KONUŞMA VE YAZI DİLİ
Mehmet
Kaplan
Bizim romantizmimiz tohumlarını, bir
taraftan dağları dile getiren aşk destanlarıyla Anadolu’nun halk edebiyatında,
diğer taraftan ilâhî ruhu yeryüzüne vahiy aydınlığı halinde indiren Selçuk
mimarisinde bulacaktır. Zehirli otlar elbette yolunacak, sapıklıklar ve yabancılıklar
bertaraf edilecektir. Bizim millî dilimiz vardır. Yunus'ta nasılsa Ömer
Seyfettin gibi bir dâhî de öylece gözüktü. Yabancı ve uydurma kelimelerden
temizlenmiş, halkın konuştuğu dil bizim millî dilimizdir. Âlemşümul olan musiki
tekniğini kullanarak, Almanın Alman musikisi, İtalya’nın İtalyan musikisi
yaptığı gibi bir Türk musikisinin ilk seslerini çıkarmaya çalışalım. Halk
musikimizin esas unsurlarını verecek bu melodide, Anadolunun yanık feryadiyle,
Yunus'un iniltileri yer alacaktır. Resim sanatında ne bir millî duyuşumuz ne
de millî muhayyilemiz var. Sanatkârlarımız modellerini garbtan alıyorlar.
Sanatkâra ilham veren sahneler, Anadolu’nun bozkır ve kurak toprağı ile
Türk'ün tarihi olacaktır. Türk'ün alnındaki dehayı inkâr ettiren bir asırlık
taklit hastalığı mutlaka mektepten kovulacak, Fransız’ın veya Almanın nihayet
Amerikalının zihniyet ve seciyesine zaman zaman bizi uşak yapan bilgisiz
bayağılık iflâs ettiğini anlıyacak ve maarif millî olacaktır. Bu toprağın v«
bu toprağın insanıma ıstırabını ve sefaletini görerek ona devam olmak isteyen bir grup gençliğin
yapacağı bu inkılap yıkıcı değil yapıcı olacaktır. Kindar ve garazkâr olmadan
sevgi ve merhametle, ikbal, şan, şöhret İçin çalışanlardan ve bu memleketin
sefaletini sömürenlerden nefret ederek, ruhun zaferi için çalışacaklardır.
Konuşma, dili ile yazı dili arasında
her medeni memlekette fark vardır. Bu fark, aşağı yukarı cahil insanla
okuryazar insan arasındaki farka tekabül eder ve kültür derecesine göre azalır
veya çoğalır.
Yazı dili, hem ses, hem kelime
hazinesi, hem de sentaks bakımından "İşlenilmiş"tir. Yazı
kelimelerin ses ve mantarını bir takım işaretlerle tesbit ettiği için bunların
üzerinde rahatça düşünmek ve işlemek mümkündür. Günlük hayatta pratik maksatla
kullanılan konuşma dili buna müsait değildir.
Yazı durur, konuşma akar. Su üzerine
kim nakış yapabilir?
Yazı dili kağıt üzerinde devam eden
gelenekle nesiller boyunca geliştirilir ve zenginleştirilir. Kültürlü bir insan
okuduğu kitaplardan binlerce kelime ve tabir edinir. Cahil bir insan konuşma
çevresindeki dilin dışına çıkamaz. Yazılı gelenekleri olmayan iptidai
kavimleri "şifahi kültürleri" İle İngiliz, Fransız, Alman veya
Türk milletinin "yazılı kültürleri" arasında sonsuz denecek
kadar fark vardır.
"Şifahi kültürler" in de
kendilerine has bir zenginlik ve değerleri olduğu İnkar olunmaz. Fakat "yazılı
kültürler" muhteva, şekil, dil ve üslûp bakımından, "şifahi
kültürler"den kat kat üstündür, iptidaî kavimlerin medeniyetçe geri
kalmalarının başlıca sebeplerinden biri "yazılı kültür"e sahip
olmayışlarıdır. Zira onlarda nesillerin hayat tecrübeleri nesilden nesle
çoğalmaz. Bir insanın hafızasında saklayabilecekleri mahduttur. Kâğıt, her şeyi
yüzyılarca muhafaza eder. Medenî milletlerin kütüphaneleri milyonlarca insanın
hafızasından çok daha zengindir.
Medeniyetler, kitaplar ve
kütüphaneler sayesinde devam eder ve gelişir. Şifahi kültürde kalan, okuma
yazma bilmeyen veya okuma yazma bildiği halde okumayan insan bir nevi vahşi ve
iptidaidir. Bunu onun kelimeleri telaffuzundan, kelime kadrosundan, cümle
şekillerinden kolayca anlayabilirsiniz.
Konuşan her İnsan, sırf konuşma
mekanizması dolayısıyla, az çok basitleşir ve iptidaîleşir. Düşünce yazı
yaşarken veya okurken disipline girer, nüans kazanır ve şekil alır. Bundan
dolayı Alain, konuşmayı, fikrin mühim bir rol oynamadığı bir nevi
merasim veya başıboş ve tehlikeli bir oyun telâkki eder. En muntazam
konuşmada bile fizyolojik ve psikolojik âmillerin, içinde bulunulan dış
şartların kaprislerini görmek mümkündür. Yazmak düşünce ve duyguya çeki - düzen
vermek demektir. İlim adamları ile sanatkârlar bir kelimeyi yazarken bir
sürü tereddütler geçirirler, ayıklarlar, seçerler, tashih ederler.
Konuşurken kendimizi böyle sıkıntılara sokmayız. Konuşma çok defa bir
"boşalma"dır. Hiddetli adamda bunun ne kadar iptidaî bir
fonetik, lügat ve gramerle tezahür ettiğini görmek mümkündür.
Yazı dilini küçümseyenler onun
kültür ve medeniyetle olan bağlantısını fark etmeyenlerdir. Doğruluk, zenginlik
ve gerçeğe uygunluk bakımından yazı dili, konuşma dilinden çok üstündür.
Konuşurken dahi onu örnek almak lâzımdır. Hayatta herkesin kendisine has bir
telâffuzu vardır. Bütün milletlerde şifahi dilin söylenişi sosyal tabakalara ve
coğrafî dilin söylenişi, coğrafî mantıklara göre değişir. Lehçeler, şiveler,
ağızlar bunun tabiî neticeleridir.
FAKAT MEDENÎ MİLLETLERDE "STANDARD"
BİR TEK TELÂFFUZ VE İMLÂ ŞEKLİ VARDIR. BİR MİLLETİN MEDENÎ SEVİYESİNİ
VATANDAŞLAR ARASINDA "STANDARD" TELÂFFUZ VE İMLÂNIN HÂKİMİYETİ İLE
ÖLÇMEK MÜMKÜNDÜR. Çünkü "Standard"
okul, kitap, yol ve sosyal münasebetin kesafeti İle çok yafandan alâkalıdır.
Bütün memlekete yaygın bir kültür kuramamış milletlerde "Standard"
yoktur. Orada kültür ve sosyal hayat gibi dil de alacalıdır.
Medeni milletlerin dil bakımından
başka bir özelliği "zengin" ve "müşterek" bir
lûgata sahip olmalarıdır. Bu da kitaplar, yazılı kültür
geleneği ile olur. Her kelime, bir varlığa, bir düşünceye, bir duyguya ve
bunların nüanslarına tekabül eder. Kelime zenginliği idrak, duygu, düşünce ve
kültür zenginliği demektir. Hiç yanılmadan iddia edebilirsiniz:
BİR İNSAN NE KADAR ÇOK KELİME
BİLİYORSA, FİKİR ÂLEMİ O KADAR ZENGİN DEMEKTİR.
Bugün bunu testlerle tespit
ediyorlar. Bizdeki denemeler de bunu açıkça ortaya koyuyor. Türkiye'de yetişen
nesiller, kelime dünyası bakımından, maalesef çok fakirdir. Bunun sebebi, hiç
şüphesiz takip edilen yanlış ve kötü kültür siyasetidir. Türk çocukları millî
kültür kaynaklarına götürülecek yerde, tam tersine onlardan uzaklaştırılıyor.
Kitap okumayan, şifahide kalan çocuk, çevresinin çok dar ve bozuk dil
dünyasından dışarı çıkamıyor.
(Medeniyet, 30.9.1961)
Kaynak:
TÜRK DİLİ İÇİN- IV- Türk Kültürünü Araştırma
Enstitüsü Yayınları: 29 Seri: IV — Sayı A8Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar