WİKİLEAKS, CIA VE RECORDED FUTURE. . .
02. 08.
2010 CEYDA KARAN
ceyda. karan@radikal. com. tr
ceyda. karan@radikal. com. tr
Geçen haftanın en enteresan iki haberinden
ilki, 30'larında insanların internette
kurduğu. . .
WikiLeaks,
CIA ve Recorded Future. . . Belli tarihlerde belli kodlarla tarama yapan
Recorded Future, internetteki
iletişim ağını saptıyor.
Geçen haftanın en enteresan iki haberinden
ilki, 30’larında insanların internette
kurduğu WikiLeaks grubunun ‘Afganistan Savaş Günlükleri’ başlığıyla
açıkladıkları belgelerdi. İkincisi ise
önde gelen arama motoru Google’un yatırım kolu Google Ventures ile CIA’in
yatırım kolu In-Q-Tel’in ‘Recorded Future’ adlı bir şirkete yaptıkları yatırıma
dair. İki vakıa da günlük yaşamımızda
payı her gün artan sanal âlemin gidişatına dair insanı derin düşüncelere sevk
edecek cinsten. . .
Atlamış olanlar için WikiLeaks olayını özet
geçeceğim, zira haber genişçe
çıktı. Lakin Recorded Future milletçe bu
işlere ‘meraksız’ olmamızdan mıdır,
nedir, küçük ve yetersiz
çevirilerle geçiştirildi.
Sızıntılarda
öngörülemeyecek ne var ki?
WikiLeaks,
Afganistan işgalinde 2004-2009 yıllarına ait ‘çok gizli’ statüsündeki 93
bin belgeden 74 bin kadarını New York Times,
Guardian ve Der Spiegel’e de sunup onların verdiği linkler eşliğinde
manşetlere çıkmayı başardı. Peki ne
vardı belgelerde? ABD ve NATO güçlerinin Afganistan’daki sivil katliamları;
Taliban’ın yenilmesinin ‘imkânsızlığına’ dair raporlar; Pakistan
istihbaratının bölgede ‘daimi oyuncu’ gördüğü Taliban’la derin işbirliği;
ABD’nin Taliban liderlerine suikast için gizli birlik kurması. . . Sızdırma,
Vietnam Savaşı’nın sonunu getiren ‘Pentagon Papers’la kıyaslanır oldu
olmasına da bütün bunlarda pek bilinmeyen,
öngörülemeyecek bir şey de yok.
Bu işe kızan ABD Genelkurmay Başkanı Mike Mullen, Wikileaks’in Avustralyalı kurucusu Julian
Assange’a, Amerikan askerleri ve
işbirlikçi Afgan sivillerin ölümüne yol açabilecekleri iddiasıyla ‘Elinizde
kan var’ ithamı dahi getirdi.
Gelgelelim New York Times muhabirleri Mark Mazetti ve Eric Schmitt, belgelerin yayımı öncesi zaten Beyaz Saray’a
gidip yönetime brifing vermiş,
yayımlayacaklarını bir güzel anlatmış ve sorumlu davranıp ‘ulusal
güvenliğe’ halel getirmedikleri için ‘takdir’ de toplamış. Yani konvansiyonel medyanın refleksleri
‘bildiğiniz gibi’. Dikkat çekici
olan, dünyadaki ‘yeni medyanın’
tezahürü WikiLeaks. Sorulması gereken
geleneksel soru elbette ‘Onlara bu belgeleri kimin, hangi amaçla sızdırdığı’. . .
Semantik arama. . .
İkinci gelişme internetin giderek bilginin
‘tek kaynağına’ dönüştüğü bir dünyada,
çok daha düşündürücü yanlar içeriyor.
Google’ın daha önce CIA ile işbirliklerini ve kişisel bilgi
mahremiyetine dair aldığı eleştirileri biliyorduk. Fakat Noah Shachtman’ın 28 Temmuz’da Wired
dergisinde çıkan haberi, bize CIA’in Google’la
ortaklaşa ‘RECORDED FUTURE’ (KAYITLI GELECEK) adında 16 kişinin
çalıştığı küçük bir şirkete 10’ar milyon dolar yatırdığını müjdeledi. Google,
‘semantik search’ü (semantik arama) kullanıp siteler arasında
kalite sıralamasına göre sonuçları döktüğünden hiçbir arama motoru eline su
dökemiyor. Google, normalde siteler arasındaki haberleşme
derecesini birkaç ayda bir güncellerken,
Recorded Future bunu her an yapabiliyor. Bu şirket insanların internet
faaliyetlerini, aralarındaki
bağlantıları on binlerce site,
blog, twitter hesabını hallaç
pamuğu gibi atarak ortaya dökebiliyor. Herhangi
bir vakıadaki kişilerin, olayın
nerede, ne vakit gerçekleştiği ve
bittiğine (uzamsal ve geçici analiz) ve metinlerdeki tona (dil bilgisinden yola
çıkarak yapılan hissiyat analizi) bakılıyor.
Veriler arasındaki bağlantılar didiklenerek istihbarat algoritmaları
kuruluyor. Ve gelecek öngörülerinde
bulunuluyor.
Olaydan bahsettiğimde heyecanlanan Radikal
Dış Haberler’deki ‘internet ve teknoloji gurum’ Osman Kaytazoğlu, hemen Recorded Future’un örnek istihbarat
çalışmalarını bulup çıkarttı. Birisi
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in Hizbullah’ın elinde Tel Aviv’i vurabilecek
Scud füzeleri bulunduğu iddiasıyla ilgili. . .
Recorded Future, Peres’in
iddiasından bir ay öncesini temel alıp interneti taramış. Hizbullah lideri Nasrallah, Tel Aviv,
Ben Gurion Havaalanı, Peres, Scud gibi kodlar girilmiş. Bu kodlar değiştirilerek yeniden ve yeniden
tarama yapılıp belirli bir sürede siteler arasındaki haberleşmeler, link vermeler, kullanılan üslup izlenmiş. Sonuç: ‘Hizbullah Tel Aviv’deki Ben Gurion
havaalanını tehdit ediyor. Burayı ancak
Scud füzesiyle vurabilir’. Yani
Peres’i teyit ediyorlar. . .
Gelecek öngörüsü örnek çalışması ise
Somali’deki İslamcı Şebab hareketinden.
Daha önce Fransız barış gücü askerlerine saldırıdan hareketle bir analiz
yapan Recorded Future, Şebab’ın bir
sonraki hedefinin bir Amerikalı barış gücü askeri olduğunu buluyor!
Osman’ın esprisi şu oldu: “12 aylık
yazılarını çıkarıp Ceyda Karan’ın sonraki yazısında hangi konuyu işleyeceğini
de bulabilirler!” İşte buna pes denir!
Doğrusu bütün bunlar hem heyecan
verici, hem de ürkütücü geldi bana. Zira sizi bilmem, ama benim yaşamaktan memnun olacağım, Lübnan’da Hizbullah’ın İsrail’le
saldırı/misilleme sarmalından çıkacağı; Somali’de Amerikalıların öldürülmesine
gerek kalmayacağı bir zihniyetin hâkim olacağı bir dünya. . .
Kaynak:
http://www. radikal. com. tr/Radikal. aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1011331
http://www. radikal. com. tr/Radikal. aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1011331
Okuyucuların ilgisini çekmeyen, Türk
toplumunu enterese etmeyen enteresan ve çarpıcı bir yazı sn. Mert’ten. Ancak
yazarın da bu konularda fazla bir bilgi birikimine sahip olmadığı
anlaşılmaktadır. Zaten yazar da toplumun bu işlere meraksız olduğunu belirterek
çok doğru bir teşhiste bulunmuştur. . WikiLeaks’ın adı geçen basın
kuruluşlarına verdiği belgeler 2009 yılına kadar gizli belgeler adı altında
iken, Beyaz saray ve CİA’nın isteği üzerine 2009 sonrası açıklanmıştır. Yani
belgelerin bir gizliliği kalmamıştır. Yazarın belirttiği New York Times
muhabirleri Mazetti ve Schmitt ellerinde olduklarını iddia ettikleri belgeler
hakkında Beyaz Saray yönetimine brifing vermeleri basit bir oyunun bir parçası
idi. B. Saray’ın ekonomi başkanı Larry Summers ve üst düzey yetkililerin
düzenlediği bir oyun. Hele Google’un eski genel politika şefi Andrew
McLaughlin’in Beyaz Saray yardımcısı olduğunu da belirtirsek üçgeni
tamamlamış oluruz. Açık kaynak istihbari bilgiler daima medyanın ilgi odağı
olmuşlardır. Bu medyaya bilerek sızdırılan bilgiler görünür teknoloji adı
altında web sitelerinde yayınlanır. Tüm bu bilgiler ışığında yazılan yorumlar,
yanlı veya yansız görüşler bir saat gibi kısa bir zaman dilimi içinde
milyonlarca kez taranır’ Sn Mert’in belirttiği ‘Recorded Future’ yeni
bir şey değil. Bu yıllardır var olan ancak bilinmeyen yüksek hızlı bir arama
ve bilgileri istifleme motorudur. Kurucusu ve CEO’su Christopher Ahlberg’dir. .
. Bu arama motoru veriler arasındaki bağlantıları kurarak geleceği görebiliyor’
Bazılarına inanılmaz gelebilir ancak, 2010’un Nostradamus’u diyebileceğimiz
bu öngörüler her zaman gerçek çıkmışlardır. Gerçi bilmek gerçeği değiştirmez.
Belki de o bilinen gerçekleri değiştirme gücüne de sahip değiliz (şimdilik)
ama, en azından gerçekleri doğru yere, doğru bir şekilde haykırabiliriz. Bu da
insanın dışarıyı, dünyayı, hayatı nasıl algıladığı ve algıladıklarını kabul
edip sindirilmesi ile ilgilidir. İnsanın öğrendiği her şeyi bilinçaltına kabul
ettirmesi gerekmektedir. Eğer bilinçaltı yeteri erginlikte değilse dış
dünyadaki olayları olduğu gibi değil kendi korku ya da arzularına uyumlu halde
bilinçaltının istediği şekilde bilincini yönlendirerek kabul edecektir. . Hele
bir de kişi, işinin ehli olmayan sorumsuz kişilerin iktidarda olduğu bir ülkede
yaşıyorsa. ((örneğin iyi niyetli bir gülümsemeyi cinsel davetiye saymak, ya da
kendisi ile ilgili olmayan kızgın bir bakışı tehdit olarak algılamak, ya da
herhangi bir bilimsel gerçeği, korkularından
dolayı kafirlik ve yalancılıkla suçlamak gibi ))’O nedenle bu saate kadar
böylesi çarpıcı ve enteresan bir yazıya sadece 2 yorum yapılmış olması (o da
suçlama) bilimsel gerçeklerin bilinçaltında kabul edilmediğinin göstergesidir’
Cumhurbaşkanımız Peres’in 21 mart tarihindeki Hizbullah ve Hamas’ın elindeki
‘SCUD’ füzelerinin sayısını vererek yaptığı açıklama, zaten İsrail’de çok
geçerli olan ‘Recorded Future’ , sisteminden elde edilmiştir. . Bu sistemin
mucidi olan İsrail’li bilim adamları bu teknolojiyi geliştirerek bir adım ileri
gitmişlerdir. Geleceği sezinleyen kişilerin en ünlüsü 1. 500 ‘lü yıllarda
yaşayan Doktor Michele de Nostradamus’un gerçek kehanetlerine nasıl
ulaştığı tarafımızdan bugün bilinmektedir.
Kendi ölümünü bile bir gece öncesinden bilen Nostradamus’un İspanya İç
savaşını, Enver Sedat’ın suikasta kurban
gideceğini, Sovyet devrimini, Hiroşima’ya atılan atom bombasını 1500’Ierde
yazdığı üzere bilmesi, bizlere artık çok
şaşırtıcı gelmemektedir. Geleceğe
ilişkin kehanetlerini bugün okumak ise adeta bir tarih kitabını okumaya
benzemektedir. . Dikkat edilmesi gereken tek konu, cümle kuruluşlarında geçmiş zaman
yerine, gelecek zamanın kullanılmış
olmasıdır. Kraliçe Marie Antoinette ve
Angouleme Düşesi’nin Temple zindanındaki hali, Türkiye’de Cumhuriyet’in
kuruluşu ve Mısır’ın kaybedilişi, Hitler’in iktidara gelişi, Sovyetlerin
Afganistan’ı işgali, Çernobil nükleer santral kazası, SSCB ve ABD arasındaki
barış görüşmeleri, 1719 devrimi ve SSCB’nin kuruluşu hakkında Nostradamus’un
iddiaları gerçekleşince ‘kahin’ olarak görülmüş idi. Oysa, bugün Nostradamus’un
kahin değil bir bilim adamı ve kayıtlı gelecek hakkında ön görüleri olduğunu
söylersek yanılgıya düşmeyiz’.
Sn. Osman Kaytazoğlu’nun espri olarak
algılanan ‘12 aylık yazılarını çıkarıp Ceyda Karan’ın sonraki yazısında hangi
konuyu işleyeceği de bulunabilir’ söylemi espri değil, gerçeğin ta kendisidir’
Size de hiç ürkütücü gelmesin Sn. Karan. . Ürkmesi gereken kötüler zaten
kendilerini bilirler. Unutmamanız gerekenin’. Kötüye yapılan iyiliğin onu daha
cüretkar yaptığını ve sizin korkak olduğunuzu düşünmesine yol açacağıdır. .
(shalom).
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar