SABIR YARIŞI
Cüneyd, Nûrî, Amr el-Mekkî,
Sehl gibi
ünlü sûfî bilginlerden yararlandıktan sonraki bir devrede Mekke’ye gelen (h.
270) Hallâc burada çok sıkı bir çile sürecine girmiştir.
Tarîhu
Bağdad’dan bazı satırlar nakledelim:[ bk. Târîhu Bağdad, 8/114 vd.; Passion,
1/53-56.] Ebu Yakup Nehrecûrî (ölm.
330/941) anlatıyor:
“Mekke’ye ilk
gelişinde Kâbe’nin sahnında oturuyordu. Bir yıl müddetle, oturduğu yerden
sadece abdest almak ve tavaf etmek için ayrılmıştır. Ne güneşe aldırıyordu ne
de yağmura. Her yatsı vakti yanına bir çörekle bir testi su konuyordu. Bir
çöreğin dörtte biriyle birkaç yudum su alıyor, geri kalanı geri çeviriyordu.
Hallâc’ın bu perhiz-çile denemelerinin sûfîleri bile şaşkına çevirecek kadar
ağır, hatta iddialı olduğu anlaşılıyor. Hallâc’dan en çok nakil yapanlardan
biri olan İbrahim b.Şeybân şunları yazıyor:
“Üstadım Ebu
Osman el-Mağribî (ölm. 299/911) ile birlikte Amr b. Osman el-Mekkîye gitmiştik.
Konuşma sırasında, Ebu Kubeys
tepesindeki bir gençten söz edildi. Biz oradan ayrılınca hemen Ebu
Kubeys’e çıktık. Öğle sıcağıydı. Bir taşın üstüne oturmuş bir gençle
karşılaştık. Alnından akan terler taşa dökülüyordu. Arkadaşım bu manzarayı
görünce bana:
“Hadi gidelim”
diye işaret etti. Vadiye inince de şöyle dedi:
“ömrün
vefa ederse şu adamın başına neler geleceğini görürsün. Oturmuş Allah ile
ahmakça sabır yarışı yapıyor. Allah ona, tahammül edemeyeceği bir bela mutlaka
verecektir. Bu gencin, Hallâc olduğunu öğrendik.”
Sh:
69-70
Kaynak:
Tavâsin, Hakk ve Aşk Şehidi HALLÂC-I MANSÛR VE ESERİ, hzl: Prof. Dr. Yaşar Nuri
ÖZTÛRK,İKİNCİ BASKI, 1996, İstanbul
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar