Print Friendly and PDF

WHAT IF CANNABİS CURED CANCER (2010) Ya KENEVİR/Marihuana Kanseri Tedavi Ediyorsa?

Bunlarada Bakarsınız



Yönetmen: Len Richmond      
Senaryo: Len Richmond 
Ülke: ABD
Tür: Belgesel, News
Vizyon Tarihi: 05 Temmuz 2010
Süre: 60 dakika
Dil: İngilizce
Müzik: Roger Kellaway  
Oyuncular:   Roseanne Barr, Peter Coyote ,   Malcolm McDowell
Seslendiren Peter Coyote
O, İnsanlar tarafından, ilk zamanlardan beridir kullanılageldi. Eskiçağ insanının menüsü, şüphesiz ki keneviri de kapsıyordu. Çünkü Afrika ve Asya'da bolca yetişiyordu. Ve içerdiği proteinler ve omega-3 sayesinde son derece besleyiciydi .
 Marihuana, tarımı yapılan ilk bitki bile olabilir. Bu bitkinin kullanımının, tarih öncesi insanların konuşma yetisinin temposunu artırdığı hakkında bir teori de bulunmaktadır. Yeni aletler ve materyaller kullanmaya başladılar. Müzik ve mağara resmi gelişti. Bu gelişimin sebebi neydi?
 Bazı bilim adamları marihuananın, mezolitik çağı açmış olabileceğini de tahmin ediyorlar. Yeni araştırmalar gösteriyor ki, düzenli olarak marihuana kullanmış olan atalarımızın beyin fonksiyonları giderek daha da gelişti ve bu gelişme, yeni atılımlar için bir itiş kuvveti olabilir. Ama bunlar sadece bir tahmin. Şüphesiz ki marihuana bugün bile yeni buluşlar için, doğayı, sağlığı ve hastalıkları daha derin anlayabilmek için bize ilham kaynağı oluyor.
Son yıllarda kanıtlandı ki kenevir; iltihaplanmayı önleyici, spazm giderici, ve antibakteriyel özelliklere sahiptir.
Kenevir, depresyonu, travma sonrası sitresi, kronik ağrıları, göz tansiyonunu, baş ağrılarını, doku sertleşmesini tourette sendromunu, mide bulantısını ve diğer birçok hastalığı yenmede yardımcıdır. Üstelik doğal olmayan ilaçlardaki gibi istenmeyen yan etkiler olmaz.
Tarihi belgelerin gösterdiğine göre; Yahudilerin kullandıkları "Miro" (kutsal vücut yağı), içeriğinde kenevir bulundurmaktadır. Eski hristiyanlar ise keneviri vaftiz törenlerinde kullandılar. 18. yüzyıl tıp dergilerinde, o zamanlar ismi "cannabis indica" olan hint keneviri hakkında yüzün üzerinde makale yayınlandı .
 Marihuana doktorlar tarafından sıkça ilaç olarak yazıldı ve her doktorun çantasında bulunurdu .
 Marihuana doğum sancıları, astım, romatizma ve sinir bozukluğu için popüler bir ilaçtı. Hatta onu, ağlamasınlar diye kaprisli bebeklere bile verirlerdi. Baskıcı Victoria döneminin ismini taşıyan Kraliçe Viktorya dahi bu otla yakından ilgiliydi .
 Marihuana onun aybaşı ağrılarını durduran tek ilaç konumundaydı. Ve kraliçe bununla neşelenirken denizlerin idaresi İngiltere için daha kolay oluyordu.
Fakat daha sonra 20. yüzyılın gelişi ile kenevir için karanlık dönem başladı. Kimyevi ilaçlar ortaya çıktı ve seri üretim başladı. Yeni dünya, para hırsının da tahriği ile hiçbir rekabet istemiyordu .
 Marihuana ise hala birçok hasta ve doktor tarafından, yeni "mucize" ilaçların çıkmasına rağmen, tercih edilir konumdaydı.
Bu yeni ilaçlar doğal olmayan toksik içeriğe sahipti. Yanlış bilgilendirmelerle korku tohumları eken ilaç endüstrisinin lobileşmesinden sonra, 1937 Amerikan kongresinde, cezalandırma korkusu verilerek doktorların, marihuanayı hastalarına ilaç olarak yazmalarını engelleyen, ceza yasası onaylandı.
Hatta güçlü muhalefete ve Amerikan tıp birliğine karşın kenevirden yapılmış tüm ilaçlar 1942'de Amerikan ilaçlar kitabından ve kütüğünden çıkarıldı. İçki yasasının tamamlanmasının ardından ise baskıcı devasa bürokrasi makinası durmadı ve kenevirin kökünü kazımaya girişti.
Bu, ırkçı Harry Anslinger'di. o, federal narkotik yönetimin başındaki kişiydi. Prohibitionist (yasakçı) birisiydi. Alkol yasağı kalktığında, ona yeni bir görev teklif edildi. Roosevelt'dan Kennedy'ye kadar her başkan ile çalıştı. Harry Anslinger marihuana içilmesinden dolayı kaygılıydı.
Afrika ve latin kökenli amerikalıların, caz müzisyenlerinin suç oranının artmasında etkili olduğunu ve Amerika'yı akıl hastası yaptığını düşünüyordu. Maliye bakanlığı, kendi dostlarının zafarnı kullanan iğrenç uyuşturucu satıcıları ile acımasız bir savaşa girmemizi istiyor .
 Marihuanaya karşı yapılan bu savaş bu günlere kadar devam etti. Ve sonunda farklı eyaletler, hastaların yeniden rahatça kenevir ile tedavi olabilmeleri için medikal marihuana kapsamındaki kendi yasalarını kabul ettiler.
1996'da medikal marihuana yasasını kabul eden ilk eyalet Kaliforniya oldu.
Görev, kronik ağrıları, Aids, kanser ve diğer hastalıkları yok etmek. O zamandan beri 13 farklı eyalet benzer humanist yasaları kabul ettiler. 12 tanesi de henüz tasarı aşamasında. Hayvanlar üzerindeki yapılan araştırma deneyimleri gösteriyor ki kenevir, kanser önleyici özelliğe sahip.

Dr. Donald Tashkin Los Angeles Üniversitesinden önemli bir araştırmacı.
Göğüs hastalıkları uzmanı. Yaptığı çalışmalar gösteriyor ki; marihuana kullananlarda akciğer kanseri, hiç bir şey kullanmayanlara nazaran daha az görülüyor.

Altıyüze yakın akciğer kanseri vakası, ve altıyüze yakın da beyin ve gırtlak tümörü inceledik.
Sonuç olarak marihunana kullanımı ile doğrudan bir bağlantı bulamadık. Hatta sık marihuana kullanımında bile. Sık kullanıdan kastımız: 10 joint (sarma ot) yılı, hatta 60 joint yılı. (joint yılı: kullanım yılında içilen günlük ortalama joint miktarı) bir bağlantı bulamıyoruz yani bunu olumsuz bir sonuç olarak görüyorum. Kanserle ilgili bir bağlantı bulamadık .
 Marihuana dumanında bulunan kimyevi elementler tedavi edici durumdayken aynı dumanda bulunan katran, zarar verici bir etki gösterebilir mi?
 Marihuananın, kimi şizofreni ve psikoz hastalarının bulunduğu durumu şiddetlendireceğine dair bazı endişeler var.
Fakat son zamanlarda, İngiltere’de yapılan geniş kapsamlı araştırmalar, marihuana ile psikolojik hastalıklar arasında bir ilişki bulamadı.
 Marihuana hakkında endişe duyan birçok insanın dediğine göre; marihuana şizofreniye sebep oluyor. Fakat biz, bunun böyle olmadığını biliyoruz. Bazı genç insanlar mühim olmayan bir düşünce hatası yapıyor. Mümkündür ki, daha başlangıç aşamasında olan bazı şizofreni hastaları, marihuananın onlara yardımcı olacağını düşünüyor ve böylece, marihuana içerek kendi kendini tedavi edebileceğini düşünen daha çok "şizofreni hastası" tespit edilmiş oluyor.
 Marihuana şizofreninin sebebi değildir. Bu insanlar marihuanayı hastalıklarına karşı potansiyel bir tedavi aracı olarak keşfettiler.
THC  Delta-9 Tetrahidrokannabinol
Sadece 1960'lı yıllarda, yağda çözünebilen THC kenevirden elde edildi ve bir madde olarak belirlendi. Keyif veren bir madde. Bu bitkideki aktif alkaloidler biraz yağlı. Lipidlere benzer şekildeler, öyle ki onlarla çalışmak zor. Bundan dolayı kimyagerlerin bu tip bir madde ile başa çıkmaları çok uzun bir süre aldı. Sadece 1964'de Raphael Mechoulam ve çalışma arkadaşı Edrik tarafından kenevirde bulunan ve Delta-9 Tetrahidrokannabinol - THC adı verilen aktif bileşikleri buldular.

1964 yılında bulduğumuz tetrahidrokannabinol veya THC son 20 yıldır ince bir şekilde araştırılmaktaydı. İnsanlar gerçekten THC'nin kimyası ve klinik efektleri hakkında çok ilginç şeyler öğrendiler. 80'lere kadar THC'nin insan organizmasındaki işleyişi ve etkisi hakkında hiç bir şey belli değildi .
 Marihuana hafızayı ve motor fonksiyonları etkiliyor. Ama sadece geçici bir şekilde. Otun, kalbe ve kalp-damar sistemine olumsuz etkileri olduğuyla ilgili zamanında suçlamalar yapıldı. Ama bu ender bulunan bir durum ve bilimsel olarak doğrulanamadı .
 Marihuananın beyne, zararlı bir etkisinin olup olmadığı hakkında herhangi bir bilimsel veri veya şikayet almadık. Neticede kenevir pratik olarak çok az riske sahip. İnsanın marihuanayı kullanmasının uzun tarihi de onun zararsızlığı yönünde şahitlik ediyor. Hemen hemen 5000 yıldır hiçbir ölüm vakası olmadı.
Bizim burada çeşitli ürünlerimiz var. Şurda dondurma mı var?
 Oo, dondurma verirmisiniz?. Şimdi Amerika'da medikal marihuana eczaneleri etkileyici bir ürün çeşidi sunuyor. Öyle ki tavsiye edilen medikal dozu aşmamak için kolaylık sağlıyor. Ama buna rağmen, gene de ürünler toksik veya öldürücü değil ve birkaç saat içinde semptomları yok oluyor. Burada daha çok melez var, şuradaysa etki gücüne göre dizilmişler: Yeşil etiketliler - bir doz, kırmızılar ise... Bu şeyi, daha önce de denedim ve sanki bir yorgunluk hissettim... Bunların daha fazlası size gerekmez. Henüz daha iyileşmediniz, değil mi?
 Kendiniz de denediniz mi?
 Evet, evet, sadece bir parça ve bana yeterli oldu. 4 kurabiye de yiyebilirsiniz. 6 da yiyebilirsiniz. Bu sizin uyumanızla son bulur. Dozu aşamazsınız. Bu mümkün değil. Ölmezsiniz, hayır. Ben denedim .
 Marihuananın ölümcül olabilmesi için 15 dakika içinde 7 ton içmeniz gerekir. eğer ölürseniz ki bu, boğulmadandır.

Tüm canlılarda sinir sistemi aynı bileşenlerden oluşur. Elektrik sinyallerini taşıyan, muazzam miktarda sinir hücresi (nöron) vardır. ve nöronlar karşılaştıklarında reseptörler, kimyasal vericiler (nörotransmitter) yardımıyla sinyali birinden diğerine aktarır. Beyinde farklı türlerde nörotransmitterler bulunur. Dopamin ve serotonin gibi. Kemirgenlerden balıklara, fillere ve insanlara kadar tüm hayvanlar, bu özel sistemi milyonlarca yıl önce, miras olarak aldı. Keseliler ve diğer omurgasızlar yeni bir şey geliştirdi. Şöyle oldu: sinir sistemi yeni bir kimyasal madde edindi.
Daha doğrusu, yeni bir tür kimyevi özelliğe sahip oldu. Ve bu bileşik, marihuanada bulunan ile yapı olarak benzer şekilde. Bunlar benzerliklerinden dolayı kannabinoidler (Uyduruk Uyuşturucu) olarak adlandırılıyorlar .
 Marihuananın kaderinde doğal partneriyle karşılaşmak vardı. Biz. Hoşunuza gider veya gitmez, ama biz hepimiz, kenevir ile doğal olarak bağlantılıyız. Şu halde, beynimizdeki reseptörler veya vücudumuzun her hangi bir yerindeki veya hayvanların vücudundaki reseptörler, boşuna bulunmuyor. Sadece o sebeptendir ki, bir yerlerde karşılıklı etkileşebilen elementi içeren bir bitki var. Bu böyle çalışmıyor. Reseptörler vücudumuzdalar; çünkü onları aktive eden şeyle bağlantı kuruyoruz. Ve biz doğal olarak düşündük ki; bu reseptörler ile etkileşen endojen (içsel) bağlantılar olmalı. Tıpkı bitkide bulunan THC gibi. Bu Sadece, sadece doğanın bir işi bu. Bilim adamları THC'yi keşfederek farkettiler ki; THC, belirli reseptörler ile bağlantı kurma özelliğine sahip. Ve bu karşılıklı ilişki, dalga dalga gelişen, keyiflendirici, biyolojik bir süreç oluşturuyor. Çok ciddi duruyor. Ne hissediyorsunuz?
 Görünüşe göre çok eğlenceli. Aman tanrım, bu çok iyi. Bu hayret verici birşey. Olağanüstü. Endokanabinoid sistemleri yapay olarak bloke edilen fareler, tümör oluşumuna yatkın, ve çökmüş durumdalar. Birkaç yıl önce "güler yüzlü" girişimciler, yeni bir zayıflama ilacı üretme amacıyla vücudumuzdaki endokanabinoid sistemi bloke etmeyi düşündüler.
Fikir şöyleydi: Eğer marihuana insanın acıkma hislerini uyandırıyorsa, endokanabinoid sistemin bloke edilmesi de iştahı azaltabilir.
Ürettikleri ilaç, Rimonobant, endokanabinoid reseptörleri bloke ederek, gerçekten de iştahı azalttı. Fakat klinik araştırmaların verilerine göre; Rimonobant kullanan insanlar, plasebo (yalancı ilaç) kullanan kişilere nazaran iki kat daha fazla depresyon, huzursuzluk, uykusuzluk ve agresiflik yaşadılar.
Bu ilacı üreten ve pazarlayan "Sanofi-Aventis", izin belgelerini teslim edene kadar, ilacın, psikolojik hastalıkları olan veya depresyonda olan insanların üzerindeki etkisini araştırmadı. Bu, kuşkusuz bir hata olmalı. Avrupa tıp birliği (EMA) buna izin verdi ve ilaç yarım sene içinde Avrupada piyasaya sürüldü. Eğer ortada teorik söylemler dışında gerçek bir problem olsaydı, EMA'nın zaten bunu bileceği açıklaması yapıldı. Demek ki yok. Ve şimdi, bu ilacın zararlarının yararından fazla olduğunu söylüyorlar. Bir araştırmada, Rimonobant kullananlar arasında 5 intihar vakası bulundu. O sebeptendir ki, endokanabinoidlerin aynı zamanda bize öfori (zindelik ve mutluuluk) hissi vererek ruh halimizi düzenleyici özelliğinin bloke edilerek kişiyi depresyona sürüklediği ortaya çıktı.
2008 yılında Rimonobant tamamen piyasandan kaldırıldı.
 Teksas - MD Andercen Cancer Center araştırmacıları, Rimonobant etkisi altında olan farelerde kanser polipleri gelişme riskinin standartlardan katlarca fazla olduğunu, ve endokanabinoidlerin sadece iyi ruh haline değil, tümör gelişimini de düzenlediğini açıkladılar.
İtalyan Di Mazo, kannabinoidlerin özelliklerini toparlayarak şöyle özetledi: rahatlatıyorlar, yememize, uyumamıza, unutmamıza yardımcı oluyorlar, ve bizi koruyorlar. Hatırlamak değil - unutmak. Unutmanın, hatırlamaktan daha önemsiz olduğunu düşünmeyin. Unutma için bir sistem olmak zorunda. Yoksa patlarız. Markete gittiğinizde gördüğünüz yüzlerin hepsini hatırlamak istermiydiniz?
 Elbette hayır. Gerçekten ilginç bir olgudur ki; İki yaygın kanser türü olan prostat ve meme kanseri hücrelerinde, normalde önemli çoğunlukla olan endokanabinoidler bulunmamakta. Durum o ki; büyük oranda endokanabinoidler, sadece normal hücrenin çaresiz bir şekilde, kanserli istilacıları frenlemek için kontrol edilemez büyüklüğe doğru bir gelişim göstermesi sonucunda ortaya çıkıyor.
Endokanabinoidler vücudumuzda, tümörleri, serbest radikalleri, iltihap önleyici faktörleri düzenleme görevini yüzbinlerce yıldır kendilerine yaraşır bir biçimde yerine getirdiler. Fakat sonra, ne zaman ki biz, kirli, kimyasal gıda ürünleri ile endüstri devrine girdik.
Endokanabinoidler fazla yüklenmiş bir şekilde sağlığımızı gözetme ve toksinlerden koruma fonksiyonlarını yerine getiremez duruma geldi. Tıp, uzun yaşamamıza yardımcı oldu ama üzülerek belirtmek gerekir ki, organizmamız serbest radikallerin baskını altında kaldı. Öyle ki vücudumuz yaşamsal faaliyetleri yanında benzeri görülmemiş bir kanserojen madde ve kirleticiler çığı ile karşı karşıya. Buna kimyevi ilaçlarda dahil. Endokanabinoidlere bir yardımcı gerekliydi .
Marihuana kullanımı sonrasında, kannabinoid moleküller setlere ayrılır. THC ve kardeşleri vücudumuzdaki endokanabinoid reseptörleri arar ve onlara bağlanırlar. Onlar birlikteyken organizmaya, bütün bu modern hastalıklara karşı daha çok silah kazandırırlar. Burada ne olduğunu göstermeme izin verin.
Bunlar, bugünkü hastamızın görüntüleri. Parlak olanlar reseptörler. Reseptörler ne renkte?
 Parlak kırmızı. Aslında bütün parlak kısımlar. Kırmızı renk daha yoğun bölgeleri gösteriyor. Çokça kırmızı ve sarı görüyorsunuz. Yeşi ve mavi renk, reseptörlerin daha az olduğu pek de yoğun olmayan kısımlar. Yani heryerdeler. Evet, evet. Aslında en çok reseptör beyinde. Bakın burası be kadar parlak. Kannabinoid reseptörler karaciğerde de var. ve birde kemik iliğine, omurgaya, kaburgalara bakarmısınız. Bu gördüğümüz şey hakkında ne düşünüyorsunuz?
 Bunun marihuana kullanımıyla olan ilişkisi nedir?
 Beyindeki kannabinoid reseptörlerin miktarına bakar mısınız. Ne kadar çok .
 Marihuana ile yakından ilişkili. Öfori (zindelik ve mutluluk hissi), olası anksiyete. Kenevir sıkıntıyı gideriyor mu?
 yoksa ona sebep mi oluyor?
 Görülüyor ki kullanıcıların uçma diye tanımladıkları hal, kökenini beynin derin yapılarından alıyor.
Şimdi bilim adamları, kannabinoidler ve diğer biyolojik bileşenler de dahil olmak üzere bitkideki hangi elementlerin hastalıklarla, ve aynı zamanda diyabet ve kanserle olan savaş için daha yararlı olduğunu anlamak üzere deneyler yapıyorlar.
Bütün zorluklara rağmen, Amerika ve diğer ülkelerde medikal marihuananın kullanımı doğrultusunda son derece etkileyici ve bazen de devrimci yenilikler boyutunda, araştırmalarını sürdüren bilim adamları var. 2009 yılında kanser hakkında yayınlanmış bilimsel bir makalede marihunanada bulunan 421'den çok kimyevi bileşik bulunduğu ve bu doğal maddeler grubu içerisinde, düşük dozlarda, fakat tedavi için yeterli, kansere karşı özellikleri öne çıkan birçok element olduğu bildiriliyor. Bu önemli bir duru. Tek iş kanserli hücreleri yok etmek.
Ama böyle bir tedaviye dayanabilir misiniz?
 Colorado Springs'deki Kolorado üniversitesinden Robert Melamed, marihuana ve tütünün kaserojen etkilerini karşılaştıran makalesinde marihuananın akciğer kanseriyle olan savaşta nasıl yardımcı olabileceğinin sebeplerini açıkladı. Bizim bu kadar miktardaki hastalıklarımızı etkileyen benzer hiç bir şey yok. Yaşlanma ile ilişkili olan hastalıklarımızdan bahsediyorum: Hepimiz yaşlanıyoruz ama hepimiz kalp-damar hastalıklarından, bağışıklık sistemi hastalıklarından, fonksiyon bozukluklarından, kanserden acı çekmiyoruz ama bu hastalıklara yakalanma olasılığımız gene de var. Burada, organizmamızla birlikte, doğal dengeyi sağlamamızda bize yardımcı olma özelliğine sahip tek bir ilaç var. Kanabinoidler birçok durumda kanserli hücreyi öldürür. İnsanların haberi yok, sanıyorlar ki marihuana sadece mide bulantısı için iyi geliyor. Fakat daha fazlası var. Diğer organların sistemlerine yönelik araştırmalar da yapılıyor .
 Marihuana kanserli hücreyi arar ve öldürür. Ama sağlıklı olanları değil. çeşitli yollarla kanserli hücreleri öldürmede yardımcı tümör önleyici özellikler hakkında muazzam miktarda laboratuvar kanıtları var. Kenevir vasıtasıyla kaserli hücreleri öldüren birkaç mekanizma daha öne çıkıyor. Bular bazı kategorilere ayrılır. Antiproliferatif etkiler genelde kanser hücresinin ayırdedilir özellikği, sonsuz bir şekilde çoğalabilmesidir. Eğer ki, bu çoğalmayı durdurabilirseniz bu antiproliferatif özelliktir. Antianjiogenik etkiler Kanabisin, tümörün büyümesine izin vermemesi denebilir. Yeni kan damarları kullanması ve bu damarların gelişmesini desteklemesi. Antimetastatic etkiler Basitçe açıklarsak; kannabinoidler kanserli hücrelerin başka organlara yayılmasını bloke eder. Bir de kaba bir tanımla Apoptozis etki var. Yani kannabinoidlerin, sağlıksız hücrelerin ölümünü hızlandırma özellikleri. Bu kanser tedavisi için çok önemlidir. Öyle ki bu, sağlıklı hücrelere dokunmadan, kanserli hücrelerin ölümünü hızlandırır.

Kaliforniyadaki SETH araştırma laboratuvarındaki son araştırmalarda bazı kanserli hücrelerin marihuana tarafından öldürüldüğünü gösterdiler. Bu sırada sağlıklı hücrelere dokunulmadı. Hareket etmeyi bırakan ve donuk beyaz noktalara dönen hücreler, ölü kanserli hücreler. kannabinoidlerin kötü hücreleri öldürme ve sağlıklı olanları koruma yeteneği beyin kanseri hakkında konuştuğumuzda, "hematoencephalic bariyer" denilen şey nedeniyle özellikle önemli.
 
Beyin, kanla birlikte dışardan sızabilecek ve zararlı olabilecek tesirlere karşı korunmak zorunda. Kanabinoidlerde büyüleyici ve banzersiz olan şey yağlı ve kaygan olan doğal yapıları sayesinde bu bariyeri aşabiliyor olmaları. Kanabinoidler kolay bir şekilde kendisi de yağlardan oluşan hücre zarını delerek kanserli hücreye girer. Laboratuvarda, kobay farelerle yapılan deneylerdeki kanıtlar gösteriyor ki; kannabinoidlerle uyarılan endokanabinoid sistem, tümör önleyici özelliklere ve kanserli hücrelere intihar emri verme yeteneğine sahiptir. Bu, Manuel Guzman ekibi tarafından neredeyse son 10 yıldır ortaya çıkarılmış durumda. Ve gösterdiler ki; THC'nin farelerin beynine girişiyle, önemli miktardaki hayvanın tümörleri geriye gidiyor ve yok oluyor. Ve bu şekilde, ölüme mahkum fareler yaşamayı başardılar. Aynı zamanda, çevresel bütün sinirsel dokuları araştırdılar ve her şey yolundaydı. Unutmayın, kannabinoidler sinirleri savunuyorlar.
Doktor Manuel Guzman, Madrid'de bulunan, medikal marihuana hakkında yenilikçi araştırmaları ile ünlü biyokimya ve moleküler biyoloji profesörü. izlenimlerimize göre kannabinoidler, kanser hücrelerinin ölümüne sebep olan özelliklere sahiptir.

 Marihuananın tüm bu anlatılan mucizevi özelliklere sahip olabileceğini söyleyen insanlara güvenmek zor. Neyle uğraşıyoruz, biz sadece zaten var olan doğal sistemi uyarıyoruz. yüz milyonlarca yıl boyunca gelişim devam etti. Omurgasızlar, keseliler, polipler, bütün bu organizmalarda ilk çağlara ait bir endokanabinoid sistem var. bu, 600-700 milyon yıl önce oldu .
 Marihuana, mümkündür ki, 50-60 milyon yıl önce ortaya çıktı. Neden o zaman kanser karşıtı terapi için kaynak toplayan organizasyonlar, milyarları, kannabinoidlerin araştırılması için harcamıyorlar.
Eğer medikal araştırmalar için konuşacak olursak, bu, iki ucu boklu değnektir. Bir taraftan, şimdiki medikal marihuana kullanımı ve bilhassa kannabinoidlerin; marihuanadaki kimyevi bileşenlerle ilgili bilimsel araştırmaların, tarihin hiç bir zamanında olmadığı kadar daha çok olması sebebiyle ölçülemez bir şekilde sevinçliyim. Ama üzülerek söylemek gerekir ki; bu araştırmaların büyük bir bölümü hala yurtdışında gerçekleştiriliyor. Görüyoruz ki şimdi, az da olsa bu ülkede de var. Ama Amerika, ileriye dönük medikal marihuana araştırmalarından, gerçekten de çok geri kaldı.
Marihuana araştırması yapmak çok zor. Araştırmalar konusunda bir sürü yasak var. Bu alandaki araştırmalar emekleme seviyesinde çünkü Amerikan hükümeti ve diğer ülkelerin hükümetleri, benzer araştırmalara destek vermiyor. Bu sadece aromalı bir bitki, ama gene de pratik olarak dünyada ki her hükümet ya sınırlama getiriyor yada yasaklıyor. Hala birçok ülkede, satıcılar ve hatta kullanıcılar müebbet olarak hapse girebilir ve hatta idam edilebilir. Bana öyle geliyor ki, kimsenin marihuanayı ilaç olarak kullanmasına izin vermeyecek bir anlaşma var. Kısa bir süre önce, nasılsa, Kanada, İspanya ve Hollanda bu anlaşmayı delebildi. Ama ben bunun, farklı ülkelerin politikalarından daha büyük olduğunu düşünüyorum. Girişimlere rağmen federal yasaların etkisinin hala devam ettiğini ve federal otoritenin bu yasaları kullanmaya devam edeceğini ortaya koymak istiyoruz. Narkotikle mücadele ekipleri, gözetlemeye devam edecek ve şu No:1 listesi diye anıLan maddelerl tavsiye eden veya ilaç olarak yazan doktorların lisanslarını iptal edecek.

 Marihuana içmek hoşuma gidiyor. Beni sakinleştiriyor ve bütnüyle huzurlu olduğumu hissediyorum. Beni bilen herkes diyor ki; Tom, biraz marihuana iç, senin için iyi olacak, herşey mükemmel olacak. Şirketler dünyası beni geriyor. Şiddetli bir şekilde, delice geriyor. Şirketler dünyasının dışında olduğum için öyle sevinçliyim ki, bu muhteşem. Doğası gereği ot, geçmiş ve geleceğin, şu an yaşadığınız an kadar önemli olmadığını hissetmenizi sağlar.
 Marihuana düşünceyi açarak, tahmin bile edilemeyecek fırsatlar için bilincin doğasını değiştirebilecek bir vergiye sahip. Bu, kontrol edilmeyi tercih edene uygun bir şey değil. Bu çok kolay; marihuana daha da beter şeylere götürür. Bu bir realite ama kimin ne söylediğinden banane. Yıllar boyunca marihuananın diğer narkotik maddelere bir ilk adım teşkil ettiğini duyduk. Bunun için ne söyleyeceksiniz sayın milletvekili Paul?
 Bence bu aptalca. Ben, dünyada en bağımlılık yapıcı narkotik maddenin alkol olduğunu düşünüyorum. Eğer siz tutarlı bir insansanız ve hükümetin insanların hayatını düzenlemesi gerektiğini düşünüyorsanız, alkol yasağının taraftarı olmalısınız. Ve, dönüpte tarihe baktığınızda çıkaracağınız şey; tam bir fiyaskodur. Al Capone ve onun gibilerini yaratmıştır. Medikal marihuana hakkındaki şu felakete bakar mısınız! Amerika'da herkes Kaliforniya'ya gidip orada bir doktor bularak marihuana satın alabilir. Açıkça marihuana ilaç değil .

GW Pharmaceuticals, kannabinoidleri araştırma ve ticarileştirme alanında uzmanlaşmış bir şirket. İngiltere'nin güneyinde gizli bir yerde tam bir dolaşım ağı kurdu bile. Son aşamadaki tıbbi ürünlerini geliştirene kadar marihuana tarımıyla uğraşıyorlar. Bu firma günlük 30 binden 60 bine kadar kenevir yetiştiriyor .

 Marihuana olgunlaştığında ise çeşitli işleme aşamalarına giriyor. Bu işlemler bütün dünyadaki normal halk için yasaklanmıştır.
Şaşırtıcı bir şekilde, GW Pharmaceuticals'ın güney İngiltere'nin gizli bir yerinde 6 serası var. Ve her serada, değişik türlerde kenevir bitkisi. 10000'er bitki ve bunlar klon (eşeysiz çoğalan) bitkiler. Yani üretimi standart hale getirmişler ve ürünleri Kanada'da onaylanmış durumda. MS hastalığını (doku setleşmesi) ve ilişkili olarak kas kasılmalarını ve ağrılarını tedavi ediyor.

Bu bir dil altı spreyi. Eğer çıkaracakları ürün sigara formunda olsaydı satış izni alma konusunda zorluklar çıkabileceğini düşünmüş olmalılar. Amerika'da da işler yeterince hızlı işliyor. Meme kanseri her yıl 41000'den fazla amerikalıyı öldürüyor. Bilim adamları San Fransisko laboratuvarında bu sayıyı azaltmak için çalışıyor. Ve bunu alışılmadık bir silah olan marihuanayla yapıyorlar .

Düşünüyorum da, şimdi şu olup bitenlere bakacak olursanız .
 Marihuana ve kannabinoidlerle ilgili çok miktarda önemli araştırmanın yapıldığını görürsünüz. Bu araştırmaların bazılarının giderlerini ilaç firmaları karşılıyor. Biliyoruz ki kenevirden çıkarılan bu bileşikler, hastalar için toksik değil. Öyle ki; zaten birçok hastalığın tedavisi için kullanıldı. Ama marihuanadan daha da fazla yarar sağlamak mümkündür. Bilim adamları, marihuananın içeriğindeki bileşiklerin prostat kanseri de dâhil bir çok kanser türü ile savaşaçak özellikte olduğunu belirtiyorlar. Bir sonra ki etap, hayvanlar üzerindeki deneyler. Daha sonra, klinik denemeler. Belki de birkaç yıl sonra. Kanserle olan savaşta marihuana yardımcı olacaktır.
Marihuanada 421 kimyevi bileşik bulunur. Bunların 60'a yakını, kannabinoidlerdir. Kannabinoidler, doğada başka hiçbir yerde bulunmayan benzersiz bir bileşik sınıfı. Antioksidan özellikleriyle rengarenk bu bitki, pratik olarak doğada hiçbir düşmana sahip değil. ve hatta böcek uzaklaştırıcı olarak bile kullanıldı. Bu bileşikler, her birimizde bulunan ve kendi deyimimle, beşikten mezara hepimizi idare eden, düzenleyen müthiş bir sistemle ilgili büyüleyici, benzersiz ve inanılmaz bir izge (birbiri ile ilgili düşünce ve nesneler dizisi) içerir. Bundan dolayı bu bileşikler anne sütü kadar gerekli .
 Marihuananın uğraştığı bir stres de günlük olarak radyasyonuna maruz kaldığı, güneşten gelen ultraviyole ışınlar. Bu durum kenevirde benzersiz bir korunma sistemi oluşturdu. Neden bu bitki psikoaktif olan THC maddesini üretti?
 Bunun sebebi ne?
 THC'nin kenevire büyük faydalar sağladığını düşünüyorum. Mesela bu bitki, ultraviyole ışınlara karşı son derece dayanıklı. Yani bu, ultraviyole ışınlardan korunmak için. Evet. Keneviri koruyan bu kimyevi elementin, insanı da kansere karşı koruması tamamen mümkün olabilir. Öyle ki; THC ve diğer kannabinoidler, organizmayı, serbest radikallerin sebep olduğu hastalıklardan temizler. Milyonlarca yıllık bir evrim içinde kannabinoid sistem bizi dengesizlikten koruyan bir yapıya dönüştü. Sağlığımızı gerekli olan seviyede tutuyor. Çevresel etkenlerden dolayı, özellikle artan hayat devamlılığı ile alakalı olarak doğal evrim ölçeğinde gücümüzün yetmediği şeylere çok hızlı adapte olmamız gerekir. Ama tüm kültürlü insanlar gibi, sağlıklı yiyecekler yiyebiliriz, toksinlerden kaçınabiliriz, ve kaçınılmaz olarak hayati önem taşıyan yağ asitleri ve kannabinoidler tüketebiliriz. Modern tıp ilaç paradigmasını baz alarak. her zaman dikkatini terapi yönünde yoğunlaştırdı. Mide bulantısı, kusma, iştah kaybı, depresyon, ağrılar, endişe ve huzursuzluk için bir ilaç aradı. Hücre zarına girecek enzimleri bloke edebilecek bir şey. Ve bu, altını çizmek isterim ki "ilaç" denen şey. Kalan herşey şarlatanlık olarak değerlendiriliyor. Böylece birçok imkanı barındıran şeyler insanlarda bir güvensizlik oluşturuyor.
Bilim adamlarının ilgisini çeken 4 kannabinoid bileşik bulunur. delta-9-tetrahidrokanabinol veya THC, marihuana içenlerde öfori hissi oluşturan temel bileşen.
THC, organizmanın endokanabinoid sistemini taklit ederek geniş bir dizi etki sağlar. Mikroskoba bakarak sanki golf topu formunu anımsatan parlak küreler görebilirsiniz. Bu oluşumlar, trichoma yani kenevirin çiçeklenme bezecikleri. Doğal olarak her türlü tedavi amaçlı kimyevi içeriğe sahipler.

Narkotikle mücadele yönetimi, onlarca yıldır marihuana hakkında yaptıkları negatif bilgilendirmeye rağmen, ilaç şirketlerinin THC'yi piyasaya sürebilmelerinin yolunu açmak için kendi resmi pzisyonlarını değiştirmeye çalışıyor. Bütün ulaşılabilir araştırmalar gösteriyor ki; marihuana sağlığımız için zararlıdır. Şimdiyse yönetim marihuananın tıbbi değerini kabul ediyor. Durmadan yasağın sebebinin dumandan gelen zarar dolayısıyla olduğunu açıklıyor. Artık legal olan tabletlerin durumu ne?
 Tablet formu sadece birkaç durumda legal: Kemoterapi sırasındaki mide bulantısı ve kusma, Aids hastalığı sırasındaki kilo kaybı ve de birkaç tür nöropatik ağrı durumunda.
Ama size söylemek istiyorum ki; bitki, bir bütün olarak benzersiz ve etkili. Doğal bitki dururken tek başına THC'yi tercih eden bir hastayla henüz karşılaşmadım. Böyle biriyle karşılaşmadım.
Kenevirdeki psikoaktif özelliği olmayan sakinleştirici bileşen. CBD bir çok fonksiyonunun yanında, iltihap önleyici ve ağrı kesici etkiye sahiptir. Diyabet, bakteriyel enfeksiyon ve zarar verici urlarla savaşmada yardımcıdır. Bu bileşen aynı zamanda sinirleri korur ve antipsikotik ve endişe azaltıcı etkiye sahiptir. CBD, tıb için son derece önemli bir öğe olarak gördüğümüz psikoaktif olmayan bir kannabinoiddir. iltihap önleyici bir araç olarak ondaki potansiyel bizi büyüledi. Ayrıca CBD'nin antipsikotik etkiye sahip olması da şaşırtıcı. Yani siz diyorsunuz ki; kannabidiol psikolojik problemlere iyi gelen bir ilaç olabilir. Bunda doğru olmayan taraf nedir?
 Kenevir kullanımını psikolojik hastalıklarla ilişkilendiren bu kadar yayına rağmen, marihuana ile psikozu iyi eden bir bağa sahibiz. Onlarca yıldır THC oranını arttırma amacıyla çeşitli şekillerde marihunana tarımı yapıldı. Bu, bitinin düşük dozda olsa bile, psikoaktif olarak maksimum etkide olmasını sağlıyor. Bu kapsamda diğer kannabinoidlerin oranı daha düşük seviyede kaldı. Halbuki oranı düşen diğer kannabinoidler de tıbbi açıdan çok büyük değer taşıyor. Bundan dolayı ben ve diğer bilim adamları yetiştiriciler ile kannabidiolu geri döndürmenin yolunu aradık. Çünkü kannabidiol, diğer kannabidioller (cannabigerol, cannabichromene) gibi antikanserojen özelliklere sahip.
THCV aslında güney afrika ve bazı Tayland türlerinde yüksek oranlarda mevcut. Yüksek orandaki THCV keyif halini daha çabuk veriyor ama devamlılığı daha az. Bu kimyevi bileşen ilerde tip 2 şeker hastalığını tedavi etmede faydalı olabilir. THCV koruyucu ve önleyici bir etkiyle zararlı tümörlerin karşısında. Cannabichromene - CBC, düşük seviyede bir cannabinoid. daha az araştıtılmış durumda. Bilim adamları antidepresan özelliklerinin olabileceğini tahmin ediyorlar. Ayrıca iltihap giderici etkisinin olabileceğini de düşünüyorlar. CBC, farkedilir bir şekilde lösemi ve meme kanseri sırasındaki tümörleri frenliyor.
Bütün bu keşifleri bilenler şu sorunun cevabını merak ediyor; Tüm ülkede tıbbi marihuananın serbest bırakılmasına engel olan şey nedir. Legalize edilmesini sadece doktorlar istemiyor .
Eğer 101. otoyolda marihuana ile gidiyor olsanız, ve biz de sizi önemsiz bir sebeple dudurmuş ve ot kokusu almış olsak, Devletin verdiği izin belgesini kolayca çıkartıp gösterebilirdiniz. Bu polis için çok faydalı olurdu. Sonra bu, Kaliforniya manzarası için normal bir görüntü durumunda gelirdi .
 Marihuana kullanan halk için ilk tıbbi marihuana dükkanları Oregon eyaletinde de açılmaya başladı. Şimdi bir kanabis Cafe'deyiz. Bu yer, kart sahiplerinin buluşabilecekleri ve tedavilerini toplumun görüş alanı içerisinde sürdürebilecekleri bir yer. Bana 5. derecede kandser hastaları geliyor. Aids için güçlü ilaçlar kullanmış insanlar geliyor ki bu ilaçlar organlarınızı ve diğer kalan şeylerinizi basitçe öldürür. hepsi ölümleri için hazırdı. Aileleri vedalaşmak için hazırdılar. Ama daha sonra tıbbi marihuana kullanmaya başladılar ve iştahları yerine geldi. Kullandıkalrı bazı ağır kimyevi ilaçarı bıraktılar. Burada, Portland'daki kliniklerde muayene olanlar bana sık sık telefon ediyor. 4-6 saatlik bir süreçten geçmişler. İlaçlarını kullanabilecek bir yer arıyorlar. Bunu boş bir parkta arabalarının arka koltuğunda yapmak durumuna kalmışlar. Bu, tehlikesiz bir şey. Bu Cafe'yi niye açtık, onlar için, kendimimiz için, ilaçlarını kendileri gibi olan insanlarla birlikte, sosyalleşerek kullanabilecekleri uygun bir yer. Biz sosyal varlıklarız ve bunda yanlış olan hiç bir şey yok. Ama devlet düzeyinde hala eskiden kalma bakış açısı tutuluyor. Bu, legalizasyonla alakalı bazıları tarafından önerilebilecek, Meksika'dan gelen narkotrafik dalgasını azaltabilecek daha etkili başka bir görüş yok mu?
 Meksika'dan olan göç problemlerini azaltabilecek bir görüş. Böyle bir konuyu hiç incelediniz mi?
 Bana öyle geliyor ki; bu problemin çözümü hakkında düşünen herkes, bunun karşısında olurdu. Yakınlarını kaybetmiş çok fazla insan, anne-baba ve diğerleri, Legaşizasyon hakkında cevap vermeye hazır. Bana, marihuana yünzünden çocuklarını kaybeden birini gösterin. Yapamam. Aynen. Yapamazsınız çünkü buna benzer bir şey olmadı. Harry Anslinger'in zamanından bu yana Amerika'da hiç bir şey değişmemiş: katı uyuştutucu pazarında afro-amerikanlar cirit atıyor. Ama onlar latin amerikalıları içeri attılar. Bu bir etnik probleme dönüştü. Gerçek anlamda amerikalıların kütürüne ve hayatına zarar veren meth, crack, kokain, eroin gibi narkotiklerle savaşa, ilk sıralarda yer vereceğimiz bir zaman gelecek mi?
 Marihuanayı ilaç olarak kullanamayacağımız gibi bir şey söylenemez. ama bir bitki olarak, onun kalitesi, temizliği, gücü, güvenilirliği sebebiyle kontrol altına almak mümkün değil. Ve yine bu sebeple yeniden ilaç piyasasına girme şansı da çok az. En zorunun, marihuanayı kontrol altında tutulan maddeler listesinden çıkarmak için kongreyi ikna etmek olacağını düşünüyorum. Hala orada olması gerçekten saçmalık. Muazzam bir tıbbi değeri var, bağımlılık yapmıyor, Farkedilir bırakma sendromları bulunmuyor ve kesinlikle toplum için zararlı değil.





Bir dönüm noktası geleceğine inanıyorum. Halk yasaları değiştirmek için hazır olduğunda, insanların marihuana kullanmasına izin verilecektir. Hasta insanlar üzerinden daha fazla savaş olmasın. Nedir bu ot?


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar