının dibi sarardı, Kuş gibi uçtu gitti, Merhum oldu,
Mevlâsma kavuştu, O dünyaya gitti, Ömrünü size bağışladı, Ölüm kapısını dövdü,
Ömür defteri kapandı, Rahmet-i Rahman’a kavuştu, Rahata erdi, Ruhunu teslim
etti, Şehit düştü, Sizlere ömür oldu, Topraktan geldi toprağa gitti, Ukbâya
irtihal eyledi, Yatağından kalkamadı, Yensiz gömlek giyindi, Vefât etti, Azrail
sinesine kondu, Bir varmış bir yokmuş oldu, Gor’a gitti. Ve daha niceleri, ve
daha niceleri…
Bir de istenmeyen, sevilmeyen kimselerin ölümlerini anlatan
deyimler, kelimeler var ki onları burada saymak istemiyorum. Geberdi, Zıbardı,
Nalları dikti, Gorbegor oldu, Tahtalı köye gitti… gibi
ifâdeler. Şu dünkü Türkçe’mizin zenginliğine, dünkü insanımızın inceliğine
dikkat buyurun. Bir de bugünkü basitliği, çirkinliği, kuruluğu, yavanlığı
düşünün.
Ne olmuş ne olmuş?
-Yaşamını yitirmiş!
-Haydi oradan zavallı adaml Yiten-biten bir şey yok yitirilmek
bitirilmek istenen Türkçemizin zenginliği ve güzelliğidir.
“Yaşamını yitirmiş”miş! Yitirilen, kaybedeline bir şeyi
bulmak ihtimali varolduğuna göre, ‘‘yaşamını yitirenlerin” yakınları,
yitirdikleri yaşamları arasınlar biraz. Şurada-burada bulabilirler (!) belki.
(sh:51-53)
Kaynak:
Yavuz Bülent BÂKİLER,
Sözün Doğrusu,
Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, 17.Baskı, 2011, İstanbul
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar