Print Friendly and PDF

TECAVÜZ -TACİZ EŞİTLİĞİNDE KADIN VE ERKEK

Bunlarada Bakarsınız



Aşağıda bazı yazarların yaklaşımı ve haberler ile erkekler kadar kadınlarında tecavüz ve tacizde eşit olduklarına şahit olacağız.  Yorumsuz olarak aktarıyorum
*****
[Eğlence Sınıfı, Leş Yiyicidir...
Kitleleri köleleştiren eğlence sınıfı yani televole kahramanları ve onların ardındaki bilinç tasarımcıları leş yiyicidir... Onlar üre­timden kaynaklanmayan gelirlerle semirirler. Rantiye, onlar için ana mantalitedir. Üretmek ayıptır, alın teri "kerizlik"tir. Köşe dönmek, ancak kendileri gibi açık gözlerin, seçilmişlerin hakkı­dır. Erkekler ya baba parası yer, ya borsada oynar. Kızlar genel­likle şarkıcı ya da mankendir, ama sahneye ve podyuma çıkanı pek azdır. Onları genellikle "şarkıcı sevgilisi" olarak tanımlamak mümkündür.[1]
Bu durum doğal olarak "sanatçı eşittir fahişe" imajının doğ­masına yol açmıştır. Televizyon eleştirmeni Erdoğan Sevgin: "Sa­natçı kadınsa 'fahişe' gözüyle bakılıyor; çünkü ekrandaki görüntü onu öyle gösteriyor. Ama bunu da sanatçının kendisi yaratı­yor."[2] diyor.

SOYUNAN TACİZE KATLANIR
Pop müzik sanatçısı Tuba Önal, soyunarak şöhret bulan mes­lektaşlarını eleştirir... Önal, "soyunan tacize katlanır"[3] diyerek tari­hi bir laf eder. Sözlerini şöyle sürdürür Önal, "Gündemde olmak için erotik poz veren kişiler, şöhretlerini sürdürmek pahasına her türlü yoz davranışı kabul edebiliyor. Bu pozları veren insanlara yö­nelik cinsel tacizler de böylece meşru hale geliyor..." [4]

EDEN BULUR
Hülya Avşar, Teşvikiye Camii avlusuna bir cenaze törenine gi­der. Avşar'ı görünce televizyon muhabirleri etrafını çevirir. Avşar, televizyon muhabirlerinin sorularını cevaplarken, çekim sırasında arkadan tacize uğrar. Onun tacize uğraması Tuba Önal'ın bu yargı­sını doğru çıkarır. Kitlelere Hülya Avşar ne sunmuşsa, kitlenin bir parçası olan birey de ondan, o sunduğu şeyi istemektedir. Ve bu olay çekim sırasında yaşanmaktadır.
Sosyolog Gerhard Kessler üstseçkinlerin kimliğini araştırırken şu soruları cevaplandırmaya çalışır:
Rekabette kuvvetli, zengin ve büyük olanlar gerçekten cemi­yetin seçme insanları mıdır?
Kazananlar çoğu kez en güçlü, en kahredici olanlar, belki görenek ve gelenekleri ve ahlaki kanunları dinlemeyenler, belki vic­dansızlar ve hukuk tanımayanlar değiller midir?][5]

 [Güzelliğini arz eden kadınınki de bir seçim, arz edilen güzellik ve estetiğe bakan erkeğinki de. Eşyanın kaçınılmaz tabiatı. Shakespeare'in dediği gibi, "kadın bir gül gibi, bir kez açıldı mı, yaprakları dökülmeye başlar."] [6]
[1970'lerde gerçekte seküler olan birçok kadın, Şah'a karşı olduğunu göstermek için, saldırgan bir muhalefet bayrağı olarak, tesettüre bürünmüştü. Franz Fanon, aynı mahiyette bir gelişmeyi 1950'lerde Fransız idaresini protesto eden Cezayirli kadınlar arasında gözlemlemiştir.
Hakikat şu ki, halk içinde cazibesini teşhir eden bir kadın, 'görsel bir cazibe hırsızlığı' olarak tabir edilebilecek tacizden incinebilir bir konumdadır. Yani normal bir kadının böyle bir ruha sahip olduğunu düşünüyoruz. Böyle bir hengâmede, onun tanımadığı erkekler, rızası olmadığı halde kendisinden görsel ve erotik olarak zevk alabilirler. Yani kadın istemese de karşılaştığı erkeklerin tatmin unsuru durumunda kalır. İşte kadın, muhafazakâr giyinişiyle kendisini fiziksel bir obje olarak sadece ailesine ve kadınlar meclisine gösterme iktidarını kazanır. Bilhassa Modernizm kaosunun fırtınalı ikliminde, kullanışlı bir tür 'manevî şemsiye' olarak hicap ve edebe yönelik bu yaklaşım, gelenek ve amaçtan değil, erkeklerin görsel tecavüzünden ve lüzumsuz gösterişten özgürleşmiş bir iffetli kadın vizyonuna işaret eder. Kadının, ataerkil sistemle erkek açısından pasif bir obje konumuna düşürülmesine matuf feminist itirazın, objektif yaklaşımla, hicap karşısında mağlup olduğu görülür.][7]
SAYIN DUYGU ASENA,  VATAN EVLATLARI SANA MİNNETTARDIR!
Bu arada, feministlerin biz erkeklere, bir konuda büyük iyilik yaptığını anlatmadan geçemeyeceğim. Feministlerin erkeklere yaptığı en büyük iyilik, kadınların bekârete ve sekse bakış ılarını tamamen değiştirmeleridir.
Feminizm öncesinde kadın cinselliği, evlenmeden elde edilemeyen, elde etmek için "başlık parası" verilen, günümüze göre çok daha zor bulunan bir şeydi. Bir kadın ömrü boyunca bir erkekle birlikte olduğundan, "kişi başına düşen kadın sayısı" çok sınırlıydı- ki hala köylerde bu sorun devam ediyor-; ama artık kadınlar "cinsel özgürlük" ve "kendi bedenini yaşamak" adına, bir ömür içinde birçok erkekle birlikte olduğundan, erkekler için kadının "piyasa değeri"ştü.

Kadınlarda feci olan şey, ne onlarla ne de onlarsız yaşanabilmesidir. (Byron)

Eskiden kadın cinselliği kendi tatmini için yaşamaktansa, cinsellik dışı amaçlarına ulaşmak üzerine yoğunlaşıyordu. Feminizm seksten zevk almayı, orgazm odaklı yaşamayı, bekâreti bırakmayı kadınlara öğretti,
Kadınlar artık seksi seks için yapmayı, zevk almak için sevişmeyi öğrenip, onlar da bizim gibi uçkur düşkünü birer zevk bağımlısı oldular. Onların da yakışıklı bir erkek gördüklerinde libidoları tavana vuruyor artık! Bu da biz erkekler için, seksi daha kolay elde edilebilir yaptı. Bu durum erkeğin, hiç uğraşmadan elde ettiği en büyük stratejik avantajdır,
Evlenmeden istediği kadar seks yapabilen bir erkek, neden evlensin ki? Üstelik kadınlar artık çamaşır, bulaşık da yıkamıyor!!!
Geçen yıl, bir kadın dergisinin kadın editörü; "Özgürlük adına önümüze gelene verdik. Hem kendimizden iğrendik, hem de erkeklerle pazarlık gücümüzü kaybettik. Üstelik artık erkekler de bizimle evlenmiyor. Hani özgür olunca mutlu olacaktık!" diye Duygu Asena'yı eleştiren bir yazı yazmıştı.
Umarım kadınlar bu konuda uyanmazlar! "Cinsel özgürlük" ve "eşitlik" sarhoşluğu içinde, bizi "zevkten sarhoş" etmeye devam ederler. Teşekkürler Duygu Asena, vatan sana minnettardır! [8]

KADIN ERKEĞİN SUÇ ORTAĞIDIR
Kadın erkekten, aslan yüreği içinde kuzu itaati ister.
Cenap Şahabettin
Sürekli erkekleri suçlayan feministlere bir gerçeği hatırlatmak istiyorum: Erkeğin her hatasında kadın suç ortağıdır. Çünkü;
1. Erkeği doğuran ve onun karakterine ilk tuğlaları koyan annesi bir kadındır.
2. Erkek aldatırken, birlikte olduğu kişi, "öteki kadın" yine bir kadındır.
3. Erkeklerle eşit şartlarda seçme ve seçilme hakları olduğu halde bunu kullanmayan, kadın adaylara oy vermeyerek, "erkek egemen" toplum yaratılmasına katkıda bulunan kişiler yine kadınlardır!
Feministler erkekleri "şiddet" uygulamakla suçlarlar. Geçenlerde TGRT deki "kadının sesi" adlı programında Yasemin Bozkurt, "annesi tarafından dayak atılan erkek çocuklar, ileride kadınlarını döven kocalara dönüşürler" diyordu.
Yani, fiziksel şiddet uygulamakta da kadın erkeğin suç ortağıdır. Erkekler evi toplamıyorsa, bu annelerinin eğitiminden kaynaklanır.
Diyeceğim o ki, "masum değiliz hiçbirimiz". Hem erkek hem kadın, suçluyuz.! Şimdi de birbirimizi suçlama yarışı yapıyoruz. Sadece siz suçladığınızda, hep haklı gibi göründüğünüz için biz de sizi suçlamaya başladık. Siz kadın olarak bunu bilin.
Biz erkeklerde Cenap Şahabettin'in şu sözünü, en suçumuz bilelim
"Bizde erkekler asırlarca yükselemedi; çünkü kadını koydukları mevkiden yukarı salmak istemediler."
Tutkulu, umutlu ve mutlu kalın.[9]

KADINLARA HZ. MEVLANA’NIN TAVSİYESİ
[Züyyine linnâs,[10] hükmünce Allah Teâlâ’nın insanlar için bezediği şeylerden halk, nasıl kurtulabilir?
Allah Teâlâ; kadını erkeklere munis olmak üzere yarattı. Âdem nasıl olurda Havva’dan ayrılabilir?
Kişi yiğitlikte Zâloğlu Rüstem bile olsa Hamza’dan bile ileri geçse yine hükmetme hususunda karısının esiridir.
Âdemî sözlerinden âlemin sarhoş olduğu Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem bile “Kelliminî yâ Humeyrâ” (Benimle konuş) derdi.
Gerçi zâhiren su, ateşten üstündür; fakat bir kaba konunca ateş, onu fıkır fıkır kaynatır.
İkisinin arasında bir tencere, bir çömlek oldu mu ateş, o suyu yok eder, hava haline getirir.
Görünüşte su nasıl ateşten üstünse, sen de kadından üstünsün; fakat hakikâtte ona mağlûpsun, sen onu istemektesin.
Böyle bir hassa ancak âdemoğlundadır. Çünkü insanda muhabbet vardır. Hayvanın muhabbeti azdır ve bu da onun nâkıs olmasından ileri gelmiştir.
Kadınlar, akıllı kişiye galebe ederler, fakat cahil kişi onlara galip olur
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem dedi ki; “Kadınlar; akıllı kişilere ehli dil olanlara fazlasıyla galip olurlar. Fakat cahiller, kadına galebe ederler.” Çünkü onlar sert ve kaba muameleli olurlar. Onlarda acıma, lütfetme, sevme azdır. Çünkü tabiatlarında, yaradılışlarında hayvanlık üstündür.
Sevgi ve acıma, insanlık vasfıdır; hiddet ve şehvetse hayvanlık vasfıdır.   Kadın, Hakk nurudur, sevgili değil... Sanki yaratıcıdır, yaratılmış değildir! ][11] 


SONUÇ
Erkek ve kadın olarak müşterek yaşadığımız hayatta suçlu aramak aptalları oynamaktır. Yeri geldiğinde eşitlikten dem vuran insanlar artık sorunların, cezaların ve çözümlerin eşit olacaklarını unutmamalıdır. Hepimiz aynı sualle aynı sorguya cevap vereceğimiz için hayatımıza çekidüzen vermeli Allah Teâlâ’nın emirlerini yaşamak için gayret göstermeliyiz. Ancak dini inançları zayıflayan insanlar olarak çok iyi bir gelecek vaat etmiyoruz.
Kadın örtünerek, günah ve fuhuşa karşı kendisinin, erkeğin ve dolayısıyla cemiyetin ahlaki olarak muhafazasını ve huzur ortamını sağlayacak şekilde hareket etmelidir. Duruma göre kadın, örtüsüyle fitne unsuru olabilirken açılıp saçılmasıyla da büyük bir günah bataklığına düşebilir. Onun için kadın, kendi örtünme sınırını belirlerken dinin en güzel uygulayıcısı Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin yaşadığı dönem ve sonraki raşid halifeler dönemindeki uygulama sonuçlarını temel almalıdır. Yoksa kadının örtünüp açılması hususunda verilen bireysel kararların sonuçlarının kadın ve erkek için genellikle yanlış olduğu görülmüştür. Çünkü din koyucudur, bu bağlamda Allah Teâlâ örtünme üzerinde razı olmadığı veya aşırı giden uygulamaların o zaman zarfında düzeltilmesi için vahiy göndermiştir.
Allah Teâlâ’m yardımcımız olsun.


[1] "Jipin Yoksa Sen Bir Hiçsin", Sabah 6 Ocak 2001.
[2] "Magazin yozlaştı", Cumhuriyet 4 Kasım 2000.
[3] "Soyunan Prim Yapıyor", Birsen Altuntaş, Milliyet, 7 Nisan 2000
[4] "Taciz Meşru Olur mu?", Duygu Asena, Milliyet, 8 Nisan 2000.
[5] ÇETİN Mahmut, X İlişkiler [Kitap]. - İstanbul : Emre, 2006, s, 30-31
[6]AVCI, Gültekin. ( Kasım 2007 ). Kıyamet Kadınları İslamcı Ve Modern Kadının Yozlaşması . İstanbul: Metropol Yayınları, s. 44
[7] (AVCI, Kasım 2007 ),s. 51
[8] Sinan AKYÜZ, Etekli İktidar - Erkek Hakları Kitabı Alfa Yayınları, sonsöz, www.maximumbilgi.com
[9] Sinan AKYÜZ, Etekli İktidar - Erkek Hakları Kitabı Alfa Yayınları, sonsöz, www.maximumbilgi.com
[10]   “İnsanlara, kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, cins atlar, davarlar, ekinler gibi zevklerin sevgisi, çekici hale getirildi. Fakat bunlar, dünya hayatının geçici nimetleridir. Oysa Allah, akıbet güzelliği, O’nun yanındadır.” (Âl-i İmran, 14)
[11] Mesnevi, c.I, b: 2425–2436

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar