KAPALI BİR TOPLUM YAŞAYABİLİR Mİ?
“Ortodoks Yahudiler İsrail devletinin
devamlılığını sağlamak için aile başına ortalama 6 çocuk yapsalar da,
istatistikler 2025’de İsrailli Arapların sayılarının Yahudileri geçeceğini
gösteriyor. Yani istatistikler doğru çıkarsa, Yahudi İsrailliler azınlık
konumuna düşecek ve 2025 de yapılacak bir Knesset oturumunda çoğunluğu Arap
milletvekilleri İsrail Devletinin, "Yahudi devleti" olduğu şerhini
Anayasa'dan çıkarabilecek. Amerika Dışişleri Bakanlığı verilerine göre,
İsrail’in kontrolündeki topraklarda yaşayan Arap ve Filistinli nüfusu 5 milyon
300 bini aşıyor. Yahudilerin nüfusu ise 5 milyon 200 bin civarlarında... Ülkede
yaşayan Filistinli ve İsrail vatandaşı Arapların nüfus artış hızı
Yahudilerinkine oranla 3 kat fazla. İsrail’e Yahudi göçüyse 2000 yılında, yılda
200 bin iken, üç yıl sonra yılda 40 bine düşmüş. Nüfus artış hızının önümüzdeki
yıllarda değişmesi de beklenmiyor. Orta ve Doğu Avrupa kökenli Yahudiler Aşkenaz;
Akdeniz ve Ortadoğu Yahudileri ise Sefarad veya Sefardim olarak biliniyor.”
İSRAİL, AZINLIK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI
KARŞIYA
İsrail'in oldukça olaylı geçen
Gazze'den çekilmesinin altında önemli bir neden yatıyordu. O da, azınlıkta
olması yönündeki endişelerdi. İsrail’in önümüzdeki yıllardaki en büyük
korkularından birini, Yahudilerin nüfus çoğunluğunu Araplar lehine
kaybetmeleri oluşturuyor. Bazı bölgelerde Yahudilerin çoğunluğu kaybettiği
bile söyleniyor. Bu durum gerçekleşirse, İsrail, vatandaşlarının kimliklerini
din yerine dil, kültür ve bölgesellik gibi unsurların belirlediği bir devlet
haline gelecek.
Siyonizmin ve doğal olarak,
İsrail’in temel taşlarından birini, Yahudilerin kendi devletlerini kurması
oluşturur. İsrail’deki Yahudilerin azınlık duruma düşmesiyse, bu ülkenin bir “Yahudi
Devleti” olma özelliğini yitirmesine yol açacağı endişelerini de birlikte getiriyor.
Birçok uzman, İsrail’in 1967 yılındaki Altı Gün Savaşı’nda ele geçirdiği Batı
Şeria ve Gazze’yle birlikte, bu bölgelerde yaşayan Filistinli nüfusu da ilhak
ettiği görüşünde... O dönem işgal edilmiş topraklarda yaşayan Filistinli
nüfusu 1 milyondu. Ancak o zamandan bu yana bu bölgelerde yaşayan
Filistinlilerin nüfusu dört kattan fazla artış gösterdi. Aynı dönem içinde
İsrailli Yahudilerin nüfusu ancak iki kat arttı.
Amerika Dışişleri Bakanlığı
verilerine göre, İsrail’in kontrolündeki topraklarda yaşayan Arap ve Filistinli
nüfusu 5 milyon 300 bini aşıyor. Yahudilerin nüfusu ise 5 milyon 200 bin civarlarında...
Ülkede yaşayan Filistinli ve İsrail vatandaşı Arapların nüfus artış hızı
Yahudilerinkine oranla 3 kat fazla. İsrail’e Yahudi göçüyse 2000 yılında, yılda
200 bin iken, üç yıl sonra yılda 40 bine düşmüş. Nüfus artış hızının önümüzdeki
yıllarda değişmesi de beklenmiyor. Aynı şekilde gözlemciler, kamuoyunun,
Filistinlilerin çoğunlukta olduğu Gazze ve Batı Şeria gibi toprakların
ilhakına karşı çıkmaya başladığına dikkat çekiyor. Onlara göre kamuoyu, göreceli
olarak nüfus çoğunluğunu korudukları, İsrail’in 1967 öncesi sınırlan içinde
kalmak istiyor. -
New York’taki Dış İlişkiler
Konseyi, Amerika- Ortadoğu Proje Müdürü Henry Siegman, bu nedenin Başbakan
Ariel Şaron’u Gazze’den çekilmeye zorladığını belirtiyor. Bilindiği gibi
Ariel Şaron, işgal altındaki topraklarda Yahudi yerleşimlerinin kurulmasının
önde gelen savunucularından biri olmuştu: "Başbakan Şaron başta nüfus
konusundaki tartışmaları inkâr etti. Ama en sonunda gerçekleri kabul etmek
zorunda kaldı. Demografik sorunlar, Şaron’u Gazze’den çekilme kararına itti.
Ariel Şaron, İsrail’in Gazze’de yaşayan 1 milyon 200 bin Filistinli üzerindeki
denetimine bir anda son vermiş oldu."
İsrail’in
nüfus yapısı göçe dayanıyor. İsrailli liderler, dünyanın çeşitli bölgelerinde
yaşayan Yahudilerin göçlerinin, ülkenin Yahudi karakterine önemli katkı
sağladığına inanıyor. Bundan dolayı Berlin Duvan’mn 1990’da yıkılmasını izleyen
dönemlerle, İsrail hükümetleri, özellikle Rusya ve Ukrayna’da yaşayan
Yahudileri ülkeye çekmeye çalıştı ve gerektiğinde göç etmelerini
kolaylaştıracak yasal düzenlemeleri uygulamaya koydu. Pennsylvania Jniversitesi’nde
siyaset uzmanlığı yapan lan Lusick, o zaman da olduğu gibi amacın, Filistinililerin
artan nüfusuna karşı Yahudilerin kendi nüfuslarını engellemeyi amaçladığını
söylüyor: "Eski Sovyetler 3irliği’nden İsrail’e bir göç dalgası
yaşanmasının en büyük sebeplerinden biri, İsrail halkının Batı Şeia ve
Gazze’nin ilhakına karşı çıkacağı yönünde, hükümetin kaygılarıydı. Bu
isteksizliğin nedeniyse, ilkenin Araplarla dolacak olmasıydı. İsrail’e 1 milyon
kadar Yahudi göçmen getirerek, bu nüfus dengesizliğini kendilerince düzeltmek
istediler."
Profesör Lustick,
İsrail’in Yahudi göçmenlerin yanı sıra, eski Sovyetler Birliği’nden ülkeye 350
bin kadar Hıristiyan da getirdiğini belirtiyor. Benzeri bir şekilde, İsrailli
işletmeler de, çoğu Batı Şeria ve Gazze’de oturan Filistinli çalışanlarının
yerine, aralarında Çin, Romanya, hatta Müslüman nüfusa sahip Türkiye’nin de bulunduğu
birçok ülkeden on binlerce yabancı işçi getirdi. Washington’daki Cato Enstitüsü
adlı düşünce kuruluşunda görevli siyasi uzman Leon Hadar, bu yeni grubun “İbranice
konuşan ancak Yahudi olmayan İsrailliler” yarattığını söylüyor. Hadar’a
göre, bu unsurlar da İsrail’in demografik yapısının yeni bir açmazı oldu:
"İsrail’de
halihazırda yarım milyon yabancı işçi bulunuyor. Bu işçilerin İsrail’de doğan çocukları,
otomatikman vatandaş oluyor. Bundan yararlanan anne babaya da vatandaşlık veriliyor.
Her geçen gün İsrail nüfusuna, İbranice konuşan, ama Yahudi olmayan yeni yeni
insanlar katılıyor. Bir noktada, İsraillilerin oturup, “Gerçekten İsrailli
olmak ne demek?”, bunu tartışması gerekiyor."
Hadar’ın savunduğu noktalardan biri de,
İsrail’in laik bir demokrasi olması, ve dini ya da etnik ayrımcılık
gözetmeksizin, bütün nüfusuna hizmet etmesi:
"Bir din devleti olmak istemiyorsanız, kimliğinizde
yavaş yavaş değişikliklere gitmek, bu kimliği daha geniş kitlelere uyarlamak zorundasınız.
Ben kademeli bir evrimleşme sürecinden söz ediyorum. İsterseniz adına “İbrani
Milliyetçiliği” diyelim. Ama bu süreç din ve devlet işlerinin ayrılmasına
yardımcı olacak. Dine dayalı bir kimlik yerine, kültür, dil ve sınırlara dayalı
bir kimlik oluşacak."
Dış İlişkiler Konseyi’nden Henry Siegman, böyle bir sürece
İsrail vatandaşı 1 milyon 200 bin Arap’ın da dahil edilmesi gerektiğini
savunuyor: "İsrail, olağanüstü bir demokrasiye sahip. Ama bu demokrasi
büyük çoğunlukla İsrailli Yahudilere yarıyor. Her ne kadar Arap ülkelerinde
yaşayan Araplardan çok da daha iyi durumda da olsalar, İsrailli Araplar, ikinci
sınıf vatandaş durumunda."
Siegman, İsrail’in hem Yahudi devleti, hem de bir demokrasi
olmanın çelişkisini yaşadığını ve bu sorunla başa çıkma konusunda çaba
göstermediğini sözlerine ekliyor: "Çok basit bir örnek vereyim:
İsrail’in ulusal marşı, Yahudi tarihi ve yaşantılarına atıfta bulunuyor. Daha
tarafsız bir ulusal marş benimsenmesi ve marşın sözlerinin ülkede yaşayan herkese
hitap etmesi yönünde girişimler yapılmadı değil.. Ama bu konu bile ülkede
aşırı duygusal bir zemine çekilebiliyor."
Bazı uzmanlar, çok sayıda kültürün yaşadığı Amerika’nın örnek
alınmasını, İsrail’in de ileride benzer bir şekilde çoğulcu bir toplum haline
gelebileceğini belirtiyor.
İsrail’de Yahudi Kimliği Tartışması
İsrail hükümeti Rus göçmenlerin Yahudiliğe kabulünü
kolaylaştıracak yasa tasarını parlamentodan geri çekmişti. Yahudi asıllı Rus
göçmenlerin çoğu İsrail hükümetinin resmi ve çok katı “Yahudi” kimliğine
uymuyor. Tasarının amacı bunu değiştirmekti ancak çeşitli gruplar değişik
nedenlerle buna karşı çıkıyordu. Dünya’da 6 milyonu Amerika ve 5 buçuk milyonu
İsrail’de olmak üzere toplam 13 milyon Yahudi yaşıyor. Orta ve Doğu Avrupa
kökenli Yahudiler Aşkenaz; Akdeniz ve Ortadoğu Yahudileri ise Sefarad veya
Sefardim olarak biliniyor. Yahudiler ayrıca kendi aralarında “Muhafazakar,”
“Ortadoks” ve “Reformcu” olarak üç ayrı mezhebe bölünmüş durumda.
İsrailli Hahamlar:
'Yahudi Olmayanlara Ev Kiraya Vermeyin'
Demografik durumu
İsrail'i diğer dinlerden insanlarla daha "barışık" olmaya
zorluyor ancak, kendilerini Yahudi Devleti'ni korumakla görevli addeden bazı
hahamların davranışları, İsrail'in işini daha da zorlaştırıyor. İsrail’de bir
grup haham, Yahudi olmayanlara ev kiralanmasını yasaklayan dini emir yayınladı.
Emrin, Yahudilerle İsrailli Arapların arasını açmasından kaygı duyuluyor.
Emre imza atan 40 haham
arasında İsrail’in önde gelen din adamları da bulunuyor. Parlamenterler ve
insan hakları eylemcileri, karan “ırkçı” olduğu gerekçesiyle kınadı.
Hahamlar, Yahudiler dışında yaşam tarzına sahip olanların Yahudilerin hayatını
tehlikeye attığını iddia ediyor. Hahamlar, aynı zamanda hala Araplara ve Yahudi
olmayanlara ev kiralayan komşulara karşı da dikkatli olunması uyarısında
bulunuyor. İsrail’in önde gelen insan hakları örgütlerinden biri Başbakan
Benyamin Netanyahu’dan kararı kınamasını istedi. Örgüt, emre imza atan
hahamlardan bazılarının devlet tarafından atandığının altını çizdi. Ancak
Başbakanın ofisinden konuyla ilgili bir açıklama yapılmadı.
Öte yandan bir kınama
mesajı yayınlayan Uluslararası Af Örgütü de, halkın ödediği vergilerle
maaşlannı alan hahamların çıkardığı emrin, İsrail nüfusunun yüzde 20’sini oluşturan
Filistinlileri hedef aldığını açıkladı.
İsrailli Haham Eşlerinden
Yahudi Kadınlara: 'Araplarla Çıkmayın'
İsrail’de Hahamların 'Yahudi
Olmayanlara Ev Kiraya Vermeyin' çağrısından sonra 27 hahamın eşi bir mektup
yayınlayarak, Yahudi kadınlara Arap erkeklerle çıkmamaları çağrısında bulundu.
Haham eşlerinin yayınladığı mektupta, Arap erkeklerle çıkan Yahudi kadınların
eziyet çekeceği iddia ediliyor ve Araplar’ın çalıştığı yerlerde çalışmamaları
da isteniyordu. İsrailli bazı bakanlar ve insan hakları örgütleri, bu son
mektubu da ırkçılık suçlamasıyla kınadı. Ortadoğu barış görüşmelerinin
canlandırılması çabalarının yoğun olduğu bir dönemde bu tarz mektupların
İsrailli Yahudilerle azınlıktaki Araplar arasında gerginliği arttırmasından kaygı
duyuluyor.
40 İranlı Yahudi Gizlice
İsrail'e Nakledildi
MOSSAD'ın ülke nüfusunu
artırmak maksadıyla yurtdışındaki yahudileri İsrail'e getirme çabalan devam
ediyor. Bilinen en son operasyon Aralık 2007'de İranlı 40 kadar Yahudi, gizli
bir operasyonla İsrail’e nakledildi. Telaviv Ben Gurion havaalanında adı
açıklanmayan üçüncü bir ülkeden getirilen uçaktan inen yeni göçmenler daha önce
İsrail’e göçeden aile üyeleri tarafından karşılandı. Göçmenlere ayrıca, yeni
yaşam kurabilmeleri için 10’ar bin Dolar para verildi.
Operasyona Amerika
merkezli bir Hristiyan yardım örgütü mali destek verdi. Evanjelik mezhebine
bağlı bu Hristiyan örgüt, tüm Yahudilerin İsrail’e döneceği yönündeki İncil kehanetini
gerçekleştirmeye çalışıyor. Dünyadaki Yahudilerin İsrail’e dönmesinden sorumlu
Yahudi Dairesi adlı kuruluş, son grubun, İran’da 1979 devriminden bu yana
dönen en kalabalık ekip olduğunu belirtiyor. Bu yıl içinde 200’den fazla İranlı
Yahudi İsrail’e göç etti. Bu rakam da önceki yıllara oranla bir rekor
olarak görülüyor.
Ortodoks Yahudiler İsrail devletinin
devamlılığını sağlamak için aile başına ortalama 6 çocuk yapsalar da,
istatistikler 2025’de İsrailli Arapların sayılarının Yahudileri geçeceğini gösteriyor.
Yani istatistikler doğru çıkarsa, Yahudi İsrailliler azınlık konumuna düşecek
ve 2025 de yapılacak bir Knesset oturumunda çoğunluğu Arap milletvekilleri
İsrail Devletinin, "Yahudi devleti" olduğu şerhini Anayasa'dan
çıkarabilecek. İsrail hükümeti, ülkedeki yabancı işçi sayısını kayda değer
şekilde azaltmayı hedefliyor. İsrail nüfusunun büyük bölümü, dünyanın dört bir
yanından gelen göçmenlerden oluşuyor. Bu göçmenlerin büyük bölümü de Yahudi.
Kimi İsrailliler'e göre, Yahudi olmayan yabancı işçiler, ülkenin Yahudi
karakterine zarar veriyor. İsrail gizli servisi MOSSAD'ın, yurtdışındaki
Yahudileri İsrail'e gelmeye ikna edebilmek maksadıyla bulundukları ülkede güvende
olmadıklarını hissettirmek için ölümlü sabotajlar düzenlediği biliniyor.
Kaynak: Turquie Diplomatique - OCAK 2012
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar