Print Friendly and PDF

İbrâhim-i Dessûkî (Kaddasallahu Sırrehu)'nun Salâvâtı

Bunlarada Bakarsınız


اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى الذَّاتِ الْمُحَمَّدِيَّةِ. اللَّطِيفَةَ الأَحَدِيَّةِ.
شَمْسِ سَمَاءِ الأَسْرَارِ. وَمَظْهَرِ الأَنْوَارِ. وَمَرْكَزِ مَدَارِ الْجَلاَلِ.
وَقُطْبِ فَلَكِ الْجَمَالِ. اللَّهُمَّ بِسِرِّهِ لَدِيْكَ. وَبِسَيِرِهِ إِلِيْكَ.
آمِنْ خَوْفِي وِأَقِلْ عَثْرَتِي وأَذْهِبْ حُزِنِي وَحِرْصِي وَكُنْ لِي وَخُذْنِي إِلَيْكَ مِنِّي.
وَارْزُقِنِي الْفَنَاءَ عَنِّ. وَلاَ تَجْعَلْنِي مَفْتُوناً بِنَفْسِي. مَحْجُوباً بِحِسِّي.
وَاكْشِفْ لِي عَنْ كَلِّ سِرٍّ مَكْتُومٍ.
يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ.

İbrâhim-İ Dessûkî kaddese’llâhü sırrahu’l azizin salavât-ı için evliyâullah, “Bu salâvâtın faziletini Allah Teâlâ bilir.” demişlerdir.

Allahümme salli ve sellim alezzâtîl Muhammedîyyetil latîfetil ehadiyyeti
 Şemsi semâil esrâri
 Ve mazharil envâri
 Ve merkezi medâril celâlî Ve kutbi felekil cemâlî
*                   Allahümme bisirrihi ledeyke
*                   Ve bi seyrihi ileyke âmin havfî ve âkil asreti vezheb hüznî ve hırsî
*                   Ve kün lî ve hûznî ileyke minnî
*                   Verzuknîl fenâe annî
*                    Vellâ tec'alnî meftunen bi nefsî 
*                   Mahcûben bi hissî
*                   Vekşif lî an küllü sirrin mektûmin
*                   Yâ Hayyü Yâ Kayyûm!

       

"ALLAH'ım! Sırlar Semasının güneşi, nûrların mazharı,
Celâl Dâiresinin merkezi (dönüm noktası: akdes noktası),
Cemâl Feleğinin (yörüngesinin) kutbu (devrânda devreden cismin cihân çarkının aksı) olan;
Ahadiyyet (her hususta mutlak teklik) lâtifetinin (Ahadiyyetten Ahmedîyyete lütûf edilen incelik ve hakikatlerin) tecellîgâhı (ilk zuhûr yeri, çoğalma ocağı olan) Zât-ı Muhammedîyyete salât-ü-selâm eyle!
ALLAH'ım!
O'nun Senin yanındaki sırrı(teslimiyet) ve Sana olan (istikamet) seyrinin hakkı için; korkumu gider emin kıl (emniyette eyle), (imkanla imtihan seyr-ü-sülûkümde, teslimiyet ve istikamet tevhidinde) ayak kaymalarımı (yolda sürçmelerimi, takılıp düşmelerimi yoldan geri kalmalarımı) azalt, hüznümü (üzüntümü, kederimi) ve hırsımı (dünyaya tamahkarlığımı) gider (bertaraf et), benden yana (lehime) ol; beni, benden Kendine (Sana) al (çek), beni benden fenâ ile rızıklandır (benlik hastalığımdan kurtar, benliğimin yok olmasına izin, inâyet ve hidâyet eyle, nefs perestlikten âzâd et!). Beni nefsime meftun kılma (nefsimin fitnesine düşürme, nefsimin hevâ ve hevesiyle sihirletme, nefsime tüm gönlümü verip ona vurulan, düşkün ve âşık olan kılma!). Âfâkı (dış dünyayı) tanıdığım hislerimi (enfüsümü ve özümü tanıdığım duygularımı) bana (şühûdî tevhid tekemmülüme) hicâb (perde, engel, yol kesici, çeldirici) etme! Bana her türlü, tüm gizli (saklı) sırları aç(ifrat ve tefritten koru, i'tidal üzere ve hazımlı kıl, şaşırtma-taşırtma!) YÂ HAYYU YÂ KAYYÛM (celle celâluhu)!"[1]



[1] Kaynak: http://www.muhammedinur.com/index.php; Gülistan Dergisi Eylül 2009-105. Sayı

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar