Necip Fazıl KISAKÜREK-“İDEOLOCYA” İSİMLİ ESERİNDEN
İSLÂMI
YENİLEMEK
• İslâm yenilenmez. Anlayışı yenilemek gerekir.
• Anlayış mı? Nurun aynadaki aksi... Aynayı
yenilemek...
•Güneş
yenilenemez. Göz yenilenir.
• İslâm, başı ve sonu olmayan ebedi yeninin ismi...
Ona her an biraz daha nüfuz etmektir ki, yenilik...
• «Bir günü bir gününe eş geçen aldanmış- tır»
hadisindeki sonsuz hikmettir ki, yeninin ve yeniliğin sırrım getirmiştir.
• Dava işte bu manada İslâm'ın yeni neslini
yoğurmakta...
• İslâm'ın en yeni, değiştirilmez ve örnek nesli,
Resul eliyle yoğurulan sahabiler...
• Sahabilerin ardından “Tabii”ler bu nesil çizgisini
uzatmışsa da onlardan sonra dava İçtimaî planda zaafa uğramış ve büyük ferdî
zuhurların çevrelediği mahzun zümrelerden öteye geçilememiştir. Bu tecellide,
muhafazası en zor iş olan aşkı kaybetmenin ve kaba akılla yapayalnız dış planda
kalmanın neticesi olarak İlahî hikmet aşikâr...
•Emevî
ve Abbasi devrelerini takip ederek Türk'ün eline geçen İslâmi devlet livası,
600 küsur yıllık gerçek devlet hayatının ancak 250 senesinde böyle bir nesle
yataklık etmiş, ondan sonra 300 yıl korkunç bir aşk ve üstün anlayıştan
yoksunluk çığırına girmiş, 100 küsur senedir de, aynı ham yobaz ve kaba softa
idrakinin tersine dönük şekliyle bütün cehdini İslam’a karşı çıkmakta
bulmuştur.
•
O gün bugündür ki,
nesillere kahraman diye tanıtılanlar İslam’dan tiksinmenin fikrî ve fiilî
icracıları olmuştur.
•
İslâm’ı, zatından zerre
feda etmeden olanca saffet ve asliyetiyle kucaklayabilecek ve nefslerinde
yenileyecek nesillerin böylece köküne kibrit suyu dökülmeye başlanınca, din
ihtiyacından büsbütün kurtulamayan muvazaacı mizaçlar her tarafta işi
reformculuğa dökmüş ve olduğu gibi bir İslam yerine, oldurulmak istenildiği
tarzda bir İslam’a kapı açmaya bakılmıştır.
•
Reformcu, İslam’ı şu veya
bu görüş ve mezheb lokomotifine bağlamak, onu zatına ve aslına göre değil,
şahsi nefsine ve idrakine iliştirmeye kalkmak, böylece çürük gördüğü bir binayı
kendince payandalamaya yeltenmek bakımından, İslâm’a cepheden zıt olanlardan
daha tehlikelidir ve İslam’ı kalb ve göz yenilenmesi yoluyla koruyacak olan
nesil, cemiyet dairesi içinde kendisine üç düşman tanıyacaktır. Aşksız ham
yobaz, duygusuz kâfir, nasipsiz reformcu... Yani ruhu kör nefsinde
kabuklaştıran, büsbütün inkâr eden ve bu ikisi arasında arabuluculuğuna
kalkışan...
•
İslam, 500 yıl kılıcını
elinde tutan Türkiye’de bozuldu ve her yerde altüst oldu. Bu, ancak Türkiye’de
düzelirse her yerde sağlığa kavuşabileceğine ait ilahi bir ihtar...
•
İslâm’ı yenileyecek olan
nesil, bu ruh ve madde felaketleri Türkiye’sinde son ve som, hepçi ve bütüncü
tepki halinde zuhur etmekle mükellef...
• Bunca zevalin ardından ancak kemal çığırı
açılabilir...
Dört büyük halifenin
sırayla şiarları olan merhamet, celadet, edep ve akılda tam ikmalli ve
teçhizatlı olarak, 15. İslâm Asrının eşiğinde, İslâmî yenilemek davasını
çözümleyecek nesilden, ana rahmini tekmeleyici sesler duyuluyor. Aya gitmek
hüner değil, bu sesleri güneşten duyulacak derecede fikirde ve aksiyonda
yükseltmek marifet... (s.565)
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar