NOSTRADAMUS - Sonsuz Döngü
XX. yüzyılın ikinci yarısında, Nostradamus’un şöhreti bütün
dünyaya yayıldı. Kehanetler’in sonsuz yorum olanakları Nazi propagandasına
hizmet etmek ya da komünizmin yıkılacağını önceden haber vermek için seferber
edildi. Çatışmaların ve
inançların küreselleşmesi bağlamında, yeni binyılın başlangıcı, yüzlüklerin
değişmez güncelliğini ve onların yeni iletişim teknolojilerine uyarlanma
becerisini doğrulama fırsatı verdi.
http://www.frmtr.com/garip-olaylar/3543377-nostradamusun-kayip-kitabi-full-papa-suikasti-ikiz-kuleler-2012-a.html
Kâhin Ülkesinin Dışında
Fransızca yazılmış olsa da Kehanetler dünya
çapında bir etkiye sahiptir. Kitabın içerdiği kehanetler bir Rönesans insanına
görünen biçimiyle dünyanın tamamını kapsamaktadır. Yüzlüklerin coğrafyası
Fransa’ya ayrıcalıklı bir yer tanır; Avrupa’ya, Akdeniz havzasına, Osmanlı
İmparatorluğu’na ve Asya’ya yayılır, ama Afrika’nın Sahara çölünün aşağısında
kalan kesimini, Yeni Dünya’yı gözardı eder; XVI. yüzyılda henüz keşfedilmemiş olan
güneydeki topraklardan ise haberdar değildir.
Nostradamus’un meslekî çalışmaları gibi
şöhreti de Fransa sınırlarını erkenden aşmıştı. Daha 1554’te Almanca kaleme
alınmış ve “Michael de Nostre Dame” imzasını taşıyan bir duvar ilanı
Nürnberg’de basıldı. 1672’de Kehanetler’in ilk İngilizce çevirisi
gerçekleştirildi. Çevirmen önsözde “kitabın ilk yayımlanmasından itibaren
Avrupalılar arasında kazandığı şöhret”ten söz ediyordu. Avrupa’ya yayılmasına
rağmen Nostradamus’un kitabının sistematik ve tekrara dayalı biçimde
kullanılması uzun zaman sadece Fransa’ya özgü bir olgu olarak kaldı.
Kehanetler’e dünya çapında gerçek bir merak ve hayranlık duyulması ancak İkinci
Dünya Savaşıyla gerçekleşti.
1930’lu
yıllarda “tehlikelerin artması” Nostradamus’a yeniden ilgi duyulmasını sağladı. Avrupa’da faşizmin
ilerlemesi nedeniyle yeni bir dünya savaşının çıkmasından endişe ediliyordu,
Maurice Privat yönetimindeki Revue de Science conjecturale’in ana konusu,
savaşın eli kulağında olmasıydı. Yüzlüklerin yorumuna ayrılmış bu derginin Temmuz
1933 sayısında şöyle deniyordu: “Bir sonraki savaş: 1935’te mi yoksa 1937’de
mi?”
Aynı şekilde, Almanya’da Zenit, Belçika’da Demain ve başka Fransız dergileri,
astrologlardan oluşan uluslararası ağların yayın istasyonuydu. Kendilerini
dünya politikasının yorumcusu olarak ortaya koyan astrologlar, bu politikanın
şekillendiricisi olduklarını da sanıyorlardı. Sarlat’lı bir hekim olan Doktor
Pigeard de Gurbert’in (Max de Fontbrune) yapıtı, işte bu bağlamda yer alıyordu.
Faşizmin yükselişiyle “akıldışı’nın
geri dönüşü çoğunlukla bağdaştırılır. Faşizmin
uyguladığı kolektif hipnozun okültizme duyulan hayranlıkla atbaşı gittiği
düşünülüyordu. Aslında faşist yöneticiler bu akıldışılığı denetim altında
tutmak ve kendilerine ters düşecek tahminlerde bulunulması gibi bir tehlikeden
kaçınmak için ellerinden geleni yaptılar
1934’te karşılaştığı bir yabancının 1605
tarihli bir Kehanetler baskısını vermesiyle, Doktor Pigeard de Gurbert o zamana
kadar hiç bilmediği Nostradamus’un evrenini keşfetti. Pigeard de Gurbert
“Roman ülkesi, Germen ülkesi ve İspanya (...) asker eliyle çeşitli mezheplere
ayrılacak” kehanetini içeren, II. Henri’ye ithaf edilmiş mektubu okuyunca,
Mussolini zaten İtalya’da (Roman ülkesi),Hitler de Almanya’da hüküm sürdüğüne
göre, Franco’nun İspanya diktatörü olacağına inanmış olsa gerekti.
1934’te tahmin rastlantısal görünebilirdi
ama, umulanın aksine, gerçekleşti. 1938’de
Dr Pigeard de Gurbert Şarlat’daki küçük bir yayınevinden, Kehanetler
yorumlarını içeren bir kitap çıkardı. Max de Fontbrune imzasını taşıyan yapıt
gerçek bir başarı kazandı ve en sonunda Vichy polisini endişelendirdi.
1940’ta kitap
toplatıldı, matbaanın kurşun harf kalıpları imha edildi. Fransız hükümeti, V, 17
numaralı dörtlüğü Hitler’in düşüşünün habercisi gibi yorumlayan bir kitabın
piyasada kalmasına göz yumarak muzaffer Alman komutanın keyfini kaçırmaktan
çekiniyordu.
Geceleyin Kral bir ağaçlıklı yolun yakınından geçerken Kıbrıslı
olan ve baş muhafız
Başkası Kral sanılınca, iktidar Rhône boyunca kaçar Komplocular onu öldürmeye girişecek
Başkası Kral sanılınca, iktidar Rhône boyunca kaçar Komplocular onu öldürmeye girişecek
Benzer nedenlerden ötürü, Vichy makamları
Emile Ruir’in kitabının dağıtımını da yasakladılar. Başlık, içeriği açıkça
anlatıyordu: Le grand carnage d’apres les propheties de Nostradamus de 1938 â
1947 (Nostradamus’un Kehanetlerine Göre 1938’den 1947’ye Kadar Büyük Les
propbeties Katliam). O çalkantılı dönemde kehanetlerin ağır bir siyasal yükü
vardı.
1938’de Fransa İçişleri Bakanlığı ünlü
astrolog Maurice Privat’ya ertesi yıl için olumlu kehanetler ısmarlamıştı.
Kitap 1940, annee de grandeur française (Fransa’nın Görkemli Yılı 1940)
başlığıyla, Mayıs-Haziran bozgunundan kısa bir süre önce yayımlandı.
Nostradamus Savaşa Gidiyor
Vichy hükümeti Alman işgalciyi
incitebilecek kehanetlerin dağıtımını önlemenin en iyi yolunu araştırırken
Naziler de halkın bu tür literatüre gösterdiği ilgiyi kendi yararlarına
kullanmayı düşünüyorlardı. Binyılcı eski bir gelenekten alınma Üçüncü Reich
mitosu Kehanetler'de bazı yansımalar bulabilirdi. Astroloji
çevrelerini ve tahminlerin basında yayımlanmasını sıkı bir gözetim altına
aldıran Goebbels (Hitler’in propaganda bakanı), gelecekte Avrupa’nın Nazi
boyunduruğuna gireceğini haber veriyordu. Ne
var ki Krafft ile işverenleri arasındaki ilişkiler fırtınalı oldu. Krafft
defalarca Führer’e komplo kurmakla suçlandı, kehanetleri ciddi biçimde sansüre
uğratıldı. Hatta 12 Haziran 1941’de tutuklanıp hapse atıldı. Sıkı bir gözetim
altına alınan astrolog propaganda içerikli fallar kaleme almaya zorlandı. En
sonunda Oranienburg toplama kampına götürüldü, 1945’in Ocak ayında
Buchenvvald’e nakli sırasında öldü.
Nazi iktidarı, hem
inandığı için hem propaganda kaygısıyla Nostradamus’a ve astrolojiye özel bir
ilgi gösteriyordu. Ama bu ilgi her türden kehanet ve tahmine karşı aşırı bir
hassasiyetle kendini belli etti her şeyden önce. 1941’de Rudolf Hess’in
ihanetinin ardından, birçok astrolog Krafft’ın akıbetine uğradı, etkinlikleri
sıkı bir denetim altına alındı.
Ama buna paralel olarak, Almanlar Fransa’da Nostradamus’un dörtlüklerini içeren
el ilanları dağıttırdılar. 1943’te İngiliz makamları, Almanca olarak Nazi
yöneticilerinin yıldız fallarını, sahte astroloji dergilerini (gerçek bir
dergiden, Zenit’ten esinlenilerek basılmış dergilerdi bunlar), Nostradamus
propheziert den Kriegsverlauf (Nostradamus Savaşın Gidişatını Haber Veriyor)
başlığı altında düzmece Nostradamus kehanetlerini yayımlayarak Almanlara
karşılık verdiler. Uzun zaman boyunca Fransa’nın iç politika meseleleriyle
sınırlı kalan Kehanetler böylece bir savaş silahına dönüştü.
Goebbels’in Günlüğü
19 Mayıs 1942
19 Mayıs 1942
Reich’ın Goebbels
yönetimindeki Propaganda Bakanlığı (yanda, Goebbels Ocak 1943’te Berlin’de bir
söylev verirken) okültizm ve astrolojinin o dönemde çok popüler olduğunun
farkındaydı. Goebbels bu konuya endişeyle karışık bir ilgi duyuyordu zira
iktidara aykırı düşebilecek olası kehanetlerin yayılmasını denetlemek söz
konusuydu.
Ama propaganda amacıyla,
yabancı devlet başkanlarının, başarısızlığa uğrayacaklarına ilişkin
ayrıntıların yer aldığı astrolojik portrelerini hazırlatıyordu.
“Okültistleri
propagandamızda nasıl kullanabileceğimizi gösteren bir plan hazırladık.
Amerikalılar ve İngilizler kolayca bu tür tuzağa düşüyor. Dolayısıyla okült
kehanetler konusunda bulabildiğimiz bütün uzmanları partiye kaydetmekle
meşgulüz. Bir kez daha Nostradamus’tan alıntı yapacağız.”
**
Nazi davasına hizmet
edebilecek bir astroloğu kendi yanına çekmeye çalıştı. Yahudi düşmanı ve Reich
hayranı İsviçreli astrolog Karl Ernst Krafft, RSHA’nın
(Reichssicherheitshauptamt, Reich Güvenlik Baş Dairesi) hizmetine girdi.
1940-1941 arasında, Kehanetler’in yorumlu baskılarını çıkardı, bu kitaplarda
“10 Mayıs 1900’de Basel’de (İsviçre) doğan Karl Ernst Krafft (yanda, 1932
yılında Zürih’te) önce bilime yöneldi: 1919 Şubat’ında Basel fen fakültesine
kaydoldu ama çok geçmeden astrolojiyi keşfetti. Bu dalın bilimsel temellerden
yoksun oluşu onu hayal kırıklığına uğrattı. Krafft, astrolojiyi, istatistik
incelemelerle daha akılcı bir yol olan “astrobiyoloji’ye dönüştürmeye çalıştı.
Bu çalışma vesilesiyle bir teori oluşturdu: Teoriye göre, Nostradamus,
geleceği, bu gelecek “astrolojik ikizler”ini yani kendi haritasıyla astrolojik
bağları olan insanları ne kadar ilgilendiriyorsa, o kadar iyi seziyordu.
**
İnançların Küreselleşmesi
İkinci Dünya Savaşı Kehanetler kitabının
dağıtım tarihinde bir dönüm noktası oluşturdu. Fransız sınırları dışında çoktan
ünlenmiş Nostradamus, kendisininkinden çok uzak düşünce sistemlerinin içine
mükemmel biçimde oturarak dünya çapında bir fenomene dönüştü. XX. yüzyılın
ikinci yarısında hemen hemen bütün dillere çevrildi.
Günümüzde, Nostradamus’un yabana
atılamayacak bir başarı kazandığı Japonya’da, Amerika Birleşik Devletleri’nde
ve Fransa’da olduğu gibi Hindistan’da da Kehanetler’in baskıları satın
alınabilmektedir. Doğu Avrupa’da kitap, komünizmin çöküşünü beklemekte, umut
etmekte, sonra da yorumlamakta kullanıldı.
1981 yazında Jean- Charles de Fontbrune’ün
kitabı bütün satış rekorlarını kırarken Nostradamusçular ve ezoteristler Romen
Vlaicu Ionescu’nun çalışmalarını ona tercih ediyordu. Amerika Birleşik
Devletleri’ne göç etmiş olan Ionescu Kehanetler’den bir yığın dörtlüğü
komünizme yönelik anıştırmalar olarak yorumladığı bir kitap yayımlamıştı
1976’da. 1987’de Ionescu ikinci bir kitap yayımladı; kitabında, komünizmin
1991’de çökeceğini haber veriyordu. Önsözde hermetist felsefeci Raymond Abellio
“bu incelemenin büyük önemini” selamlayarak şöyle diyordu: “Vlaicu Ionescu’nun
yorumlarının geçerliğini doğrulamak için fazla beklemek zorunda kalmayacağız
zira iki yaptında da Rus komünizminin 1991’in Haziran ayında yıkalacağını
belirtiyor.
Bıı kehanetin gerçekleşip gerçeklemeyeceği
Japonya’da özel bir ilgiyle izleniyordu. 1991’in Mart ayında Tsukuba Üniversitesinden Tadeo Takemeto
Ionescu’nun kitabının çevirisini bizzat üstlenmişti.
Mikhail Gorbaçov’un Japonya’ya resmi bir
ziyaret için geldiği sıralarda Japon televizyonunda konuşmaya davet edilen
Ionescu kehanetinin takvimini kesinleştirirken Rus komünizminin çöküşü için
Eylül ayını işaret ediyordu. 1991 yazındaki kriz ve Boris Yeltsin’in iktidara gelmesi
Vlaicu Ionescu’nun şöhretine büyük katkı sağladı.
1993’te Ionescu, üçlemenin, Marie-Therese
de Brosses ile birlikte yazdığı son kitabını yayımladı. Brosses, Japonların
Ionescu’ya “görkemli bir karşılama” hazırladığını, oysa kendisinin, birçok
Fransız gibi, Ionescu’nun çalışmalarından haberdar olmadığı için, Jean-Charles
de Fontbrune’ün kitabının başarısına katkıda bulunmuş olmaktan pişmanlık
duyduğunu ifade ediyordu.
Kıyametin Geri Dönüşü
Nostradamus’un
Japonya’da başarı kazanması bambaşka nitelikte birtakım olaylara da bağlıydı. 1989’da Michel
Chomarat, Nostradamus hayranı, neredeyse kör bir Japon tarafından ziyaret
edildi. Ruzo’nun Nostradamus koleksiyonunun yok olmasından beri dünyada eşi
benzeri olmayan, etkileyici bir koleksiyona sahip Chomarat, Japon’un ilgisini
çekmişti. Ama 1995’in Mart ayında ziyaretçisinin Nostradamus’a duyduğu ilginin
gerçek nedenlerini öğrenince dehşete kapıldı. Shoko Asahara adındaki bu adam
Tokyo metrosuna sarin gazıyla bir saldırı düzenleyerek kıyameti başlatmaya çalışıyordu.
“Aum Yüce
Gerçeklik” adındaki
bir tarikatın lideriydi.
Tarikatın önemli kolları hükümete ve büyük araştırma kuramlarına kadar
uzanıyordu. Tokyo metrosuna düzenlenen saldırının mimarları, en ünlü
üniversitelerden mezun hekimler, mühendisler ya da fizikçilerdi.
2000 yılına yaklaşılırken kıyamet geleneği
adeta yeniden doğdu ve basında geniş yankı buldu. Yeni binyıla giriş bu yeniden
doğan kıyametçiliğin tek nedeni değildi. Batı toplumlarında tarikat fenomeninin
gelişmesi ideolojilerin ve bireyleri çerçeveleyen geleneksel yapıların
bunalımına bir yanıt olarak yorumlanmıştı. Kolay inanırlığın arttığına ilişkin
teşhis basında harcıâlem bir şey gibi ele alındı, oysa bu teşhis, çoğunlukla,
inanç olguları konusunda basite indirgeyici bir yaklaşıma dayanıyordu; ayrıca,
biraz fazla aceleci davranarak, örnek teşkil ediyormuş gibi gösterilen heyecan
uyandırıcı meselelerin abartılı bir şekilde kullanılmasından da
kaynaklanıyordu. Nitekim 1999 yılı hem astrologlar hem akıldışı korkuların
sökün etmesinden endişe edenler tarafından her türlü tehlikenin yılı olarak
gösterildi.
Elisabeth Tessier astroloji almanağı
geleneğine göre kaleme alınmış yıllık kehanet derlemesinde 1999’un “kader yılı”
olduğunu haber veriyordu. 11 Ağustos’ta gerçekleşmesi beklenen Güneş tutulması
hakkında Nostradamus’un ünlü dörtlüğünü hatırlıyordu.
“Bin
dokuz yüz doksan dokuz yılının yedinci ayı gelince,
Göklerden büyük bir dehşet Kralı gelecek
Moğolların büyük Kralını diriltmeye
Önce sonra Mars hükmedecek esenlikle" (X, 72)
Göklerden büyük bir dehşet Kralı gelecek
Moğolların büyük Kralını diriltmeye
Önce sonra Mars hükmedecek esenlikle" (X, 72)
Felaket habercisi literatürün en eskimiş
kalıplarını ölçüsüzce kullanan astrolog
“yıldırım gibi bir savaş tehlikesi, ya
bakteriyolojik ya da ne yazık ki nükleer bir savaş ya da hatta, neden olmasın,
Başka Bir Yerden gelme varlıklar aracılığıyla, uzayla ilgili görkemli bir
olayla bağlantılı bir savaş” öngörüyordu. Birkaç ay sonra medya demeçlerinde
tehlike kesinleşti: Elisabeth Tessier, Satürn’ün aylarından Titan’a gönderilen
uzay aracı Cassini’nin muhtemelen düşeceğini haber veriyordu. Çalışmasını
sağlamak için küçük bir radyoaktif yük donanımı bulunan araç, uzaya çıkabilmek
için dünyanın yakınından tekrar geçmek zorundaydı. Astrolog bu geçişin yanlış
hesaplandığından, aracın ve taşıdığı plütonyumun dünyaya düşeceğinden
korkuyordu. Aynı sıralarda, ünlü modacı Paco Rabanne yaz mevsiminde en korkunç
felaketlerin meydana geleceğini haber veren bir kitap yayımladı: 1999, lefeu du
ciel (1999, Gökten Gelen Ateş). Dünya yörüngesindeki Mir uzay istasyonunun
Paris ve güneybatı Fransa’da Auch ve Lectoure üstüne düşeceğini söylüyordu. Modacı
1951’de gördüğü bir rüyetin doğrulamasını Nostradamus’un kitabında bulduğunu
belirtiyordu: “Canlı canlı yanan onlarca, yüzlerce insan haykırarak Paris
sokaklarında koşuyordu.” Elisabeth Tessier’nin kehanetleri ve Paco
Rabanne’ın kitabı, herkesin Fransız topraklarından görülebilen ender Güneş
tutulmalarından birini beklediği sırada yayımlandı. 1981 yazında Jean-Charles
de Fontbrune’ün Fransa’nın Sovyetler tarafından işgal edileceğini haber verdiği
zaman yaşanana benzer bir olay yaşandı. Astrologların ve falcıların olacağını
söylediği felaketlere, halkın saflığıyla beslenen gerçek bir toplumsal kıyamet
senaryosu ekleniyordu.
Nostradamus ve Siber-kültür
11 Eylül 2001’de Dünya Ticaret Merkezi
kulelerine yönelik saldırıları izleyen saatlerde, endişe verici söylentiler
internette dolaşmaya başladı: Şeytanın yüzü alevler içindeki kulelerden
yükselen dumanlarda görünmüş, gökyüzünde işaretler, mucizeler ya da uzaylıların
gemileri belirmiş. Hele hele, Kehanetler dikkatle okunsaymış olay önceden
öğrenilebilirmiş. Nostradamus’a atfedilen birçok dörtlük sanal ortamda
dolaşıyordu. Birkaç dakika içinde dünyanın dört bir yanına yayılan bu
dörtlükler forum sayfalarını kapladı:
“in
the year of the new century and nine months,
From the sky will come a great King of Terror...
The sky will burn at forty-five degrees.
Fire approaches the great new city...”
From the sky will come a great King of Terror...
The sky will burn at forty-five degrees.
Fire approaches the great new city...”
“Yeni asrın yılında
dokuzuncu ayda,
Gökten büyük bir Dehşet Kralı gelecek...
Gök kırk beşinci enlemde yanacak.
Yangın büyük yeni şehre yaklaşıyor...” (ç.n.)
Gökten büyük bir Dehşet Kralı gelecek...
Gök kırk beşinci enlemde yanacak.
Yangın büyük yeni şehre yaklaşıyor...” (ç.n.)
Ya da
“in
the city of York there will be a great collapse,
Two twin brothers torn apart by chaos
While the fortress falls the great leader will succumb
Third big war will begin when the big city is burning.”
Two twin brothers torn apart by chaos
While the fortress falls the great leader will succumb
Third big war will begin when the big city is burning.”
“York şehrinde büyük
bir yıkılma olacak,
İkiz kardeşler kargaşayla birbirinden ayrılacak
Kale düşerken büyük lider can verecek
Üçüncü büyük savaş başlayacak büyük şehir yanarken.” (ç.n.)
İkiz kardeşler kargaşayla birbirinden ayrılacak
Kale düşerken büyük lider can verecek
Üçüncü büyük savaş başlayacak büyük şehir yanarken.” (ç.n.)
Uzmanlar
çok geçmeden bu iki dörtlüğün sahte olduğunu fark ettiler. Birincinin başlangıcı,
1999 yılından söz eden X, 72 numaralı dörtlüğün ilk iki dizesinden esinlenerek
yazılmıştı. Sonraki iki dize VI, 97 numaralı dörtlüğün başından alınmaydı:
“Kırk beşinci enlemde gök yanacak,
Ateş büyük yeni şehre yaklaşacak
Dağınık büyük alev sıçradığı zaman
İstenirse Normanlar kanıt olacak.”
Ateş büyük yeni şehre yaklaşacak
Dağınık büyük alev sıçradığı zaman
İstenirse Normanlar kanıt olacak.”
İkinci dörtlüğe gelince, Nostradamus’un
üslubunun yaklaşık bir taklidinden başka bir şey değildi. Bu yutturmacaları
kınayan internet kullanıcılarının mesajları çoğaldı; yanlış bilgilerin izini
sürmekte uzmanlaşmış birçok internet sitesi gerekli açıklamaları yaptı. Ama bu
öyle büyük bir olaydı ki sonraki aylar boyunca da hep Nostradamus’a başvuruldu.
Böylece internet ağı ve bilişim sektörü Kehanetler’in yorum ve dağıtım
olasılıklarını çoğalttı. İnternette Nostradamus sözcüğüyle yapılan bir arama 250.000’i
aşkın sonuç vermektedir. Kehanetler bilişim kültürünün yöntem ve davranışına
mükemmelen uyum sağlamıştır çünkü bunlar yorumcular için bir üstmetin gibi
işlev görür. Ama, tıpkı yüzlüklerin ilk basıldığı zamanlardaki gibi, bilginin
güvenilirliği ve metinlerin özgünlüğü meseleleri tartışılmaya devam etmektedir.
Kâhinin ölümünden itibaren Kehanetler kitabının eski tarih atılmış ya da
düzmece baskıları çoğalmaya başlamıştı. O ünlü turnuvada II. Henri’nin ölümü
sırasında bizzat Nostradamus kendi dörtlüklerinden birini olaya daha iyi uysun
diye biraz değiştirmemiş miydi? Ayrıca, Nostradamus’un öteden beri propaganda
amacıyla manipüle edildiğini de biliyoruz. Dolayısıyla modern yorumcular ve
sahteciler eskilerden büsbütün farklı değiller, ama metinlerin dijital
basımının sunduğu olanaklar onların kapasitesini artırmış durumda.
DÜN VE BUGÜN, “İNSANLARA
KONUŞACAK KONU VERMEK”
Nostradamus insanı yoruma zorlar, yapıtıysa
müthiş bir önmetin işlevi görür. Nostradamus’un çağdaşlarından vakanüvis Pierre
de l’Estoile bu tür literatürün ana işlevinin “insanlara konuşacak konu vermek”
olduğunu çok isabetli bir şekilde belirtmişti. Aslında, kâhin 1566’da
öldüğünden beri, her çağ kendi kaygılarını görmek için Kehanetler aynasında
kendine baktı. Nostradamus yorumcuları Kehanetler’de. Dünya’nm nasıl
evrileceğine ilişkin; Nostradamus’a karşı çıkanlar da halkın saflığına ilişkin
iç rahatlatıcı kesinlikleri buldular.
Nostradamus,
yüzlüklerinin 3797’ye kadar olan dönemi kapsadığını kendisi söylüyordu.
Dolayısıyla Kehanetler üstündeki tartışma henüz başlangıç evresinde. En
azından, yıldızsever kâhinin tek doğrulanmış kehaneti böyle düşündürüyor:
“Contre ceux qui tant de
foys m’ont faict mort.
Immortalis ero vivus, moriensque, magisque
Post mortem nomen vivet in orbe meum.”
Immortalis ero vivus, moriensque, magisque
Post mortem nomen vivet in orbe meum.”
[Birçok defa
beni öldürenlere karşı. Yaşarken ölümsüz olacağım, ölüm anında da, daha da çok
ölümden sonra adım evrende yaşayacak.]
Hazırlayanlar
Herve Drevillon Tarih alanında agregasyon
ve doktora yapmıştır., Paris 1 Pantheon-Sorbonne Üniversitesi’nde öğretim
görevlisidir. Kitapları: Lire et ecrire l’avenir. L’astrologte dans la rance du
Grand Siecle (Seyssel, Champ Vallon, 1996), Histoire culturelle de la France
(16e-18e siecle) (Paris, Armand Colin, 2002). Pascal Brioist ve Pierre Serna
ile birlikte Croiser lefer. Violence et culture de l’epee dans la France
moderne (XVe-XVIIIe siecle) (Seyssel, Champ Vallon, 2002).
Pierre Lagrange bilim sosyolojisi
uzmanıdır.
Paris’teki Ecole des Mines’de Yenilik
Sosyolojisi Merkezi’nde (Centre de Sociologie de l’Innovation) araştırmacı
olarak çalıştıktan sonra, CNRS’te Kültür Kurumu Antropoloji ve Tarih
Laboratuvarı’na bağlı olarak çalışmaya başlamıştır. “Bilimötesi bilimler”
konusundaki tartışmaların incelenmesinde uzmanlaşmış Lagrange, bilimlerin
toplumsal tarihinde kullanılan araçları bu konulara uyarlamakla uğraşmaktadır;
çok sayıda kitabı, basında ve akademik dergilerde yayımlanmış makaleleri
bulunmaktadır.
Sh:79-95
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar