“DOST KAZANMA VE İNSANLARI ETKİLEME SANATI” İSİMLİ ESERDEN SEÇMELER
·
“Başkasının değişmesini mi istiyorsunuz? Bundan
daha iyi bir şey yoktur. Fakat önce kendinizi değiştirin. Bu sizin için daha
kolaydır.
·
Konfüçyüs der ki: "Kapınızı temizlemeden
komşunun damındaki karlardan şikâyet etmeyiniz."
·
"Terbiyesizlik yolunda yalnız kendinizi
geçebildiğinizi gördüm."
·
"Değersiz insanlar eleştirir ve şikâyet
eder."
·
Cariyle: "Büyük insan, küçüklere karşı
hareketleriyle büyüklüğünü gösterir" der.
·
Başkalarını eleştireceğimize onları anlamaya
çalışalım. Onların yaptıkları şeyleri ne için yaptıklarını araştıralım. Bu tarz
hareket insanlar arasında sempati ve hoşgörü meydana getirir. "Her şeyi
bilmek, her şeyi affetmektir."
·
Doktor Johnson'un söylediği gibi: "Allah
bile insanların hayatı son bulmadan, insanları yargılamıyor."
·
Yirminci yüzyılın ünlü ruhbilimcisi olan
Viyanalı Sigmund Freud sizin ve benim yaptığım her işin iki şeyden oluştuğunu
anlatır. "Biri cinsiyet sevgisi, diğeri büyük olma isteği!
·
Lincoln mektuplarının birisine şu sözle başlar:
"Her insan, iltifattan hoşlanır" çok doğru. Hepimiz samimî takdiri
özleriz. Samimî bir dil ile övülmekten hoşlanırız. Fakat bunlarla nadiren
karşılaşırız.
·
Schwab diyor ki:"En büyük özelliğim,
insanlara heyecan verebilmektir. İnsanın en önemli özelliklerini takdir ve
teşvik ile gelişir.” “Amirlerinin eleştirisi kadar insanların ihtiraslarını
öldüren bir şey yoktur. Ben kimseyi eleştirmedim. İnsana, çalışmak için hız
verilmesine inanıyorum. Onun için başkalarını övmeye bayılırım. Başkalarında kusur
bulmaktan çekinirim. Bir şeyi beğendiğim zaman takdirimi belirtmekten zevk
alırım."
·
Schwab'ın yaptığı bundan ibaret! Fakat insanlar
ne yapıyorlar? Bunun tam zıddını değil mi? Bir şeyi beğenmeyince eleştirirler.
Beğenirlerse seslerini çıkarmazlar. Schwab diyor ki:"Hayatla olan ilgim
dolayısıyla dünyanın değişik yerlerinde birçok insanla karşılaştım. Ve bunların
birçoğu önemli mevkilerde bulunan insanlardı. Bu insanlar yüksek mevkide olmalarına
rağmen takdir edildikleri zaman daha gayretli bir şekilde iş yapmayan bir
insana rastlamadım.”
·
“Hepimiz çocuklarımızla, arkadaşlarımızla ve
memurlarımızla birlikte bulunuyoruz. Ama onlara hiç övünme payı vermiyoruz.”
·
Meselâ oğlunuzun sigara içmesini
istemiyorsanız, ona nasihat ederek işe başlamayınız, ona kendi isteğinizi
yüklemek istediğinizi göstermeyiniz. Mesela onun ilgilendiği bir sporla söze
başlayarak sigara içen insanların bu sporda başarısızlığa uğradıklarını
anlatınız. Fakat bu kuralı sadece çocuklarınızla meşgul olduğunuzda değil
hayatın her aşamasında hatırlarsanız çok iyi olur. Mesela Emerson ile oğlu
buzağılarını ahıra koymak istemişler, [U]onlar da herkes gibi yalnız kendi
isteklerini düşünmüşler.
·
Emerson buzağıyı çekiyor, oğlu da itiyordu.
Buzağı ise çayırı bırakıp gitmek istemediği için direniyordu. Fakat evin
hizmetçisi durumu hemen anladı. Gerçi hizmetçi, Emerson gibi kitaplar, makaleler
yazamıyordu. Ama hayvancılığı ondan daha iyi biliyordu. Hizmetçi buzağının ne
istediğini düşünmüş, onu önce okşamış, sonra parmağını bir meme gibi ağzına
vermiş, emzirerek yavaş yavaş ahıra götürmüştür.
·
Siz de bir gün birisine bir şey yaptırmak
isteyeceksiniz. Ama bunu istemeden önce bir an durup düşünün ve kendi kendinize
sorun:“Bu insanın bu işi yapmayı istemesini nasıl sağlayabilirim?"
·
Henry Ford dedi ki; "Başarının tek sırrı
karşınızdakinin görüş açısını kavramak ve olayları onun gözüyle
görebilmektir."
·
“Karşınızdakinin isteklerini anlatmaktansa
kendi isteklerinizden bahsetmek daha kolaydır..”.
·
Kendi kendinize daima şunu deyiniz
"insanlar tarafından sevilen bir insan olabilmem ve kazancımı
arttırabilmem için, insanları yönetmeyi öğrenmeliyim".
·
"Birisine bir şey öğretmek isterseniz asla
öğrenmez." Shaw haklıdır. Öğrenme insanın içinde doğacak bir faaliyettir.
İnsanlar bir işi yaparak öğrenirler. Siz de bu kitaptaki prensiplere hakim
olmak istiyorsanız, her fırsattan faydalanarak onları uygulamalısınız. Bunu
yapmazsanız unutursunuz. Çünkü ancak kullanılan bilgi, insanın kafasına
yerleşir.
·
Bu kurallara uymadığınız zaman kendinize bir
cezası veriniz. Meselâ karınıza veya iş arkadaşınıza kurallara uymadığınız
zaman l lira verin. Bu şekilde bu kuralları benimsemeyi canlı bir oyun haline
getirin.
·
Bu gece ölseniz cenazenize kaç kişi gelir?
·
Siz insanlarla ilgilenmezseniz insanlar sizinle
niçin ilgilensin? Biz başkaları üzerinde iyi bir izlenim bırakarak onların
bizimle ilgilenmelerini beklersek hiçbir zaman hakikî, samimi dost sahibi olamayız.
Hakikî dostlar beklemekle kazanılmazlar.
·
Romalı Şair Publilius Syrus: "Başkaları
bizimle ilgilenirse biz de onlarla ilgileniriz" demiştir.
·
Shakespeare: "Hiçbir şey iyi veya kötü
değildir, bir şeyi iyi veya kötü yapan düşüncedir" demişti.
·
Gülümsemenin hiç masrafı yoktur ve insana
birçok şey kazandırabilir. Bir saniyede meydana gelir ve hafızalarda uzun süre
yaşayabilir.
·
Gülümseme parayla satın veya ödünç alınamaz.
Ama öyle bir şeydir ki kullanılmazsa kimseye fayda sağlamaz. Hızla bir yere
yetişmek için giderken birisi size tebessüm edemeyecek kadar yorgunsa ona
tebessüm ediniz. Çünkü gülümsemeye en çok muhtaç olan kişi, başkalarına verecek
tebessümü olmayan kimsedir.
·
Birçok kimse vardır ki isimleri hafızalarında
tutmaktan veya böyle bir zahmete katlanma gereği görmediklerinden dolayı isim
ezberlemezler ve bunu haklı göstermek için de fazla meşgul olduklarını
söylerler.
·
Bunlar unutuyorlar ki kendileri Cumhurbaşkanı
Franklin Roosevelt kadar meşgul olamazlar, halbuki Roosevelt şoförlerinin bile
isimlerini öğrenmeye vakit bulmaktadır.Franklin Roosevelt biliyordu ki
insanları kendisine bağlamak ve onların iyi niyetlerini kazanmak için en önemli
çare onların isimlerini hatırlamak ve onları pohpohlamaktır. Halbuki bunu
aramızda kaç kişi yapar?... Çoğu zaman bir yabancı ile tanıştırıldığımız zaman
daha ona veda etmeden onun ismini unuturuz. İsim hatırlama kabiliyeti
politikada olduğu kadar iş hayatında ve sosyal ilişkilerde de önemlidir.
·
Başkalarının ilgilendikleri şeyleri öğreniniz
ve kendilerine onlardan bahsediniz.
·
Takdir işine nereden başlamalıyız? Tabii ki
evimizden. Çünkü her yerden çok bunu tatbik etmemiz gereken yer evimizdir.
Karınızın mutlaka özelikleri vardır. Olmasaydı onunla evlenmezdiniz. Fakat onun
bu özelliklerini kaç kere takdir ettiniz. Ömrünüzün kalanını huzur içinde
geçirmeyi istiyorsanız, karınızın pişirdiği et, kızarttığı ekmek kömüre benzese
bile şikayet etmeyiniz. Sadece onun hünerini göstermek imkânını bulamadığını
söyleyiniz. Bunun sonucunda onun çok fedakârlık yaptığını göreceksiniz. Fakat
bu harekete aniden başlamayınız. Yoksa karınızı şüpheye düşürürsünüz. Karınıza
bir demet çiçek veya bir kutu şeker götürün. Bunları okuyunca: "Gerçekten
bunları yapmak gerekir." deyip geçmeyin, yapın. Bunu yaparsanız, evinizde
mutlu olursunuz. Her aile bunu yapmış olsaydı bugün birçok yuva yıkılmamış
olacaktı. Kendinizi bir kadına aşık etmek ister misiniz? Bu sırrı size açıklıyorum.
Çünkü bunu size iyilik olsun diye anlatıyorum. Zaten bunlar benim fikrim değil
Dorothy Dix'ten duyduklarımı anlatıyorum. Bayan bir yazar 23 kadınla evlenip bu
kadınların kalplerini ve bankadaki paralarını elde etmeyi bilen birisiyle
konuşmuştu. (Bu görüşme sırasında adam hapishanede bulunuyordu) Bayan yazar, bu
adama kendisini bu kadar kadına nasıl sevdirebildiğini ve paralarını nasıl elde
ettiğini sormuş, O da: "Yapılacak şey kadına hep kendisinden bahsetmektir."
demişti.
·
Aynı teknik, erkekler için de geçerlidir. Disraeli
diyor ki: "Bir adama kendisinden bahsediniz. Sizi saatlerce dinler."
·
“Tartışmadan kurtulmanın en kolay yolu
tartışmadan çekilmektir.”
·
halde "şunu ispat edeceğim" diye söze
başlamak doğru değildir. Çünkü bunun manası: "Ben sizden daha akıllıyım.
Birkaç sözle sizin düşüncelerinizi değiştireceğim." demektir.
·
İnsanların düşüncesini değiştirmek çok zor bir
istir. Bunu neden daha da zorlaştırasınız ve kendinizi riske atasınız. Şayet
bir şeyi ispatlamak istiyorsanız, bunu kimseye hissettirmeden yapınız. Bir şey
öğretmiyormuş gibi davranmayın. Bilinmeyen bir şeyi, unutulmuş bir şeyi
hatırlatıyormuş gibi anlatın.
·
Sokrat öğrencilerine defalarca şu sözü
söylemişti: "Bildiğim tek şey var. O da hiçbir şey bilmediğim."
·
Şayet birisi size yanlış düşündüğünüzü söylerse,
siz kendi düşüncelerinizin yanlış olduğunu bilseniz dahi bunu kabul etmek
istemezsiniz. En iyisi söze şöyle başlayın: "Benim düşüncelerim daha
farklı. Belki yanılıyorum. Çoğu kez de yanılırım O zaman meseleyi bir kere
beraber inceleyelim, eğer yanılıyor sanı, yanlışımı düzeltmiş olurum." Bu
türlü sözler insanı hemen etkiler: "Belki yanılıyorum. Çoğu kez de
yanılırım O zaman meseleyi beraber inceleyelim " İşte bu türlü sözler
tartışmaya yol açmaz.
·
Franklin diyor ki:"Başkalarının bana
uymayan düşüncelerine tahammül etmeye ve onların düşüncelerini ileri
sürmelerine kendimi alıştırdım. Hatta "Şüphe yok ki" "Muhakkak
ki" gibi kelimeleri kullanmamaya başladım. Onların yerine
"zannederim" "aklımda kaldığı kadarıyla" "tahmin
ettiğime göre" 'gibi kelimeleri kullanmaya başladım. Başkası düşüncesini
ileri sürdüğünde ve ben bu düşünceyi yanlış gördüğüm zaman tartışmaya girmemeye
çalıştım. Bu hareketten faydalanıyorum. Bu sayede herkesle rahat rahat
konuşabilmeye başladığımı gördüm. Bu sayede sözlerime kimse itiraz etmeden
kabul ediyor. Bu sayede başkalarının yanlışlarını düzeltme imkânını buluyorum.
"En sonunda bu yeni harekete tamamıyla alıştım ve bu yüzden düşüncelerim,
toplum arasında büyük bir önem kazandı.” Yeni şirketler kuruyor ve eski
şirketlerimi de yeniliyordum. Önceleri kelime bulmakta tereddüde düşüyordum.
Ama tanınmış birisi olduğumdan düşüncelerim kabul görüyordu.
·
Bundan 20 yüzyıl önce gelen Hz. İsa:
"Seninle aynı düşüncede olmayan kişiyle hemen uzlaş" demişti. Yani
müşterinizle, kocanızla atışmayınız. Kendisine yanlış düşündüğünü söyleyip
sinirlendirmeyiniz. Fakat biraz siyaset yapın. Milattan 220 sene önce Eski
Mısır Firavunlarından Akhtoi bugün de geçerli olan bir nasihati oğluna vermişti
ve 4000 sene önce bir akşam oğluna "Politik davran. Başarılı olursun"
demişti. Eğer insanların sizin gibi düşünmesini istiyorsanız. Başkalarının
düşüncelerine saygı gösteriniz ve kimseye yanlış düşündüğünü söylemeyiniz.
·
Şu atasözünü unutmamalısınız: Kavgayla hiçbir
zaman bir şey elde edemezsiniz. Ama karşınızdakinin hakkını vermekle
beklediğinizden fazlasına nail olursunuz."
·
İnsanları kazanmak ve onların sizin
düşündüğünüz gibi düşünmesini istiyorsanız “Eğer yanlış yapmışsanız, bu
yanlışınızı hemen kabul ediniz.”
·
Çocuklarına kızan babalar, memurlarını
azarlayan patronlar bu hareketler karşısında kimsenin düşüncelerini
değiştirebildiler mi? Ama dostluk ve nezaket her şeyi başarır ve yapar.
· Lincoln,
bütün bunları yüz sene önce söylemiştir: "Bir damla bal, bir varil
ziftin toplayamayacağı kadar çok sinek toplar."
·
Meşhur Filozof Sokrat akıllı bir insandı.
Tarihte ancak birkaç kişinin başarabildiği bir şeyi yaptı, insanın düşünce
tarzını değiştirdi. Ölümü üzerinden 23 yüzyıl geçmesine rağmen bugün hala hatırlanmaktadır.
·
Bunu nasıl başarmıştı? Herkese yanlış
düşündüğünü söyleyerek mi? Asla! Sokrat bunu yapmayacak kadar iradeli bir
insandı. Bugün Sokrat metodu diye bildiğimiz, bütün tekniği "evet"
cevabıyla karşılaşmaktan ibaretti. Sokrat karşısındakilere ancak olumlu cevap
verebilecekleri sorular sorar ve bir sürü "evet" ten oluşan cevapla
düşüncelerini kabul ettirirdi. ' O zaman birisine yanıldığını söylemekten
kaçının. Sokrat gibi "evet" le karşılaşacak sorular sormaya çalışın.
·
Çinlilerin ünlü bir atasözü vardır:
"Yumuşak davranan başarılı olur"
·
Siz de başkalarını kazanmak ve düşündüğünüz
gibi düşünmelerini sağlamak istiyorsanız, Karşınızdakinin evet kelimesini
kullanmasını sağlayın.
·
Karşınızdakinin konuşmasına fırsat verin.
·
Harvvard'da Profesör olarak çalışan Donham
diyor ki: "Bir insanla konuşmaya başlayacağım zaman kendisine ne
söyleyeceğimi düşünmeyip ne cevap alacağımı tasarlamamaktansa yanına gitmemeyi
tercih ederim."
·
Eğer başkalarının düşüncelerini kavramayı, her
meseleye başkası gibi bakmayı öğrenirseniz bu sizin için çok büyük bir
başarıdır. O zaman kimseyi kırmadan düşüncesini değiştirmek isterseniz : Olaya
samimiyetle yaklaşın ve olaya karşınızdakinin penceresinden bakmaya çalışınız.
·
Konuşmaya hep şöyle başlayın: - Sizi bu
düşüncelerinizden dolayı suçlamıyorum. Sizin yerinizde olsaydım ben de sizin
gibi düşünürdüm?
·
İnsanların hassas duygularına hitap ediniz.
·
Fikirlerinizi canlı bir şekilde ortaya koyunuz.
·
Hayatta başarılı olan her insanın en sevdiği
şey; başaracağı iştir. Çünkü bu başarıda kendisini ifade eder ve bu sayede
değerini, üstünlüğünü gösterir. İşte bu yüzden, bir oturuşta bir kilo dondurma
yemek, elli bardak su içme gibi manasız yarışmalar buradan gelir. Üstün gelmek,
değerim göstermek, insanların en önemli isteğidir.
·
halde insanları kendi özelliklerini ortaya
çıkarmaları için cesaretlendiriniz.
İNSANLARI SİZİN
GİBİ DÜŞÜNMELERİNİ SAĞLAMANIN ON İKİ YOLU
1- Tartışmamak en
büyük tartışmayı kazanmaktır.
2- Başkalarının
düşüncelerine saygı gösteriniz. Ve kimseye yanıldığını söylemeyiniz.
3- Yanlışınızı
gecikmeden kabul ediniz.
4-
Konuşmalarınıza dostça başlayınız.
5-
Karşınızdakinin size evet diye karşılık vermesini sağlayınız,
6-
Karşınızdakinin çok konuşmasını sağlayınız.
7- Düşüncenizin
başkası tarafından benimsenmemesini kabul ediniz.
8- Meseleye
başkasının gözüyle bakmaya çalışınız.
9-
Karşınızdakinin düşüncelerine sempati gösteriniz.
10- Asil
duygulara hitap ediniz.
11-
Düşüncelerinizi örneklerle ortaya koyunuz.
12- İnsanları
özelliklerini ortaya çıkarabilecekleri şekilde teşvik ediniz.
İNSANLARI ÜZMEDEN
DEĞİŞTİRMENİN DOKUZ KURALI
1- İnsanları
övmekle ve samimi bir takdirle işe başlayınız!
2- Karşınızdakine
yanlışını dolaylı olarak anlatın.
3- Karşınızdakini
eleştirmeden önce kendi hatalarınızdan bahsedin.
4- Emir vermek
yerine sorular sorun.
5-
Karşınızdakinin gururunu koruması için ona yardımcı olun.
6- Küçük de olsa
gösterilen bir başarıyı samimi bir şekilde övün.
7- İnsanlara
muhtaç oldukları kıymeti verin.
8- Teşvik edin ve
yanlışların kolayca düzeltilebileceğini gösterin.
9- Yaptıracağınız
işleri sevdirerek yaptırınız!
EVLİLİK
HAYATINIZDA MUTLU OLMAK İÇİN YEDİ KURAL
1 - Üzüntü ve
dırdırlara meydan vermeyiniz
2- Eşinizi olduğu
gibi kabul edin.
3- Eleştirmeyin.
4- Samimi
takdirlerde bulunun.
5- Küçük ilgilere
dikkat ediniz.
6- Karınıza karşı
saygılı olun
7- Evliliğin
cinsel yönünü anlatan kitaplar okuyunuz
EĞER ADAM OLMAK İSTİYORSAN
Eğer, bütün
etrafındakiler şaşırıp kabahati sana attıkları zaman, sen akıl ve soğukkanlılığını
muhafaza edebilirsen;
Eğer, sana kimse
inanmazken bile, sen kendine güvenir ve onların inanmadıklarını bile hoş görebilirsen;
Eğer,
bekleyebilir ve beklemekten yorulmazsan;
Yahut iftiraya
uğrar da, sen iftira ile mukabelede (karşılıkta) bulunmazsan;
Yahut düşmanlığa
tahammül eder ve sen de garazkâr olmazsan ve yine de fazla iyi görünmeye
çalışmaz ve şikâyet edip konuşmazsan;
Eğer, hayal
edebilir ve gayelerini yalnız düşüncede bırakmamaya çalışırsan;
Eğer, felaketle
saadeti bir tutabilir, bu iki hilekârı aynı şekilde karşılayabilirsen;
Eğer, gerçek olan
sözlerin, ahmakları aldatmak için alçaklar tarafından değiştirildiği duyar da
katlanabilirsen;
Yahut, bütün
ömrünü uğruna harcadığın şeylerin yıkıldığını görür de hemen koşup yorgun argın
ellerinle onu tekrar yapabilirsen;
Eğer, bütün
varını bir yığın yapıp da gereğinde onu tek bir gaye uğruna kurban edebilir ve
zararın hakkında hiçbir söz etmeden tekrar ve yeniden başlayabilirsen;
Eğer, dermanı
çoktan tükenmiş olan kalp ve sinirlerine bir emirle yeniden güç verebilirsen;
Ve sana karşı koy
diyen iradenden başka hiçbir şeyin kalmadığı zaman ayakta kalabilirsen;
Eğer, ayak takımı
ile görüşebilir ve yine de faziletini koruyabilirsen;
Yahut krallarla
dolaştığın halde, gururlanıp benliğini kaybetmezsen;
Eğer, ne düşmanların
ve ne de seven dostlarının sözü seni incitmezse;
Eğer, her şeye
önem verir, fakat kimseye olduğundan fazla değer vermezsen;
Eğer, her
dakikanın 60 saniyesini değerince kullanabilirsen;
İşte o zaman
dünya da, içindeki her şey de senin olur ve hatta daha da fazlası ADAM OLURSUN
oğlum.
Rudyar Kipling 1907 Yılı Nobel Edebiyat Ödülü Sahibi
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar