Print Friendly and PDF

HUMORLUK



Çapkının biri kilisede günah çıkartıyordu. Peder sordu: “Suçlarını anlat. Ne kötülükler yaptın?”
“Tanrının ‘zina yapmayacaksın’ emrine karşı koydum.”
“Kaç kere?”
Adam ezildi, büzüldü:
“Muhterem Peder! Ben buraya günahkâr olduğumu itirafa geldim. Övünmeye gelmedim ki!”
**
Bektaşi durmuş, öylece bir kenarda oturmuş. Bir kalantor adam Bektaşi’nin yanma gelmiş ve, “Ne böyle oturup duruyorsun kardeşim, çalışsana!” demiş. Bektaşi, “Ne olacak çalışınca?” diye sormuş.
Adam: Para kazanacaksın.
Bektaşi: Sonra?
Adam: Zengin olacaksın.
Bektaşi: Sonra?
Adam: Daha zengin olacaksın.
Bektaşi: Sonra?
Adam: Çok çok zengin olacaksın.
Bektaşi: Sonra?
Adam: “Sonra, HİÇ” demiş.
Bektaşi: “Ben zaten, şimdiden HİÇİM” demiş.
**
Tanrıya tek bir soru sorma şansım olsa,
Tanrım, seni görmek istiyorum!
Görebilir miyim?” derdim.
Neden?
Özledim, görmek istiyorum!
**
POLI: Çok
TİKA: Yüz
POLİTİKA: Çok yüzlü demektir.
Ama bizde, çok yüzsüz olanları da bulunur.
**
İdam edilmeden önce karısı Xanthippe:
-          Seni suçsuz yere öldürüyorlar, der.
Sokrates de:
-          Suçlu yere öldürselerdi daha mı iyiydi? der.
**
Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington’un en önemli binası, Beyaz Saray’ın en önemli yeri, Başkan’ın odası.
Ve Başkan’ın odasındaki balkonun kenarına dizili saksıların üstünde bir yazı:
“Çiçekleri sulamayın! (Mikrofonlar paslanıyor.)
İmza: CIA”
**
Herkes senin yok olduğunu sandı
Biliyor musun var olduğun andı
Kaynak: YOK OLACAKKEN VAR OLMAK-Müjdat Gezen’le Düşünsel Bir Yolculuk,Ahmet Çağan- Mehmet Çağan, 1 - 2. Basım : Şubat 2010, İstanbul

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar