Print Friendly and PDF

NE OLDU? Hâfız-ı Şîrâzî


Türkçesi: Prof. Dr. Mehmet Kanar

Kimsede dostluk ve arkadaşlık göremiyorum.
                        Dostlara ne oldu?
Ne zaman bitti sevgi?
                        Dostlara ne oldu?
Âbıhayat karardı.
                        Ayağı uğurlu Hızır nerede?
Yitirdi rengini gül;
                        bahar rüzgarlarına ne oldu?
Kimse demiyor,
                        dostluğun da var bir hakkı hukuku.
Ne geldi haktanırların başına?
                        Dostlara ne oldu?
Dostların şehriydi bu diyar,
                        sevgililerin toprağı.
                        Sevgi nasıl bitti?
                        Şehriyarlara ne oldu?
Yıllar var ki;
                        Mürüvvet madeninde lâl çıkmaz.
Güneşin parlamasına,
                        Rüzgarın, yağmurun gayretine ne oldu?
Başarı ve yücelik topunu ortaya atmışlar.
                        Yok meydana çıkan kimse.
                        Peki,
                        atlılara ne oldu?

Yüz binlerce çiçek açmış ama
                        duyulmuyor kuş sesi.
Bülbüllerin başına ne geldi?
                        Hezârân'a ne oldu?
Zühre güzel bir saz çalmıyor.
                        Udu mu yandı yoksa?
Kimsede sarhoşluk zevki yok.
                        Mey içenlere ne oldu?
Hâfız,
            ilahî sırları kimse bilemez;
                        sus,
                        konuşma.
Kime soracaksın:
                        Feleğin dönüşüne ne oldu?

Türkçesi: Prof. Dr. Mehmet Kanar
Ne zamana dek anlatacağım derdimi halka
                                               boşu boşuna?
Ne zamana dek dinleyeceğim insanların kınamasını?
Sen uyurken tatlı tatlı gülistan kucağında
Ne zamana dek vuslat hevesiyle uyuyacağım
                                               diken üstünde?
Yok madem Şirin'in gönlüne götüren yol
                                               Ferhad misali,
Ne zamana dek taş deleceğim gönül kanıyla,
                                               kanlı göz yaşıyla?
Süpüreyim köpeğinin yolunu kirpiklerimle
                                   ağlamak suçsa eğer,
Ne zamana dek suç işlemek,
                                   yol temizlemek?
Dinlemedin yüz bin maceramdan birini.
Sormadın:
            Ne zamana dek sürecek bu hikaye?
Nerede o rüzgar
            goncalandıracak beni
                                   gül misali?
Ne zamana dek açmadan kalmak
                                   gönül gamında
                                   gonca misali?
Ehli,
Kalmadı deva inlemekten başka,
Dermandan derdimi gizlemek ne zamana
                                               ne zamana dek?

------------------------

Biz gamsız sarhoşlarız, aydın karanlıklarız 
 Hem kadehle solukdaş, hem de ayrılıklarız. 

Sevgilinin kaşları eğdi kaderimizi 
 O günden bugüne dek düşmüş yaratıklarız. 

Ey gülüm, sen daha dün parçaladın göğsünü 
 Ama biz tâ doğuştan kızıl şakayıklarız. 

Lale gibi ortada yalnız kadehi görme, 
 Şu yaramıza da bak, gör nasıl âşıklarız. 

Şiirdeki renge, hayale bakma Hafız, 
 Sadece boş levhayız, dokundukça çınlarız. 

(Hafız-ı Şirazi)


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar