Ne Suretle Salâvât-ı Şerîfe Getirilmelidir?
Şeyh Şerâfeddin kaddese’llâhü sırrahu’l azîz buyurdu ki;
Birçok Eshâb-ı Kirâm ve Sıddîk-ı Ekber Hazretleri, Fahr-i Âlem Efendimize ne şekilde salavât getirilmesini sordular. Cenâb-ı Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem:
“ALLAHÜMME SALLİ ALÂ MUHAMMEDİN VE ALÂ ÂL-İ MUHAMMEDİN VE SELLİM,” diye salât ve selâm ediniz” buyurmuşlardır.
Vird’de “SEYYİDİN” ibâresi ilâve edilirse, ubûdiyyet (aşırı derecede kulluk) neş’esi kalmaz. Fahr-i Âlem Efendimiz ise, ubûdiyyeti ihtiyar buyurmuşlardır (seçmişlerdir). Neş’e-i ubûdiyyeti her neş’eden çok severlerdi. Bu salavât-ı şerî- feyi tâlim buyurdukları mecliste hâzirûna hitâben:
“Cenâb-ı Hakk beni abdiyyet (kulluk), saltanat ve nübüvvetle (peygamberlikle) tahyîr buyurdu (seçmemi istedi). Ben; ‘Yâ Rabbi, hakîkatte saltanat sana yakışır, bana abdiyyet ve nübüvvet ihsân buyur” dedim.
“Sana, kendi saltanatımdan vereyim” buyurdular. Ben yine
“Yâ Rabbi, saltanat (kullar için) ârızdır ve (gerçekte ise) sana mahsustur. Bana abdiyyet ve nübüvvet kâfidir” dediğimde; ‘Tahkîk, sana Süleyman Aleyhisselâm’â vermediğim saltanatı ve öncekilerin gıbta ettiği ve hasret kaldığı Makâm-ı Mahmüd’u verdim.” buyurmuşlardır.”
(BURKAY Hasan Menâkıb-ı Şerefiyye [Kitap]. - Ankara (Beş Cilt) : Çınar Yayınları, 1995-2010, c. I, s. 166-177)Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar