CİNLERE KARIŞMAK
Konu ile ilgili olarak Ebu Yusuf isimli bir cinin
havas ile uğraşan kişiye anlattıkları nasihati burada hatırlatmak uygundur.
“Şimdi söylediklerimi iyi dinle ve durum ne
olursa olsun asla aklından çıkarma. Cin dediğin varlıklar, yâni bizler,
nefislerine son derece düşkün varlıklarız. Tüm yaşamımız ona kölelikle
geçiyor. İçimizde gerçekten bazı şeyleri keşfetmiş olanlar hariç, hayatımız
küfür içinde geçiyor. Bizlerden size dost olmaz. Bizden fayda yerine ancak
zarar görürsün. Bizlere inanıp ona göre hareket etmek büyük bir gaflettir. Sana
doğru bilgi asla aktarmazlar. Her ne kadar iyi niyetlerle başlasan da, bir süre
sonra nefisleri ağır basmaya başlayacak ve seni kıskanıp, seni zor duruma
sokmaya çalışacaklardır ki, onu da yapıyorlar zaten. Müslüman olup Allah
Teâlâ’yı kabul edenlerle iletişimin bu minval üzere olur. Onlardan aldığın yardımlar kaşığın ucuyla
alıp sapıyla gözünü çıkarmak misali gibidir.
Doğru bilgi alabileceklerin de var tabi
aramızda. Ancak onların da temel amacı aranıza nifak sokup insanları birbirine
düşürmeye çalışmaktır. Buradan, sizlerden, onlarla iletişim kurmuş olan
kişilere, sizin dünyanıza göre mucize sayılabilecek birtakım özellikler ve
yetiler tanırlar. Ancak bunun bir karşılığı vardır. Seni kendilerine köle
ederler ve kendilerini Allah olarak görmelerini isterler. Hatta kendilerine
tapmanı isteyeceklerdir.
Bunun karşılığında da sana, herkesin açıkağızla
seni izleyeceği, toplumunuzca olağandışı görülen birtakım özellikler verilir.
Şeytana uşaklık eden bu varlıklarla beraber olduğunda tüm hayatın küfür
üzerinde geçer ve karşılığında dünya hayatını yüceltirler. Senin ukbadaki
hayatını rezil ettikleri gibi, sana gelip yardım isteyen insanların da hem bu
dünyasını hem de ahiretini mahvederler.
Sana verdikleri olağandışı bilgilerle
çevrendeki insanları sana mahkûm ederler. Herkes sana inanır ve inanmak
zorunda kalır. Sonuçta tüm toplum senin kulun olmuş olur. İnsanlar senin
karşında ezilip büzülürler. Bir evliya görmüşçesine kafalarını nereye
sokacaklarını şaşırırlar. Bu davranışları gizli bir şirktir aslında. Meydana
gelen olayların senin elinle geldiğini sanırlar ve böylece de Allah Teâlâ’ya
olan imanlarını kaybederler. Buna ek olarak söyledikleri doğrulara
ekleyecekleri yalanlarla sana inanan insanları bir çıkmazın içine sokarak,
bunalıma iterler. Bunun örnekleri sayılamayacak kadar çoktur. Bu konular
hakkında hocandan (nasihat ettiği kişinin hocası) kısmen de olsa bilgi
almıştın.
Sonuç olarak şu söylenebilir ki; bizim
dünyamızdaki varlıklardan sana dost olmaz. Bunu hiçbir zaman unutma. Onları
kullanabileceğin ya da yönetebileceğin gibi bir fikre sakın kapılma. Sana bu
hissi verseler de, hatta bunu doğrulayacak davranışlarda bulunsalar da itibar
etme. Onlar hiçbir zaman senin kontrolün altına girmezler. Hiçbir kimsenin
böyle bir yetkisi ve etkisi yoktur. Hocanız bile buna yeltenmemiştir. Çünkü
olmayacağını bilirdi. Ona çok yakın olmamıza ve hayatı boyunca ona yalan
söylememiş olmamıza karşın bizim sözlerimize salt doğru gözüyle bakmazdı.
Sözlerimizi aklıyla kıyaslardı ve öyle karar verirdi. En son danışacağı yer
kalbi olurdu. Senin bu düzeyde mânevî bir ruh halin yok. İnşallah Allah Teâlâ
kısmet ederse olur, olmasını temenni ederim fakat olmayacağını var sayarak
söylüyorum, bizlere itibar etme.
Şeytana kulluk eden, nefsinin kölesi
olmuşlarla birlikte olup onların sunduğu sahte cennetlere aldanma. Onların
sundukları sana çok hoş gelir. İnsanların, sendeki olağanüstü özellikleri görünce,
ortaya koydukları tapınma davranışları, gururunu okşayacaktır. Fakat unutma
ki, bu seni gerçekte mahvetmeye hazırlanmış bir melek görüntüsüdür. Elbisenin
dışından bir melek olduğunu sanırsın; soyunduğunda ise, bir şeytanla karşı
karşıya olduğunun farkına varırsın ancak iş işten geçmiş olur.
Bu nedenle de dünyaya tapma. Müslüman olmuş
olanlardan alabileceğin yardım da oldukça sınırlıdır. Hangi konuda olursa
olsun, sana verdikleri bilgileri aklınla test edip ikna olmadıkça, itibar etme
ve bunlara inanma. Onlardan, sana sundukları bilgileri ispat edecek kanıtlar
iste. Eğer mümkünse bu ispatı bizzat kendin, aklınla yapmaya çalış. Onları
hiçbir zaman övme, bu onların nefislerinin azmasına yol açacaktır. Allah
Teâlâ’ya dua et ve onlarla zaman zaman yalnız kaldığında, sohbet ederek, dinî
bilgilerini güçlendirmeye çalış.
Senin bilgilerin onlara kıyas edilemeyecek
ölçüde fazladır. Fakat sen bunun farkında değilsin. Onlara görebildiğin
hakikati ve doğruları anlatmaya çalış. Ancak bu şekilde hem kendini, hem de
onların kendilerini mahvetmesini engellemiş olursun.
İlimden asla uzaklaşma. İlimsiz bu yola
çıkanların son durağı şeytan olur; bu genel kaidedir. Bunun dışına çıkmak
mümkün değildir Cenâb-ı Hakk bir mucizeyle olaylara müdahale etmediği sürece.
İlmî akıl, olayların doğrusunu algılayabilmene yardımcı olacak en büyük
faktördür. İlmin yüksek olursa, onların da sana saygı duymasını sağlamış
olursun. Bu sayede hem kendini hem de onları kurtarmış olursun.
Bu işi yapmaya başladığın günlerden itibaren
çevrende birçok insan tanıyacaksın. Gördüklerinden dolayı belki işini bırakmak
isteyebileceğin zamanlar olacaktır. Yolunda, emin adımlarla ve aklın rehber
alarak hareket eder ve sapmamak için Allah Teâlâ’dan yardım istersen, bütün
pisliklerin içinde, temiz kalabilirsin. Aksi takdirde yok olursun.
Sana son olarak söyleyeceğim şeyler de
şunlardır: Diline hâkim ol ve çok konuşma. Saltanat heveslisi olma. Dünya için
çalış ama ona köle olma. Haram yeme ve bu dünyanın güzelliklerine sakın
kapılma. Dünya saltanatını seversen ileride göreceğin bazı insanlar gibi
şeytanın uşağı olursun. Aklının kabul etmediği bir şeyi hiç kimseye bildirme.
Hatta doğru olduğunu aklın kabul etse bile kendi içinde sakla.
Bu yol çok tehlikelidir. Sonuç itibariyle bu
sadece bir meslek değildir. Uğraştığın konu, imanın sınırlarını da kapsamaktadır.
Bu dünya için de ahiret için de son derece çetin bir sınavdan geçeceksin. Ya
başındayken bırak, ya da kendine mukayyet ol. Başka soracağın bir konu var
mı?” (TOPKARA, Cevat, Bir Gerçeğin İtirafı, İstanbul,2005, s.119–122)
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar